Benimle Oynar mısın?

BENİMLE OYNAR MISIN?
“ÇARŞI OYUNBOZANLARA KARŞI”
27 EYLÜL’DE SİNEMALARDA!!!
MİLYONLARIN SEVGİLİSİ “ÇARŞI” BAŞROLDE!!!

Yapımcılığını Kedi Prodüksiyon’un (Eyşan Özhim) üstlendiği, yönetmenliğini Aydın Bulut’un yaptığı romantik dram sinema filmi “Benimle Oynar mısın?” 27 Eylül’de sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor…

Uğur Polat (Fatih), Eyşan Özhim (Sibel), Ertan Saban (Muzo), Rüzgar Boyle (Rüya), Arif Erkin (Şeref Baba), Ahmet Saraçoğlu (Taygır), Selim Erdoğan (Ozi), Ali İl (Laço), Rıza Sönmez (Reşat), Ayşenil Şamlıoğlu (Suna) gibi isimlerin başrolde yer aldığı sinema filminde Altan Erkekli (Ruhi), Ünal Silver (Enver), Altan Gördüm (Okul Müdürü), Münir İnselel (Sellect), Zeynep Kumral(Fatih Sekreter), Canan Okan (Okul görevlisi), Zühtü Erkan (Neyzen Tevfik), Ömür Gedik (Fatih’in eşi) ve Serhat Özcan gibi ünlü isimler filmin diğer oyuncularından. “Benimle Oynar mısın?” yazısını okumaya devam et

F Tipi Film

F TİPİ FİLM

GRUP YORUM’UN YAPIM KOORDİNATÖRLÜĞÜ İLE F TİPİ HAPİSHANELER’İN FİLMİ ÇEKİLDİ

F Tipi Hapishaneler, 19 Aralık 2001’de devrimci tutsakların kaldığı tüm hapishanelere aynı anda yapılan operasyonla açılmıştı. Bu öyle bir operasyondu ki, adına ‘Hayata Dönüş’ denilmiş ama sonucunda 28 devrimci tutsak kurşunlarla, dövülerek ya da diri diri yakılarak hayatını kaybetmiş, yüzlercesi de ağır yaralanmıştı. Ve kan revan içinde sağ kalan tutsaklar, karga tulumba bu ‘yeni’ ve ‘yüksek güvenlikli’ hapishanelere nakledilmişti.
F TİPİ HAPİSHANELER NEDEN AÇILMIŞTI?
Ya düşünce değişikliği ya ölüm…
Emperyalizm teslim almak, istediği politikalarının önünde engel olmaktan çıkartmak istediği güçleri önce tecrit edip yalnızlaştırmakta, sonra terörizm demagojilerini de kullanarak imha’ya yöneltmektedir. Bu politikanın temelinde fiziki imhadan çok beyinlerin imha edilmesi, beyinlerin teslim alınması ön plandadır. “F Tipi Film” yazısını okumaya devam et

Başka Semtin Çocukları

İstanbul  “varoşlarında” bir kenar mahalle…
Bu mahallede yaşayan yirmili yaşlarında iki delikanlı, birbirine çok yakın iki arkadaş…
Her ikisinin de hayalleri var.,Şehre bir kenarından tutunarak yaşadıkları bu   “sefil” mahalleden kurtulmak, bu “çöplükten” onları çıkartacak bir  yol  arıyorlar…
Veysel çok uzaklara, denizlerin ötesindeki ülkelere gitmek, aşık olduğu kızla orada özgürce birlikte olmak istiyor.
İsmail çok para kazanıp, saygı duyulan ve korkulan biri olmanın peşinde… İşte o zaman  istediği her şeye sahip olacağına inanıyor, ona küçümseyerek bakan, sarı saçlarını insafsızca savurup her seferinde aklını alan mahallenin en havalı kızına bile…
Her ikisi de küçük bir tekstil atölyesinde çalışıyorlar. Oradan kazandıklarıyla hayal ettikleri şeylere ulaşmaları çok zor görünüyor.
Hayattan bekledikleri şeylerle var oldukları gerçeklik arasındaki gerilimi bütün “şiddetiyle” yaşıyorlar.
Mahallede üst üste cereyan eden olayların vuku bulduğu hayli hareketli bir günün sonunda Veysel’in cesedi bir uğursuz köşede, çöplerin içinde bulunuyor. Kimin öldürdüğü belli değil…
Veysel’in abisi Semih askerden  döndüğü gün kardeşinin cenazesini kaldırılıyor.  Semih bu cinayeti çözmek, kardeşinin katilinin bulmak zorundadır.
Semih askerden bir ay erken terhis edilmiştir, güneydoğudaki operasyonlarda “kahramanlık” göstermiş olması sebebiyle…
Her türden sıcak çatışmanın, kan ve gözyaşının içinden  çıkıp gelmiş  olan Semih kendi  travmalarıyla baş etmeye çalışırken sivil hayata uyum sağlamakta zorluklar yaşamaktadır… “Başka Semtin Çocukları” yazısını okumaya devam et