Kara Torba Operasyonu – Black Bag

Kara Torba Operasyonu – Black Bag

HİKAYE HAKKINDA
Akademi Ödüllü yönetmen Steven Soderbergh’in çarpıcı casusluk draması Kara Torba Operasyonu, üst düzey bir Britanya istihbarat görevlisinin kritik bir güvenlik ihlalini araştırırken sadakat sınavıyla yüzleşmesini konu alır. Klasik bir türü zekice ve stilize bir yorumla ele alan film, aldatma ve ihanetle örülü çarpık bir hikâyede gerilim ve tansiyonu adım adım yükseltiyor.

George Woodhouse (Akademi Ödülü adayı Michael Fassbender), Britanya’nın sıkı korunan Ulusal Siber Güvenlik Merkezi’nde (NCSC) çalışan seçkin bir operatördür. Tek bir zayıf noktası vardır: eşine duyduğu sarsılmaz sadakat. Ajansa sızmış bir köstebeği, yıkıcı bir siber solucan olan Severus’u devreye sokmadan önce ortaya çıkarmakla görevlendirilen George’a beş şüpheliden oluşan bir liste verilir. Dördü NCSC’deki dostları ve meslektaşlarıdır. Beşincisi ise sevgili eşi Kathryn St. Jean’dır (iki kez Oscar kazanmış Cate Blanchett), kurumun en güçlü ve güvenilir ajanlarından biri.

“Kara Torba Operasyonu – Black Bag” yazısını okumaya devam et

Tenet

Tenet

Özet: John David Washington, Christopher Nolan’ın orijinal bilim-kurgu aksiyon filmi “Tenet”ın, yeni kahramanı. Filmin Kahramanı, alacakaranlığın içinde, gerçek zamanın ötesinde açığa çıkabilecek, uluslararası bir casusluk görevindedir. Bütün dünyayı kurtarabilmek adına, çıktığı yolculukta tek sahip olduğu donanımı bir kelimeden oluşur; Tenet. Zamanda yolculuk değil. Ters yüz. “Tenet”in uluslararası oyuncu kadrasonda yer alan isimler şöyle sıralanıyor; Robert Pattinson, Elizabeth Debicki, Dimple Kapadia, Aaron Taylor-Johnson, Clémence Poésy, ile Michael Caine ve Kenneth Branagh.

Tenet, dünyayı büyük bir tehlikeden kurtarmak için savaşan bir kahramanın hikayesini konu ediyor. Gerçek zamanın ötesinde bir yerde uluslararası bir casusluk görevini yerine getirmeye çalışan kahraman, dünyayı kurtarabilmek için savaşmak zorunda kalır. Üçüncü Dünya Savaşı’ndan daha büyük bir tehlikeyi durdurmaya çalışan kahraman, casusun alacakaranlık dünyasında zorlu bir yolculuğa çıkar. Zamanın ötesinde bir yerlerde, uluslararası casusluk görevi yapan kahramanımız, dünyayı kurtarmak için büyük bir savaşın içerisine girmek zorunda kalır. Dünya’nın karşı karşıya kaldığı tehlike Üçüncü Dünya Savaşı’ndan daha büyük bir şeydir ve o bunu durdurmak için her şeyi yapmalıdır…

“Tenet” yazısını okumaya devam et

X-Men: Dark Phoenix – Dark Phoenix

X-Men: Dark Phoenix – Dark Phoenix

X-Men filmlerinin öne çıkan senarist ve yapımcısı Simon Kinberg’in bu kez yönetmen koltuğuna da oturduğu X-Men: Dark Phoenix, çocukluğundan itibaren Jean Grey’in hikâyesine ve sahip olduğu inanılmaz güçlerin onu mahvederek nasıl Dark Phoenix’e dönüştürdüğüne odaklanacak.

Özet: X-Men ekibinin karşısında şimdiye kadarki en zorlu ve güçlü düşmanları vardır; içlerinde biri olan Jean Grey. Uzaydaki bir kurtarma görevi sırasında, Jean gizemli kozmik bir güç tarafından darbe alır. Neredeyse hayatını kaybeden Jean eve döndüğünde bu gücün onu daha güçlü kıldığını fark eder. Ancak bu güç onu aynı zamanda daha dengesiz bir hale de getirmiştir.

“X-Men: Dark Phoenix – Dark Phoenix” yazısını okumaya devam et

Yaratık: Covenant – Alien: Covenant

YARATIK: COVENANT

Uzayda çığlığını kimse duyamaz. Yaklaşık 40 yıl sonra, bu sözler, Ridley Scott’ın fütüristik
korku başyapıtı Yaratık’daki acımasız yoğunluğu ile aynı kaldı. Şimdi simgesel serilerin atası olan, sınırlaması kuralının sınırları zorlayan bir macera filmi YARATIK: COVENANT ile geri dönüyor.

Gemideki mürettebat ve geri kalan 2.000 ruh hiper uykudayken, yapay Walter tek başına koridorlarda yürüyor. Gemi, gezegen Origae-6’ya giderken, yerleşimciler galaksinin uzak tarafında insanlık için yeni bir yerleşke kurmayı umuyorlardı. Yakınlardaki bir yıldız ateşlemesi Covenant’ın enerji toplama yelkenlerini parçaladığında düzinelerce kayıba ve misyonun rotadan sapmasına sebep olmuştur. “Yaratık: Covenant – Alien: Covenant” yazısını okumaya devam et

Hayat Işığım – The Light Between Oceans

Hayat Işığım
(The Light Between Oceans)

Konu: Tom Sherbourne, 1. Dünya Savaşı nda geçirdiği acı dolu dört yıldan sonra Avustralya ya döner ve kıyıdan yarım gün uzaklıktaki Janus Kayası’ndaki deniz fenerinde bakıcı olarak çalışmaya başlar. Genç, güzel, cesur ve sevgi dolu karısı Isabel’le evlilikleri ikisinin de kafasındaki gürültüyü susturup yıldızlar, dalgalar ve rüzgârın sesinden başka hiçbir şeyin olmadığı iki kişilik dünyalarında huzur bulmalarını sağlar. Bir gün, üç yılın ve üç düşüğün ardından, karısı bir bebeğin ağlamalarını duyar. Dalgalar, içinde genç bir adamın cesedi ile birkaç aylık bir bebeğin olduğu bir tekne getirmiştir onlara. Çocuk özlemiyle dolu Isabel Sherbourne dualarının Tanrı tarafından kabul edildiğini düşünür. “Hayat Işığım – The Light Between Oceans” yazısını okumaya devam et