Yolcular / Passengers

Genç terapist Claire Summers (Anne Hathaway), hocası (Andre Braugher) tarafından korkunç bir uçak kazasından sağ kurtulan beş yolcuya danışmanlık yapmakla görevlendirilir.  Böyle güç bir görev alan Claire’in yaşadığı zorluklar, yardım elini reddeden ve kazayı bahane ederek ona açık açık kur yapan Eric (Patrick Wilson)’le karşılaşınca kat be kat artar. Claire Eric’le arasında mesleğinin gerektirdiği mesafeyi korumaya çabalarken, diğer hastalar kazaya dair ve havayolları şirketinin resmi açıklamalarıyla çelişen ayrıntıları anımsamak için mücadele vermektedirler. Havada gerçekleşen olası bir patlamayla ilgili anıları suyüzüne çıktığında, yolcular gizemli bir şekilde ortadan kaybolmaya; Claire de bu olayda havayollarının parmağı olduğundan şüphelenmeye başlar. Gerçeği açığa çıkarmaya kararlı olan Claire’in git gide içine çekildiği komplo ve Eric’le giderek derinleşen ilişkisi, kaderin şiddetli bir oyunuyla birbirine karışacaktır.
Mandate Pictures yapımı gerilim/macera Passengers/Yolcular’ın başrolünde Anne Hathaway (The Devil Wears Prada, Brokeback Mountain), yönetmen koltuğunda ise Rodrigo Garcia (Things You Can Tell Just by Looking at Her, Nine Lives) var. Film, Ronnie Christensen’in yazdığı senaryodan uyarlandı. Patrick Wilson (Little Children, HBO yapımı Angels in America), David Morse (The Crossing Guard, The Green Mile), Andre Braugher (Homicide: Life on the Street, Poseidon), Clea DuVall (Identity, 21 Grams) ve iki Oscar® sahibi Dianne Wiest (Hannah and Her Sisters, Bullets over Broadway) oyuncu kadrosunu tamamlayan isimler.
Passengers/Yolcular’ın yapımcılığı Keri Selig (The Stepford Wives, Three To Tango), Matthew Rhodes (Southland Tales, Walker Payne), Judd Payne (Southland Tales, Walker Payne) ve Julie Lynn (10 Items or Less, Nine Lives) tarafından gerçekleştirildi. Mandate’den Joe Drake ve Nathan Kahane yürütücü yapımcılık, Kelli Konop ve Mary Lee ortak yapımcılık görevini üstlendi.

YAPIM HAKINDA
“Öykü inkâr ve bu inkârın duvarları arasından sızan gerçek hakkında,” diyor yazar Ronnie Christensen. “Hayatınızda hangi senaryoyu yaşarsanız yaşayın, ne kadar kötü olursa olsun, gerçek daima aradan sızar.” Christensen’e göre Passengers/Yolcular’a ilham veren gerçek, ilk çocuğunun doğumu yaklaşırken hissettiği ebeveyn olma korkusuydu. Hayatınızı sonsuza dek değiştirecek o anın korkusu “en korkunç durumlardan biri” olan ve gerçeğe tanıklık edecek bir aşkın doğmasına neden olan bir uçak kazasına dönüştü. “İlk çocuğumun doğacak olması beni çok korkutmuştu,” diyor Christensen. “Passengers/Yolcular’ı yazma sürecinde tüm sınırları aşan bu aşk öyküsünü buldum. Aşk, öykü boyunca devam eden tek şey.”
Christensen’le uzun süredir arkadaş olan yapımcı Keri Selig, Passengers/Yolcular’ı analiz ederken, metaforu daha da ileri götürüyor: “Ronnie baba olmaktan çok korkuyordu çünkü alıştığı tarzda hayatı bitecekti. Passengers/Yolcular ölümü ve yeni bir yaşamın başlamasını, ölümden sonraki hayatı simgeliyor. Okuduğumda vay, diye düşündüm, bu inanılmaz.”
Christensen Selig’le ve ortakları Matthew Rhodes ve Judd Payne’le başka projeler üzerinde çalışırken aklına esince Passengers/Yolcular’ı verdi. Üç yapımcı da birbirlerinden bağımsız halde bir Pazar sabahı senaryoyu okudular ve Pazartesi günü bunun geliştirmeye değer bir proje olduğu konusunda fikir birliğine vardılar. Senaryoyu hiçbir şey bilmeden okumalarından da yararlanan sürpriz son üçünü de etkilemişti. “Çünkü hazırlanmamıştık,” diye anımsıyor Rhodes, “sonunda ne kadar büyük bir sürprizin bizi beklediği hakkında en ufak bir fikrimiz yoktu. Bizi filme gerçekten bağlayan da bu oldu.”
Proje Mandate Pictures’a satıldı ve yapımcılar bir yönetmen arayışına girdiler. Selig Rodrigo Garcia’nın  Things You Can Tell Just By Looking At Her filmini görmüştü ve and Passengers/Yolcular için doğru ismin o olduğuna inanıyordu. “Mandate’deki herkese gittim ve ‘İşte yönetmenimiz’ dedim. O en göze çarpan seçim değildi ama bana göre karakterin özüne inip yeni bir şey getirebiliyor; çalışmaları belli bir incelik taşıyor. Menajerini aradım ve Rodrigo’nun senaryoyu okuması için yalvardım. Bir ay geçmesine rağmen yanıt gelmedi, ben de her gün aramaya başladım. Sonunda, menajerinin dediğine göre sırf telefonlarını meşgul etmeyeyim diye senaryoyu Rodrigo’ya verdi. Okuduktan sonraki gün evet dedi; galiba ısrarcı olmak sonuç veriyor.”
“Rodrigo Nine Lives’ı yeni bitirmişti,” diye ekliyor Judd Payne. “Daha gösterime girmemişti ama filmin ve oyuncu performanslarının inanılmaz olduğunu görebilmiştik. Olay yaratacak bir kadronun ilgisini çekecek biri olduğunu biliyorduk. Telefona sarılıp oyuncu menajerleriyle Rodrigo’yu konuşmaya başladık. Çok heyecanlanmışlardı; Rodrigo oyuncuların sevdiği bir yönetmen olarak görülüyordu. Tepkileri bizi çok heyecanlandırdı, biz de senaryoyu Rodrigo’ya gönderdik.”
Garcia öyküyü merak uyandırıcı bulduğunu söylüyor: “Ama son yirmi sayfada olanlar beni kendine esir etti,” diyor yönetmen. “Öykü çok güçlü ve çok duygusal; benim de baş karakteri kadın olan, kadınlara dair öykülere yönelik bir tercihim var. Bir aşk öyküsü, macera ve komplo hikâyesi olarak çok güçlü, gayet iyi dengelenmiş.”
Senaryo Anne Hathaway’e ulaştığında, aktris Claire’i canlandırmak için imza attı. Sahne oyuncusu Kate McCauley’nin kızı olan Hathaway, sahne tozunu erken yaşta, New York’taki Barrow Group’a katılarak yuttu. Hathaway şöyle diyor: “hayatını dolu dolu yaşamayan, korku tarafından yönetilen ama kendisine fırsatlar ve kurtulma yolları sunulan bir kız canlandırma fikrine bayıldım. Claire yetenekli ve çok zeki olduğunu biliyor ama dünyaya yetişkin olarak görünmeye çalışırken aynı anda duygusal yaşamıyla bir yetişkin gibi baş etmiyor. Ne müthiş bir birliktelik. Üstelik film her şeye sahip: Aksiyon, aşk, kişisel gelişim. Büyük ve klasik bir öykü ama bir karakter incelemesi gibi küçük ölçekli görünüyor. Bence iki tarafın da en iyi özelliklerini taşıyor.”
Hathaway senaryo hakkında konuşmak için buluştuktan sonra Garcia’yla çalışma fikri karşısında çok etkilendi. “Rodrigo’yu ilk gördüğüm anda O’na karşı yakınlık hissettim,” diyor Hathaway sevecenlikle. “Önemli konular; hayat, ölüm, aşk, bütünlük, hayatınızı yaşamanın yolları hakkında uzun uzun sohbet ettik. İlk karşılaşmada biraz utangaç olabilirim, o nedenle biriyle o kadar rahat konuşmak benim için heyecan vericiydi çünkü masa başında ona kendimle ilgili her şeyi anlatırsam, karakterimi canlandırırken de hakkında konuştuğumuz konularda çok rahat olurum. Rodrigo inanılmaz derecede sevimli, eğlenceli, sıcak ve sevgi dolu bir adam. Bütün filmlerimi onunla çekmek istiyorum.”
Hathaway projeye katılmayı kabul ettiğinde yapım ekibi çok heyecanlandı. “Annie inanılmaz bir karizmaya sahip,” diyor yapımcı Julie Lynn. “Kameranın görmeden edemediği yakıcı bir zekâsı var. Masaya getirdiği yetenekte ve rolünü canlandırmasında da bu belli oluyor. Bu onun varlığının önemli bir parçası ve Claire için de çok işe yarıyor.”
Garcia ve Hathaway’in ekibe katılmasıyla, proje tam gaz ilerlemeye başladı. “Ertesi sabah uyandığımızda telefonlarımız susmak bilmedi,” diyor Matthew Rhodes. “Preprodüksiyon aşamasına o kadar çabuk geçmiştik ki ilk iki hafta hâlâ programımızı oturtmaya çalışıyorduk. Bu sırada yirmi kişilik bir ekip uçak inşa ediyordu.”
Hathaway Kasım 2006’da evet dedi ve Ocak 2007’de çekimlere başlanmıştı. “Sorun şuydu ki Anne sonraki filmine başlayana kadar çok az zamanımız vardı,” diyor Rhodes. O nedenle herkes işe koyuldu. Ama Rodrigo o kadar eksiksiz bir profesyonel ki öyküdeki karakterleri anlamak için çok zaman harcadı ve ne istediğini açıkça biliyordu. Bu her şeyi daha da kolaylaştırdı.”
Çekimlere başlamadan önce kalan çok az zamanda yapımcılar oyuncu kadrosunda kalan roller için isim listesi çıkarıp yönetmenin de yardımıyla onları çekmeye başladılar. “Rodrigo’ya sahip olduğumuz için şanslıydık,” diyor yapımcı Keri Selig, “çünkü telefonu alıp ‘seninle çalışmak istiyorum’ diyordu. O kadar açık sözlüydü ki istediğimiz herkesi aldık.”    “Herkes” Patrick Wilson, Dianne Wiest, Clea DuVall, David Morse ve Andre Braugher gibi isimleri içeriyordu. Yapımcı Julie Lynn’e göre Wilson “inanılmaz derecede üretken bir aktör, karaktere harika bir eğlence duygusu katan bir maceracı.” Morse ise “şaşırtıcı. Çalışmasını görmeden derinliğini tam olarak takdir etmenize olanak yok. Oynadığı her karakterin tavırlarını ve amacını özümseyip bedeninden geçiriyor ve böylece güzel bir eser olarak yayılmasını sağlıyor.”  Lynn sözlerini Braugher hakkında şunları söyleyerek bitiriyor: “O kadar sıcak ve akıllı ki tüm günü O’nunla geçirmek istiyorsunuz. Neden Claire de bunu istemesin ki?”
Garcia, DuVall ve Wiest’i Passengers/Yolcular’a geçmiş ilişkileri sayesinde çekti. DuVall ve Garcia birlikte Fathers and Sons ve Carnivàle’de birlikte çalışmışlardı. Shannon rolü Ronnie Christensen’in orijinal senaryosunda vardı ama Garcia karakterin belli bölümlerini Clea’yı düşünerek yeniden yazdı. “Çok iyi bir oyuncu. O kadar doğal ki çalıştığını hissetmiyorsunuz bile; içinden akıyor sanki. Ama çok çalışıyor ve kendini paralayarak hazırlanıyor.”
Bu sırada, Wiest Garcia’yla HBO özel yapımı In Treatment’ta çalışıyordu. Ama yapımcı Julie Lynn, yönetmenin bu kadar büyük bir oyuncuya böyle küçük bir rolü önerme konusunda çekingen davrandığını itiraf ediyor. “Rodrigo dedi ki ‘büfeden sosisli sandviç alır gibi Oscarları topluyor.’ Ama hepimiz; Keri, ben ve casting yönetmenleri, hayır dedik, yapabiliyorsak onu alalım, ona seçme hakkı verelim. Dianne de evet dedi.”
Garcia ekibin önerisine kulak verdiği için çok mutlu. “Dianne rolü gerçekten çok farklı bir boyuta taşıdı,” diyor hevesle. “Çok fazla sahnesi olan bir rol değil ama Dianne rolü kanatlandırıp çok eğlenceli bir hale getirdi.”
Filmin oyuncu kadrosu belirlenirken, Garcia ve yapımcılar preprodüksiyona başlamak için kuzeye, Kanada Vancouver’a gittiler. Mevsim kıştı; hava soğuk ve yağmurluydu ve kuzeyde çekim yapma kararı mali nedenlere dayanıyordu ama yapımcı Keri Selig, “İyi ki öyle yapmışız. Filmimiz çok gri ve yağmurlu, o nedenle hava durumu filmi gerçekten iyi yönde etkiledi. Evet, bazen soğuk oldu ama istediğimiz görünüş de buydu. Orada çekim yaptığımız için şans yüzümüze güldü.”
Görüntü Yönetmeni Igor Jadue-Lillo, başkalarının soğuk ve yağmur hakkındaki şikâyetlerini duyduğunda gülüyor. “Herkes hava durumu yüzünden paniğe kapılıyordu ama bence hava bu filmde kullandığımız harika bir araç oldu. İnanılmaz, dramatik gökyüzü görüntüleri ve dışarıda muhteşem bir ışık yakaladık.  Yağmur her başladığında çok mutlu oldum; filmin dünyasını inşa etmemizde sonsuz yardımı oldu.”
Bu yapımı Vancouver’da çekilen diğer pek çok yapımdan ayıran bir şey de şehri saklamamak ya da başka bir yeri göstermemek yönünde alınan karardı. “Buraya ilk geldiğimde,” diyor Garcia, “’Neden şehri hiç görmüyoruz?’ diye sordum. Vancouver’ı sürekli başka bir yermiş gibi gösteriyorlar. O yüzden prodüksiyon tasarımcımız David Brisbin’i, şehri olduğu gibi göstermesi için teşvik ettim. Şehre Vancouver demiyoruz; sadece filmin geçtiği yer orası. David çok güzel bir iş çıkararak –çevresinden ilham alan, deniz yeşili ve maviden oluşan bir renk paletine sahip—‘ruhani Vancouver’ dediği bir dünya yarattı. Çok dar bir renk paleti ve karamsar bir ışıklandırmayla, klasik bir gerilim filmi tarzında ışıklandırılan ve tasarlanan bir dünya…”
“David Brisbin olağanüstü bir iş başardı,” diye ekliyor Lynn. “Çok özen gösteriyor. Eric’in dairesinde oturan en küçük yaratıktan düşmüş uçağın devasa gövdesine kadar her şey O’nun için büyük önem taşıyor. David tasarımının filme nasıl hizmet edeceğiyle ilgili, filmin tasarımına değil… Bu, bir prodüksiyon tasarımcısında bulunması mutluluk verici bir şey. Bunu yeterince vurgulamama olanak yok. O harika bir iş arkadaşı, gerçek bir sanatçı ve tam bir beyefendi.”
Sahip olunan değerleri göstermek ve onları bastırmak yerine ön plana çıkarmak da sette benimsenen bir tavırdı. “Bazı yönetmenler,” diyor David Morse, “büyük bir gemiye komuta ederler ve her şeyin kendi iradeleriyle gerçekleştiğini hissederler. Bazen işleri halletmek için insanları suistimal ederler. İyi iş çıkarırlar ve çoğuyla tekrar çalışmayı isterim ama o tarz bir filmde yer almak her zaman keyifli olmuyor. Rodrigo’yla böyle bir duyguya kapılmıyorsunuz. Bu şeyi hep beraber yaratıyoruz. Kimseye zorla bir şey yaptırmıyor; herkes onu çok seviyor ve bir şeyi onun için yapmak istiyorlar. Çok yaratıcı bir ortam.”
Rodrigo’yla birkaç projede birlikte çalışan yapımcı Julie Lynn’e göre “Rodrigo’yu iyi bir yönetmen kılan şey, kendi vizyonundan taviz vermeden işbirliğine açık olması. İnsanlardan masaya bir şeyler getirmelerini istiyor, yeni fikirlerden korkmuyor ve sık sık ‘şaşırtın beni’ diyor. Ama aynı zamanda kendine güveni tam; insanlar kendilerini güvende ve korunaklı hissediyorlar. İşbirliğine açık ama belli bir vizyonu olan biri, mükemmel bir kombinasyon. İşe gelmek bir zevk halini alıyor.”
Yalnızca kırk günlük bir çekim programına sahip olan ekip için işbirliği hayati önem taşıyordu. “Görüntü yönetmeni Igor Jadue-Iillo “Bu çok zorlu bir sınavdı,” diye itiraf ediyor. “Durmaksızın çekim yapıyordum. Ama yapım açısından ihtiyacımız olan her şeye sahip olduğumuzu söylemeliyim. Vinçlerimiz, teknelerimiz, rıhtım teçhizatımız vardı ve hepsi iyi durumdaydı. İki muhteşem kamera operatörümüz; Jim Van Dyke ve Gary Viola ile harika bir şefimiz; Drew Davidson vardı. Her şeyi hazır hale getirmek için gerçekten çok çalıştılar. Kamera departmanı yüksek standartları korudu, aynı şey elektrik ve mekanik bölümleri için de geçerli. Gecikme olmadı. Her şey harikaydı. Daha mutlu olamazdım. Bu kadar iyi bir ekip bulduğumuz için çok şanslıydık.”
Ekibin en çok iş başardığı yer ise, filmin iki ana özel efekt sahnesinin yaratımı ve çekimi oldu: Uçağın kaosa sürüklenmesi ve Eric’in geçen trenler arasında geçirdiği kriz. Bunlar için Garcia ağırlıklı olarak prodüksiyon tasarımcısı David Brisbin, özel efekt koordinatörü Jak Osmond ve Vancouver’daki Technicolor Creative Service’ten görsel efekt süpervizörü Doug Oddy’nin oluşturduğu üçlüye güvendi.
Uçağı yüksek irtifadaki patlamadan itibaren kumsala çarpma anına kadar izleyen düşme sahnesi, canlı çekimlerle bilgisayar animasyonunun karışımından oluşuyordu. “Set, 180 derece çevreleyen bir yeşil ekran ve uçağın parçalanmasından kumsala düşmesine kadar gövdeyi temsil eden çeşitli dekorlardan oluşuyordu,” diye açıklıyor Doug Oddy. “Çeşitli açılardan uçağın önünü, yanını, pencerelerden görünümünü muhtemelen bir gün boyuca çektik ve dijital bir kanat, yanan bir dijital motor ve dijital bir yırtılmayla birleştirdik. Uçağın yanı tamamen açılıyor ve ufuk çizgisinin giderek yaklaşmasını izliyoruz. Bu uçak kazasının eşsiz özelliklerinden biri de bu: çarpma anına kadar her çekim gövdenin içinde geçiyor.”
Oddy, kazaya getirilen bu eşsiz bakış açısını tümüyle yönetmene mal ediyor. “Efektleri analiz ederken, yönetmenle konuşmadan önce çekimleri belli bir şekilde görüyorduk,” diyor Oddy. “Yaşadığımız değişik deneyimlerden hareketle zihnimizde genel bir şema çıkardık. Çoğumuzun düşen bir 737’den sağ çıkma tecrübesi olmadığı için diğer filmlerden bildiklerimizle doldurmaya çalıştık. Bu durum, Rodrigo’yla konuştuktan sonra tamamen değişti; o her şeyi bambaşka bir yöne çevirdi. Olayı açıp enerji kattı. Vizyonu, bir uçağın düşmesini sonuna kadar yaşamanın soğuk gerçekliğiyle ilgiliydi. İrtifa kaybettiğiniz iki dakika içinde, içerideki insanların arasında neler oluyordu?”
Bu bakımdan görsel ve özel efektler kendi başlarına görkemli birer manzara oluşturacak şekilde değil, karakterlere hizmet edecek biçimde işlev görmeleri için tasarlandı. “Filmin gerçekçi görünmesini istedik, aşırı derecede tasarlanmış gibi değil,” diyor yönetmen Garcia. “Uçaktaki yolcuların yaşadığı şey derinden etkileyici ve sarsıcı ama bunu yaşayan ve son anlarıyla yüzleşen insanların aralarındaki ilişkileri ana odak noktası olarak koruduk. Ana fikir bir özel efekt patlamasıyla bitirmemekti çünkü öykü bununla değil, uçaktaki yolcularla ilgili.”
Yine de kaza sahnesi görkemliydi, özellikle de civarda yaşayan ve enkazla büyük patlamalara tanıklık edip Vancouver’in tablo gibi Spanish Banks bölgesi boyunca kurulmuş bir film seti olduğunu bilmeden 911’i arayanlar için. “Uçağın tüm gövdesini kırık ve yanmış şekilde kumsal boyunca yerleştirdik,” diye gülüyor yapımcı Keri Selig. “Oradan geçen insanlar gerçek bir uçak kazası olduğunu sanıp deliye döndüler. Medyayı uyardık, insanlarla konuştuk, tabelalar yerleştirdik. Ve sonunda sıra dışı bir gün yaşadık. Civardaki herkes çocuklarını ve kameralarını alıp geldi. Sanki filmi tüm şehirle birlikte çekiyorduk. Herkes bizi bağrına bastı.”
Yapım ekibi için büyük çalışma gerektiren ve gerçek görüntülerle bilgisayar animasyonunu birleştiren diğer önemli sahne, Eric’in tren yolunda geçirdiği krizdi. Eric’in aksi yönlerde hızla hareket eden iki tren arasında ayakta durduğu sahneyi tamamen gerçek olarak çekmek çok tehlikeli olacaktı ve Doug Oddy’ye göre, “teknik açıdan kontrol etmesi zordu. Sahne dört ya da beş ray gerektiriyordu; bu herhangi bir demiryolu için yoğun bir kısım demek. Çekimi kontrol etmek zordu çünkü programda pek çok şey trenlere bağlıydı ve trenlerin durması zor olduğundan mekânda çekim yapmak zor ve tehlikeliydi. Yerde kablolarla çalışan bir çekim ekibiyseniz, yoldan çekilmeniz o kadar da hızlı olmaz. Bir oyuncuyu hareket eden trenlerin önüne atmak da pek işinize gelecek bir şey değil.
“Biz de dijital trenler kullanmaya karar verdik. Bir miktar yeşil ekran çalışmasını, hareket eden trenlerin yaratacağı ışığı vermek için epey ışıklandırma efektiyle birleştirip özel efektler –geçen trenlerin yarattığı rüzgâr ve moloz— ekledik ve böylece gayet iyi işleyen bir sahne yarattık. Temelde, sahnede hareket eden iki tren, duran bir tren ve raylarda duran Eric var. Eric’i ışıklandırmayla birlikte yeşil ekran karşısında çektik. Sonra ışıklandırmalı iki arka plan geçişi ile raylarda trenin vereceği ışığa sahip bir aracı hareket ettirdik.
“Daha sonra  çevrenin çeşitli pozlarını aldık ki kaçırdığımız bir şey varsa arka ışıkla telafi edebilelim. Tüm bu parçaları kestik, dijital trenleri inşa ettik, çekime koyduk, biraz kamera hareketi ekledik ve sahnenin bitmiş halini elde ettik.”
Oddy muazzam zorlukta bir işi kolaymış gibi gösteriyor çünkü kendisini heyecanlandıran şey filmin büyük efekt sahnelerinden çok, görsel ve özel efekt ekiplerinin öyküye kattığı küçük ayrıntılar oldu. “Kimi efektler belli belirsiz,” diyor Oddy, “atmosferin oluşturulması ve başka türlü fark etmeyeceğiniz bir duygunun verilmesi mesela. Bu, ikinci kez izlediğinizde farklı yönlerini keşfedeceğiniz bir film. Ve hikâye beklenmedik bir yöne kayıyor. Bir şey gördüğünüzü sanıyorsunuz ama aslında başka bir gerçekliğin yansımasını görüyorsunuz. Bu ince hilenin bir parçası olmak en çok hoşumuza giden şeydi.”
Herkes filmin sürpriz sonunun, izleyicilerin hayal gücünü ateşleyeceği konusunda hemfikir; yalnızca şaşırtıcı olduğu için değil, beklediklerinden çok farklı bir film izledikleri hissini uyandırdığı için. “Dev bir yumruk yemiş gibi oluyorsunuz,” diyor yapımcı Matthew Rhodes, “ve aniden bunun hayal ettiğinizden çok daha büyük bir aşk öyküsü olduğunu anlıyorsunuz. Başlangıçta sizi koltuğunuza mıhlayacak bir gerilim filmi izliyor ve tahminler yürütüyorsunuz ve sonunda geriye dönüp baktığınızda ‘çok güzel bir aşk hikâyesi izledim’ diyorsunuz. Bu filme aşık olmamızın ve onu çekmemizin nedeni de bu.”

2 Ocak 2009’da sinemalarda.

Seanslar:
İstanbul – Avrupa
AFM Park, İstinye
11:00 13:30 16:00 18:45 21:20 23:50 (Cu/Cts)
AFM Profilo, Mecidiyeköy
11:00 13:40 16:30 19:00 21:20 23:45 (Cu/Cts)
Astoria Cinebonus , Mecidiyeköy
11:45 13:45 15:45 17:45 19:45 21:45 23:45 (Cu/Cts)
Avcılar Avşar, Avcılar
11:30 13:30 15:30 17:30 19:30 21:30
Bakırköy Avşar, Bakırköy
11:00 13:00 15:00 17:00 19:00 21:15
Cine Majestic, Beyoğlu
11:30 13:30 15:30 17:30 19:30 21:30
Cinebonus Capacity, Bakırköy
11:45 13:45 15:45 17:45 19:45 21:45 23:45 (Cu/Cts)
Cinebonus Flyinn, Florya
11:15 13:15 15:15 17:30 19:45 21:45 23:45 (Cu/Cts)
Cinebonus Historia, Fatih
11:00 13:00 15:15 17:30 19:45 22:00 00:00 (Cu/Cts)
Cinebonus Kanyon, Levent
11:00 13:00 15:15 17:30 19:45 22:00 00:15 (Cu/Cts)
Cinecity Olivium Center, Zeytinburnu
11:15 13:15 15:15 17:15 19:30 21:45 23:45 (Cu/Cts)
Finansbank AFM Akmerkez, Etiler
11:10 13:50 16:40 19:20 21:50 23:20 (Cu/Cts)
Finansbank AFM Atirus, Büyükçekmece
11:45 14:10 16:45 19:10 21:30
Finansbank AFM Migros Beylikdüzü, Beylikdüzü
11:20 13:50 16:30 18:50 21:20 23:45 (Cu/Cts)
Galleria Prestige, Ataköy
11:45 13:45 15:45 17:45 19:45 21:45 23:45 (Cu/Cts)
Megaplex, Mecidiyeköy
11:15 13:15 15:15 17:15 19:15 21:15
Prestige, Bahçeşehir
12:00 14:00 16:00 18:00 20:00 22:00 00:00 (Cu/Cts)
İstanbul – Anadolu
Capitol Spectrum 14, Altunizade
11:40 13:50 16:00 18:10 20:15 22:15 00:20 (Cu/Cts)
Cinebonus (Meydan), Ümraniye
11:00 13:00 15:15 17:30 19:45 22:00 00:15 (Cu/Cts)
Cinebonus (Tepe Nautilus), Kadıköy
11:00 13:00 15:15 17:30 19:45 22:00 00:15 (Cu/Cts)
Finansbank AFM Budak Caddebostan, Caddebostan
11:20 13:40 16:00 18:20 21:00 23:20 (Cu/Cts)
Finansbank AFM Carrefour Maltepe Park, Maltepe
10:45 13:00 15:15 17:30 19:45 22:00
Finansbank AFM Carrefour Ümraniye, Ümraniye
11:00 13:30 16:00 18:30 21:00 23:30 (Cu/Cts)
Kozyatağı Cinebonus Palladium, Kozyatağı
11:00 13:00 15:00 17:00 19:00 21:00 23:00 (Cu/Cts)
Kozyatağı Wings Cinecity Trio, Kozyatağı
11:30 13:30 15:30 17:45 19:45 22:00 00:30 (Cu/Cts)
Ankara
Ankara AFM Antares Sinemaları, Etlik
11:45 14:15 16:45 19:15 21:45
Armada, Söğütözü
11:45 13:45 15:45 17:45 19:45 21:45 23:45 (Cu/Cts)
Cinebonus (Bilkent), Bilkent
11:00 13:10 15:20 17:30 19:40 21:50 00:10 (Cu/Cts)
Cinebonus (Panora), Çankaya
11:00 12:55 15:05 17:20 19:35 21:50 00:15 (Cu/Cts)
Finansbank AFM (ANKAmall), Akköprü
11:20 13:45 16:00 18:25 21:00 23:20 (Cu/Cts)
Finansbank AFM Cepa Ankara, Söğütözü
11:50 14:10 16:15 18:40 21:10 23:50 (Cu/Cts)
Kızılay Büyülüfener, Kızılay
11:15 13:20 15:25 17:30 19:35 21:40
On Tower, Atakule
11:45 13:45 15:45 18:00 20:00 22:00 00:00 (Cu/Cts)
İzmir
Agora, Balçova
12:15 14:30 16:45 19:00 21:15
Balçova Cinebonus, Balçova
10:30 12:45 15:00 17:15 19:30 21:45 00:00 (Cu/Cts)
Cinebonus, Konak
10:30 12:45 15:00 17:15 19:30 21:45 00:00 (Cu/Cts)
Cinebonus YKM, Konak
11:00 13:00 15:15 17:30 19:45 22:00 00:15 (Cu/Cts)
Cinecity Kipa, Çiğli
12:00 14:00 16:00 18:00 20:00 22:00 00:00 (Cu/Cts)
Finansbank AFM Ege Park Mavişehir , Mavişehir
11:40 14:00 16:30 19:00 21:30 23:30 (Cu/Cts)
Finansbank AFM Forum Bornova, Bornova
11:30 13:30 16:00 18:30 21:00 23:15 (Cu/Cts)
Finansbank AFM Park Bornova İzmir, Bornova
11:00 13:30 16:00 18:30 21:00 23:15 (Cu/Cts)
Adana
Ariplex Reşatbey, Seyhan
12:00 13:45 15:30 17:15 19:05 21:00
Cinebonus, Seyhan
11:30 13:30 15:30 17:30 19:30 21:30 23:30 (Cu/Cts)
Bursa
AFM Zafer Plaza, Osmangazi
11:30 14:00 16:15 18:45 21:15
Sinemetrik Asmerkez, Gemlik
11:15 13:15 15:15 17:15 19:15 21:15
Konya
Tüze Kulesite, Selçuklu
11:15 13:15 15:15 17:15 19:15 21:15
Trabzon
Finansbank AFM Mirapark Trabzon, Merkez
12:30 15:00 17:15 19:30 21:45
Kocaeli
Dolphin, İzmit
11:00 13:00 15:00 17:00 19:00 21:00
Eskişehir
Cinebonus Espark, Merkez
11:00 13:00 15:15 17:15 19:30 21:45 00:15 (Cu/Cts)
Eskişehir Yapay Kanatlı Sineması, Merkez
11:40 13:40 15:40 17:40 19:40 21:40
Antalya
Cinebonus Migros, Merkez
11:30 13:30 15:30 17:30 19:30 21:30 00:00 (Cu/Cts)
Finansbank AFM Laura Antalya, Merkez
11:00 13:00 15:15 17:30 19:45 22:00 23:15 (Cu/Cts)
Kayseri
Cinebonus (Park), Merkez
11:15 13:15 15:15 17:15 19:15 21:15 00:00 (Cu/Cts)
Sakarya
Cinebonus Adapazarı, Adapazarı
11:15 13:15 15:15 17:15 19:15 21:15 23:30 (Cu/Cts)
Samsun
Finansbank AFM Yeşilyurt Samsun, Merkez
11:45 14:00 16:30 18:45 21:15
Tekirdağ
Tekirdağ Afm Tekira, Merkez
11:20 13:50 16:20 18:50 21:20 23:50 (Cu/Cts)
Mersin
Cinemall, İçel
11:45 14:10 16:20 18:40 21:05
Mersin Cinebonus Forum, Çarşı
11:30 13:30 15:30 17:30 19:30 21:30 23:30 (Cu/Cts)
Balıkesir
Şan Çarşı, Çarşı
11:00 12:45 14:30 16:15 19:45 21:30
Denizli
Denizli Belediye Sanat Merkezi, Merkez
12:30 14:30 17:30 19:30 21:45
Denizli Forum Çamlık, Merkez
11:00 13:00 15:00 17:15 19:30 21:45 00:00 (Cu/Cts)
Malatya
Yeşil, Merkez
11:15 13:30 16:00 18:15 20:30

Bir yanıt yazın