Tetikçiler – Looper

Looper/Tetikçiler

Yapım Notları

Gelecek zamanda geçen, aksiyon-gerilim türündeki Looper filminde, zamanda yolculuk yapma olanağı bulunmuştur ama bu yasaktır, haliyle karaborsaya düşmüştür. Mafya, bir adamdan kurtulmak istediğinde, onu otuz yıl geriye göndermektedir. Hemen oracıkta bekleyen tetikçi ve kiralık katil Joe (Joseph Gordon-Levitt) ise, gelen adamı temizlemektedir. Geçimini bu şekilde sağlayan Joe gitgide zenginleşmekte, güzel bir yaşam sürmektedir… Taa ki günlerden bir gün, aynı tetikçi Joe’nun gelecekteki kendisini (Bruce Willis) Joe’ya yollayana dek! Filmin senaristi ve yönetmeni Rian Johnson. Diğer rollerde Emily Blunt, Paul Dano ve Jeff Daniels var. Yapımcılar ise Ram Bergman ve James D. Stern.

FİLM
Senarist ve yönetmen Rian Johnson’ın, hem zamanı, hem de insanın aklını ters yüz eden son filmi Looper’da, bir kiralık katil olan Joe (Joseph Gordon-Levitt), öldürmesi gereken kişinin, bu sefer, gelecekteki kendisi (Bruce Willis) olduğunu fark eder. Film 2044 yılında geçiyor. Bu tarihte, zamanda yolculuk yapmak olanaksızdır ama otuz yıl sonra zaman yolculuğu yapılabilir hale gelecek, üstelik de bu işin kontrolü, özellikle de belli bir amaçla, mafyanın elinde olacaktır: Gordon-Levitt’in de dediği gibi, “Gangsterler zaman yolculuğu yaptırarak adam öldürüyor. Kurbanlarını otuz yıl öncesine gönderiyor ve onları gelecekteki gangsterlerin tuttuğu kiralık katile öldürtüyor. Cesetten de böyle kurtuluyor.”

Willis filmin konusu için şunları söylüyor: “Joe’nun başı, avını elinden kaçırdığında derde giriyor. Avını elinden kaçırmak dediğim de şu: Joe işe koyulur; bir de bakar ki karşısında kendi yaşlı hali duruyor ve Joe nedense onu elinden kaçırıyor. Bu insanın başına çok gelecek bir şey değil ama her şey planlandığı gibi gitseydi, kendi gelecekteki halini başında bir çuval ve eli kolu bağlı bulacaktı. Onu tanıyamadan ve ne yaptığını bile bilmeden, adamı vurup işi bitirecekti. Ama benim oynadığım karakter, kendi gençliğinin karşısına, başı açık ve elleri serbest olarak çıkıyor. Sonra da, onu bir güzel faka basıp elinden kaçıyor.”

Looper filminde, sağlam birer dost olan Gordon-Levitt ve Johnson, birkaç yıl önce çektikleri, bağımsız ve çok başarılı bir sinema filmi Brick’ten sonra ikinci kere bir araya geliyor. “Rian’la yaklaşık on yıldır tanışıyoruz,” diyor Gordon-Levitt. “Daha Brick filmini yeni bitirmiştik, Rian bana Looper’ın konusunu anlatmaya başladı. Sonunda da filmin başkarakterini, bana göre senaryolaştırdı. Daha önce, hiç başıma böyle bir şey gelmemişti; o nedenle, bu rolde oynamaktan büyük gurur duydum.”

Filmin senaristi ve yönetmeni olan Johnson ise şunları anlatıyor: “Joe’ya Looper’dan söz ettiğimde, daha Brick filmini yeni tamamlamıştı. Bu fikir aklımda daha yeni yeni şekilleniyordu ve en sevdiğim yanı, Joe’nun içine düştüğü ikilemdi: Adam, gelecekte neler olacağını biliyor ve bu konuda çok hayati bir karar vermesi gerekiyor.”

Bu arada, Willis’in canlandırdığı karakteri harekete geçiren şey, gelecekte dünyanın ne kadar kötüye gideceğini bilmesi. Eğer daha 2040’lı yıllarda işler yolundan çıkmaya başlamışsa, 2070’li yıllarda dünyanın organize suç örgütlerinin eline geçeceğini öngörmek zor olmasa gerek. “Her şey Rainmaker denen bir adamın iki dudağının arasında,” diyor Willis ve daha sonra şunları anlatıyor: “Rainmaker toplu katliamlar yaptırıyor. Tam bir terör estiriyor. Ancak, benim canlandırdığım karakter, Rainmaker’ın, Joe’nun zamanında nerede yaşadığını biliyor. Geçmişe döndüğümde, bu Rainmaker denen adamın peşine düşüyorum. Haliyle, hiçbir şey sanıldığı kadar kolay olmuyor.”

Yapımcı Ram Bergman bundan önce, Johnson’ın ilk iki filminin de yapımcılığını üstlenmişti: Brick ve The Brothers Bloom. Bergman, Johnson gibi bir senarist ve yönetmenle çalışmanın, insanın her zaman bulamayacağı büyük bir şans olduğunu söylüyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Johnson son derece yeteneklidir; öyle ki, eşi benzeri yoktur, son derece de hoş bir insandır. Rian eğer aklına gelen bir düşünceyi bana açmışsa, bilirim ki ne yapıp eder, o fikri mutlaka geliştirir. Önce, bir kaç taslak çalışma yaparız. Sonra, taslakta sona yaklaştığımızda, bu fikirden nasıl bir film çıkacağını düşünmeye başlarız. Bu filmin, Rian’ın istediği gibi olması gerekir. Bizim işimiz, onun vizyonunu desteklemek ve bu vizyonu gerçekleştirmesine yardımcı olmaktır.”

Aynı şekilde, Yapımcı James D. Stern de bu filmde tekrar Johnson ile çalışma olanağını yakalamış. Daha önce, Bergman ile birlikte Johnson’ın The Brothers Bloom filminin yapımcılığını üstlenmişti. Yapımcı James D. Stern bize şunları anlattı: “Rian tekil bir sestir. Onun özelliği de bu işte. Nasıl bir dünya yaratacağı konusunda aklında çok net bir fikir vardır ve yapmak istediklerinden geri adım atmaz. Onun yaptığı işe baktığınızda, gerçekten var olan bir şeyi görmüş gibi olursunuz. Oyuncu ile izleyici arasındaki bu iletişim çok önemlidir. Ben Looper filminin senaryosunu ilk okuduğumda, hem tekrar Rian (ve Ram) ile çalışacağıma çok sevindim, hem de bu kadar çok ileri-geri sıçrama yapan, katman katman gözümüzün önünde açılan ve anlam zenginliği taşıyan bir film bulduğuma sevindim.”

Zamanda yolculuk öyküsünü yaratırken, Johnson sadelikten ödün vermemiş: “2070’li yıllarda sizi bir makineye sokuyorlar. Sonra, pat diye otuz yıl öncesinde belli bir yere yolluyorlar. Zaman makinesi belli bir döneme ayarlı. Ayarını bozup daha ileri – geri gidemiyorsunuz. Yıllar geçip 2074’e yaklaştığınızda, makinenin sizi götüreceği 2040’lı yıllar da ilerliyor.”

Üstelik Johnson’ın kurduğu dünyada, zamanda yolculuk yasak! Bu yüzden, kimse bu işi tam olarak anlamıyor ve araştıramıyor ama gangsterler biliyorlar ki zamanda yolculuk mümkün! “Gelecek zamanda yaşayan zeki adamların bildiği bir şey var: Bu işten korkmak lazım,” diyor Johnson ve şunları anlatıyor: “Zamanda yolculuk yapmanın yasaklanmasının bir nedeni de bu zaten. Dede paradoksları, kelebek etkileri falan oluyor. Kimse zamanda yolculuk yapılırsa neler olacağını bilemiyor. Ama bildikleri tek bir şey var, o da, bu işin ölesiye tehlikeli olduğu ve pek kurcalanmaması gerektiği. Öyle ki, suç çeteleri bile zamanda yolculuk olayını sadece tek bir amaçla kullanıyorlar. İşte bu yüzden, geçmişe gönderilen herkesin temizlenmesi gerekiyor. Ama bu sefer, işler çığrından çıkar ve geçmişe gönderilen bir kişi öldürülmeden serbest kalır. Bunun nelere yol açacağını kimse bilemez.”

“Rian’ın zihninde filmin bütün taşları yerine oturmuştu,” diyor Stern. “Filmin nasıl çekileceğini, bitince nasıl görüneceğini, her şeyi zaten biliyordu. Her gün çekilecek her sahneyi zihninde canlandırmıştı. Ben New Orleans’a çekimler için geldiğimde, görsel senaryo kitap haline getirilmiş, yapım ofisindeki bütün arkadaşlara dağıtılmıştı. Ekipteki herkes, filmin her sahnesini ezbere biliyordu. Bu, inanılmaz bir şey! Ve tamamını Rian’a borçluyuz.”

Filmin merkezinde, tabii ki, tetikçiler var. Bunlar, gelecek zamandaki mafyanın kurbanlarını temizlettirmek için tuttuğu düşük nitelikli kiralık katiller. “Tetikçiler öyle pek ileriyi düşünecek türden adamlar değil,” diye açıklıyor durumu Gordon-Levitt: “Yaptıkları iş, birden bire ortaya çıkan, eli kolu bağlı bir kurbanı vurup öldürmek. Kendi hayatını tehlikeye atmaktan korkmayan herkes bu işi yapabilir çünkü eninde sonunda, gelecek zamanda yaşayan gangsterler, kendi gelecekteki halinizi size yollayarak sizin halkanızı da kapatıyorlar.

Tetikçilerin kullandığı silahın adı Blunderbuss. “Bu silah, tam tetikçilere göre tasarlanmış: Eli kolu bağlı bir adamı yakından vurmaya yarıyor,” diyor Gordon-Levitt. “Uzun menzilli ya da keskin nişan alınabilen bir silah değil. Uzaktaki bir hedefi vurması olanaklı değil ama yakındaki bir hedefi de kaçırmıyor!”

“Blunderbuss berbat bir silah,” diye aleti bize açıklıyor Johnson. “Gözünüzün önüne metalden yapılmış bir tüp getirin. Bu tüp bir iki el ateş edebilsin. Hepsi bu! Ama önünüzde birden bire, başına çuval geçirilmiş, eli kolu bağlı bir adam belirse ve ille de bu adamı öldürmeniz gerekiyorsa, bu işi en iyi bu silahla yapabilirsiniz.”

“Tetikçiler öyle nitelikli katiller değil. Daha çok birer teknisyen gibiler,” diyor, Joe gibi kiralık katillerden birini canlandıran Paul Dano ve şunları aktarıyor: “Mafya işi olabildiğince kolaylaştırmış. Sanki bir fabrikada çalışıyormuş gibi, tek yapmanız gereken kolu çekmek!”

Gelin bir de, bu düşük seviyeli gansgterlerle, Gat Man’leri karşılaştıralım. Gat Man’ler ellerinde daha iyi silahlar olan eğitimli katiller. “Gat Man, mafyanın taşıyıcı kolonları,” diyor Johnson: “Tetikçiler alt kademe katiller, Gat Manler ise, oldukça kalifiye. Ellerinde devasa, son derece keskin nişan alabilen, değerli silahlar var. Başları sıkıştığında, kendilerini kolayca kurtarabiliyorlar.  Kimse kendisini bu büyük, güçlü silahın namlusunun ucunda bulmak istemez.”
Süre: 118 Dakika
Vizyon Tarihi:
12 Ekim 2012
Tür: Bilim Kurgu-Aksiyon
Dağıtım: UIP Filmcilik

Bir yanıt yazın