Beni Unutma

“Beni Unutma”
En fazla ne kadar sevebilirsin?


Konu

Olcay (Açelya Devrim Yılhan) iş hayatında başarılı, genç ve bekar bir kadındır. Ciddi bir ilişki yaşadığını düşündüğü sevgilisi Hakan’ın (Kenan Ece) kendisini aldattığını acı bir şekilde öğrendiğinin ertesi günü Sinan’la (Mert Fırat) tanışır. Olcay’ın ilişkisinin bittiği gün Sinan da ani bir kararla nişanlısı Ebru (Tuba Ünsal) ile evlenmekten vazgeçer.

Olcay ve Sinan aşka inançlarını kaybettikleri bu günlerde tanışırlar ve bu tanışma, planladıklarından çok farklı şeyler yaşamalarına neden olur. Birbirlerinden etkilenirler ve yoğun bir duygusal ilişki yaşamaya başlarlar. Kısa bir süre sonra da evlenirler. Çok mutlu başlayan evliliklerinde Sinan’ın eski nişanlısı Ebru’nun Sinan’da yarattığı küçük rahatsızlıklar dışında bir sorunları yok gibidir. Ancak mutlulukları bir süre sonra beklenmedik bir şekilde bozulacaktır. Arkalarında bıraktıklarını düşündükleri eski ilişkileri onları bir türlü bırakmayacak, Olcay’da başgösteren bazı tuhaflıklar da aşkın, arkadaşlıkların ve insana dair bir çok duygunun sorgulanmasına yol açacaktır. “Beni Unutma” yazısını okumaya devam et

Görünmeyen

GÖRÜNMEYEN

Recep ve nişanlısı Ebru’nun, Recep’in doğduğu köye yaptıkları yolculuğun hikayesi kısaca şöyle: İki genç yola çıktıklarında tek bildikleri, evlilik kararlarını paylaşacakları ufak bir aile ziyaretine gittikleridir. Birbirlerine duydukları sevgiyle gözlerine “görünmeyen” bütün farklılıkları günyüzüne çıkaracak bu yolculuk, ikisini de biraz tedirgin ederken tarih ve kader, onlara beklediklerinin çok ötesinde bir sürpriz hazırlamıştır. 1936’da Ebru ve Recep’in ailelerinin aynı topraklar üzerinde karşılaştığı, dedelerinin o dönemin önemli bir misafirinin ziyaretine eşlik ettiği ortaya çıkar. O misafir, dönemin en parlak klasik müzik bestecilerinden Bela Bartok’tur. Paris’teki bir davette bir Türk kadınının mırıldandığı ezgiyi işittikten sonra Türk müziğini araştırmak, ezgiler ve türküler derlemek üzere binlerce kilometre katederek Adana’ya gelmiştir. Tek kaygısı sanat olan Bartok’un “görünmeyen” bir amacı olup olmadığını takibe alan devlet, peşine Ebru’nun büyükbabası Erol Soykan’ı takmıştır. Bartok’a, araştırma gezisinde Recep’in büyükbabası Ekrem Kıraç da eşlik etmiştir. Tıpkı Erol gibi Ekrem’in de bu ziyarete eşlik etmenin ötesinde ‘görünmeyen’ bir amacı vardır. “Görünmeyen” yazısını okumaya devam et

Gelecek Uzun Sürer

GELECEK UZUN SÜRER

SİNOPSİS

İstanbul’da bir üniversitede müzik araştırmaları yapan Sumru (28), ağıt derlemeleri ile ilgili yaptığı tez çalışması için birkaç aylığına ülkenin güneydoğusuna yolculuğa çıkar. Kısa süreliğine çıktığı bu yolculuk, hayatının en uzun yolculuğuna dönüşür. Bu yolculukta Sumru’nun yolu Diyarbakır sokaklarında korsan DVD satan Ahmet, Diyarbakır’da tek başına kalmış yıkık dökük kilisenin bekçisi olan Antranik amca ve bölgede sürmekte olan ‘adı konulmamış savaşa’ tanıklık eden pek çok karakterle kesişir.

Sumru, üç ay boyunca kaldığı Diyarbakır’da peşinde olduğu ağıtların hikayelerini ararken kendi ertelediği acısıyla da yüzleşir. Diyarbakır’dan Hakkari’de bulunan boşaltılmış bir dağ köyüne doğru yola çıkarken bu tehlikeli yolculuğa anlam veremeyen Ahmet’in “Neden bu köy, orada ne var?” sorularını yanıtsız bırakır. “Gelecek Uzun Sürer” yazısını okumaya devam et

Kule Soygunu – Tower Heist

KULE SOYGUNU

Özet: Ben Stiller ve Eddie Murphy, Kule Soygunu adlı komedide kendilerini dolandıran Wall Street üçkağıtçısından intikam almak için sert oynayan bir ekibin liderleri rolünde. Lüks bir Central Park konutundaki işçiler, teras katındaki milyonerin kendi emeklilik paralarını çaldığını keşfettiklerinde, en büyük intikamı planlarlar: Adamın kendilerinden çaldığını geri almak için yapılacak bir soygun…

Queens’in yerlisi Josh Covacs (Stiller), New York kentinin en lüks ve en iyi korunan konutlarından birini 10 yıldan uzun süredir yönetmektedir. Onun dikkatli gözlerinden hiçbir şey kaçmaz. Josh’un binasının en tepesindeki en gösterişli dairede yatırımcılarından iki milyar dolar çaldıktan sonra yakalanan Wall Street devi Arthur Shaw (Alan Alda) ev hapsindedir. Aldatılanlar arasındaki en zorlu kişiler kim midir? Maaşlarını Arthur’a emanet eden kule çalışanları.

Josh’un ekibi Arthur’un bu mükemmel suçtan paçayı yırtmasından sadece birkaç gün önce neredeyse imkansız olan şeyi planlaması için sağlam dolandırıcı Slide (Murphy)’a başvurur. Amaçları Arthur’un korunaklı dairesinde saklandığına emin oldukları şeyi çalmak. Bu acemi soyguncular amatör olsalar da binayı herkesten iyi biliyorlardır. Binayı yıllardır korudukları ama bunu fark etmedikleri ortaya çıkar. “Kule Soygunu – Tower Heist” yazısını okumaya devam et

Tenten’in Maceraları – The Adventures of Tintin

Tenten’in Maceraları
Tenten rolünde Jamie Bell (Billy Elliot

“Okuduğum ilk macerasından beri, Tenten aklımdan ve yüreğimden çıkmadı. Kaderimde Tenten’le birlikte bir şeyler yapmak… ve bir keşif yolculuğuna çıkmak olduğunu biliyordum.”

— Steven Spielberg, Yönetmen

Günümüzün en yenilikçi öykü anlatıcılarından ikisi, Oscar® ödüllü yönetmen Steven Spielberg ve Oscar® ödüllü yapımcı Peter Jackson, 3D teknolojisinden sonuna kadar yararlanan bir sinema olayına –dünyanın dört bir yanında geçen ve saklı gizemler, tehlikeli suçlular, kadim sırlarla dolu,destansı bir maceraya— imza atarak aksiyon, mizah ve baş döndürücü öykü anlatımından oluşan, insanları kuşaklar boyunca heyecanlandırmış klasik serüvenlere görkemli bir şekilde yeniden hayat veren bir film ortaya çıkarıyor: The Adventures of Tintin, The Secret of the Unicorn/Tenten’in Maceraları.
Hergé’in yarattığı, uluslararası beğeni kazanmış ve unutulmaz karakterleri temel alan filmin öyküsü, doyumsuz bir meraka sahip genç muhabir Tenten (Jamie Bell) ile sadık köpeği Milu’nun, bomba gibi bir sırra ev sahipliği yapan bir maket gemi bulmasıyla başlar. Asırlık bir gizemin içine çekilen Tenten, İvan İvanoviç Sakharine’in (Daniel Craig) hedefi olur. Bu şeytani kötü adam, Tenten’in Kızıl Rackham adlı aşağılık korsana ait paha biçilmez hazineyi çaldığına inanmaktadır. “Tenten’in Maceraları – The Adventures of Tintin” yazısını okumaya devam et