İstanbul Kırmızısı

İstanbul Kırmızısı
İSTANBUL’UN RENGİ,
İSTANBUL’UN FİLMİ
FERZAN ÖZPETEK ŞEHRİNE
“İSTANBUL KIRMIZISI” İLE DÖNÜYOR
Yapımını BKM’nin yaptığı; dünyaca ünlü yönetmen Ferzan Özpetek’in aynı isimli romanından uyarladığı İstanbul Kırmızısı 3 Mart’ta izleyicisiyle buluşuyor.
Sinefillerin merakla beklediği İstanbul Kırmızısı Halit Ergenç, Tuba Büyüküstün Nejat İşler ve Mehmet Günsür’den oluşan güçlü oyuncu kadrosuyla da dikkat çekiyor.
“HİÇBİR ŞEY AŞKTAN DAHA ÖNEMLİ DEĞİLDİR.”
Dünyaca ünlü yönetmen Ferzan Özpetek’in otobiyografik kısımları ağır basan filmi İstanbul Kırmızısı’nında bir geri dönüş, yüzleşme ve aşk hikayesi bu Cuma seyircisiyle buluşacak. “İstanbul Kırmızısı” yazısını okumaya devam et

Misafir

ZERYEN FİLM SUNAR
MİSAFİR,20 MAYIS 2011’DE SİNEMALARDA

KONU
Gitmek ve kalmak arasında bir aşk hikayesi…
Oktay, uzun yıllardır yaşadığı Paris’ten memleketi Kütahya’ya geldiği ilk gece, bunca yıldır onu evinden uzakta tutan nedenlerle bir kez daha yüzleşir. Şehri yeniden terk etmek üzereyken tesadüf eseri kapısından içeri girdiği bir uzak akraba evinde Ayşe ile karşılaşır.
Ayşe, dört duvar arasından ibaret olan küçük dünyasına sığamayan, evliliğinde mutsuz, taşralı bir kadındır. Hayatını katlanılabilir kılan iki şey vardır: Oğlu Ahmet ve komşusu Makbule ile yaşadığı gizli ilişki… Ta ki, yıllar sonra Oktay’ı yeniden karşısında görene kadar…
Oktay ve Ayşe, gizli saklı yaşanan bu ilişkiyle, yıllar sonra yeniden mutluluğu bulurlar.
Mutluluğu sürdürmenin tek yolu ise, Ayşe’nin Oktay ile birlikte Paris’e gitmesidir.
Ayşe, ilk kez mutlu olmanın vaadiyle, hayat diye bildiği her şey arasında, bir tercih yapmak zorunda kalır. Ayşe’nin kararı, kendini hiçbir yerde evinde hissetmeyen Oktay’ın,kendi hayatındaki “misafir”liğinin sona erip ermeyeceğini de belirleyecektir. “Misafir” yazısını okumaya devam et

Dersimiz Atatürk

Nihayet çocuklarımızla, torunlarımızla birlikte izleyebileceğimiz bir “Atatürk filmi” geliyor!

Büyük küçük herkes için TURGUT ÖZAKMAN’ın kaleminden…

Atatürk hakkında “doğru bilgi” size en yakın sinemada
“Dersimiz: Atatürk” 19 Mart’ta sinemalarda

Senaryosunu “Şu Çılgın Türkler” ve “Diriliş” kitaplarıyla fırtınalar estiren, Atatürk’ü ülkemizde en iyi araştırmış, en iyi anlamış yazarlardan olan Turgut Özakman’ın kaleminden çocuklara Atatürk dersi…

Yapımcılığını Birol Güven ve Serkan Balbal’ın üstlendiği, yönetmenliğini Hamdi Alkan’ın yaptığı ve yapımı Mint Prodüksiyon tarafından üstlenilen, Halit Ergenç, Çetin Tekindor ve Batuhan Karacakaya’nın başrollerini paylaştığı “Dersimiz Atatürk” filmi için geri sayım başladı.

Halit Ergenç’in Atatürk’ü canlandırdığı, çocuklarımıza ve genç nesile Atatürk’ü en doğru, en yalın ve en seyre değer şekliyle anlatma amacı taşıyan filmin anlatıcısı konumunda olan ve filme ismini veren dersin hocasını, yani “Tarihçi Dede”yi sinemamızın duayenlerinden Çetin Tekindor oynuyor.

Tarihçi Dede’nin torunu ve torununun okul arkadaşlarına Atatürk’ü anlatmasıyla başlayan film, sinema tekniklerinin kullanıldığı bir ders niteliğinde… Tarihçi Dede çocuklara Mustafa Kemal’in çocukluğunu, okul hayatını, askerlik kariyerini anlatır, Kurtuluş Savaşı’nın en önemli cephelerine götürür. “Dersimiz Atatürk” yazısını okumaya devam et

“Acı Aşk”

Aşk, ihanet, intikam ve entrika dolu bir film

“ACI AŞK”

Daha önce hiç böyle bir aşk filmi izlemediniz

Güzel bir aşk hikayesi gibi başlıyor ama çok acayip şeyler oluyor…

Senaryosunu Onur Ünlü’nün kaleminden aldığı, A. Taner Elhan’ın yönettiği ve Timur Savcı’nın yapımcılığını üstlendiği acayip bir aşk filmi…

Halit Ergenç, Cansu Dere, Songül Öden ve Ezgi Asaroğlu’nun başrol oynadığı, 24 Temmuz’da İstanbul’da çekimlerine başlanan “Acı Aşk” filminin çekimleri 30 iş gününde tamamlandı. Onur Ünlü’nün senaryosunu yazdığı aşk, ihanet, intikam ve entrikalarla dolu “Acı Aşk” filminin çekimleri İstanbul ve Eskişehir’de gerçekleşti. Filmin ev sahneleri İstanbul’da Film Sokağı Stüdyoları’nda usta iç mimarlar tarafından tasarlanan stüdyoda gerçekleştirildi.  ““Acı Aşk”” yazısını okumaya devam et

Devrim Arabaları

16 Haziran 1961.
Devlet Başkanı Cemal Gürsel tümüyle yerli üretim bir otomobil yapılmasını emreder ve görevin TCDD işletmesine verildiği bildirilir. O gün orada bulunan 23 mühendis bu emri “Türk insanının makûs talihine karşı bir meydan okuma” olarak algılarlar. En küçük bir tereddüt ya da endişe sergilenmeksizin derhal işe başlanır.Çalışma mekanı olarak Devlet Demiryolları’nın Eskişehir’deki Cer Atölyesi seçilir.
Zaman müthiş dardır. Ekibin Cumhuriyet Bayramı’ na kadar yalnızca 130 günü vardır. Türkiye’nin ilk yerli otomobili olacak eserin adı da konmuştur:
“Devrim”.

“Devrim Arabaları” azmin ve birbirine inanan insanların neleri başarabileceğini gösteren, bu topraklarda yaşanmış bir başarı öyküsüdür… Hikaye, bu aracı üretme görevini üstlenmiş 23 mühendisin kariyerlerini ve aile hayatlarını riske atarak girdikleri bu üretim macerasında zamanla, yoklukla, politikayla, karşılarına çıkan
sayısız engelle mücadelelerini anlatır.
Aslında anlatılan bir inanç ve azim öyküsüdür.
“Devrim Arabaları” Türk mühendisinin ve işçisinin, 20 sene öncesine kadar toplu iğne dahi üretemeyen bir ülkede kalkıştıkları bu meydan okumayı, bugün her şeye kolayca sahip olan nesillere, idealist zihniyeti ve zaferi de aktararak yaşattıkları bir
birlik ve başarı öyküsüdür. “Devrim Arabaları” yazısını okumaya devam et