Hayat

Hayat

Babasının zoruyla nişanlanmak zorunda kalan Hicran evden kaçar. Hicran’ın zaten onu istemediğini düşünen Rıza, bu durumu önceleri pek umursamasa da durum giderek zoruna gitmeye başlar ve Hicran’la yüzleşmeye karar verir. Sadece bir kere gördüğü nişanlısının peşinden İstanbul’a gidip uzun sürecek büyük bir arayışa başlar. Hayat, İstanbul Film Festivali’nde Masumiyet ile 1998’de Altın Lale kazanan Zeki Demirkubuz’un 2016 tarihli Kor’un ardından yönettiği ilk film.

Mehmet’in kızı Hicran, evden kaçar. Mehmet bu durumu kızının nişanlısı Rıza ve ailesine açıklamaya gider. Rıza, başlarda nişanlısının zaten kendisini istemediği düşündüğünden bu durumdan pek etkilenmez. Fakat git gide aşağılanmış hissetmeye başlayınca dayanamayıp Hicran’ın peşinden İstanbul’a gider.

“Hayat” yazısını okumaya devam et

Seni Görüyorum

SENİ GÖRÜYORUM 10 KASIM’DA SİNEMALARDA !

Film, evlerinden İstanbul’a gelip burada kendilerine farklı hayatlar kuran üç kardeş Kaan, İbrahim ve Tankut’un hikâyesini konu ediniyor.

KONU: Evlerinden ayrılıp İstanbul’a gelen 3 kardeş… Kaan, İbrahim, Tankut; Bu 3 kardeş zorlu yıllar geçirse de, en sonunda İbrahim artık bir doktor, Kaan ünlü bir aktör, Tankut ise Kaan’ın menajeri olmuştur. Kaan bu zor yıllar içerisinde sonu ayrılıkla biten bir evlilik yaşamış ve bu evlilikten kızı Deniz dünyaya gelmiştir. Her şey tam yoluna girmiş ve herkes o zorlu yılları atlatmaya, alışmaya ve unutmaya başlamıştır. Göremedikleri ya da belki görmezden gelmeye çalıştıkları acı kapılarını çalana kadar. Kaan tıpkı ablası gibi aynı hastalığa yakalanmıştır ve anlarlar ki artık yapabilecek bir şey kalmamıştır. Kaan’ın az zamanı vardır yaşama dair.

“Seni Görüyorum” yazısını okumaya devam et

“Sen Ben Lenin”

TUFAN TAŞTAN’IN ÖDÜLLÜ FİLMİ ‘SEN BEN LENİN’ 26 KASIM’DA VİZYONA GİRİYOR!

YÖNETMENİN İLK UZUN METRAJINDAN VİZYON ÖNCESİ ÖZEL VİDEO YAYINLANDI

Tufan Taştan’ın festivallerden ödüllerle dönen filmi ‘Sen Ben Lenin’ 26 Kasım’da vizyona giriyor. Yönetmenin ilk uzun metrajının seyirciyle buluşmasına günler kala filmden özel bir video yayınlandı.

Tufan Taştan’ın senaryosunu yazar Barış Bıçakçı’yla beraber kaleme aldığı ilk uzun metrajı ‘Sen Ben Lenin’, 26 Kasım’da sinemalarda seyirciyle buluşmaya hazırlanırken filmden yeni bir video yayınlandı. Dünya prömiyeri 43. Moskova Film Festivali’nde yapılan; 32. Ankara Film Festivali’nden En İyi Senaryo, 28. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nden Adana İzleyici Ödülü ve Türkiye prömiyerini gerçekleştirdiği 40. İstanbul Film Festivali’nden Jüri Özel Ödülü ile dönen film aynı zamanda 45. Sao Paulo Uluslararası Film Festivali’nin ‘Yeni Sinemacılar’ bölümünde yarışmıştı.

““Sen Ben Lenin”” yazısını okumaya devam et

Sen Benim Her Şeyimsin

Sen Benim HerŞeyimsin

Babasının “Korku bir kurda benzer. Onu yenmen için tam gözünün içine bakacaksın.” mottosuyla yetiştirmeye çalıştığı Sedat (Tolga Çevik) çok küçükken öksüz kalır. Çıralı’da yenemediği korkuları ve babasından hatıra hayat tavsiyesi ile günübirlik ilişkiler ve işlerle hayatını geçirir. Ancak bir gün Pınar (Melis Birkan ) tarafından kucağına bırakılan bir bebekle kendini “baba” olarak bulur. İstanbul’a gelir ve kaderin cilvesiyle Birol (Cengiz Bozkurt) ile karşılaşarak “korkularının gözünün içine bakacağı” bir meslek edinir. Sedat’ın hayatı artık “Sen Benim HerŞeyimsin”dediği kızının etrafındadır. “Sen Benim Her Şeyimsin” yazısını okumaya devam et

Adını Sen Koy

FİLMİN HİKAYESİ
Can (Ali İl), delice sevdiği Aybige (Melis Birkan) ile bir hafta sonra evlenecektir. Ama hayatının kadınını çocukluk arkadaşı Ilgaz (Cemal Toktaş)’la tanıştırdığında, garip bir şey olur: Ilgaz’ın Aybige’ye karşı tutumu, şaşılacak kadar soğuktur. En güvendiği arkadaşının bu tavrı, Can’ın nişanlısından kuşku duymaya başlamasına, Aybige’nin de huzursuz olmasına yol açar. Ama Ilgaz’ın intihar saplantılı ağabeyi Harun (Ahmet Mümtaz Taylan) çıkagelince, olayların seyri birdenbire değişir. Beklenmedik sırların açığa çıkmasıyla nikâhtan önceki son hafta Aybige, Can ve Ilgaz için hayatlarının sınavına dönüşecektir.

YAPIM NOTLARI

Aşk hikâyelerinde hep kadınlar anlatıldı. Acı çeken, haksızlığa uğrayan, üzülen onlar oldu. Erkeklere de tabii bağlanmaktan korkan, kalp kıran, aşka inanmayan adam rolleri düştü.
Acaba gerçekten öyle mi? Erkekler gerçekten de filmlerdeki kadar duyarsız ve zalim mı?
Adını Sen Koy, işte aşkın bu az anlatılmış kısmına, yani erkeklerin dünyasına bakıyor.
Aşkın o dünyaya nasıl yansıdığından, hayatı ve dostlukları nasıl etkilediğinden bahsediyor. “Adını Sen Koy” yazısını okumaya devam et