Dövüşçü – The Fighter

THE FIGHTER
DÖVÜŞÇÜ 11 ŞUBAT 2011

Yönetmen: David O. Russell, Yapımcı: Dorothy Aufiero, David Hoberman, Todd Lieberman, Paul Tamasy Görüntü Yönetmeni: Hoyte Van Hoytema Senaryo: Paul Attanasio & Lewis Colick
Türü: Dram Oyuncular: Christian Bale, Mark Wahlberg, Amy Adams, Melissa Leo
Dicky Ecklund (Christian Bale) zamanın efsane boksörlerindendir. Ancak yeteneğini boşa harcamış ve gözden düşmüştür. Micky Ward (Mark Wahlberg) Dicky’nin daha yolun başında olan üvey kardeşidir. Tüm hayatını abisinin gölgesinde geçirmiştir.
Bir zamanlar “Lowell’in Gururu” olan Dicky, Sugar Ray Leonard ile olan maçı kaybettikten sonra zor zamanlar yaşamış ve teselliyi uyuşturucuda aramıştır. Bu arada küçük kardeşi Micky ailenin boksörü olmuştur. Ancak ne kadar çalışırsa çalışsın ardı ardına dövüşler kaybetmektedir. Annesi Micky’nin kariyerini yönetirken üvey abisi de onun boks eğitimiyle ilgilenmeye çalışmaktadır. Son dövüşünde neredeyse canından olacak olan Mickey, yeni kız arkadaşının tavsiyesine uyar ve ailesiyle bağlarını koparır. Böylece uyuşturucu bağımlısı üvey abisi olmadan kendi çalışmaya başlar. Dünya Şampiyonası’nda bir şans yakaladığında sorunlu ailesi yeniden hayatına girer. Ancak bu sefer gerçek anlamda bir aile olabilmeyi başarmaları gerekmektedir. “Dövüşçü – The Fighter” yazısını okumaya devam et

Ayin – The Rite

AYİN “The Rite”

“Aziz Başmelek Mikail’in ana görevi olan, Şeytan’a karşı sürdürülen savaş, bugün hâlâ devam ediyor; çünkü Şeytan hâlâ sağ ve dünyada faaliyetlerine devam ediyor.”
~Papa II. John Paul

“The Rite/Ayin” Şeytan’ın Dünya üzerindeki en kutsal yerlere bile ulaşabildiğini ortaya çıkaran doğaüstü bir gerilim.
Gerçek olaylardan esinlenen film, çok tartışılan şeytan çıkarma uygulaması ve kendi inancı hakkında şüphe duymasına rağmen şeytan çıkarma ayinlerini incelemesi için Vatikan’a gönderilen ilahiyat fakültesi öğrencisi Michael Kovak’ın (Colin O’Donoghue) öyküsünü anlatıyor. Şüpheciliğini bir zırh gibi kuşanan Michael, ele geçirilme vakalarının ardında iblisleri değil, psikiyatrik öğeleri aramaları konusunda üstlerine meydan okur.
Ancak alışılmışın dışında yöntemler uygulaması ve yaptığı binlerce şeytan çıkarma ayini ile tanınan Peder Lucas’ın (Anthony Hopkins) yanına gönderildiğinde, Michael’ın zırhı çatlamaya başlar. Peder Lucas’ın bile becerilerinin yetersiz kaldığı bir vakayla karıştığında, açıklayamadığı veya denetleyemediği bir olaya ve inandığı her şeyi sorgulamasına neden olacak kadar şiddetli ve korkutucu bir kötülüğe tanık olur. “Ayin – The Rite” yazısını okumaya devam et

İncir Reçeli

İNCİR REÇELİ

Aytaç Ağırlar’ın ilk uzun metraj filmi ‘İNCİR REÇELİ’ 11 Şubat 2011 de vizyona giriyor.

Kültür Bakanlığı tarafından desteklenen filmin başrollerini Sezai Paracıkoğlu, Melike Güner, Sinan Çalışkanoğlu, Barbara Lourens ve Selim Akgül oynuyor.

“Ölümsüz Bir Aşk” ın anlatıldığı filmin senaryosu da Aytaç Ağırlar’a ait.

Konu:

Televizyon kanallarına skeç yazarak geçimini sağlayan Metin’in en büyük hayali, yazdığı senaryolardan birinin filme çekilmesidir. Ancak senaryoları yapımcılar tarafından sürekli geri çevrilen Metin, yine umudunun kırıldığı bir akşam gittiği barda Duygu ile karşılaşır. Metin ayakta duramayacak kadar sarhoş olan bu kıza evini açar, ertesi sabah uyandığında kısacık bir not bırakan Duygu çoktan gitmiştir.

Günler sonra aynı barda yine karşılaşırlar ve Duygu yine Metin’e misafir olur. Bu günden sonra Duygu sık sık Metin’de kalır.Metin adından başka hakkında hiçbir şey bilmediği bu kıza aşık olmuştur. Duygu istediği zaman gelip Metin’de kalmakta, çoğu zaman da haber bile vermeden sadece notlar bırakarak ortadan kaybolmaktadır. Metin telefon numarasını bile bilmediği Duygu’nun hayatındaki sırrı merak eder ve bir gün onu takip eder. Bu takibin sonunda öğrendikleri, ölümsüz bir aşkın başlangıcı olacaktır. “İncir Reçeli” yazısını okumaya devam et

Sanctum

Sanctum

Yapım Notları

Üç Oscar® ödüllü yönetici yapımcı JAMES CAMERON’ın (Avatar, Titanic) yönetici yapımcılığını üstlendiği, 3 boyutlu sualtı macera filmi Sanctum, dünyanın en büyük, en güzel ve ulaşılması en güç mağara sistemlerindeki tehlikelerle dolu bir keşif gezisi yapan bir sualtı mağara keşif ekibinin öyküsünü anlatmaktadır. Bir tropik fırtına, ekibi yeraltı mağaralarının derinliklerine sürükleyince, bir yandan azgın sularla, ölümcül yeraltı şekilleriyle ve ellerini ayaklarını birbirine dolayan panikle boğuşurken, bir yandan da denize ulaşacak, henüz bilmedikleri bir çıkış yolunu aramaktadırlar.
Tecrübeli dalgıç Frank McGuire (Moulin Rouge!, Görevimiz Tehlike – II filmlerinde de oynayan RICHARD ROXBURGH), Güney Pasifik’te yer alan Esa’ala mağaralarını aylardır araştırmakta ve keşfetmektedir. Ani bir su baskınıyla çıkış yolu kapanınca, Frank’in ana ekibi – 17 yaşındaki oğlu Josh (Siyah Balon, Broken Hill’de oynayan RHYS WAKEFIELD) ve finansörü Carl Hurley (Fantastik Dörtlü serisinde ve W. filmlerinde oynayan IOAN GRUFFEDD) de ekiptedir – planlarını kökten değiştirmek zorunda kalır. “Sanctum” yazısını okumaya devam et

Aşk Tesadüfleri Sever

AŞK TESADÜFLERİ SEVER

FİLMİN ÖYKÜSÜ

“Var olmak tesadüf değilse, Aşk tesadüf olabilir mi? “
Yıl 1977, Ankara’ da bir Eylül sabahı… Hamile karısı Neriman’ı hastaneye yetiştirmeye çalışan Yılmaz Bey’ in kullandığı araba, Ömer Bey’ in arabasına çarpar. Bu çarpışma Ömer Bey’in arka koltukta oturan hamile karısı İnci’nin erken doğum yapmasına neden olur. İki bebek aynı gün dünyaya gelirler. İlk kez birbirlerini görür gözleri…
Bu kaza Özgür ve Deniz’i bir araya getiren tesadüflerin başlangıcı olur. Bundan sonra yolları, çocukluk yılları ve ilk gençlik yılları boyunca Ankara’da bir kaç kez daha kesişir. Her kesişme onların hayatında büyük değişikliklere sebep olur. Birbirlerinin çocukluk aşkı olurlar, ya da ilk kalp kırıklığı… Ama onun da ötesinde, her temasları hayatlarının rotasını değiştirir. Sadece onların değil, ailelerinin de… Bazen felaketlere, bazen mucizelere neden olurlar birbirlerinin hayatlarında. Ancak hiçbir zaman bir arada olamazlar. Onları bir araya getiren şey her neyse, aralarına şeffaf bir duvar örmeyi de başarır her seferinde. Ta ki 25 sene sonra, İstanbul’da yolları kesişene kadar… “Aşk Tesadüfleri Sever” yazısını okumaya devam et