Demir Leydi – The Iron Lady

DEMİR LEYDİ (The Iron Lady)

13 OCAK 2012’DE SİNEMALARDA

DEMİR LADY, erkek egemen bir dünyada sesini duyurabilmek için cinsiyet ve sınıf engellerini yerle bir eden Margaret Thatcher’ın zorlu hikayesini anlatır. Film,iktidar ve onun için ödenen bedel üzerine kuruludur; hem sıra dışı hem de karmaşık bir kadının şaşırtıcı ve içten hikayesi…

Özet
Artık 80’lerinde olan eski Başbakan Margaret Thatcher, Londra, Chester Meydanı’ndaki evinde kahvaltı etmektedir. Kocası Denis öleli birkaç yıl olmasına rağmen henüz onun dolabını boşaltmamıştır, sonunda bunu yapmaya karar verir ve anıları canlanmaya başlar. Gerçekten de, o gün kocasını görür, tıpkı eskisi gibi sadık, sevgi dolu ve muzip.

Margaret’ın hizmetkarları Carol Thatcher’a annesinin geçmiş ve şimdiki zaman mefhumunun kalmadığını söylerler. Hele bir akşam verdiği yemek davetinde yine misafirlerini büyülerken, 60 yıl önce Denis’le tanıştığı yemeğin hatıraları onu ele geçirince iyice endişelenmeye başlarlar.
Yemek bittiğinde Margaret yatağına gider ancak uyuyamaz. Kalkıp eski filmleri karıştırır ve bunları izlerken kariyeri için özel hayatından ne kadar çok fedakarlık yaptığını düşünür.

Yemeğin ertesi günü Carol annesini doktora gitmeye ikna eder. Margaret hiçbir şeyi olmadığında diretmektedir. Doktora uyanık olduğu zamanlar kendisini esir alan hayatının o en önemli anılarından bahsetmez.

Chester Meydanı’na döndüğünde ise Margaret canlanan anılarıyla savaşmak zorunda kalır. Bunun üzerine Denis’in eşyalarını toplar ve özgürlüğünü ilan eder – tabii ki bu, anılardan kurtulmasını sağlamaz ancak öncekinden daha mütevazı de olsa kesinlikle yaşamaya değer bir hayatı olduğunu düşünür.

Sinopsis
Günümüz Chester Meydanı… Artık yaşlanmış olan Margaret Thatcher süt almak için dışarı çıkar ve eve döndüğünde Denis’e kahvaltı hazırlamaya başlar, tıpkı evliyken her sabah yaptığı gibi. İçi huzur ve sevgi dolu Margaret her zamanki gibi ona haşlanmış yumurtasını servis ederken çalışanları da aralarında konuşmaktadır.

Margaret’ın kişisel yardımcısı June telaşla içeri girdiğinde aslında onun masada yalnız olduğunu görürüz. Denis yalnızca onun hayallerinde yaşamaktadır. Sanki hep hayattaymış gibi görünen ancak var olmayan Denis, Margaret için hala yaşamaktadır aslında. Ancak o gün acı tatlı bir gün olmuştur ve Margaret sonunda Denis’in eşyalarını toplayıp onunla vedalaşmaya karar verir.
Anılarını imzalarken uzaklardan bir siren sesi duyar ve farkında olmadan kızlık soyadını yazıverir, bir çocukluk anısı canlanır.

Blitz Dönemi. Margaret’ın siyasi uyanışı, tutkulu bir parti üyesi ve yerel belediye meclisinde görevli olan babası Alfred’i bir mitingde konuşurken izler. Erkekler siyaset konuşurken mutfakta fincanları yıkamaya mahkum annesinin kaderinden korkmaktadır. Sonra Oxford’a kabul edilişinin coşkusu, bir kaçış fırsatı.

Günümüze döneriz. Margaret Denis’in koyu renk takımlarına bakar ve kıyafetlerini toplamaya başlar. Kızı Carol akşamki yemek daveti için annesine yardım etmeye gelmiştir. Yemek esnasında yıllar önceki başka bir yemek gelir Margaret’ın aklına.

Genç Margaret heyecanını gizlemeye çalışır, aday olmayı umarak yerel meclis liderleriyle birlikte masada oturmaktadır. Onların züppeliklerini ve cinsiyet ayrımcılığı yaptıklarını gördüğünde inanılmaz bir azim ve inatla kendini tutmayı başarır. Genç Denis Thatcher ona hayran olur. Aralarında bir bağ oluşur ve Denis içgüdüsel olarak onu anladığını fark eder.

Chester Meydanı’ndaki yemekte Margaret’ın kötüleşmekte olan sağlığıyla yakından ilgili birkaç konuk bu anların farkına varır. Margaret derhal kendine gelir ve yine her zamanki tavrına bürünür. Ancak o gece Carol onun soyunmasına yardım ederken endişesini gizleyemez ve ertesi gün bir doktora gitmesini söyler. Carol gidince Margaret’ın düşünceleri yine geçmişe döner.

Seçim broşürleriyle dolu eski bir belediye binası, genç Margaret Meclis Üyesi olamadığı için sinirli. Eğlenceli ve nazik genç Denis onu neşelendirmek için garip bir yol seçerek onu balık patates yemeye çağırır.

Artık anılar bütün benliğini ele geçirmiştir…

Meclisteki mücadeleleri, inanç ve azimle giderek büyüyen şanı, küçük çocuklarını ve Denis’i her gün ardında bırakıp gidişi.
Partiyi yönetebileceğini fark edişi ve ardından görünüşünün değişmesi. Downing Sokağı’na ilk defa zafer kazanarak gelişi, Birleşik Krallığın ilk kadın Başbakanı.

Ertesi gün Margaret doktora gider. Doktorun sorularından rahatsız olur ve ona ne kadar cesur olduğunu gösterir, kafasının kesinlikle karışık olmadığını söyler övünerek.
Chester Meydanı’nda Denis’in görünmeye devam ediyor olması, doktora söylediklerinin hiç de doğru olmadığını hatırlatır ona. Kızarak Denis’e döner ve kendisini rahat bırakmasını söyler. Ancak akşam, yorgun ve hassas, yatmaya gittiğinde anılar tekrar canlanır ve onu yanında gördüğüne sevinir Margaret…
Margaret liderliğinin ilk aylarında karşılaştığı güçlüklerle boğuşurken Bakanlar Kurulu ondan ekonomik politikasını geri çekmesini ister. O da bunun üzerine ne kadar kararlı olduğunu gösterir. Ancak baskılar artmaktadır – darbeler, sivil itaatsizlik, IRA (İrlanda Cumhuriyet Ordusu)…
Gece geç saatlerde Brighton’daki Grand Hotel’de Margaret bir konuşma üzerine çalışmaktadır ve Denis de banyodaDIR, yatmaya hazırlanmaktadır. Tam o sırada otel odası bir bombayla yerle bir olur. Denis’i kaybettiğini düşündükçe fenalaşır Margaret… Dışarıda ise yaralı arkadaşlarının şoku, her yer yıkılmış.

Sabaha karşı Mark’tan gelen telefonla uyanan Margaret gidenleri, anneleri, çocukları düşünür ve başbakanlık yaptığı dönem boyunca yaşadığı en büyük zorluğun anıları canlanır…

Arjantin, Falkland Adalarını işgal etmiştir ve Margaret askerlerini geri çekmesi için bir diktatörle tartışmayacağından son derece emindir. Gayet kararlıdır Margaret, Bakanlar Kurulu’na ve diplomatik bir çözüm üretmeye çalışan Amerika da dahil tüm dünya kamuoyuna karşı gelmektedir, sonunda o da Özel Kuvvetleri gönderir. Savaş kızıştıkça ölen İngilizlerin acısıyla yüzleşmek zorunda kalır ancak pes etmez. Ama İngiltere savaşı kazandığındaysa en kötü zamanları en büyük zaferi haline gelmiştir.Popülerliğinin zirvesine gelen Margaret dünya liderleri arasındaki yerini almış, dünya sahnesinde bir yıldız olmuştur ve iktidarın tadını çıkarmaktadır. Ancak Margaret’ın yönetim şekli giderek despotlaşmaya başlar, politikaları ulusu parçalar ve kızgın bakanlar ona sırtını döner.Bakanlar Kurulu’nda Margaret’tan azar işiten ve küçük düşen eski dostu Geoffrey Howe istifa eder. Bu da parti saflarında kendisine karşı büyük bir ayaklanma başlatır. Michael Heseltine, Muhafazakar Parti başkanlığı için mücadele edeceğini söyler. Önceleri Margaret bu tehdidi fark edemez ve Londra’daki güçler ona karşı bir araya gelirken, o Avrupa liderleri konferansına gider. Her şey onun düşüşünün zemininihazırlamıştır ama o bunu durdurmak için çok geç kalmıştır. Bakanlardan her birinin ardı ardına ona kazanamayacağını söylemesiyle ihanete uğradığını düşünür. Kalbi kırılan ancak yola devam etmek isteyen Margaret Downing Sokağı’ndan son kez çıkar gider.Chester Meydanı’nda Margaret, hayatının bir diğer kaybıyla yüzleşir, çok sevdiği kocasının ölümüyle. Onun giysilerine, ayakkabılarına, paylaşılmış bir hayattan geriye kalan eşyalara bakarken o sarsıcı soruyu sorar: “Mutlu muydun Denis? Bana doğruyu söyle.” Bu asla cevap bulmayacak bir sorudur.
Bu acı düşünceyle harekete geçen Margaret odanın içinde dört dönerek kocasının eşyalarını toplamaya başlar. Sonra Denis yanında belirir, şapkası ve montuyla. Az önce toplanan bavulunu alıp kapıya yönelir. Margaret onu öper, duygularını gizleyerek ve donuk bir şekilde. Ancak o koridorda kendisinden uzaklaştıkça Margaret son kez acıyla haykırır. Yalnız kalmak istememektedir…
Ama Carol geldiğinde ve yeni bir güne uyandığında onda bir değişiklik olduğunu görürüz. Margaret geçmişi bırakıp şimdiyi yaşamanın yeni bir yolunu bulmuştur artık.

PATHE  FILM4 VE UK FILM COUNCIL SUNAR CANAL+ VE CINE+’IN KATILIMLARI GOLDCREST FILM PRODUCTION LLP KATKILARIYLA BİR DJ FİLMS YAPIMI BİR PHYLLIDA LLOYD FİLMİ MERYL STREEP “THE IRON LADY” JIM BROADBENT OLIVIA COLMAN ROGER ALLAM SUSAN BROWN NICK DUNNING NICHOLAS FARRELL IAIN GLEN RICHARD E. GRANT ANTHONY HEAD HARRY LLOYD MICHAEL MALONEY ALEXANDRA ROACH PIP TORRENS JULIAN WADHAM ANGUS WRIGHT KAST YÖNETMENİ  NINA GOLD KOSTÜM TASARIMI CONSOLATA BOYLE SAÇ-MAKYAJ TASARIMI MARESE LANGAN M.STREEP’IN SAÇ-MAKYAJI J.ROY HELLAND MÜZİK THOMAS NEWMAN YAPIM TASARIMI SIMON ELLIOTT KURGU JUSTINE WRIGHT  GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ ELLIOT DAVIS ORTAK YAPIMCILAR ANITA OVERLAND VE COLLEEN WOODCOCK UYGULAYICI YAPIMCILAR FRANÇOIS IVERNEL CAMERON MCCRACKEN TESSA ROSS VE ADAM KULICK YAPIMCI DAMIAN JONES SENARYO ABI MORGAN YÖNETMEN PHYLLIDA LLOYD

Bir yanıt yazın