Sofra Sırları

Sofra Sırları

HİKAYE HAKKINDA
“Mükemmel bir ev hanımı, mükemmel bir aşçı.
Ve bir seri katil…”…
Neslihan hayatını kocasına ve evine adamıştır. İstanbul’da doğup büyüdüğü halde,  kocasının  işi  yüzünden  hayatını  Anadolu  kasabalarında  geçirmiştir.  Yıllardır çok sakin, hiçbir olağanüstü olay olmayan uzak taşra şehrinde yaşamaktadırlar.  Neslihan  utangaç,  sevimli  bir  kadındır.  Günü  akşama  ne  pişireceğini düşünerek geçer. Çok da iyi bir aşçıdır. Kocası, aile dostları, Neslihan’ın yemeklerine çok düşkündür.
Neslihan’ın çevresindekilerin esrarengiz ölümü tüm gözleri ona çevirir.
Şehre  yeni  atanmış,  çok  zeki,  Amerika’da  eğitim  görmüş,  hırslı  ve  genç  bir  komiser, Neslihan’ın bir şeyler çevirdiğini ve peş peşe cinayetlerde parmağı olduğunu anlar ama bir türlü gerçek bir kanıt bulup Neslihan’ı yakalayamaz. Neslihan her cinayetten tereyağından kıl çeker gibi, son derece masum hafif çatlak görünerek sıyrılmayı başarır. “Sofra Sırları” yazısını okumaya devam et

Daire – Circle

İnsan bazen bir delilik yapar.
Zamanın Soytarılığına İnat Hayatla Düello Yapanların Hikayesi Bazen insan en aptalca ve saçma görünen şeyi yapar. Herşeyin üzerine geldiğini ve bunu
umursamadığını göstermek ister. Hayatla inatlaşmanın keyfi gizlidir bu kararlarda.

“Daire” üniversitedeki öğretim görevini kaybettikten sonra kullanılmayan bir havaalanında güvenlik görevlisi olarak çalışmayı seçen Feramus ile çalıştığı belediye tiyatrosu kapatılınca hayatla inatlaşmak adına bir camide ölü yıkayıcı olmayı kabul eden Betül’ün fırsat bulamadıkları hüzünlü aşkları etrafında gelişir.
Yaşamakta olduğumuz sert değişim dönemini konu alan “Daire“ sıradışı güçlükler, engeller, durumlar karşısında döngüsel olarak daha sıra dışı çarelere, daha şaşırtıcı meydan okumalara cürret eden karakterlerin kullanılmayan bir havaalanı etrafında gelişen trajikomik hikayesini seyirci ile buluşturuyor. “Daire – Circle” yazısını okumaya devam et

Evdeki Yabancılar

1990’larda bir Ege balıkçı kasabasında geçen hikâye, mübadele ile Yunanistan’a gönderilen bir Rum kadının, yıllar sonra evini aramak için Karaburun’a gelmesi ve sonrasında gelişen olayları anlatıyor.

Bir Ege sahil kasabasında doğmuş, büyümüş; mübadelede Yunanistan’a göç etmek zorunda bırakılmış bir Rum kadın (Agapi) 80li yaşlarına geldiğinde evini bulmaya yollara düşer. Yanında da refakatçi olarak 20 li yaşlarındaki kız torunu (Elpida)… Evi artık 35 li yaşlarındaki bir Türk gencine (Yaşar) ait. Yaşlı kadın inat, genç adam inat, evi paylaşamazlar.

Bir evin içinde geçmişini arayan bir kadın, fotoğraf tutkunu genç ve güzel bir kız, hayatını kendi rutininde yaşayan huzurlu ve yalnız bir adam…  Hiçbiri bir evde uzun bir süre beraber yaşayacaklarını tahmin edemezlerdi. Hem de aynı dili bile konuşmuyorlardı. Peki bu insanların aynı evde yaşamalarına sebep olan neydi?  Sadece yaşlı bir kadının inadı mı, yoksa iki gencin birbirine olan aşkı mı? Yoksa geçmişin izini sürmek mi? “Evdeki Yabancılar” yazısını okumaya devam et

Bizim Büyük Çaresizliğimiz

BİZİM BÜYÜK ÇARESİZLİĞİMİZ’e çifte ödül..

15 NİSAN 2011 DE VİZYONA GİRECEK “BİZİM BÜYÜK ÇARESİZLİĞİMİZ” NÜRNBERG’TEN ÇİFTE ÖDÜLLE DÖNÜYOR

Dünya galasını geçtiğimiz Şubat ayında 61. Berlin Film Festivali’nin ‘Yarışma’ bölümünde yapan, Seyfi Teoman’ın ikinci uzun metrajlı filmi Bizim Büyük Çaresizliğimiz, 17-27 Mart 2011 tarihleri arasında düzenlenen 16. Nürnberg Türkiye-Almanya Film Festivali’nde En İyi Film ve Sinema Eleştirmenleri ödüllerini kazandı.

Festivalin Uzun Metraj Film Yarışması’nda Hülya Koçyiğit’in başkanlığını yaptığı ve Zeki Demirkubuz’un da aralarında bulunduğu seçici kurul, Bizim Büyük Çaresizliğimiz’i En İyi Film ödülüne layık gördü. Jüri gerekçesinde, “Türkiye’deki günlük yaşamdan yola çıkarak evrensel bir hikayeyi ve insana ait derin duygu dünyalarını sade bir dille anlatmayı başardığı için” filmin bu ödülü hak ettiğini belirtti. Türkiye’den Fatih Özgüven ve Cem Altınsaray’ın yer aldığı Türk-Alman Film Eleştirmenleri Seçici Kurulu ise “beklenmedik gelişmelerle karşı karşıya kalan bir dostluğun nesnel dünyasını ironiye de uzanarak rafine bir dille anlatmayı ustalıkla başardığı için” filmi ödüllendirdiklerini açıkladı.

Bizim Büyük Çaresizliğimiz 15 Nisan 2011’de Türkiye çapında vizyona girecek. Film, vizyondan hemen önce 30. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde hem ulusal, hem de uluslararası yarışma bölümlerinde Altın Lale ödülü için yarışacak.

Derin bir dostluğun ve aşkın sınırlarını zorlayan sevginin hikâyesini konu alan filmin başrollerinde İlker Aksum, Güneş Sayın ve Fatih Al yer alıyor. Barış Bıçakçı’nın aynı adlı romanından senaryosunu Seyfi Teoman ve Barış Bıçakçı’nın birlikte yazdığı filmde ayrıca Taner Birsel, Baki Davrak ve Mehmet Ali Nuroğlu da rol alıyor.

Çekimleri Ankara’da yapılan film, Bulut Film’in yapımcılığında Türkiye-Almanya-Hollanda ortak yapımı olarak gerçekleştirildi. Türkiye’den, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yapım desteğiyle ve TRT’nin ortaklığıyla gerçekleştirilen film Avrupa Konseyi Film Fonu Eurimages’ın da desteğini aldı.

Bizim Büyük Çaresizliğimiz Resmi Facebook Sayfası:
www.facebook.com/BizimBuyukCaresizligimiz

Bulut Film Vimeo Kanalı:
www.vimeo.com/bulutfilm

SİNOPSİS:

Lise yıllarından beri sıkı dost olan Ender ve Çetin, uzun yıllar ayrı kaldıktan sonra, Çetin’in Ankara’ya dönüşüyle tekrar bir araya gelmiştir. Böylece, ilk gençlik hayallerini otuzlu yaşlarının sonunda gerçekleştirmiş ve aynı evde yaşamaya başlamışlardır.
Günün birinde Almanya’da yaşayan yakın arkadaşları Fikret, Türkiye’de bir trafik kazası geçirir. Kazada Fikret’in Ankara’da yaşayan anne ve babası ölür, kendisi de yaralanır. Almanya’ya dönmesi gereken Fikret, Ender ve Çetin’den, Ankara’da üniversite öğrencisi olan kız kardeşi Nihal’in okulunu bitirene kadar, iki yıl boyunca, onlarla kalmasını ister.
Üçüncü birinin eve gelmiş olması ilk başlarda ikisini de rahatsız eder, ölümlerin travmasını atlatamayan Nihal de onlarla iletişim kurmak istemez, ama zamanla birbirlerine alışırlar. Aralarında ev merkezli üçlü bir yakınlık oluşur. Nihayet kaçınılmaz olan gerçekleşir ve görünüşte koruyucu, kollayıcı, soğukkanlı, ne yapması gerektiğini bilen, Nihal yaşadığı felaketten makul adımlarla uzaklaşsın diye ona nerdeyse ebeveyn olan Ender ve Çetin, birbirlerinden habersiz bir şekilde Nihal’e âşık olurlar.

YÖNETMEN SEYFİ TEOMAN HAKKINDA

Seyfi Teoman Kayseri’de 1977 yılında doğdu. Boğaziçi Üniversitesi İktisat Bölümü’nü bitirdikten sonra Polonya Ulusal Sinema Okulu Lodz’da film yönetmenliği eğitimi aldı. Bu eğitiminin sonunda, 2004 yılında çektiği kısa filmi Apartman, ulusal ve uluslararası pek çok festivalde gösterildi ve ödüller aldı. İlk filmi Tatil Kitabı, 2008 yılında 58. Berlin Film Festivali’ne kabul edilen tek Türkiye yapımı film oldu. Berlin Film Festivali’nin Forum bölümünde dünya galası yapılan film, Türkiye’de 27. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde Ulusal Yarışma’da En İyi Film ve FIPRESCI ödüllerini kazandı. İkinci filmi Bizim Büyük Çaresizliğimiz, 61. Berlin Film Festivali’nde yarışma bölümüne seçilen Teoman, şu sıralar üçüncü filminin senaryosu üzerinde çalışıyor.

FİLM BİLGİLERİ:

Yıl: 2011
İngilizce Adı: Our Grand Despair
Yönetmen: Seyfi Teoman
Senaryo:
Barış Bıçakçı, Seyfi Teoman (Barış Bıçakçı’nın aynı adlı romanından)
Oyuncular: İlker Aksum (Çetin), Fatih Al (Ender), Güneş Sayın (Nihal), Taner Birsel (Murat), Baki Davrak (Fikret), Mehmet Ali Nuroğlu (Bora)
Yapımcılar: Yamaç Okur, Nadir Öperli (Bulut Film, Türkiye)
Ortak Yapımcılar: Titus Kreyenberg (unafilm, Almanya), Stienette Bosklopper (Circe Films, Hollanda)
Görüntü Yönetmeni: Birgit Gudjonsdottir
Sanat Yönetmeni: Nadide Argun
Ses: İsmail Karadaş
Ses Tasarımı: Cenker Kökten
Casting: Ezgi Baltaş (Gökçe Doruk Erten)
Müzik: Sakin
Kurgu: Çiçek Kahraman
Süre: 102 dk
Format: 35 mm
Dünya Hakları: The Match Factory
Türkiye Dağıtımcısı: Tiglon
Türkiye Vizyon Tarihi:
15 Nisan 2011
Proje Destekçileri:
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, TRT, Efes Pazarlama ve Dağıtım Ticaret A.Ş., Medienboard Berlin Brandenburg Yapım Fonu (Almanya), Rotterdam Film Festivali Hubert Bals Fonu (Hollanda)

Resimler: