Paris’te Gece Yarısı – Midnight in Paris

2011 Cannes Film Festivali – Açılış Filmi
Bir WOODY ALLEN filmi PARİS’TE GECE YARISI
Midnight in Paris 30 EYLÜL 2011 DE SİNEMALARDA

MEDIAPRO,VERSATIL CINEMA & GRAVIER PRODUCTIONS SUNAR BİR PONTCHARTRAIN YAPIMI “MIDNIGHT IN PARIS” KATHY BATES ADRIEN BRODY CARLA BRUNI MARION COTILLARD RACHEL MCADAMS MICHAEL SHEEN OWEN WILSON KASTING JULIET TAYLOR PSTRICIA DICERTO STEPHANE FOEN KINOS KOSTÜM TASARIM SONIA GRANDE KURGU ALISA LEPSELTER YAPIM TASARIMI ANNE SEIBEL, ADC GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ DARIUS KHONDJI, ASC,AFC ORTAK UYGULAYICI YAPIMCI JACK ROLLINS UYGULAYICI YAPIMCI JAVIER MENDEZ ORTAK YAPIMCILAR HELEN ROBIN RAPHAEL BENOLIEL YAPIMCI LETTY ARONSON STEPHEN TENENBAUM JAUME ROURES YAZAN VE YÖNETEN WOODY ALLEN

Sinopsis
PARİS’TE GECE YARISI, iş için Paris’e gelen bir aileyle sonbaharda evlenecek olan nişanlı iki gencin bu şehirde başlarına gelen ve hayatlarını değiştirecek maceralarını anlatan bir romantik komedidir. Film, genç bir adamın bir şehre, Paris’e duyduğu büyük aşk ve insanların kendilerininkinden farklı hayatların daha iyi olduğu kanısı ile ilgilidir. Filmin başrolünde Owen Wilson, Rachel McAdams, Marion Cotillard, Kathy Bates, Carla Bruni ve daha bir çok isim yer almaktadır.

Yapım Notları
Paris’e hiç gitmeyenler için bile bu şehrin adı sihirli bir anlam taşır – adeta sihirli sözcüğünün kendisiyle eş anlamlıdır. Kuşkusuz, Woody Allen yeni romantik komedisi için Paris’ten daha iyi bir yer seçemezdi. Eşsiz mitolojisi ve mirasıyla Paris, sokaklarının, bulvarlarının ve bahçelerinin olağanüstü güzelliği ve bu bahçelerde ihtişamıyla yer alan dünyanın en büyük müzeleriyle ünlü bir şehirdir. Büyük siyasi ve kültürel olaylardan tutun, efsanevi restoran ve kafelere kadar tarihinin tınısı her yerden duyulur. Paris’te geçmiş ölmez ve bütün ihtişamıyla ışıldar. İşte bu, tam da duygularını harekete geçirmek isteyen ve hayatının ilhamını bulmaya çalışan bir adamın hikâyesi için biçilmiş bir kaftandır.

PARİS’TE GECE YARISI, Woody Allen’dan Chaplin’in Şehir Işıkları filmine bir sevgililer günü hediyesidir, çünkü yönetmen burayı dünyanın en güzel şehri olarak New York’a eşdeğer görür. “Elbette New York?a düşkünüm çünkü ben orada doğup büyüdüm” diyor ve ekliyor “şayet New York?ta yaşamasaydım yaşayacağım yer kesinlikle Paris olurdu.” Bu film Everyone Says I love You filminin küçük bir bölümüyle beraber Allen’ın Paris’te çektiği ikinci film. “Paris’i sinema izleyicisine kendi gözümden yansıtmaktan çok keyif alıyorum” diyor Allen. “Tıpkı New York’ta da olduğu gibi, ben bir yönünü yansıtıyorum, diğer yönetmenler başka yönlerini, bir başkası da gelip Paris’i bambaşka bir şekilde çekebilir. Ama ben, kendi hislerimi katarak ve kendi yöntemimle yansıtmak istiyorum.”

Allen, oyuncu ve yazar olarak çıkış filmi olan What?s New Pussycat çekimleri esnasında Paris’e aşık olmuş. Tıpkı PARİS’TE GECE YARISI filminin ana karakteri Gil gibi Allen da, filmde yer alan diğerleri gibi, çekimlerden sonra orada kalmamaktan ötürü üzgün. “O zamanlar benim için oldukça cüretkar bir maceraydı bu” diyor. “Geçmişe bakınca, aslında kalabilirdim ya da en azından bir daire tutup zamanımın bir kısmını orada geçirebilirdim diyorum, yapmadığım için pişmanım.”
Gil (Owen Wilson) gençken önemli bir yazar olmak isteyen ve Hollywood’da çalışan bir senaristtir. Hemingway ve Fitzgerald gibi Amerikalı yazarları idolleştirmiştir ve onlar gibi bir yazar olmak istiyordur. Ancak hayatın bir yerinde Gil o yoldan ayrılır, senaryo yazarlığında yetenekli olduğunu fark eder ama sonunda kendisini, tatmin etmeyen bol kazançlı bir işin ve çok da rahat hissetmediği bir servetin içinde bulur. “Kendisini o eski Hollywood esprisinin kurbanı olmuş bulur” diyor Allen. “Havuzda şöyle bir uzanayım dedim… Uyandığımda on yıl geçmişti.”

Hikâyenin başında Gil ve nişanlısı Inez (Rachel McAdams), Inez’in babası John (Kurt Fuller) ve annesi Helen (Mimi Kennedy) ile birlikte Paris’e seyahat etmektedir. Çok büyük bir iş anlaşması için Paris’e gelen John tutucu bir iş adamıdır ve kızını hak etmeyen güvenilmez bir hafifsiklet olarak gördüğü Gil’den hoşlanmadığını gizlemek için hiçbir çaba göstermez. Gil’in kendisini bekleyen daha kazançlı bir işin yerine, yazmakta olduğu kitapla meşgul olması, John’un gözündeki onun değerini daha da azaltmaktadır.

Resimler:

Bir yanıt yazın