Denizden Gelen (Zeytin Dalı)

Eski bir polis, doğduğu topraklardan uzakta kaçak bir çocuk ve bir hemşirenin kesişen hayatlarında yola çıkarak; dünyanın kanayan yaralarında, batı’ya göç dramına işaret ediyor. Çekimleri Muğla’nın Dalyan ve Ortaca ilçesinde gerçekleşen Denizden Gelen’in Yapımı Nöbetçi Yapım’a, Yönetimi Nesli Çölgeçen’e, Senaryosu Ersin Kana’ya ait.
Denizden Gelen’de Onur Saylak, Ahu Türkpençe, Sümer Tilmaç, Deniz Özerman rol alırken beş buçuk yaşındaki yetenekli oyuncu jordan Deniz Boyner ilk sinema filmiyle kamera karşısına geçti.

Babasının zoruyla polis olan Halil, görev sırasında şüphe üzerine bir Afrikalı göçmenin ölümüne sebep olur. Olayın vicdani sorumluluğu, intihara teşebbüs ve babasıyla sorunlu bir ilişki Halil’i kendi dünyasına hapseder.Jordan annesiyle birlikte başladığı yolculuğu Yunanistan’da buluşacağı babasıyla İngiltere’de sonlandıracaktır. Bu haftalar sürecek olan kaçak yolculuktur. Jordan babasına ulaşmadan önce son durağı Dalyan’dır. İşte Jordan ve Halil’in yolları tamda bu noktada kesişir.

Jordan’ın kaderi Halil’in ellerine teslim olduğu andan itibaren Halil de kaderini bu küçük çocuğa teslim eder. Jordan, kendinden kaçan Halil’in hayatına yeni bir yön verecektir. Tepkiyle başlayan bu ilişki yerini sevgiye ve fedakarlığa bırakacak Halil’in hedefleri değişecektir.Dalyan’da hayata gözlerini açan Caretta – Carettalar gideceği yolu doğasında varolan yön duygusu ile bulur ve okyanusa açılır. Jordan Carettalar gibi yolunu bulabilecek midir? “Denizden Gelen (Zeytin Dalı)” yazısını okumaya devam et

Osmanlı Cumhuriyeti

Kurtuluş Savaşı olmasaydı, ülkemiz düşman çizmesinden kurtulmasaydı,Cumhuriyet kurulmasaydı ne olurdu?.. Osmanlı Devletinin devam ettiği,yabancıların ülke topraklarını paylaşması ve birçok tarihi olaylar “Osmanlı Cumhuriyeti” filminde hicvediliyor. Yapımcılığını Şükrü Avşar’ın yaptığı Gani Müjde’nin senaryosunu yazdığı Ata Demirer,Sezen Aksoy,Ali Düşenkalkar ve Sümer Dilmaç’ın başrollerini paylaştığı film 21 Kasım 2008 de vizyona giriyor.
PRODÜKSİYON NOTLARI:
Film, 1888 yılında başak tarlasında koşan ve sonra Atatürk olduğu anlaşılan çocuğun bir ağaca tırmanıp, kafesteki bülbülü alırken kafasının üzerine düşmesiyle başlıyor. Ardından filmin kararması ile 2007 yılına geliniyor. Filmde Atatürk’ün hiç lider olmaması, Kurtuluş Savaşı’nın yapılmamasıyla cumhuriyet değil Osmanlı Cumhuriyeti’nin günümüze uyarlanmış devamı anlatılıyor. Türkiye Cumhuriyeti yerine Osmanlı Cumhuriyeti’nin devam etmesi, ülkede yabancıların toprakları paylaşması, Ankara’nın başkent olmaması, padişahın olması, hükümetin AB yanlısı olması, tabelaların, plakaların hem Türkçe, hem Arapça olması, padişahın sürgüne gönderilmesi, padişahın kaftanının altında takım elbise olması gibi trajikomik hikayeler ve ayrıntılar yer alacak. Filmin ikinci yarısında ise Atatürk’ün var olduğu bir cumhuriyet anlatılıyor. “Osmanlı Cumhuriyeti” yazısını okumaya devam et