Hatıraların Masumiyeti: Orhan Pamuk’un Müzesi – İstanbul – Innocence of Memories

Unutulmaz bir roman, eşsiz bir müze ve etkileyici bir film.

HATIRALARIN MASUMİYETİ
Orhan Pamuk’un Müzesi & İstanbul

VENEDİK FİLM FESTİVALİ ÖZEL GÖSTERİM

“Aşk hikâyesinin içinde kaybolacağınız dokunaklı ve çarpıcı bir yolculuk” INDIEWIRE

“Yazarın ve karakterlerin iç içe geçtiği büyüleyici bir yapım”
THE GUARDIAN

“Sizi içine alan bir aşk hikâyesi ve muhteşem bir şehrin tarihi” VARIETY “Hatıraların Masumiyeti: Orhan Pamuk’un Müzesi – İstanbul – Innocence of Memories” yazısını okumaya devam et

Hasret – Sehnsucht

HASRET: SEHNSUCHT / HASRET

Almanya’da, pek de izlenmeyen bir televizyon kanalı, belgesel çekmeleri için ufak bir film ekibini İstanbul’a gönderir. Ekip, şehre ayak bastıkları andan itibaren röportajlara başlar. İstanbul’un çeşitli mahallelerini gezip, oranın enteresan sakinlerini tanırlar: Kediler medeniyetinden bahseden tarihçi, meczup ve aşıklar kahvesinin sufi derviş sahibi, Ermeni gazeteci, Alevi Komünist, tarikatten bir Müslüman, her şeyi çözmüş çaycı…
Bir gün yönetmen montaj odasındayken, izlediği görüntülerde, çekim yaptıkları sırada orada olmayan suretler, gölgeler fark eder: Kamera, hayaletleri mi yakalıyordur? Bu fikir onda bir takıntı haline gelir. Kasıtlı olarak daha tenha, karanlık yerlerde daha fazla hayalet bulma umuduyla çekim yaptırır. Bu takıntıya dayanamayan ekip, geri döner. Tek başına kalır. “Hasret – Sehnsucht” yazısını okumaya devam et

Buz ve Gökyüzü – La Glace et le Ciel – Ice and Sky

LA GLACE ET LE CIEL – ICE AND SKY / BUZ VE GÖKYÜZÜ

“Artık gerçeği bildiğinize göre, şimdi ne yapacaksınız?”
Oscar ödüllü yönetmen Luc Jacquet, “İmparator’un Yolculuğu”ndan sonra bir kez daha Antarktika’ya dönüyor. Üzerinde yaşadığımız gezegenin onbinlerce yıllık tarihinin buzullarda, donmuş halde bizi beklediğini söylesek ne derdiniz? Ünlü buzul bilimci Claude Lorius, Antarktika’da bir kutlama esnasında sondajdan çıkan bir buzu viskisine atmasıyla fark eder ki, erimekte olan buz aslında bir tarihi eserdir ve ortaya çıkan hava ise belki de yüzyıl öncesine aittir! “Buz ve Gökyüzü – La Glace et le Ciel – Ice and Sky” yazısını okumaya devam et

Madımak: Carina’nın Günlüğü

Madımak: Carina’nın Günlüğü

“MADIMAK Carina’nın Günlüğü” 25 Eylül’de Vizyonda!
Kalanlar Ölenler İçin Şiir Yazarlar…
Ulaş Bahadır’ın yazıp yönettiği, Sivas katliamını Hollandalı Carina Cuanna’nın gözünden anlatan ‘MADIMAK Carina’nın Günlüğü” 25 Eylül’de vizyonda seyircisiyle buluşacak…
Sivas Katliamı’nın tek yabancı kurbanı olan ve Madımak Oteli’ne kadar varan yolculuğunun hikayesi pek bilinmeyen Hollandalı Carina Cuanna’nın tuttuğu günlüklere bağlı kalınarak anlatılan ‘MADIMAK Carina’nın Günlüğü’ adlı uzun metraj film vizyon için gün sayıyor. Carina Cuanna, 1993 yılında ‘Türk kadınının aile içi rolü ve çevre ile ilişkileri’ üzerine olan bitirme tezi için Hollanda’dan Türkiye’ye gelmiş ve 2 Temmuz’da Madımak Oteli’nde yanarak can vermişti.
Ulaş Bahadır’ın yazıp yönettiği, geçtiğimiz Ağustos ayında çekimlerine başlanan ‘MADIMAK Carina’nın Günlüğü’nün oyuncu kadrosunda şu isimler yer alıyor: Carina’nın Alman oyuncu Denise Ankel tarafından canlandırıldığı filmde, şair Metin Altıok rolünde Altan Erkekli, Behçet Aysan rolünde Mustafa Alabora, Hasret Gültekin rolünde ise Umut Kurt var. Dönemin Sivas Valisi Ahmet Karabilgin’i ise Erdal Tosun canlandırıyor. Filmde ayrıca Füsun Demirel, Rıza Akın, Meray Ülgen, Bahar Selvi, Selin Yiğit, Ulaş Bahadır, Perihan Ünlücan, Özge Ertem Artvinli, Serkan Genç ve Koray Tarhan da rol alıyor. “Madımak: Carina’nın Günlüğü” yazısını okumaya devam et

Sessizliğin Bakışı – Look of Silence

LOOK OF SILENCE / SESSİZLİĞİN BAKIŞI

2012’de Oscar’a aday olan belgeseli The Act of Killing (Öldürme Eylemi)’nde 1960’larda Endonezya’da yüzbinlerce insanı öldüren katillerle bizi çok yakından tanıştıran Joshua Oppenheimer, Sessizliğin Bakışı’nda ise bizi o günlerde abisini kaybetmiş Adi ile tanıştırıyor. Ağabeyinin ölümünün detaylarını Öldürme Eylemi’nin çekimleri sırasında öğrenen Adi, bugün hâlâ iktidarda olan katillerle yüzleşmeye karar veriyor. Kuşkusuz çok cesur bir karar bu. Bazı sorular nasıl sorulur ki? Ama bir o kadar da sessiz bir onur var Adi’nin yüzleşmelerinde. Amacı suçlamak değil, anlamak. Adi, söze gelmeyecek kadar korkunç bir travmaya bir kapanış cümlesi arayan, kolektif bir kabusun özrünün ve dolayısıyla şifasının peşine düşmüş bir savaşçı. “Sessizliğin Bakışı – Look of Silence” yazısını okumaya devam et