Küçük Deniz Kızı Ponyo / Ponyo On The Cliff By The Sea

Küçük Deniz Kızı Ponyo (Ponyo On The Cliff By The Sea)

Konu:

Miyazaki’nin Ghibli Stüdyosu ile birlikte gerçekleştirdiği 10. film olan Ponyo, yönetmenin uzun zamandır çektiği en şirin film olma özelliğini de taşıyor. Tamamı el ile çizilen Ponyo’da Miyazaki 170.000’i aşkın ayrı çizimden kullanarak kendi rekorunu kırıyor. Yaşadığı krallıktan kaçarak insane olmak isteyen küçük balık-prensesin rengârenk hikâyesini anlatan Ponyo, başta çocuklar olmak üzere 7’den 70’e bütün sinemaseverler için kaçırılmaması gereken bir film.

Hayao Miyazaki, oğlu Goro’nun çektiği Yerdeniz Öyküleri’nden sonra yeni bir Ghibli yapımıyla yeniden yönetmenlik koltuğuna dönüyor. Miyazaki’nin son filmi 2004 yapımı Yürüyen Şato’ydu. Yönetmenin son filmine adını veren Ponyo, insane olmak isteyen kırmızı elbiseli bir Japon balığı, Amacına ulaşmak isterken beş yaşındaki çocuk Sosuka ile tanışan Ponyo, bu arada istemeden dünyanın ekolojik dengesini bozuyor. Geçtiğimiz Temmuz ayında Japonya’da gösterime giren film daha şimdiden gişe rekorları kırdı. Ponyo’nun öyküsünün çıkış noktası, Andersen’in masalı Küçük Deniz Kızı ve Japon halk masalı Urashima Taro. Miyazaki’nin önceki filmlerinden çok daha iyimser ve neşeli olan Ponyo, parlak pastel renkleri, el çizimi kareleri ve eşsiz masumiyetiyle büyüleyici. “Küçük Deniz Kızı Ponyo / Ponyo On The Cliff By The Sea” yazısını okumaya devam et

Franklyn

Son dönemin en çok konuşulan fantastik filmlerinden biri olan ve iki paralel dünya arasında gezinen filmin başrollerinde Eva Green (CASINO ROYALE, THE GOLDEN COMPASS, THE DREAMERS), Ryan Phillippe (CRASH, FLAGS OF OUR FATHERS, GOSFORD PARK) ve Sam Riley (CONTROL) oynuyor.

Konu:

Günümüz Londra’sı ile hayali gelecekteki, inanç ve dini fanatizmin hüküm sürdüğü tekdüze bir metropol olan Meanwhile City. Körfez Savaşı gazisi, dini bütün Esser, Londra’nın evsizlerin hükmündeki karanlık sokaklarında kayıp asi oğlunu aramaktadır. Otuzlarındaki Milo, gerçek aşkın saf ve güçlü duygularına tekrar sahip olmak için çabalayıp durmaktadır. Çekici ve yaralı güzel sanatlar öğrencisi Emilia, hayat ve ölümü ayıran ince çizgide gidip gelen intihar konulu sanat projeleri üretmektedir. Şehrin tek ateisti, başına buyruk maskeli detektif Preest sokaklarda intikam peşindedir. Tek bir kurşun, bu dört kayıp ruhun kaderini beklenmedik bir şekilde belirleyecektir. Terry Gilliam dünyasının hissiyatına yakın duran film, gerçek ile hayal arasında ustalıkla gidip gelirken, karmaşık bir senaryo örüyor. Hayat, aşk ve kaybetme duygusuna yönelik bakış açılarımızı sorgulamaya niyetlenen Gerald McMorrow, bu ilk filmiyle şimdiden yeteneğini kanıtlıyor. “Franklyn” yazısını okumaya devam et

Histeri / The Children

Histeri (The Children)

Konu:

“Bu dünyaya onları siz getirdiniz, ama onlar sizi göndermeye kararlı.”
Sakin bir Noel tatili geçirmek ve Noel’i beraber geçirmek üzere bir araya gelen iki ailenin tatili, çocukların birer birer hastalanıp, ailelerine karşı dehşet saçmaya başlamalarıyla korkunç bir hal alır.

Gösterim Tarihi: 31 Temmuz 2009
Dağıtım: Tiglon Film
İthalat: Tiglon
Yönetmen: Tom Shankland
Senaryo: Tom Shankland
Oyuncular: Eva Birthistle, Stephen Campbell Moore, Jeremy Sheffield “Histeri / The Children” yazısını okumaya devam et

Dehşetin Soluğu (Humans)

Yönetmen: Pierre-olivier Thevenin, Jacques-olivier Molon
Oyuncular: Lorant Deutsch, Sara Frostier, Dominique Pinon, Manon Tournier
Senaryo: Frédérique Henri, Jean-armand Bougrelle
Tür: Gerilim, Korku, Macera
Dil: Altyazılı
Süre: 90 dk.
Vizyon Tarihi: 24.07.2009
Özet: Bir grup bilim adamı Alplere insanoğlunun köklerine dair bir araştırma yapmaya gidiyor fakat tek buldukları tehlikeli bir düşman oluyor.

“Dehşetin Soluğu (Humans)” yazısını okumaya devam et

Hayalet Sevgililerim (Ghosts of Girlfriends Past)

Yönetmen: Mark Waters
Oyuncular: Matthew McConaughey, Jennifer Garner, Michael Douglas, Emma Stone
Senaryo: Scott Moore, Jon Lucas
Tür: Komedi, Romantik
Dil: Altyazılı
Süre: 110 dk.

Ünlülerin fotoğrafçısı Connor Mead (MATTHEW McCONAUGHEY) sırasıyla özgürlüğü, eğlenceyi ve kadınları sever. Müzmin bir bekar olarak kimseye bağlanmama politikası doğrultusunda telefonda aynı anda birden fazla kadından ayrılırken bir diğeri ile randevulaşmak pek de önemsenecek bir durum değildir O’nun için. Connor’ın abisi Paul ise romantik bir tiptir ve de evlenmek üzeredir. Onun büyük bir hata yaptığını düşünen Connor abisini evlenmekten vazgeçirmek ister. Düğünden bir gece önce Connor’ı ziyaret eden üç hayalet, onu başarısız ilişkilerle dolu geçmişine, bugününe ve yanlız geleceğine doğru bir yolculuğa çıkarırlar. Onun ne zaman bir kadın avcısına dönüştüğünü bulmaya çalışırlar. Belki hala Connor’ın duyarlı bir erkek olabilmek ve hatta hayatının aşıkını bulabilmek için bir şansı vardır. “Hayalet Sevgililerim (Ghosts of Girlfriends Past)” yazısını okumaya devam et