Mutlu Et Beni – Hysteria

HYSTERIA – MUTLU ET BENİ

Konu: Şehirdeki kadınların yarısını doyuma kavuşturmak güç olsa gerek ve elbette en sıra dışı icatlar da güçlüklerden doğar. Victoria dönemi Londra’sında geçen ve benzersiz bir oyuncu kadrosunun yer aldığı bu arsız romantik komedi, dünyanın ilk vibratörünün nasıl icat edildiğini anlatıyor. Sene 1880. Meslektaşlarının ortaçağdan kalma uygulamaları karşısında hayal kırıklığına uğrayan genç doktor Mortimer Granville, özel el hizmetleriyle kadınların “histerilerini” tedavi eden Dr. Dalrymple hesabına çalışmaya başlar. Bu hizmete talep o kadar artar ki Mortimer durumla başa çıkamaz hale gelir. Arkadaşı Edmund ile birlikte vibratörü icat ederler ve bu icat inanılmaz başarı kazanır. Bu sırada Mortimer, Dr. Dalrymple’ın güzel ve fevkalade aykırı kızı Charlotte’a âşık olur. Tanya Wexler’in yönettiği Mutlu Et Beni, 31. İstanbul Film Festivali’nin Akbank Galaları bölümünde seyirciyle buluşmuştu. “Mutlu Et Beni – Hysteria” yazısını okumaya devam et

Meleklerin Payı – The Angel’s Share

MELEKLERİN PAYI

KEN LOACH’tan eğlenceli bir film “ANGEL’S SHARE/MELEKLERİN PAYI” – 19 Ekim’de vizyonda!

“Özgürlük Rüzgarı”, “Afilli Delikanlı”, “Looking For Eric”, “Bread and Roses” gibi kültleşen filmlerin yönetmeni KEN LOACH, yine senarist Paul Laverty’nin usta kaleminden çıkan bir film olan “ANGEL’S SHARE/MELEKLERİN PAYI” ile karşımızda. Cannes Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü alan ve Filmekimi’nde de beğeniyle izlenen, İskoçya’nın en büyük şehri Glasgow’da bir grup genç suçlunun hikayesini eğlenceli bir dille anlatan film, 19 Ekim’de seyirci karşısına çıkıyor.

Konu: Çiçeği burnunda baba Robbie, hapisten kıl payı kurtularak zorunlu kamu hizmetine çarptırılır ve burada Rhino, Albert ve Mo ile tanışır. Robbie’nin sonradan ortaya çıkan viski uzmanlığı ve tadım hassasiyeti sayesinde çetemiz açık hava, İskoç yaylaları ve yaşamlarının en büyük rizikosuyla karşılaşacaktır. “Meleklerin Payı – The Angel’s Share” yazısını okumaya devam et

Oğlum Bak Git

OĞLUM BAK GİT

Sinopsis: Orhan (Yavuz Seçkin) hayatı boyunca şansızlıklar ve kısmetsizlikler yaşamış bir taksicidir. Yaşamında herşey ters gidiyor, doğru gidecek gibi görünenler son anda traji komik durumlara dönüşüyordur.  En yakın dostları Kürşat (Metin Yıldız) ve Teoman (Veysel Diker), Orhan’ın bu kısmetsizliğini atması için ellerinden geleni yapsalar da sonuç sıfırdır. Kulaktan dolma kocakarı tarifleriyle şanssızlığını kırmaya çalışan bunda başarılı olamayınca durumunu bilimin ve ilimin ışığında çözmeye karar verir. Kişisel Gelişim Uzmanı Figen (Esra Sönmezer) onun son umududur. Lakin Figen’in babası yer altı dünyasının tanınmış simalarından Kırmızı Erol (Orhan Aydın) dur. İç çamaşırına kadar kırmızı giyen biridir. Kana karşı alerjisi olduğundan öldürdüğü kişilerin kanı üstünde leke göstermesin diye kırmızı giyiyordur. Kahramanımız Orhan, gudubetsizliğini yenmek ve kendine yeni bir hayat bakışı oluşturmak için gittiği Figen’le tanıştığı ilk gün, kendini başka bir belanın içerisinde bulur. Kırmızı Erol, Figen’i yine mafya dünyasının tanınmış simalarından Rüstem’in (Selahattin Taşdöğen) oğluyla evlendirmek istiyordur. Figen babasının bu baskılarından bıkmıştır. Babasına Orhan’la sözlendiğini ve ona deliler gibi aşık olduğunu söyler. “Oğlum Bak Git” yazısını okumaya devam et

Paranormal Activity 4

Paranormal Activity 4

Korku serisinin heyecanla beklenen dördüncü filmi 19 Ekim’de izleyicisiyle buluşuyor.

Özet: Gerilimin dozunun yüksek olduğu filmde Kaite ve Hunter’ın ikinci filmden sonra başladığı yeni hayata gidiyoruz. Olayların şokunu henüz üzerlerinden atamayan ikili yeni bir eve taşınıp temiz bir sayfa açmayı diliyorlar. Ancak lanetli geçmişleri burada da peşlerini bırakmıyor. Kaite ve Hunter’ı ziyaret eden yeni komşuları da bu evde yaşanan kimi gerçeküstü olaylardan nasiplerini almaya başlıyorlar. “Paranormal Activity 4” yazısını okumaya devam et

Çanakkale 1915

“Çanakkale 1915”

FİLM ÖZETİ: Yıl 1912, Balkan Savaşı Osmanlı için çok büyük bir yenilgi olmuş, Rumeli baştan başa elden çıkmıştır. Vatan kaybetmenin tarifsiz acıları içindeki Rumeli göçmenleri evlerini terketmiş, yenik, bozguna uğramış ordu ile birlikte İstanbul’a, Anadolu’ya göçmektedirler.

Bu utanç verici yenilgi tüm Türkiye’yi sallar, silkeler, her şeyi yeniden düşünmeye zorlar. Özü yurtseverlik olan bir milli coşku başlar. Bu çoşku ile birlikte orduda birlik sağlanarak, eğitim çağdaşlaştırılır.

1.Dünya Savaşı ile birlikte verilen seferberlik emri ile tüm Anadolu’dan gençler askere yazılmaya başlar. Bunların arasında filmin kahramanlarından Veli, Mehmet ve Ali de vardır. Kahramanlarımız bir süre sonra Maydos (Eceabat)’a tayin edilecek, sonrasında Conk Bayırı’nda İngiliz kuvvetlerine karşı görülmemiş bir inanç ve cesaretle savaşarak, tarihin en büyük kahramanlık sahnelerinin sergilendiği Tekirdağ’da yeni kurulan, başına da Mustafa Kemal’in getirildiği 19. Tümen’e çıkarlar.

Bu sırada Çanakkale Boğazı’nın savunmasını komuta eden Cevat Paşa ise hem tabyaları güçlendirmeye çalışmakta hem de mayın hatlarını en doğru şekilde nasıl arttıracağının hesaplarını yapmaktadır.

18 Mart 1915 günü 600’den fazla topa sahip 18 zırhlı, Dünya Savaş Tarihi’nin en büyük mücadelelerinden birini başlatmak için Boğaz’a giriş yaparlar. “Çanakkale 1915” yazısını okumaya devam et