Tanrılar ve İnsanlar – Des Hommes et Des Dieux – Of Gods and Men

Tanrılar ve İnsanlar

Müslüman ve Hristiyan kardeşliğini en güzel anlatan film..

Film, Cezayir, Tibhirine’de 1993-1996 yıllarında, keşişlerin esaret döneminden esinlenilen derçek hayat hikayesinden sinemaya aktarıldı.

Cannes Film Festivali’nde Jüri Büyük Ödülü ve 3 dalda César Ödülü kazanan filmin yönetmeni, daha önce Cannes’dan Jüri Ödülü (“Don’t Forget You’re Going to Die” filmi ile) ile dönen Xavier Beauvois. Cezayir İç Savaşı sırasında gerçekleşen ve Tibhirine Trajedisi olarak bilinen gerçek olaylardan esinlenilen film, tarihi verileri birebir sunmak yerine Müslüman ve Hristiyan kardeşliğinin yaşandığı o çevrede olayların ardında yatan hissiyatı ve cemaat içerisinde nelerin tehlikeye atıldığını irdeliyor. Filmin başrollerinde Lambert Wilson, Michael Lonsdale ve Olivier Rabourdin yer alıyor. Film 01 Temmuz 2011’de vizyona giriyor. “Tanrılar ve İnsanlar – Des Hommes et Des Dieux – Of Gods and Men” yazısını okumaya devam et

Aşka Şans Ver – La Chance de Ma Vie – Second Chance

FILMA SECOND CHANCE – AŞKA ŞANS VER
1 TEMMUZ 2011’DE SİNEMALARDA

KONU
Jullien Monnier’in ciddi bir problemi vardır. Çok başarılı bir ilişki danışmanı olmasına rağmen,hayatına giren kadınları iki haftadan fazla elinde tutmayı beceremez. Aslında, çocukluğundan
beri ona âşık olan her kadına bir uğursuzluk getirmiştir. Fakat bu sadece basit bir uğursuzluk değildir. Etrafındaki kadınlar defalarca hastaneye düşmüş, günlük hayatları alt üst olmuş, tam
anlamıyla bir uğursuzluk yaşamışlardır.
Julien kadınlar için adeta konuşan bir kara kedidir.Tam başka biriyle çıkmamaya karar vermişken Johanna isminde bir kadına âşık olur. Her ne kadar kör talihinden korksa da kendini aşkın kollarına bırakmaya  karar verir. Fakat Joanna bir süre sonra başına gelen tersliklerin onunla tanıştığı günden beri olduğunu fark eder. “Aşka Şans Ver – La Chance de Ma Vie – Second Chance” yazısını okumaya devam et

Bir Ayrılık – Jodaeiye Nader az Simin – A Separation

MARS PRODÜKSİYON
A SEPARATION / BİR AYRILIK
1 TEMMUZ 2011’DE SİNEMALARDA

KONU
Film, boşanmak üzere olan ama çocuklarının velayeti konusunda ikileme düşen bir çiftin öyküsünü anlatıyor. Simin, kocası Nader ve kızı Termeh’le birlikte İran’ı terk etmek istemektedir. Nader’in Alzheimer hastası babasını bırakmayı reddetmesi üzerine boşanma davası açan Simin, dava talebi reddedilince anne babasının evine gider.
Termeh ise babasıyla kalmaya karar vermiştir. Nader kızına ve babasına bakması için hamile bir genç kadını tutar;ama bu durum daha fazla soruna yol açacaktır.2011 Berlin Film Festivali – En İyi Film, Erkek Oyuncu, Kadın Oyuncu dalında ödül aldı.
Gösterim Tarihi: 1 Temmuz 2011 “Bir Ayrılık – Jodaeiye Nader az Simin – A Separation” yazısını okumaya devam et

Dehşetin Gözleri – Zwart Water – Two Eyes Staring

“DEHŞETİN GÖZLERİ / TWO EYES STARING (Zwart water)”

“Kayboluş”tan bu yana en korkutucu Hollanda filmi olarak nitelenen “DEHŞETİN GÖZLERİ / TWO EYES STARING (Zwart water)”, ‘Halka’, ‘Garez’ ve ‘Yetimhane’ gibi filmlerin izinden giden hikayesiyle Elbert van Strien’ın ilk uzun metrajlı filmi.  Hollywood için yeniden çevrim haklarını Charlize Theron’un aldığı bu psikolojik gerilim, son olarak FantasPorto 2011’de En İyi Film ve En İyi Senaryo Ödüllerini aldı.

Christine, ailesinden miras kalınca doğup büyüdüğü eve kocası ve 9 yaşındaki kızı Lisa ile beraber taşınmaya karar verir. Bir süre sonra Lisa evin karanlık köşelerinde annesinin ölü kız kardeşi olduğunu söyleyen bir kız görmeye başlar. Zamanla babası da, karısının kendisinden korkunç bir sır gizlediğini anlayacak ve bu sır ölümcül sonuçlar doğuracaktır. “Dehşetin Gözleri – Zwart Water – Two Eyes Staring” yazısını okumaya devam et

Julia’nın Gözleri – Los Ojos de Julia – Julia’s Eyes

Julia’nın Gözleri
(Los Ojos de Julia – Julia’s Eyes)

Özet

Julia’nın (Belén Rueda) sonunda onu kör bırakacak olan bir göz hastalığı vardır. Julia’nın ikiz kız kardeşi de aynı hastalığa yakalanmış ve kendini bodrum katında asarak intihar etmiştir. Herkes onun intihar ettiğini düşünse de Julia aynı fikirde değildir, kardeşini kimin öldürdüğünü bu işin gerçek nedenini öğrenmek amacı ile kendini bu göreve adar ve araştırmaya girer. İpuçlarını tek tek toplamaya başladığı andan itibaren izlenildiğinin farkına varır. Bu arada gözündeki hastalık ilerlediğinden dolayı Julia cerrahi bir operasyon geçirir ve iki hafta boyunca gözünde bir sargı ile yaşamak zorunda kalır. Kardeşini öldüren katilin geceleri evine girip kendisini izlediğini hisseder ve onun için gerilimli saatler başlamıştır. Onun kusuru görme yeteneğinin sade bir çarpıtması mıdır veya hayal etme gücünün yeteneğimidir? Onu izleyen adam görünmez olabilirmiydi? Bu sorular içerisinde Julia gizemli ve karabasana dönen bu karanlık dünyadan kurtulabilecek miydi? “Julia’nın Gözleri – Los Ojos de Julia – Julia’s Eyes” yazısını okumaya devam et