Ağ – The Net

The Net / Ağ

Dünya prömiyerini Venedik Film Festivali’nde yapan Ağ, Kim Ki-duk’un kariyerindeki en farklı filmlerden biri olarak nitelendiriliyor. Filmde teknesinin motoru bozulduğu için istemsizce Güney Kore’ye sürüklenen Kuzey Koreli bir balıkçının hikayesi anlatılıyor. Talihsiz balıkçı, casus olduğu şüphesiyle işkence dolu uzun sorgulamalardan sonra Kuzey Kore’ye geri gönderilir. Ülkesine geri dönmeden kendisine medeniyet beşiği olarak sunulan Güney Kore’nin gelişmişliğine karşın ne kadar karanlık bir yanı olduğuna da tanıklık eder. “Ağ – The Net” yazısını okumaya devam et

Kim Ki Duk’tan Moebius – Moebius

Kim Ki Duk’tan Moebius
(Moebius)

Konu: Karısını aldatan bir koca ve ondan intikam almak için cinsel organını kesmeye çalışan bir kadın. Kadın, kocasının penisine müdahale edemeyince erkeğe zarar vermenin en kolay yolunu seçiyor ve kendi öz oğlunun penisini keserek evi terk ediyor. Baba, oğlunun cinsel işlevini kaybetmesinin suçlusu olarak kendisini görüyor ve bunun üstesinden gelmek için çabalıyor. Tıbbi anlamda penis nakli gerçekleştirilinceye kadar oğluna orgazmı tattırmanın uç metotlarını öğretiyor. Ona hem daha yakın olmak hem de suçluluk duygusundan kurtulmak için elinden geleni yapıyor. Derken bir gün anne karakteri eve dönüyor ve oğlunu cinsel tatmine ulaştırabilecek tek kadının kendisi olduğunu anlayarak fedâkarlıkta ve ana yüreği dediğimiz fenomende yeni bir sınır çiziyor. “Kim Ki Duk’tan Moebius – Moebius” yazısını okumaya devam et

Acı – Pieta

2012 Venedik Film Festivali Altın Aslan Ödüllü “Acı” 15 Şubat’ta sinemalarda.

“Boş Ev”, “Yay”, “İlkbahar, Sonbahar, Yaz, Kış…” gibi filmlerinden tanıdığımız Güney Koreli usta yönetmen Kim Ki-Duk, Venedik’te Altın Aslan kazanan ve övgülere boğulan son filmiyle “Acı” ile tekrar ülkemizi ziyaret ediyor.

Konu:

Tefeciler adına çalışan zalim bir adam, patronlarının alacaklarını her ne yöntemle olursa olsun toplamaya alışmıştır. Ailesi ya da dert edeceği sevdikleri olmadığı gibi işini sınırsız kötülükle yapabilme yolunda ne korkusu ne de tereddüdü vardır. Bir gün karşısına bir kadın çıkar ve annesi olduğunu iddia ederek yıllar önce onu terkettiği için özür diler. Adam başta kadına inanmaz; herhangi bir anne hatırası yoktur. Ama kadına bağlandıkça onun korkunç bir sır sakladığını anlar “Acı – Pieta” yazısını okumaya devam et

Rüya / Bi-Mong / Dream

Güney Kore sinemasının simgesi haline gelen usta yönetmen Kim Ki Duk 2004’te Berlin Uluslararası Film Festivali’nde ”Samaritan Girl” (Samaria), Venedik Film Festivali’nde ”3 iron” (Bin jib) ile en iyi yönetmen ; Cannes Film Festivali Altın Palmiye adaylığı başta olmak üzere birçok ödül aldığı 14 film ardından son filmi RÜYA’ya imzasını attı.

Koreli usta Kim Ki-duk’un son dramı DREAM, yine insan ilişkilerine mercek tutuyor. Tıpkı adı gibi, film, bir rüyayla, Jin adlı genç bir adamın gördüğü kâbustan uyanmasıyla başlıyor. Jin, rüyasında bir trafik kazasına neden olmuştur. Uyanıp kazayı gördüğü yere gittiğinde biraz önce orada benzer bir kaza olduğunu fark eder. Bir şekilde kazaya yol açan kişi olan Ran adlı kadınla tanıştığında, aralarında tuhaf bir bağ olduğunu anlar. Jin rüya gördüğünde Ran, Jin’in rüyada yaptıklarını yapmaktadır. Daha önceki eserlerinde olduğu gibi on beşinci uzun metrajlı filmini Kim Ki-duk yine hayaller, hafıza ve aşk temalarını iletişimsizlik üzerine kurduğu çatıyla sunuyor. Jin rolünü Japon indie oyuncu Joe Odagiri, Ran’ı ise Koreli Lee Na-young canlandırıyor. “Rüya / Bi-Mong / Dream” yazısını okumaya devam et