Hayat

Hayat

Babasının zoruyla nişanlanmak zorunda kalan Hicran evden kaçar. Hicran’ın zaten onu istemediğini düşünen Rıza, bu durumu önceleri pek umursamasa da durum giderek zoruna gitmeye başlar ve Hicran’la yüzleşmeye karar verir. Sadece bir kere gördüğü nişanlısının peşinden İstanbul’a gidip uzun sürecek büyük bir arayışa başlar. Hayat, İstanbul Film Festivali’nde Masumiyet ile 1998’de Altın Lale kazanan Zeki Demirkubuz’un 2016 tarihli Kor’un ardından yönettiği ilk film.

Mehmet’in kızı Hicran, evden kaçar. Mehmet bu durumu kızının nişanlısı Rıza ve ailesine açıklamaya gider. Rıza, başlarda nişanlısının zaten kendisini istemediği düşündüğünden bu durumdan pek etkilenmez. Fakat git gide aşağılanmış hissetmeye başlayınca dayanamayıp Hicran’ın peşinden İstanbul’a gider.

“Hayat” yazısını okumaya devam et

Babamın Kemikleri

Konu: Babamın Kemikleri, yıllar sonra memleketine geri dönen bir adamın hikâyesini anlatıyor. Ömer, yıllar önce yaşadığı utanç verici olayın ardından köyünü terk eden bir adamdır. Ömer, çocuk yaşta ayrıldığı köyüne bir daha geri dönmemeye ant içmiştir. Kendisine aile kuran, baba olan Ömer, yaşadığı trajik olayı kimseyle paylaşmaz. Ölüm döşeğinde olan annesinin vasiyet ise Ömer’in hayatını alt üst eder. Annesi, oğluna öldüğünde kocasının yanına gömülmeyi vasiyet eder. Ancak bunun olmasına imkân yoktur çünkü Ömer köye gitmeyi kabul etmez. Bunun üzerine annesi, kocasının kemiklerini getirmesini ister. Ömer hiç istemese de annesinin vasiyetini yerine getirmeye karar verir. Oğlunu da yanına alan Ömer için köye gitmek hiç de kolay olmayacaktır.

“Babamın Kemikleri” yazısını okumaya devam et

Ve Panayır Köyden Gider

Yaşam ile Ölüm Arasındaki Bir Köyün Hikâyesi

Ve Panayır Köyden Gider

Yönetmen Mete Sözer’in ilk uzun metrajlı filmi ‘Ve Panayır Köyden Gider’, yılın en ‘gizemli hikâyesi’ni beyazperdeye taşıyor. Yaşam ve ölüm arasında, Anadolu’daki bir köyde başlayan hikâye, yönetmenin metaforik anlatım tarzıyla buluşuyor.

Engin Altan Düzyatan, Cem Davran, Açelya Devrim Yılhan, İlyas Salman ve Meral Çetinkaya’nın başrolde oynadığı ‘Ve Panayır Köyden Gider’ karanlık geçmişe sahip bir köye, geçmişini sorgulayan bir yabancının gelmesiyle başlayan olaylar zincirini konu ediniyor. “Ve Panayır Köyden Gider” yazısını okumaya devam et

Bir Ses Böler Geceyi

Bir Ses Böler Geceyi

Ersan Arsever’in yönettiği ‘Bir Ses Böler Geceyi’ 23 Mart 2012’de gösterime giriyor. Ahmet Ümit’in aynı ismi taşıyan öyküsünden sinemaya aktarılan filmde Cem Davran, Merve Dizdar, İpek Tenolcay, Ali Sürmeli, Gün Koper, Rıza Akın, Müfide İnselel, Recep Yener ve Turgay Tanülkü oynuyor.

Sadece inançla yaşanır mı?
Film bir kazayla başlar; üniversitede araştırma görevlisi Süha’nın arabasıyla bir köy mezarlığının duvarına çarpmasıyla… Gök yarılmışçasına yağmur yağmaktadır, Süha gecenin içinden geçen bir tabut görür, frene basar… Gözlerini açtığında bir köy mezarlığındadır… Kendini mezar taşlarının arasında bulan Süha, boş bir mezardan geçmiş yaşamına doğru ilginç bir yolculuğa çıkacaktır. Mistik, gizemli ve gerilim yüklü bir yolculuk.

Bu yolculukta, boş mezarın ölüsü Alevi genci İsmayil, kendini arayan Süha’ya rehber olacaktır. İsmayil’in yaşamı Süha için bir aynadır. O aynada Türkiye’nin yakın tarihini, 12 Eylül Darbesi’nin öncesini, darbe dönemini ve sonrasını görecektir. Ve o fırtınalar içinde kendi gençliğini. “Bir Ses Böler Geceyi” yazısını okumaya devam et

Melekler ve Kumarbazlar

MELEKLER VE KUMARBAZLAR

Konu:

19 Ağustos 1999 tarihinde olan depremden sonra Adapazarı’nda dört yakın arkadaşın yaşadığı travmaları, geleceğe dair umutlarını, arayışlarını ve tutkularını anlattığı gerçek bir yaşam hikayesi olan “Melekler ve Kumarbazlar” adlı sinema filmini yönetmen “sert bir taşra filmi” olarak tanımlamakta.

Çocukluk rüyasını evlenmenden önceki son yaz tatilinde gerçekleştirmek isteyen bir adam: Şehsuvar. Geçmişini kaybetmiş bir kadın: Zeynep. Hayatını Sakaryaspor’a adamış fanatik bir amigo: Selami. Hayata tutunamayan, saplantılarının esiri olmuş serseri bir adam: Haydar.  17 Ağustos depreminde bir enkazda kalan genç bir adam: Soner. Eşini ve oğlunu depremde kaybetmiş alkolik bir fotoğrafçı: İrfan Abi. Sert bir hayatın ortasında yapayalnız bir kadın: Aydan. Gelgitli bir ilişkinin ortasında kalmış, yaptığı işlerde bir türlü istediklerini gerçekleştirememiş bir kahveci: Metin. Ne istediğini bilen ama hayatını bir türlü yoluna koyamayan Aysun.
Taşranın sert dünyasında keşisen parçalanmış hayatlar, mutluluğun ne olduğunu bilmeyen nefes alamayan insanlar, tamamlanmamış öyküler. Asla sona ermeyen gerçek ve uzun hikayeler. Kazananların sonsuza kadar kazanamayacağı, yıkıma uğramış enkaz olan hayatın kesitleri… “Melekler ve Kumarbazlar” yazısını okumaya devam et