Alacakaranlık – Twilight

Alacakaranlık – Twilight

Özet: Anne ve babası ayrı olan Bella Swan, annesinin yeni eşiyle kurduğu hayattan uzaklaşarak babasının yanına Forks’a taşınmaya karar verir. Okulundaki ilk gününde ise sınıf arkadaşı olan Edward Cullen’dan görür görmez etkilenir. Bella, Edward’ın gizemli halini çözmeye çalışırken, 108 yaşında bir vampir olduğunu öğrendiği bu adama aşık olur.

Alacakaranlık (İngilizce özgün adıyla Twilight), Stephenie Meyer’in 2005’te yazdığı aynı adlı romanından uyarlanan 2008 yapımı Amerikan filmi. Catherine Hardwicke’in yönettiği filmin başrollerinde Kristen Stewart (Bella Swan) ve Robert Pattinson (Edward Cullen) yer alır. Proje yapım öncesi aşamaya gelmeden önce Summit Entertainment tarafından üç yıl boyunca gelişme aşamasında bırakıldı. Romanın uyarlama senaryosu Melissa Rosenberg WGA grevinden hemen önce Kasım 2007’de tamamlandı. 2008’de kış ve ilkbahar boyunca öncelikli olarak Oregon’da çekilen film, Kuzey Amerika’da 21 Kasım 2008 tarihinde gösterime girdi[2] ve açılış gününde 35,7 milyon dolar hasılat elde etti. Filmin müzikleri de 4 Kasım 2008’de piyasaya çıktı

On yedi yaşındaki Bella Swan annesi Renée evlenince babası Charlie’nin yanında yaşamak üzere küçük bir kasaba olan Forks, Washington’a taşınır. Burada yüz sekiz yaşında bir vampir olup on yedi yaşında görünen gizemli sınıf arkadaşı Edward Cullen ile tanışır ve ona hemen ilk gördüğü anda ilgi duymaya başlar. Edward ilk başlarda Bella’dan uzak durmaya çalışmasına rağmen, sonrasında birbirlerine geri dönülemez bir şekilde âşık olurlar. Üç göçebe vampir James, Victoria ve Laurent geldiğinde ise, Bella’nın hayatı tehlikeye girer ve Edward’ın ailesi Carlisle, Esme, Alice, Jasper, Emmett ve Rosalie onun hayatını çok geç olmadan kurtarmak için uğraşırlar.

“Alacakaranlık – Twilight” yazısını okumaya devam et

Balkondaki Kadınlar – The Balconettes

Balkondaki Kadınlar – The Balconettes

Özet: Prömiyerini yaptığı Cannes’da büyük ilgi gören Balkondaki Kadınlar, tabuları yıkarken bolca beden de parçalayan karanlık, cesur ve feminist bir punk masalı, kanlı bir intikam hikâyesi. Marsilya’dayız, acımasız sıcak hava dalgası şehri kasıp kavuruyor. Sıcaktan bunalan cıvıl cıvıl üç ev arkadaşı, balkonlarından komşularını gözetleyip her şeye karışıyor. Neşeli saatler bol içkili, bol fantezili bir gecenin ilerleyen saatlerinde bol kanlı bir olaylar silsilesiyle sonlanıyor.

Sıcak hava dalgasının vurduğu Marsilya mahallesinde üç oda arkadaşı, komşularının hayatlarına müdahale etmekten büyük keyif alır. Sıcaklık onları evlerinde ve balkonda kalmaya zorluyor ama orada gözlemlenecek pek çok ilginç şey var. Neşeli bir gecenin ilerleyen saatlerinde bol kanlı bir olaylar silsilesine dönüşür.

Hem yönetmenliğini üstlendiği hem de başrollerinden birini oynadığı ikinci filminde Noémie Merlant, cinsiyetçilik ve cinsel şiddet gibi son derece hassas bir konuyu işlerken komediyi cesurca korku ve fanteziyle birleştiriyor. Prömiyerini yaptığı Cannes’da büyük ilgi gören Balkondaki Kadınlar, tabuları yıkarken bolca beden de parçalayan karanlık, cesur ve feminist bir punk masalı, kanlı bir intikam hikâyesi.

“Balkondaki Kadınlar – The Balconettes” yazısını okumaya devam et

ZEROBASEONE: The First Tour Timeless World

ZEROBASEONE: The First Tour Timeless World

Özet: Film, ünlü müzik grubu ZEROBASEONE’ın geçen yılın sonunda gerçekleştirdiği turu gözler önüne seriyor.

Zerobaseone ya da kısaca ZB1, Mnet’in realite yarışma programı Boys Planet aracılığıyla kurulan ve WakeOne tarafından yönetilen Güney Koreli bir erkek grubu.

Grup 9 üyeden oluşur: Kim Jiwoong, Zhang Hao, Sung Hanbin, Seok Matthew, Kim Taerae, Ricky, Kim Gyuvin, Park Gunwook ve Han Yujin.

Zerobaseone, 10 Temmuz 2023’te EP’si ”Youth in the Shade” ile çıkış yaptı ve yayınlandıktan sonra ticari olarak başarılı oldu, iki milyondan fazla sattı, Güney Kore Circle Albüm Listesi’nde bir numaraya yükseldi ve Uluslararası Fonogram Endüstrisi Federasyonu’na (IFPI) göre dünya çapında en çok satan albümler arasında yer aldı.

“ZEROBASEONE: The First Tour Timeless World” yazısını okumaya devam et

Bukalemun – Persona

Bukalemun – Persona

Yetenekli bir genç taklitçi, gizemli bir yabancıya aşık olur ve yavaşça kaybolan bir Ivy League öğrencisinin kimliğini üstlenmeye çekilir.

Özet: Masumiyetiyle dikkat çeken genç bir adam, cazibeli ve gizemli bir kadının tuzağına düşer. Kadının onu farklı kimliklere büründürmesiyle başlayan tehlikeli oyun, adamı yalanlar ve suçlarla dolu bir dünyaya sürükler. Artık hayatta kalmak için tek çaresi, içine çekildiği bu karmaşık komplonun perde arkasını aralamak ve kendi kaderini değiştirmektir.

Masumiyetiyle dikkat çeken genç bir adam, cazibeli ve gizemli bir kadının tuzağına düşer. Kadının onu farklı kimliklere büründürmesiyle başlayan tehlikeli oyun, adamı yalanlar ve suçlarla dolu bir dünyaya sürükler. Artık hayatta kalmak için tek çaresi, içine çekildiği bu karmaşık komplonun perde arkasını aralamak ve kendi kaderini değiştirmektir.

“Bukalemun – Persona” yazısını okumaya devam et

Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi – Portrait of a Lady on Fire

Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi – Portrait of a Lady on Fire

Cannes’da çok beğenilen ve çokça konuşulan, eleştirmenlerce “Birinci sınıf bir başyapıt… Bu yıl prömiyerini yapan en kusursuz eser.” sözleriyle övülen film 18. yüzyılda, bir ressamın modeliyle aşkını anlatıyor. Ressam Marianne’a, manastırdan henüz çıkan ve evlenmek üzere olan genç Héloïse’in portresi sipariş edilir. Ancak Marianne, bu portreyi Héloïse’dan habersiz çizmelidir. Bu kısıtlamanın önüne geçmek için Marianne, gönülsüz gelin adayı Héloïse’ı önce gözlemler sonra da onunla yakınlaşır. Yüzyıllar boyu gözardı edilen ve yapıtları unutulan kadın ressamlardan esinlenen yönetmen Céline Sciamma’yı yönettiği Tomboy ve senaryosunu yazdığı Kabakçığın Hayatı ile tanıyoruz.

Cannes’da çok beğenilen ve çokça konuşulan, eleştirmenlerce “A sınıfı bir başyapıt… Bu yıl prömiyerini yapan en kusursuz yapıt.” sözleriyle övülen film 18. yüzyılda, bir ressamın modeliyle aşkını anlatıyor. Ressam Marianne’a, manastırdan henüz çıkan ve evlenmek üzere olan genç Héloïse’in portresi sipariş edilir. Ancak Marianne, bu portreyi Héloïse’dan habersiz çizmelidir. Bu kısıtlamanın önüne geçmek için Marianne, gönülsüz gelin adayı Héloïse’ı önce gözlemler sonra da onunla yakınlaşır. Yüzyıllar boyu gözardı edilen ve yapıtları unutulan kadın ressamlardan esinlenen yönetmen Céline Sciamma’yı yönettiği Tomboy ve senaryosunu yazdığı Kabakçığın Hayatı ile tanıyoruz.

“Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi – Portrait of a Lady on Fire” yazısını okumaya devam et