Son Veda – Okuribito – Departures

SON VEDA
“Departures”
Dönüşü yoksa veda etmek daha zordur.


ÖDÜLLER

Akademi Ödülü ® Sahibi – En İyi Yabancı Film
32. Japonya Akademisi ödüllerinde 10 dalda ödül sahibi- En iyi Film, Yönetmen, Erkek Oyuncu, Yardımcı Erkek Oyuncu, Yardımcı Kadın Oyuncu, Senaryo, Görüntü Yönetmenliği, Işıklandırma, Sanat Yönetimi, Ses, Kurgu

Grand Prix des Amerique galibi 32. Montreal World Film Festival
Altın Horoz Ödülü sahibi – En İyi Film, Yönetmen, Erkek Oyuncu (Çin Akademi Ödülleri)
28. Hawaii Film Festivali galibi – İzleyici Ödülü
Melbourne ve Sydney Japon Filmleri Festivali – Kapanış Filmi
20. Geleneksel Palm Springs Uluslararası Film Festivali’nde İzleyici Ödülü sahibi – En İyi Kurgusal Film
Nikkan Sports Film Ödülü sahibi – En İyi Yönetmen, En İyi Film
Hochi Film Ödülü sahibi – En İyi Film
Kinema Jumpo galibi – Yılın 1 numaralı filmi, En İyi Yönetmen, Senaryo, Erkek Oyuncu
51. Mavi Kurdele Ödülleri – En İyi Erkek Oyuncu
Elan d’or Ödülü sahibi – En İyi Film, En İyi Yapımcı
Mainichi Film Ödülleri – En İyi Japon Filmi, En İyi Ses Kurgusu

GİRİŞ

‘Tabutlayıcılar’: Hayatın son yolculuğuna sevgi dolu bir nezaketle rehberlik ederler.

‘Tabutlama’, ölünün yaslı yakınlarının huzurunda törenle yıkanması, giydirilmesi ve tabuta konulması hevesle istenen bir kariyer olmasa da, Son Veda’deki örneği hem yürek ısıtan hem de hayatı onaylayan bir işlev görüyor: Ölümün insanları pek çok şekilde ziyaret ettiği, kendisi için yeni bir yaşamla yüz yüze gelen genç bir adam.

Son Veda’in yönetmeni Yojiro TAKITA, kariyerinin ilk başarılarından The Yen Family ve We are not Alone gibi komedilerden When the Last Sword is Drawn gibi dramlara uzanan filmleriyle Japonya’nın en yetkin isimlerinden biri. Kült aşçılık dizisi The Iron Chef‘te yazar olarak görev almış olan Kundo KOYAMAi beyaz perde için ilk senaryosunu yazdı. Ruhların Kaçışı ve Howl’un Yürüyen Kalesi gibi pek çok Hayao MIYAZAKI filminin müziklerini hazırlayan Maestro Joe HISAISHI, film için ana karakterin kendinden çok şey kattığı çello müziğiyle dokunmuş; zaman zaman yoğun, zaman zaman narin bir melodi yarattı. Filmin çekimleri Japonya’nın kuzeydoğusunda bulunan, güzel manzarasıyla yılın dört mevsiminde geçen öyküye arkaplan oluşturan Yamagata Bölgesi’ndeki gerçek mekânlarda yapıldı.

İnanılmaz derecede detaylı bir performansa tam ayarında komedi dokunuşları katan Masahiro MOTOKI, Tokyo’da yolunu kaybedip karısı Mika’yla memleketine dönen Daigo rolünde. Mika’yı canlandıran Ryoko HIROSUE, başlangıçta kocasının kariyer seçimini onaylamayan ama sonunda anlayış ve saygı gösteren eş rolüne açıklık ve doğallık getiriyor. Tsutomu YAMAZAKI sert hatlarını ve heybetli varlığını kullanarak Daigo’nun işvereni ve akıl hocası Sasaki rolüne hayat veriyor. Sağlam karakter oyuncularından oluşan yardımcı kadrodaki isimler arasında Kimiko YO (Café Lumière), Kazuko Yoshiyuki (Glory to the Filmmaker!, Granny Gabai) ve Takashi SASANO (Kabei–Our Mother) var.

Kendi ‘gidişimiz’ gelene kadar, er geç sevdiklerimizi ‘göndermek’ zorundayız. Bu evrensel tema evli çiftler, ebeveynler ve çocuk arasındaki sevgiyi; akrabaları, dostları ve iş arkadaşlarını birbirine yakınlaştıran bağları göstererek kahkaha ve gözyaşlarıyla dolu güçlü duygular uyandıran bir filme konu oluyor.

Film Japonya’da 13 Eylül 2008 tarihinde gösterime girerek 3 Mart 2009 tarihi itibarıyla 40 milyon doların üzerinde hasılat elde ederek büyük bir gişe hiti oldu. Şubat 2009’daki Oscar galibiyetinin ardından, sekizinci sıradan tekrar girdiği ilk ona giren film, Japon gişe hasılatı sıralamasında bir numaraya yerleşti. Film denizaşırı ülkelerde de beğeni kazanarak Montreal Film Festivali’nde Büyük Ödül sahibi oldu ve En İyi Yabancı Film dalında Akademi Ödülleri’nde Japonya adına yarıştı.

ÖYKÜ

‘Son yolculuğa hazırlanmak’

Çello çaldığı orkestra dağıldığında, Daigo KOBAYASHI (Masahiro Motoki) müzik kariyerine veda eder ve karısı Mika (Ryoko Hirosue) ile kuzeydoğudaki Yamagata Bölgesi’ndeki memleketine döner. İyi iş koşulları sunan bir ‘yardımcı aranıyor’ ilanı görür. Turizm acentesi olduğunu varsayarak görüşmeye gittiği ofisin arka duvarına yeni tabutlar dizilmiştir. Şirketin sahibi olan Sasaki (Tsutomu Yamazaki), Daigo’nun özgeçmişine şöyle bir bakarak işe alır. Bu noktada Daigo şirketin tam olarak ne iş yaptığını sorar ve iş tanımında cesetlerin yakılmadan önce törensel olarak ‘tabutlanmasının’ yer aldığını öğrenir. Tereddüt eder ancak Sasaki işi alması için onu zorlayınca kabul eder ve Mika’ya işe ‘törenlerin’ dahil olduğunu söyler. Bu şekilde Yamagata’da Hirano civarında Sasaki’yle yolculuk etmeye başlar.

Travesti olduğu anlaşılan güzel bir intihar kurbanı; motosiklet kazasında ölen serseri bir delikanlı, torunlarının lise üniformalarıyla birlikte giydiği bol beyaz çoraplara hayran yaşlı bir büyükanne: Daigo ölümün çeşitli biçimleriyle karşılaşır ve başlangıçta emin olmasa da ‘tabutlama’ işleminin bir şekilde hayata saygıyı ifade ettiğini de anlamaya başlar.

Mika ise işin içindeki ‘törenin’ tam olarak ne tarz bir şey olduğunu öğrenir. Dehşete düşerek kocasının işi bırakmasını ister ve red cevabını aldığında Tokyo’daki ailesinin yanına dönmek üzere yola çıkar.

Annesi yıllar önce ölen ve babası o daha çocukken evi terk eden Daigo bir kez daha yalnız kalmıştır ancak yaptığı işin değerine inanmaya devam eder.

Kış yerini ilkbahara bırakırken, kendine ve yeni kariyerine güven duyduğunu hisseder ancak bir dizi önemli olay art arda gerçekleşir: Mika döner, yakın bir çocukluk arkadaşının annesi aniden ölür ve 30 yıldır kendisinden tek kelime haber almadığı babasının da öldüğünü öğrenir.

Bir tabutlayıcı, koca, oğul ve insan olarak Daigo en değer verdiği insanlar arasında hayatla nasıl başa çıkacaktır? Son bir yolculukta, mutlu bir vedayla…

BİYOGRAFİ

Yojiro TAKITA – Yönetmen

1955’te doğdu. Takita 1976 yılında Hiroshi Mukai’nın Shishi Productions şirketine yönetmen yardımcısı olarak katışdı ve 1981 yılında “Chikan Onna Kyoshi” isimli yapımla yönetmenliğe adım atarak yirmi civarında yetişkinlere hitap eden film yaptı. İlk ticari filmi “Komikku Zasshi Nanka Iranai!” (1986) New York Film Festivali’nde beğeniyle karşılandı. Sonraki filmleri arasında The Yen Family (1988), We Are Not Alone (1993), The Exam ve Secret (ikisi de 1999) yer almaktadır. 2001 yılındaki özel efektli fantezi filmi “Onmyoji” (The Ying-Yang Master) gişeleri kasıp kavurdu ve 2003 yılında bir devam filmine yol açtı: “Onmyoji 2”. Bunun ardından 2003 yılındaki tarihi dram filmi When The Last Sword Is Drawn’ın dünya çapında yarattığı eleştirel başarı ve 2004 Japon Akademi Ödülleri’nde En İyi Film dahil olmak üzere etkileyici bir ödül koleksiyonu toplaması geldi. Son filmleri arasında ASHURA (2005) ve The Battery (2007) yer almaktadır..

Yapım Ekibi

Yönetmen: Yojiro TAKITA (When the Last Sword is Drawn, Ashura)
Senaryo: Kundo KOYAMA (The Iron Chef başta olmak üzere pek çok TV dizisinin yaratıcısı)
Yürütücü Yapımcı: Yasuhiro MASE
Yapımcılar: Toshiaki NAKAZAWA, Toshihisa WATAI
Müzik: Joe HISAISHI (Spirited Away, Howl’s Moving Castle, Sonatine)
Görüntü Yönetmeni: Takeshi HAMADA (Blood and Bones, Helen the Baby Fox)
Işık: Hitoshi TAKAYA (Sonatine, Violent Cop)
Set Tasarımı: Fumio OGAWA (Silk)
Kurgu: Akimasa KAWASHIMA (Ghengis Khan – To the ends of the earth and sea)

Oyuncu Kadrosu
Masahiro MOTOKI (The Birdman of China, GEMINI, GONIN) Daigo KOBAYASHI rolünde
Tsutomu YAMAZAKI (Doing Time, Rikyu, Tampopo) Shouei SASAKI rolünde
Ryoko HIROSUE (WASABI, Love Collage, Secret) Mika KOBAYASHI rolünde
Kimiko YO (Café Lumière , Wait And See) Yuriko UEMURA rolünde
Takashi SASANO (KABEI – Our Motehr, Love and Honor) Shokichi HIRATA rolünde
Kazuko YOSHIYUKI (Glory to the Filmmaker!, Granny Gabai) Tsuyako YAMASHITA rolünde

(c) 2008 Departures Film Partners

ELEŞTİRMENLERDEN YORUMLAR
JAPONYA VE DENİZAŞIRI ÜLKELERDE

— “Film alışılmamış ve eşsiz bir konuyu alıyor ancak zarafet ve mizahla işliyor. Muhteşem bir sanat eseri; bu filmi çektiği için Yojiro Takita’ya büyük hayranlık duyuyorum.”
Mark Rydell ( Juri Başkanı / Montreal Dünya Film Festivali)

— “Japon kültürünün bu ayrıntılı ayini içerdiğini keşfetmek beni çok şaşırttı…Bu ayin dinin ve sonunda kültürün ötesine geçiyor. Ölümlülüğümüzün ve insan ilişkilerinin kısalığının farkında olan sosyal varlıklar olan bizlerin en temel, evrensel sorunlarına temas ediyor.”

–“’Okuribito (Son Veda)’ izlediğim filmler içinde en iyilerinden biri. Filmlerin en iyi yaptığı şeyi yaparak belli bir insan deneyiminin ve karakterlerle izleyici arasında akan duyguların dünyasına kapı açıyor ve hayatı daha da görkemli kılıyor.”

— “Bu dünyada yaşayan herkesin böyle bir filmi izlemesi gerek. Sonunda, herkes ölür… ama umarız gönderilişimiz böyle olur.”

— “Merhaba – Ne zamandır görüşmüyoruz – Hoşça kal – Görüşürüz — bu film bize günlük yaşamımızdaki bu sözlerin önemini hatırlatıyor… Böyle bir filmi keşfettiğim için çok mutluyum.”

SORU-CEVAP

Masahiro Motoki söyleşisi (LA / 23 Şubat 2009)

S. SON VEDA filminin orijinal fikrinin sizden çıktığı söyleniyor. Size esin kaynağı olan bir olay var mı?

C. 15 yıl kadar önce Hindistan’a gittiğimde, Hindistan’da yaşam ve ölümün uyum içinde ve doğal bir şekilde bir arada var olduğunu görmüş ve çok duygulanmıştım. İkisine de insan yaşamında eşit değerde davranılıyordu.
Nehirde kendilerini yıkayan ve süsleyen insanların yanında, cenaze düzenleyen ve ölüleri gönderen insanlar vardı. Orada ölüm ve yaşam dengeli bir şekilde birlikte var. Bu olayları görerek büyülendim.
Tokyo’ya döndüğümde, ölümün kasıtlı olarak günlük yaşamdan saklandığını hissettim.
İnsanlar etrafta koşturmakla çok meşguller ve ölümle hayatımızın önemli bir parçası olarak yüzleşmiyorlar.
Hindistan’a yaptığım yolculuktan beri, hayatın ve ölümün anlamının yan yana durduğunu düşünüyorum.
Çocuğum doğduğunda, karımın yanındaydım. Çocuğumun doğduğunu görünce hayatın ve ölümün ne kadar yakın olduğunu anladım. Çocuğumun doğduğunu gördüğüm için çok mutluydum, daha mutlu olamazdım. Ama aynı zamanda ölümün de doğumla aynı derecede önem taşıdığını fark ettim.

S. Bir “nokanshi” (= tabutlayıcı / tabuta koymadan önce ölü bedenlerin törensel hazırlıkları üzerinde çalışan kişi)nin işi hakkında daha önceden bilgi sahibi miydiniz?

C. Nokanshi / Tabutlayıcı ile ilk kez derinlemesine ilgilenmem Shinmon Aoki’nin yazdığı “Coffinman: The Journal of a Buddhist Mortician”.
Kitap beni derinden etkilemişti.
Yaşam ve ölümle ilgilenmeye başladığım dönemde kitap ve tabutlayıcılık işi beni büyüledi.
Kitabı ilk okuduğumda bir film uyarlamasını düşünmeye başladım.

S. Birinden tabutlama törenini öğrendiniz mi ya da gerçek törene katıldınız mı?

C. “Okuribito” (SON VEDA) filmindeki karakteri canlandırmam istendiğinde, bir tabutlayıcı olmayı öğrenmem gerekti. Profesyonel bir tabutlayıcıya eşlik ettim ve törenin nasıl gerçekleştirildiğini öğrendim. Törenin yansıttığı zarafet ve güzelliği mümkün olduğunca yakalamaya çalıştım.
Profesyonel bir tabutlayıcının ayini yaslı bir ailenin önünde sergilediği gerçek bir törene gizlice katıldım.
Ayini izler ve gözlemlerken, tabutlama töreninin inanılmaz derecede, tıpkı çay töreni gibi sanatsal olduğunu anladım. Sakin bir tören ve bileylenmiş bir beceri istiyor. Ayinin tam bir sessizlik içinde tamamlanması beni hayran bıraktı. Bana kesinlikle çay törenini anımsattı.

S. Canlandırdığınız karakterleri nasıl seçiyor ve bu karakterlere nasıl bürünüyorsunuz?

C. Benim için bir karakter yaratmak her zaman zorlu bir savaş olmuştur. Asla kolay olmaz.
Çekimler sırasında daima çok acı çekerim. Karakter kolay ortaya çıkmaz.
Ama bunca acı ve mücadeleye girdiğim için, arada bulduğum neşe ve huzuru çok daha fazla takdir ederim.

Ancak her zaman çok ciddi değilim. Çok asi bir yanım da var. Bir filmde bu yanımı da göstermek isterim bir gün.

S. Sizce bu filmdeki rolünüz sizin en iyi performansınız mıydı?

Bu soru sorulduğunda nasıl yanıt vereceğimi bilmiyorum.
Charlie Chaplin şimdiye kadarki filmlerinin içinde en sevdiğinin hangisi olduğu sorulduğunda hep “Bir sonraki filmim” diye cevap veririmiş.
Ben de aynı şekilde hissetmek istiyorum çünkü en iyi işimin henüz ortaya çıkmadığını düşünmeyi seviyorum.
Çekimler sırasında bu filmin büyük başarı kazanacağını ya da bu kadar ödül kazanacağını (Oscar dahil) düşünmüyordum.
Bir filmin harika olup olmadığına karar vermenin izleyiciye düştüğüne inanıyorum; yapabileceğim tek şey, çekimler sırasında elimden gelenin en iyisini vermek.

Motoki yorumu — Academy Ödülleri sonrası (27 Şubat 2009)
“Film çok kişisel bir düzeyde özdeşleşebileceğiniz ölüm ve yaşam hakkında konuşuyor. Farklı kültürlerden insanların filmi nasıl karşıladıklarını görmek beni çok etkiledi. Bu temanın nazik bir insanlıkla gösterilmesinin ve konunun sıcak bir ışıkta ele alınmasının izleyicileri şaşırtığına inanıyorum.”
“Bundan sonra Oscar almanın neşesiyle ve bu başarının ağırlığıyla yaşamak benim için yeni bir sınav olacak.”
Masahiro Motoki’nin bir sonraki projesi NHK (Japonya’daki ulusal yayın)’de ana karakteri oynayacağı tarihi dram dizisi “Saka no Ueno Kumo” olacak. Dizi şu an çekim aşamasında ve 2009 – 2011 arasında gösterilmesi planlanıyor.

Resimler:

Bir yanıt yazın