Dört Köşeli Üçgen

Bir dörtgen üç köşeli
de olabilir mi?

İflah olmaz bir gözlemci hikayemizin kahramanı.

Sokaklarda gördüğü işportacılar, memurlar, dilenciler,

şoförler, hırsızlar, dullar, genç kızlar, kara borsacılar, üstünde gecelikleri pencereden sarkarak sabah dedikodusuna dalmış kadınlar, entelektüeller, politikacılar… Hepsini gözlem altında tutuyor, ama hayat hakkında vardığı sonuçlar, içinde çok fazla ironi barındırmasına rağmen birçok kişi tarafından hırçın bir kötümserlik olarak da tanımlanıyor. Kısaca başına gelenlere de baktığımızda hayat gailesi ile hayatın anlamını arayış arasında sıkışıp kalıyor. Ve onun gerçek anlayışı hiçbir zaman yanlış yaptığını düşündürtmüyor ona.
Hemen hemen herkesi ve her şeyi görüp izlemeyi, bütün detayları öğrenmeyi kendine ilke edinmiş kahramanımız bir tütün deposunda çalışıyor. Her ne kadar etraftakiler ona ‘Gözlemci’ diye seslense de o aslında bir bekçi. “Dört Köşeli Üçgen” yazısını okumaya devam et

Yemekteydik ve Karar Verdim

YEMEKTEYDİM VE KARAR VERDİM

Nedenleri saymaya bile fırsat tanımaz hayat. Bir şeyi yanlış yapsanız da müdahale etmez, sizi kendinizle baş başa bırakır. Değişememek de bir tür hastalığa dönüşebilir zamanla. Sevginin yerini nelerin aldığını da görmez bazen insan. Körleştiğini de.

Bir yol filmi değildir ama bir ailenin hayat içinde yol almasıdır. Bir şeyler keşfederken bilmedikleri sokaklarda, caddelerde kendi sınırlarını aşan insanların öyküsüdür.

Bazıları evden ayrılırken bildikleri şeyleri hayatta da tekrarlayacaklarından çok emindir ve bunu yüzlerce kez haykırırlar. Bazıları ise aynı evde yaşamış bile olsalar, hayatı bir mucize gibi kabullenirler ve sessiz kalırlar. “Yemekteydik ve Karar Verdim” yazısını okumaya devam et

Gölge

Müzisyen, ressam ve yönetmen Mehmet Güreli’nin uzun zamandır beklenen ilk uzun metrajlı filmi Gölge, Türk edebiyatının önemli yazarlarından Peyami Safa’nın intihar, şüphe, kıskançlık, dostluk ve aşk hakkındaki, “kara film bahçelerini binlerce defa arşınlamış” Selma ve Gölgesi romanından uyarlanmış. “Selma ve Gölgesi, bizim coğrafyamızda, bizden yola çıkılarak yazılmış, enfes kurgusuyla göz dolduran, düşündürüp heyecanlandıran bir hikâye. Gizemli bir kadının planlarını gizlice uygulamasını ustaca anlatan, aynı zamanda da iki yakın erkek arkadaşın nasıl olup da birbirini yok edecek birer canavara -usulca, bilinçsizce ve yumuşak bir şekilde- dönüştüğünü gösteren bir yapıt”. “Gölge” yazısını okumaya devam et