Ayın Karanlık Yüzü: Hitler’in Çocukları – Iron Sky: The Coming Race

AYIN KARANLIK YÜZÜ; Hitler’in Çocukları

Naziler 1945’te ayın karanlık tarafına gizlenmiş ve 2018’de iktidara dönmeyi planladıkları gizli bir üs kurmuşlardı.
Bu süre içerisinde dünya nükleer savaşlar sonrası yaşanmaz bir hale gelir, İnsanlığın son sığınağı Nazilerin Aydaki üssüdür.
Ancak ayda yaşan insanlar için de şartlar iyiye gitmemektedir.
Tüm insanlığın kurtuluşu bu güne kadar efsane olarak anlatılan ve dünyanın merkezinde olduğu söylenen kutsal kasenin bulunmasına bağlıdır.
Dünyanın gizli merkezine yapılan yolculukta şekil değiştiren sürüngenler ırkı ve onların dinozor ordusu ile savaşmalıdırlar.

“Ayın Karanlık Yüzü: Hitler’in Çocukları – Iron Sky: The Coming Race” yazısını okumaya devam et

Uzak Çığlık – Far Cry

Uzak Çığlık
(Far Cry)

Konu:

1 – Jack Carver, Mikronezya adalarındaki bir tekne kiralama şirketinde çalışmaktadır. Adada kereste fabrikası gibi görünen aslında gizli kalıtsal araştırmaların yapıldığı bir askeri ada bulunmaktadır. Valiere adında bir bayan gazeteci bu olaydan haberdardır ve adada paralı asker olarak çalışan amcasını görmek için o bölgeye gider. Bir tekne kiralama şirketinden tekne kiralar, tekne Jack Carver’a aittir, birlikte adaya doğru yola çıkarlar. Başlangıçta Jack oraya girmek istemez, adadan bir askerin füzeyle teknesini havaya uçurması sonucu Jack olayın ciddiyetini anlar ve Valieri ile birlikte Max amcayı aramaya koyulurlar. Jack adada aslında kalıtsal özellikleri değiştirilmiş çok güçlü ve kurşun geçirmeyen askerler üretildiğini görür. Bu askerler, o adadaki seçilmiş askerlerden yapılmaktadır ve bu askerler içinde Max amca da vardır. “Uzak Çığlık – Far Cry” yazısını okumaya devam et

Görünmeyen

GÖRÜNMEYEN

Recep ve nişanlısı Ebru’nun, Recep’in doğduğu köye yaptıkları yolculuğun hikayesi kısaca şöyle: İki genç yola çıktıklarında tek bildikleri, evlilik kararlarını paylaşacakları ufak bir aile ziyaretine gittikleridir. Birbirlerine duydukları sevgiyle gözlerine “görünmeyen” bütün farklılıkları günyüzüne çıkaracak bu yolculuk, ikisini de biraz tedirgin ederken tarih ve kader, onlara beklediklerinin çok ötesinde bir sürpriz hazırlamıştır. 1936’da Ebru ve Recep’in ailelerinin aynı topraklar üzerinde karşılaştığı, dedelerinin o dönemin önemli bir misafirinin ziyaretine eşlik ettiği ortaya çıkar. O misafir, dönemin en parlak klasik müzik bestecilerinden Bela Bartok’tur. Paris’teki bir davette bir Türk kadınının mırıldandığı ezgiyi işittikten sonra Türk müziğini araştırmak, ezgiler ve türküler derlemek üzere binlerce kilometre katederek Adana’ya gelmiştir. Tek kaygısı sanat olan Bartok’un “görünmeyen” bir amacı olup olmadığını takibe alan devlet, peşine Ebru’nun büyükbabası Erol Soykan’ı takmıştır. Bartok’a, araştırma gezisinde Recep’in büyükbabası Ekrem Kıraç da eşlik etmiştir. Tıpkı Erol gibi Ekrem’in de bu ziyarete eşlik etmenin ötesinde ‘görünmeyen’ bir amacı vardır. “Görünmeyen” yazısını okumaya devam et