Kelebek

Yusuf, 35 yaşlarındadır. Karısı Zeynep’le mutlu bir hali vardır. Fakat bir gün, karısıyla beraber yanından geçtiği çöp kovasına konan bombanın patlamasıyla hayatı alt üst olur.
Bombadan sonra Yusuf’un mutlu hali gitmiş, yerine yarı ölü-ruh gibi bir adam gelmiştir. Görünürde ciddi bir problemi yoktur, ama gün geçtikçe geçmişinde karanlık bazı noktalar olduğu ve bir takım şeyleri unutmaya çalıştığı anlaşılır. Başlangıçta bunu inkar eder, Yusuf. Ama eskiden devam ettiği Mevlevi tekkesinden İbrahim Dede, onun Amerika’ya 11 Eylül’de terör saldırısı düzenleyenlerden bir terörist ile irtibatı olduğunu ima edince, Yusuf yaşadıklarının izini sürmeye başlar.
Önceleri Yusuf, o terörist ile hiçbir bağı olmadığını iddia eder.Ama teröristin gazetedeki hayatıyla kendi yaşadıklarını karşılaştırdıkça rahatsız edici gerçeklerle karşılaşır ve sonuçta terörist ile arasındaki bağı hatırlar.Dede’yle konuşur ve hali hazırda 11 Eylül’ün Türkiye bağlantılarını araştırmakta olan emniyete gider teslim olur. Sorguda anlatmaya başlarken, biz geçmişte yaşananlara şahit oluruz.
Yusuf ve birkaç arkadaşı Afgan iç savaşı sırasında -yani yaklaşık 5 yıl önce- muhtaç insanlara yardım etmek üzere oraya gitmeye karar vermiştir. Doktor, öğretmen, aşçı, hemşire gibi çeşitli mesleklerden oluşan bu 15-16 kişi, Afganistan’da bir merkez açmışlardır. Bir yandan tıbbi yardım ve gıda desteği vs yaparlarken, bir yandan da çocuklara eğitim-danışmanlık vermektedirler. Yusuf terörist ile bu şekilde tanışmıştır. Bir gün merkeze gelip gitmeleri için öğrenci aramaya çıktıklarında Yusuf, kendine düşen sokaktaki evleri gezerken terörist ile tanışır ve babasının da teşvikiyle teröristi merkeze götürür. Eskiden öğretmen olmak isteyen terörist, El Kaide mensuplarıyla tanıştıktan sonra bu hayalinden vazgeçmiş, onlara meyletmiştir. Yusuf işte tam o günlerde gelip, teröristi ellerinden kurtarır. Baba anlatır bunları Yusuf’a.. Oğlunu kurtarması için adeta yalvarır. “Kelebek” yazısını okumaya devam et