Büyükler – Grown Ups

BÜYÜKLER / “GROWN UPS”

Yapım Bilgileri

Adam Sandler, Kevin James, Chris Rock, David Spade ve Rob Schneider’ın başrollerde olduğu Büyükler/Grown Ups, küçükken iyi arkadaş olan ve Dört Temmuz hafta sonu için aileleriyle birlikte otuz yıldan beri ilk kez bir araya gelen beş erkek hakkında dur durak bilmeyen bir komedi. Kaldıkları yerden arkadaşlıklarına devam eden bu beş kişi, ilerleyen yaşın büyümek anlamına gelmediğini keşfederler.

Columbia Pictures, Relativity Media işbirliğiyle bir Happy Madison yapımı olan Dennis Dugan filmi Büyükler/Grown Ups’i sunar. Filmin başrollerinde Adam Sandler, Kevin James, Chris Rock, David Spade, Rob Schneider, Salma Hayek, Maria Bello ve Maya Rudolph var. Yönetmen  Dennis Dugan. Yapımcılar Adam Sandler ve Jack Giarraputo. Senaryo yazarları Adam Sandler & Fred Wolf. Yürütücü Yapımcılar Barry Bernardi, Tim Herlihy, Allen Covert ve Steve Koren.  Görüntü Yönetmeni Theo Van de Sande, ASC.  Prodüksiyon Tasarımcısı Perry Andelin Blake.  Editör Tom Costain.  Kıyafet Tasarımcısı Ellen Lutter.  Müzikler Rupert Gregson-Williams.  Müzik Süpervizörleri Michael Dilbeck, Brooks Arthur ve Kevin Grady. 

FİLM HAKKINDA

Adam Sandler, Kevin James, Chris Rock, David Spade ve Rob Schneider, otuz yıldan sonra tekrar bir araya gelerek birbirlerinin aileleriyle ilk kez karşılaşan beş çocukluk arkadaşının öyküsünü anlatan Büyükler/Grown Ups’in yıldız komedyen kadrosunu oluşturuyor. Çok sevdikleri eski basketbol koçları ölünce, yaz aylarını yıllar önce şampiyonluk kutlamalarını yaptıkları göl evinde geçirmek için büyüdükleri kasabaya dönerler.

Sandler’ın fikir babalığını yaptığı, kendisinin ve ailesinin hayatta önemli olan şeyler konusunda bakış açısını kaybettiğini hisseden bir adam olan baş karakter, beklenmedik şekilde büyüdüğü kasabaya dönmesi gerektiğinde, bunu köklerine dönmek ve ailesini yola sokmak için bir fırsat olarak görür. Bunu yapması için, bir göl evi kiralar ve Dört Temmuz haftasında kalmaları için eski arkadaşlarını ve onların ailelerini davet eder.

Yönetmen Dennis Dugan “Proje tümüyle çok cazipti,” diyor. “Gerçek hayatta arkadaş olan bu grup bir araya gelerek, yazın göl evinde bir araya gelen arkadaşlar hakkında bir film yapıyor. Bu acı-tatlı bir buluşma; çünkü karakterlerin koçu ölmüş; ama birbirlerini gördükleri için de mutlular. Hayatlarındaki bir geçiş anında, birbirlerinin aileleriyle—kendileri, eşleri, kız arkadaşları, çocukları ve köpekleri—tanışıyorlar.”

Öyküde yatan şirinlik, yıldızlar kadrosunun bir araya gelmesinde önemli rol oynadı. Rob Schneider, “Adam, Fred Wolf’la birlikte gerçekten çok iyi bir senaryo yazdı,” diyor. “Çok komik ve çok ilginç karakterler barındırıyor. Dennis gerçekçi olmamız için bizi teşvik etti—kendinizi verin, karakterle oynayın ve bunu doğal bir performans haline getirin.”

Maya Rudolph şunları söylüyor: “Bu filmde bir sürü komik insan var ama bu filmde sadece komik insanlar yok. Bu, gerçekten eski dostların canlandırdığı eski dostlar hakkında bir film. Aralarındaki geçmişin karakterlerinin ilişkilerine yansıdığını görebiliyorsunuz.”

Sandler ve Fred Wolf senaryoyu bitirdiğinde, ekibi toparlamak zor olmadı. Dugan, “Adam’ın fikri, herkesin ailelerini getirmesi ve hepimizin göl evinde güzel bir yaz geçirmemizdi,” diye hatırlıyor. Bu, hayatımda geçirdiğim en güzel yazlardan biriydi. Çünkü herkes herkesi çok iyi tanıyordu; harika bir partiye katılmak gibiydi. Adam, bu atmosferin filme yansımasını çok istiyordu.”

Salma Hayek, “Adam hepimiz için özel bir şey yarattı,” diye belirtiyor.  “Çocuklarımız hemen hemen aynı yaştaydı, çoğunlukla kızdı ve hemen kaynaştılar. Tam bir aile ortamıydı—muhteşemdi.”

Prodüksiyon tasarımcısı Perry Andelin Blake, “Tüm filmde nostaljik bir his ve unsur olmasını istedik,” diyor. “Her şey daha sade bir zamana dönüyor. Film aileye, köklere dönüşü ve insanlarla beraber olmayı anlatıyor.”

Böylece, oyuncular arasında gerçek yaşamda var olan kimya, perdede canlandırdıkları karakterlere kusursuz biçimde yansıdı. Aslında, Büyükler/Grown Ups’in yıldızlarının birçoğu birbirlerini yıllardır tanıyordu. Rock, “Adamların çoğu ‘Saturday Night Live’ programında tanıştı. Adam’la 20 yıl kadar önce, New York’taki Comic Strip’te stand up yaparken tanıştım. Kulüpteki daha genç ve daha komik adamlar olduğumuzdan, hemen anlaştık. Spade’le ‘SNL’de tanıştım. Schneider’la ‘SNL’de tanıştım,” diye anlatıyor.

Schneider “‘SNL’ öyküleri anlatılmaya başlandığında, Kevin’in silikleşmeye başladığını gördüm sanki,” diye gülüyor. “Şaka bir yana, Kevin de bizimle aynı kumaştan. Stand-up komedi yapmış ve hayatta kalmış biri olarak, bizi anlıyor.”

Dugan “Komedyenler ya da komedi oyuncularıyla uzun süre takılırsanız, bazen gerçekten çok rekabetçi olabildiklerini görüyorsunuz: ‘ah, işte bir espri yaptı; şimdi benim daha iyi bir espri yapmam gerekiyor’” diyor. “Ama bu filmin seti çok rahattı; bunun nedeni bence kısmen Adam’ın herkesi bir araya getirmiş olmasıydı. Herkes harika bir tavır takınmıştı: ‘Doğaçlamaya başlayalım ve ne kadar eğlenebileceğimize bakalım.’”

Filmde, beş karakterin çocukken yerel bir şampiyonayı kazanmaya yetecek kadar doğal basketbol yeteneğine sahip olmaları gerekiyordu. Ancak, oyuncuların hemfikir olduğu gibi: Sadece Sandler ve James bu yeteneğe sahipti; Spade ve Schneider bir adım geriden, Rock ise en arkadan geliyordu. Spade, “Ben iyiyim– birkaç numaram var,” diyor. “Sandler içimizdeki en iyi baskebolcu, Kevin de bayağı iyi. Ben iyiyim, Schneider iyi… üzgünüm, Rock.”

Rock, “Ben sporcu değilim,” diye itiraf ediyor. “Oynayabiliyor muyum? Hayır. Gençken de oynayamazdım ama en azından o zamanlar çok oynardım, bu sayede katkıda bulunmanın yollarını bulurdum. Şimdi daha yaşlıyım ve gerçekten berbat durumdayım. Çok korkunç.”

Kasabada çocukların eski rakiplerinden biri olan ve orada kalıp bir aile kuran karakteri canlandıran Colin Quinn,  “Sandler ve ben en iyileriz. Bunu  böyle söyleyince yakınlık varmış gibi geliyor. Öyle bir şey yok. Diğerleri basketbolda berbat,” diyor. “Bunu anlatmanın başka bir yolu yok. Komedyenlerin sorunu, belki de iyi yanı bu—hepsinde inanılmaz bir güven var. Üst üste 50 isabetsiz atış yapıyorlar; ama siz bir atış kaçırdığınız anda dillerinden kurtulamıyorsunuz. Ama mesele değil—işler böyle yürüyor.”

Filmin kapanışındaki büyük basketbol rövanşı sahnesine hazırlık olarak oyuncuların basketbol becerileri üzerinde çalışması için, yapımcılar eski NBA oyuncusu Pooh Richardson’ı getirdi. Spade, “’Peki, o kadar da iyi olmamalıyız’ dedim ve Pooh’la birlikte koşturup eğleneceğimizi sandım,” diyor.  “Ama adam gelir gelmez bize hareket öğretmeye başladı. 45 derece dönüş, sektirmeli pas, etrafında dönmek, topu alttan geçirmek, ters turnike; ne varsa çalıştık. Eğlenceliydi—18 kadar hareket öğrendik. Daha iyiye gitmedik ama çok havalı görünüyorduk.”

Tüm yeteneklerin dengelenmesi ve filmin hayata geçirilmesi görevi, deneyimli bir Happy Madison emekçisi olan Dennis Dugan’a düşüyordu. Yönetmen, Adam’la yaptığım filmlerin sayısını çoktan kaçırdım,” diyor şakayla karışık. “Rob Schneider’la dört film, David Spade’le üç film, Chris Rock’la üç film yaptım; bu, Kevin James’le ikinci filmim.”

18 başrol oyuncusuna sahip bir filmi idare eden adam olmak kolay değil. İşte bir örnek: “Cenaze sahnesinin lojistiği,” diye anımsıyor Dugan. “Beş başkarakterin her birinin ön planda olduğu bir plan olmalıydı. Her bir karakter diğer karakterlerle karşılaşıyor. 600 civarında figüran var. İhtiyacınız olan planları ve yakın çekimleri elde etmek için aynı sahneyi altı gün boyunca tekrar tekrar çekerken herkesin moralini yüksek tutmanız gerekiyor. Bu sahne filmin başında, izleyici takip edeceği bu karakterleri tanırken yer aldığından, kurgu odasına gidip sahneyi nasıl daha kısa, daha eğlenceli ve daha canlı yapacağınızı bulmanız gerekiyor. Çılgıncaydı.”

ADAM SANDLER bir zamanlar çocukların lideri olan ve diğerlerini çocukça şeyler yapmaya ikna eden, büyüdüğünde ise tuttuğunu koparan bir Hollywood menajeri olmuş Lenny Feder’ı canlandırıyor.

Sandler prodüksiyon başlamadan önce yıldızların arasında sağlıksız bir üstünlük mücadelesi olacağından endişe duyuyor muydu? “Hayr, hayır,” diyor. “Belki 20’li yaşlarımızda rekabet güdebilirdik ama 40’lı yaşlarda birlikte bir film çekmemizin güzelliği, rekabet olmaması”

Adam Sandler ve Dennis Dugan pek çok kez birlikte çalıştılar ve işbirliğinin tadını çıkardılar. Dugan, “Çok eğlenceli ve zorlayıcı,” diye itiraf ediyor. “Adam’la tanışana kadar dünya üzerinde en çok çalışan kişi olduğumu sanırdım ama sonra ikinci olduğumu anladım. Şunun gibi–Adam filmi tasarladı, senaryoda ortak yazarlık yaptı, başrol oynadı ve yapımcılığını üstlendi, yani epey sıkı çalıştı. Adam çok zorlayıcı biri—daima taze, yeni ve yaratıcı bir iş çıkarmanızı istiyor.”

KEVIN JAMES, karakteri Eric Lamonsoff’u “Olduğundan biraz daha iyiymiş gibi davranan ama arkadaşlarının yanında buna ihtiyaç duymayan, temelde iyi bir insan,” olarak tanımlıyor. “Kendi gibi olabileceğini ve arkadaşlarının ona yardım edeceğini hatırlıyor.”

James, beş başrol oyuncusu arasında “SNL” kadrosunda yer almamış tek kişiydi ama hiç sıkıntı çekmedi. “Bu, çalışırken geçirdiğim en güzel vakitti,” diyor. “Çok doğaldı. Çok iyi arkadaşız ve bu da filme yansıyor,” diyor.

James , “Bu adamlar birer ikon,” diyor.  “Her gün gülüyor ve çok iyi zaman geçiriyordum. Daima saygı duyduğunuz ve güvendiğiniz komedyenlerle çalışmak istersiniz—onları güldürebilirseniz, ‘Eh, o halde bu espri komik, buna güvenebilirim’ dersiniz.”

CHRIS ROCK, Kurt McKenzie’yi canlandırıyor.  “O bir ev erkeği. Evde kalıp çocuklara bakıyor,” diyor.

Rock, kamera arkasında komedyenlerin perdedeki karakterlerine çok benzer şekilde davrandıklarını söylüyor. “Çekim yapmadığımız her an, birbirimiz hakkında korkunç şeyler söylüyorduk. Çoğu insanın kaldıramayacağı şeyler. Komedyenler daha kalın bir deriye sahip.”

Yine de Rock için, arkadaşlarının yanında komik olmak doğal geliyor. “Komik geliyor ama stand-up gösterimi yazarken bile durum böyle. 20.000 kişiye gösteri yapabiliyorum ama esprilerimi arkadaşlarımın gülmesi için yazıyorum.”

DAVID SPADE, Marcus Higgins’i canlandırıyor.  “Biraz kadın düşkünü ve kızlarla flört etmeyi seven biri,” diye açıklıyor Spade. “Diğer karakterlerin hepsi evli olduğundan, grubu karıştırmayı seviyor.”

Spade, canlandırdığı karakterin, diğer dört ana karaktere zıt bir bağlantı noktası oluşturduğuna dikkat çekiyor. “Diğer dördü onu kıskanıyorlar çünkü bir eşle ve çocuklarla uğraşmak zorunda değil, istediği kadınla beraber olabilir. Ama 20 yaşındayken güzel olan  bir şey, 40 yaşında o kadar da güzel gelmiyor ve Marcus, arkadaşlarının sahip oldukları şeyleri kıskanıyor.”

Spade bu filme dahil olmasının nedenini şöyle itiraf ediyor: “Çünkü şanslıyım. Hâlâ Adam’la arkadaş olduğum ve birlikte takıldığımızda eğlendiğimiz için şanslıyım. Tıpkı bu adamlar gibi komediyi sevdiğim için şanslıyım. Bu çok eğlenceliydi.”

“Her birimizin biraz farklı bir mizah anlayışı var,” diyor Spade. “Bu adamların hepsi çok komik ama benim yapamadığım bir şeye sahip oldukları için onlara saygı duyuyorum. Örneğin Kevin James benim yapamadığım bir hareket yapıyor ve onu izlemek çok eğlenceli. Chris Rock kesinlikle kendine has biri. Hepimizin benzer esprileri var ama bu esprileri verme tarzı herkesi farklı kılıyor.”

Spade, Sandler’la yıllardır birlikte çalışmalarına rağmen, ilk kez bir filmde birlikte rol aldıklarını söylüyor. “Joe Dirt, Dickie Roberts, Benchwarmers, Rules of Engagement”  gibi pek çok filmde yer aldı. Yani, benim menajerim gibi. Bana her zaman iyi davrandı. Birlikte bir filmde yer alacağımızı hiç düşünmüyordum, benim için sorun değildi—böyle bir şeyin olmayacağını sanıyordum—ama bu film için beni istediğini söylemesi çok güzeldi.”

ROB SCHNEIDER, canlandırdığı karakter olan Rob Hilliard’ın normal bir adam olduğunu söylüyor ama şunu da itiraf etmeden geçemiyor, “Karakterim, hayattaki duygusal sorunlarından kaçınmak için belli şeyleri saplantı haline getirmiş. Herkese öğüt veriyor ama hiçbirini kendi hayatına uygulamıyor.”

“Arkadaşlarınızın yanınızda olması güzel bir şey çünkü birbirinizi anlıyorsunuz,” diyor Schneider.  “Adam istediği herkesle çalışabilir ama tanıdığı ve güvendiği insanlarla çalışmak istiyor. Bu ilişkiler filmde kendini gösteriyor; bence izleyicilerin, Adam’ın filmlerinde sevdiği şey de bu.”

EŞLER

Büyükler/Grown Ups’de, yapımcılar karakterlerin hayat arkadaşlarını canlandırmaları için son derece yetenekli üç kadın oyuncu buldu. “Salma, Maria ve Maya gerçekten muhteşem aktrisler ve komedyenler,” diyor Dugan. “Kızların birlikte çektikleri sahneler, erkeklerinkinden çok daha farklı bir komedi barındırıyor. Bir film böyle bir tempo değişimine ihtiyaç duyar; bu kadınlar da sahip oldukları inanılmaz yetenekle bize bunu verdiler.”

SALMA HAYEK, Lenny’nin karısı Roxanne’i canlandırıyor. Görkemli bir moda tasarımcısı olan Roxanne, Lenny ailesini göl evine getirdiğinde bir kültür şoku yaşıyor. “Milano’daki moda gösterisine gitmeleri gerekiyor,” diyor Hayek. “Tam bir kültür şoku. Kadın sudan çıkmış balığa dönüyor.”

Bu kadar komedyenle kuşatılmış olmak nasıl bir duyguydu? “Başlangıçta korkutucuydu. ‘Ah, hepsi stand-up komediye alışmış ve hepsi esprileri doğaçlama yapıyorlar’ diye düşündüm,” diyor Hayek. “Ama herkes çok nazikti—kimse ukalalık taslamıyordu. Rahatladım ve kısa süre sonra küçük şeyler ortaya çıkarmaya başladım—başta espri falan yapmıyordum, sadece küçük hareketler– herkes çok destekleyici davrandı. Çok heyecanlanmıştım—yaptıklarıma gülüyorlardı!”

“Keşfettiğim bir başka şey de Adam’ın inanılmaz derecede cömert olması,” diyor. “Adam asla, ‘Ah, en iyi espri bu, ben yapacağım,’ demiyor. Espriyi en çok yakışacak karaktere veriyor. Ayrıca bir önceki sahnede kimin komik bir malzemesi olmadığına dikkat ediyor—herkese göz kulak oluyor.”

Hayek, yönetmen Dennis Dugan için de övgü dolu sözler söylüyor.  “Bazen 18, 21 kişiydik; hatta bir sahnede 300 kişi vardı,” diye beliriyor. “Bazılarında hayvanların ve çocukların olduğu bu sahneleri blok halinde çekmesi gerekiyordu; bazen de yağmur yağıyordu ve her şeyi baştan almamız gerekiyordu. Ama asla sükunetini kaybetmedi. Kendisi de bir komedyen ve oyuncu; bence bunun çok büyük yardımı oldu. Oyuncuların ne düşündüğünü—bugün ne çekeceğiz?!– biliyor ve ağır başlı, morali yüksek ve sakin bir şekilde işini yapıyor.”

MARIA BELLO, Kevin James’in canlandırdığı karakterin eşi olan Sally’yi canlandırıyor. Bello, karakteri için ayrıntılı bir geçmiş yazacak kadar ileri gitti. “Bence Sally muhtemelen eskiden bir amigo kızmış. Eric de herhalde futbol takımının kaptanıydı. İki çocuğumuz var ve ben tam bir anneyim. Bu ikisi, kasabada kalmış.”

“Kevin gördüğüm en sevimli, en tatlı, en güzel adam,” diyor Bello.  “Karşılaştığımız andan itibaren ona hayran oldum. Bana Philedelphia’daki kardeşim Joey’yi hatırlatıyor—tam bir baba, ailesine ve işine bağlı, ayakları yere basan bir koca. Çok komik biri ama aynı zamanda çok büyük bir derinliğe sahip—beni gerçekten duygulandıran anlara imza attı. Bir sahnede ağladım hatta, çok gerçekçiydi.”

Bello, film setinde bir aile atmosferi oluşturmanın Sandler için çok önemli olduğunu söylüyor. “Bir yüzme havuzu, park ve gerçek boyutlarda bir basketbol sahası koydu,” diyor. “8 yaşındaki oğlum basketbola çok meraklı. Burada, kendini cennette gibi hissetti. Tam bir yazlık aile ortamıydı. Yaz mevsimini doğu yakasında geçirmek güzeldi.”

“Adam beni hafif bir komedide oynatarak risk aldı,” diyor Bello.  “Daha önce bu tarz bir filmde rol almamıştım ve bu bir sınavdı. Ama Sally gerçek bir karakter. Ünlüler konusunda takıntılı biri—magazini yakından izliyor—ama aynı zamanda çok iyi yürekli ve merhametli biri. Komik, sade, tatlı ve herkesi seviyor..”

MAYA RUDOLPH, Chris Rock’ın karakteri Deanne’i canlandırıyor.  “Ailenin ekmeğini kazanan o, yani evi çekip çevirmek ve iki çocukla Deanne’in annesine bakmak Chris’in karakterine kalıyor. Bu, evde biraz gerilime yol açıyor.”

“Chris’in bu rolü –nazik, duyarlı, evde kalan bir koca—oynamasını izlemek çok eğlenceliydi,” diyor Rudolph.  “Onun bugüne kadar yaptığını gördüğüm her şeyden farklı. Bence o da, karakterimin onu biraz ezmesine izin vererek çok eğlendi. Beni gerçekten çok güldürdü ve hamileliğimin acılarını unutturdu.”

Rol arkadaşlarının birçoğu gibi Rudolph da önce “Saturday Night Live” programıyla üne kavuştu. “Hepimiz bir aile gibi olduğumuzu hissediyoruz çünkü aynı kulübe üyeyiz,” diyor. “Ben daha sonra katıldım ama önemi yok; aynı ailenin farklı bir kuşağındanım. Hepimiz Lorne Michaels’ın çocuklarıyız; bu da hayat boyu bağlıyız demek.”

Rudolph, “Saturday Night Live”ın konuk sunuculuğunu yapmış olan Hayek’le de birlikte çalışmıştı ve  endi deyimiyle, “Komiklikle hayatımı kazanmadan önce Maria’yla çalıştım,” diyor.

“Bu filmde yer almak bana büyümeyi hatırlatıyor,” diyor Rudolph. “Komik bir ağabeyim vardı—arkadaşları eve geldiğinde heyecanlanacağım kadar büyüktü: ‘Havalı çocuklar evimize geldi! Havalı çocukların yanında komik olmaya çalışıyordum. Hep böyleydi.”

KASABANIN ÇOCUKLARI

Filmde, beş arkadaş çocuklukluklarını geçirdikleri kasabaya döndüklerinde, eski okul arkadaşlarından bazılarının kasabada kalmış olduğunu görürler. Filmdeki diğer anahtar rollerde olduğu gibi, bu karakterler de Happy Madison’ın gedikli isimlerine uyum sağlayan oyuncular tarafından canlandırıldı.

COLIN QUINN, bir başka “SNL” gediklisi. Quinn, kasabalı çocukların belki de lideri olan Dickie Bailey’yi oynuyor. Quinn, bir bakıma kötü adamı canlandırıyor olsa da karakterin cazip yanını bulmanın kolay olduğunu söylüyor. “Sette bizim karakterlerimize kötü adamlar diyorlardı. ‘Tamam, kötü adamlar hazırlansın.’ Yani biz kötü adam mıyız? Adamlar kasabada kalıyor, toplum için çalışıyor, ülkeleri için savaşıyor; buna rağmen kötü adam mı oluyoruz? İyi adamlar kasabadan kaçıyor, içinde yaşadıkları her toplumu para için sömürüyor ve sonra bir hafta sonu göl evine gelip yörede kalanlarla alay ediyor—bunlar mı iyi adam? Sadece Hollywood’da böyle.”

Filmdeki rolüne rağmen, Quinn eğlenceye davet edilen bir başka eski arkadaştı. “Aslında, Adam’ı 17 yaşından beri tanıyorum. Jack Giarraputo’yu da, Tim Herlihy’i ve Allen Covert’ı da, David Spade’i de – hepsini stand-up günlerinden tanıyorum. Chris Rock’la komedi yapmaya neredeyse aynı akşam başladık. Çekimlere ara verdiğimizde eski günlere, komedi kulübünün kulisindeki halimize dönüyor, diğer komedyenlerle oturuyorduk.”

TIM MEADOWS, eski rakiplerden bir diğeri olan Malcolm’u canlandırıyor. Karakterinin görünüşü hakkında şunları söylüyor: “Bu kötü sonuçlanan bir şaka. Spade’le yemek yerken, karakterimin saçlarının seyrelmekte olması gerektiğini söyledim. O da bunu Adam’a söyledi, Adam da buna bayıldı—’Evet, bunu yapmalısın.’ Prodüksiyon boyunca, gittiğim her yerde şapka takmam gerekiyordu. Ben bekârım—saçlar kadınlar konusunda pek işe yaramadı. Herkes benim için üzülüyordu.”

GÖL EVİ VE PRODÜKSİYON TASARIMI HAKKINDA

Başlangıçtan beri, Büyükler/Grown Ups’in gerçek bir lokasyonda, dışarıda, doğu yakasındaki bir gölde bulunan gerçek bir evde çekilmesi yapımcılar için önem taşıyordu. Prodüksiyon tasarımcısı Perry Andelin Blake bunun cazibesini şöyle anlatıyor: “Gerçekçi bir his taşımasını ve güneş suda yansıdığında gölün nasıl göründüğünü yansıtabilmeyi istedik. Bir gölde, dışarıda olmak güzel değişikliklere olanak tanıyor— günün saatine göre ışık ve arka plan değişiklikleri. Bundan en iyi şekilde yararlandık—günün sonunda, güneş pencerelerden sızıyordu ya da sabahları suda titreşen ışığı görebiliyordunuz. Evin içindeyken, mavi ekrana yansıtılan bir görüntü ya da arka plan görüntüsü yerine gerçek gölü görebiliyorsunuz. Bu, tüm seti çok daha canlı kılıyor.”

Yine de, yapımcıların lokasyonu dikkatli şekilde seçmeleri gerekiyordu. Bir filmin prodüksiyonu, devasa bir iş yüklenmektir—sadece mecaz anlamda değil. Gereken alan, çok büyüktü. Bütün yaz boyunca gerçek bir mekânda çekim yapmak, orada yaşayan kişiler için her şeyi çok zorlaştırabilirdi.

Böylece, 2009 yılının Ocak ayında, Blake ve yönetmen Dennis Dugan doğu yakasında kusursuz bir lokasyon aramaya başladı. Blake, “Bu film yaz döneminde geçiyor ama biz aramalarımızı kış aylarında yaptık. Donmuş göllere ve yapraksız ağaçlarla dolu ormanlara bakıyorduk,” diyor.

Sonunda Essex, Massachusetts’teki 25 dönümlük bir arazide karar kılındı.  “Essex kasabasında şansımız yaver gitti,” diyor Dugan.  “Kasaba, Chebacco Gölü’nde bir  yarımadaya sahip. Onu kiraladık ve bir stüdyo haline getirdik.”

Essex’teki küçük evin üzerinde bulunduğu tepenin göle bakışı, yapımcılara çok çekici geldi; geniş alan da hesaba katıldığında, burası kusursuz bir lokasyon oluşturuyordu.  Ancak, evin kendisi epey bakım gerektiriyordu. Bir zamanlar bir dinlenme evi olan ve uzun zamandır kullanılmayan bu mekânın iyice elden geçmesi gerekiyordu. “Epey kötü durumdaydı. Tamamen kapalıydı ve birkaç küçük odaya bölünmüştü,” diyor Blake.

Böylece yapımcılar, mekânı muhteşem bir göl evine dönüştürme işine koyuldu.  “Eski evi alıp delik deşik ettik,” diyor Blake . “Alçak olan tavanı açtık ve kirişler yerleştirdik.  Birkaç ailenin bir araya gelmesiyle oluşacağını hissettiğimiz kontrollü karmaşayı vereceğimiz yerde büyük bir oda yarattık. Bu, en önemlisiydi; tüm karakterlerin etkileşim içinde olacağı ve dolaşabileceği bir yere ihtiyacımız vardı– herkesin içinde takılacağı büyük bir oda.”

Yapımcılar ayrıca yeni bir ön kapıyla antre oluşturdu ve bir banyo ekledi; bu değişiklikler, yöredeki vatandaşlara yapım ekibinin bir hediyesi oldu. “Eski ahşapla çalıştık ve mekânı 80 ya da 90 yıllık bir eve benzettik,” diye ekliyor Blake. “Biz gittikten sonra orasının çocuklar için bir eğlence ve dinlenme merkezi olduğunu bilmek heyecan verici. Mekânı bulduğumuzdan daha iyi halde bırakmak için gerçekten çok çalıştık.”

Prodüksiyon ekibi, binaya sadece film seti olan birkaç ekleme daha yaptı. Bu eklemelerden biri de, bir ağacın çevresinden dolanan arka kanattı. Blake, “ Büyük ağaç, eski binanın bir buçuk metre arkasındaydı,” diyor. “Tabii ki ağacı kesmeyecektik. Biz de ağacı evin ortasında bıraktık. Merdivenimizi ağacın etrafında inşa ettik—hatta bir dalı trabzan korkuluklarından birine çevirdik. Bu, evi eşsiz bir mimari örneğine dönüştürdü.– böyle alışılmamış bir şey yapmamız çok güzel oldu. Dışarıdan eve baktığınızda, çatıdan çıkan, yaşayan bir ağaç görüyorsunuz.”

Yapımcılar ayrıca evde yardımcı binalara da ihtiyaç duyuyordu. “Dinlenme merkezi gerçek bir göl evi olmadığından, bir iskele, kayıkhane, kumsal ve kenarında büyük bir çimenlik inşa etmemiz gerekiyordu. Bir sürü farklı kayıkhaneyi gözden geçirdim ve bazılarının çatı güvertesine sahip olduğunu gördüm. Bu tasarımın, bazı sahnelerde çok işe yarayacağını düşündük: 1978 ödül yemeği, Spade ve Schneider arasındaki kavga… O zaman önemsiz bir karar gibi görünmüştü. Eğik çatılı bir kayıkhane inşa etmek yerine, güverteyi inşa ettik—bunun filmdeki etkisi çok büyük oldu.” Yapımcılar göl kıyısını temizledi, bir iskele inşa etti ve kamyonla kum taşıyarak küçük bir kumsal oluşturdu.

Blake, kayıkhane setinin içini döşerken harika vakit geçirdiğini söylüyor. “Orada 80 yıldır duran ve hâlâ kullanımda olan bir kayıkhane gibi görünmesi gerekiyordu,” diyor. “Yepyeni cankurtaran sandalları ve kanoların yanında elli hatta seksen yıllık eşyalar da vardı; farklı kuşakların burada olduğunu göstermek için hepsini bir araya getirdik.”

Yapımcıların yaptığı ve çekimlerin tamamlanmasından sonra orada kalmaya devam eden diğer eklemeler arasında yepyeni bir basketbol sahası ile küçükler ligi beyzbol sahası vardı. “Evimizin yanında güzel bir park vardı—oraya vardığımız anda onu çok sevdik. Kumsala inen tepeleri ve en güzel göl manzaralarından biriyle, harika bir yer,” diyor Blake.  “Tek sorun, basketbol sahasıydı—sadece yarım bir saha vardı; biz tam bir saha istiyorduk; çünkü filmin sonunda beş arkadaş eski rakipleriyle bir rövanş maçı yapacaklardı. Biz de tam bir saha inşa ettik; bu, gittikten sonra kasabaya bırakacağımız bir başka şeydi. Parktaki küçükler ligi beyzbol sahasını da yeniledik. Bunun film için güzel bir bitiş olduğu hissi vermesinin nedeni, kısmen gerçekten bir topluluk hissi veriyor olması; tüm kasaba Dört Temmuz kutlamaları için orada oluyor; çekimler bittikten sonra bile gerçekten o topluluğun bir parçası olduğumuzu hissettik.”

Resimler:

Bir yanıt yazın