BİTİK ŞEHİR
RUSSELL CROWE MARK WAHLBERG CATHERINE ZETA-JONES TEK BİR DELİL SENİ YOK EDEBİLİR.
Sinopsis: New York Belediye Başkan’ı Nicholas Hostetler (Russell Crowe), eskiden polis olan işten çıkarılınca özel dedektif olarak çalışmaya başlayan Billy Taggart’ı (Mark Walhberg) sadakatsiz eşi Cathleen’i (Catherine Zeta-Jones) takip etmesi için tutar. Fakat Billy bunun yozlaşmayı, seksi ve cinayeti kapsayan bir komplo olduğunu çok geçmeden anlayacaktır. Araştırmalarını derinleştirirken hayatını tehlikeye sokan olaylarla karşılaşacak, işi ve ailesi için kötü sonuçlar doğurabilecek imkânsız tercihler yapmak zorunda kalacak.
Film Hakkında
Bitik bir şehirde haksızlık yaygındır, eski polis Billy Taggart (Mark Wahlberg) şehrin en güçlü karakteri Belediye Başkan’ı (Russell Crowe) tarafından kandırıldıktan sonra kefaretini ödemek ve öcünü almak istiyor. Billy’nin yorulmadan adalet arayışı sadece sokağa alışık biri tarafından yapılabilir ve onu durdurulamaz kılan da Belediye Başkan’ın en kötü kâbusu yapan da budur.
“Bitik Şehir”in ana kahramanı Billy Taggart, Mark Wahlberg’ün oynadığı en zengin karakterlerden biri. Oscar adaylığı olan oyuncu “Filmin senaryosu bana büyürken izlediğim zeki karakterlerin yönettiği gerilimleri hatırlattı.” diyor.
Billy işini çok seven New York şehrinin eski bir polisiydi ve oldukça başarılıydı taki bir cinayeti araştırırken çok ileriye gidene kadar. Şimdi ise ay sonunu zor getiren bir özel dedektif, Wahlberg “Belediye Başkan’ından telefon gelince rozetini ve silahını geri almak için bir şans yakaladığını düşünüyor.” diye açıklıyor. “Başkan eşinin onu aldattığını düşünüyor ve bunun tekrar seçilmesinde engel olabileceğini düşünüyor. Billy araştırmaya başlayınca bunun sadece aldatan bir eşi incelemekten öte bir şey olduğunu fark ediyor ve işte o zaman Başkan ile Billy arasındaki savaş başlıyor.” Bu savaşta Billy’i kefaretini ödemeye yöneltiyor.
Filmde karakteri, cazibeli ve tehditkâr bir karışıma sahip olan Belediye Başkan’ı Hostetler’ı canlandıran Russell Crowe film hakkında “Köşeleri olan bir hikâye ve bu karakterlerin konuşmalarına da yansıyor.” diyor. “Oynayacağım projeleri seçerken fiziksel olarak etkilenip etkilenmediğime bakarım ve ‘Bitik Şehir’in senaryosunu okurken heyecanlandım ve hemen Belediye Başkan’ı adına kararlar vermeye başladım. Film gerçekten olgun bir hikâyeye sahip.”
Görünenden daha fazlasına sahip Başkan’ın eşi Cathleen’i canlandıran Catherine Zeta –Jones ise “Film gerçekten izleyicinin zekâsına saygı duyuyor.” diye ekliyor. “Akıllı diyalogları ile kurşun yemişe dönüyorsunuz.”
Emniyet Müdürü Fairbanks’i canlandıran Jeffrey Wright ekliyor “Bitik Şehir’i çağdaş bir Humphrey Bogart hikâyesi gibi okudum, arka fona yansıyan ihanet ve herkesin birbirini alt etmek için azimli olduğu bir yerin ilgi çekiciliği.”
Kara listede yer edinen, Brain Tucker’ın gerilimli senaryosu oldukça ilgi çekici bir geçmişe sahip. Yönetmen Allen Hughes filmi şöyle açıklıyor “Birçok harika aksiyon sahnesine, dönüm noktalarına ve dinamik bir yazın türüne sahip ama en önemlisi karakterler. Çok katmanlı Billy Taggart’ı kâğıttan hayata geçirmek zorlayıcıydı.”
Hakkını vermek lazım “Bitik Şehir” tamamen Allen Hughes’nun etkileyici işi. Profesyonel olarak The Hughes Brothers olarak bilinen Allen ve ikizi Albert eğer imkânsız bir durum değilse başarılı, kuralsız ve dinamik karakterlere sahip filmleri ile tanınırlar. Yaptıkları filmler ise “Menace II Society”, “Dead Presidents”, “From Hell”. Allen, Brain Tucker’ın senaryosundan esinlendi ve bir sonra ki projesi olarak “Bitik Şehir”i çekmek için çok istekliydi. “’Bitik Şehir’ en sonunda bir kefaret hikâyesidir.” diye ekliyor. “Billy’nin uzun zamandır yakasını bırakmayan bir olay için ne kadar ileriye gidebileceğini kestiremiyoruz.”
Yapımcı Randall Emmet oyuncuların ve yönetmenin hikâyeye duydukları tutkuyu paylaşıyor. “Her zaman sisteme karşı duran haksızlığa uğramış kişileri anlatan filmleri sevmişimdir.” diyor Emmett. “Hikâyenin nereye gideceğini hiçbir zaman anlayamamak beni çok heyecanlandırdı.”
Hughes senaryoyu okur okumaz Billy rolü için Mark Wahlberg’i düşündüğünü belirtiyor. Yapımcı ekliyor “Mark’a gittim, oturduk ve “Bitik Şehir”in yapım yolculuğuna başladık.”
Wahlberg “Allen senaryoyu bana gönderdi ve ‘Seni bu rolde görüyorum, bu filmi beraber yapmak ister misin?’ diye sordu.” olarak hatırlıyor. Ayrıca Mark Wahlberg karakter ve materyal ile bir bağ hissettiğini ve bu yüzden filmde yapımcılıkta yaptığını belirtiyor.
Hughes “Mark’ın oyunculuğunda sevdiğim şeylerden biri de mazlum kişiliğin ruhunu somutlaştırıyor olması.” açıklamasında bulunuyor. “Onda cazibeli bir şeyler var ve güldüğünde tüm odayı aydınlatıyor. Mark daha önce hiç böyle bir iş yapmadı ve bu da benim için çok ilginç. İzleyiciyi şaşırtma kabiliyetine doğuştan sahip ve bu da ‘Bitik Şehir’ de ki rolü için en gerekli olan şey.”
Wahlberg “Billy’nin özür dileyen bir tip olmamasını seviyorum.” diyor. “Yıllarca önce yaptığı bir yanlışı düzeltmek için elinden geleni yapıyor. Brooklyn’de sahip olduğu dedektiflik bürosundan şehri ve eskiden sahip olduğu hayatı izliyor ve onu özlüyor. Belediye Başkan’ının
eşini incelemek ona sadece bir borcunu ödeme günü sağlamayacak aynı zamanda eski hayatına geri dönebilmesi içinde bir şans tanıyacak.”
Başkan’ın teklifinde aslında çok daha sinsi bir amaç olduğunu kısa bir sürede öğreniyor, bu da Billy’nin eski polis günlerinden kalma içinde ki hiç kullanılmamış kaynakları kullanmasını sağlayacak.
En sonunda Billy ve Başkan, Billy’nin kendini test etmesini sağlayacak bir çatışma yaşıyorlar. Hughes ekranda Wahlberg-Crowe karşılaşmasının çarpıcı olacağını biliyordu. Crowe ile ilk görüşmesinde Crowe’un bir mahkemeyi herhangi usta bir politikacı gibi bir yemek partisinde bile idare edebileceğini gördü. “O harika bir hikâye anlatıcı ve benim için en büyük sürpriz buydu çünkü Crowe’un bu yönü çok az gösteriliyor.”
Crowe rolüne halkın önünde olan belli bir kişiye göre değil de, onun yerine New York şehrinin birçok resmi çalışanını seçip onlara göre çalışmış. Şöyle açıklıyor: “Son elli yıla döndüm ve eski Belediye Başkan’larının okullarına, nereli olduklarına, insanlarla nasıl bağ kurduklarına baktım. ‘Bitik Şehir’in Belediye Başkan’ı Hostetler yarı Queens’ten yarı Wall Street’ten. Tamamen popülist olan Belediye Başkan’ı kıymetini bildiği ve beklentisi olan elitiz bir hayat tarzına sahip. Hepimiz güçlü olan bozulur klişesini biliriz ama bozulmuş kişinin bunu daha iyi bir amaç için yaptığını söylemesi çok ilginç.”
Crowe yalnızca etkileyici yeteneğini değil aynı zamanda kendi inanılmaz kişiliğini de role katıyor. Wahlberg “Russell yaşayan aktörler içinde en iyilerinden biri ve aynı zamanda çok çekici biri.” diyor. “Sette Belediye Başkan’ıydı. Kesinlikle benim karakterim Billy’i büyülüyordu ama bir kez Başkan’ın yozlaşmış olduğunu öğrendiğinde, Billy onu durdurmalıydı. Russell’dan daha korkutucu bir karşı taraf yoktur ve film bunun üstünü gidiyor.”
Billy-Hostetler dinamiğinin katalizörü Catherine Zeta-Jones’un canlandırdığı Hostetler’ın eşi Cathleen. Cathleen gerçek hayattaki politik çiftler gibi eşiyle karmaşık bir ilişkiye sahip. Zeta-Jones “Politikacı eşleri bazen partnerlerini korumak için bir maske takarlar.” diyor. “Dışarıdan bakıldığında mükemmel bir aile görüntüsü verirler fakat bazen parlak bir ışık skandalı ve yozlaşmayı ortaya çıkarabilir. Bu rolü oynayabilmek için bu ikilemi örnek aldım. Cathleen’le tanıştığınızda onun her kadının olmak isteyeceği bir kadın ve sahip olmak isteyeceğinz her şeye sahip olduğunu görüyorsunuz ama kapalı kapılar arkasında yansıtılan bu değil. Karakter geliştikçe neden durumundan kurtulmak istediğini anlıyorsunuz. Hostetler’ın anlaşmaları dâhil Cathleen çok şey biliyor ve herhangi bir eylem başta onun ki olmak üzere birçok kişinin hayatına mal olabilir.”
Fragman için: http://www.chantierfilms.com/broken-city/