Son Vurgun – Contraband

CONTRABAND – SON VURGUN

Özet: Mark Wahlberg, ardında bırakmak için çok uğraştığı dünyadan uzak durmaya çalışan ve ailesini korumak için her şeyi yapan bir adamı anlatan hızlı tempolu Contraband (Son Vurgun) filmindeki oyuncu kadrosunun başında yer alıyor. New Orleans’da geçen film, uluslararası kaçakçılığın sadakatin nadiren var olduğu ve ölümün köşe başında beklediği acımasız dünyasını keşfediyor.

Chris Farraday (Wahlberg) suç dolu yaşamını uzun süre önce terk etmiştir ama kayınbiraderi Andy (Caleb Landry Jones) acımasız patronu için bir uyuşturucu anlaşmasını berbat edince Chris, Andy’nin borcunu ödemek için yaptığı en iyi iş olan kaçakçılığa geri dönmek zorunda kalır. Chris efsane bir kaçakçıdır ve sahte banknotlardan milyonlarla geri dönme umuduyla Panama’da son bir iş için en yakın arkadaşı Sebastian (Ben Foster)’ın yardımıyla çabucak bir ekip toplar.

Olaylar çabucak dağılır ve Chris, paraya ulaşmasına saatler kala, karısı Kate (Kate Beckinsale) ve oğulları hedef olmadan önce, acımasız uyuşturucu baronlarının, polislerin ve tetikçilerin kalleş ağında başarıyla yol bulmak için paslanmış becerilerini kullanmalıdır. “Son Vurgun – Contraband” yazısını okumaya devam et

Aşkım Benim – Bel Ami

BEL AMI

Özet: BEL AMI 1890’ların Paris’inde geçen bir güç ve denge hikayesidir. Georges Duroy, sefaletten zenginliğe, kadınların bir araç olduğu sokaklardan tutkulu güç birlikteliklerine giden yolu hızla aşmaya çalışan yakışıklı akıllı ve çekici bir genç adamdır. Ve o yıllarda güç,  hayatta kalmak için herşeydir….

Bel AMI’nin anti kahramanı Georges Duroy’u ve filmi “Çok yakışıklı bir genç adamın elindeki tek para eden varlığının farkına varmasını anlatan bir klasik…” olarak değerlendiriyor yönetmenlerden Declan Donnellan “Güçlü kadınları baştan çıkarıyor ve Fransız üst sınıfındaki basamakları bu sayede hızlıca tırmanıyor. “

BEL AMI , Guy de Maupassant’ın aynı adlı klasik eserinden senarist Rachel Bennette tarafından sinemaya aktarılmış. Bennette hikaye için şunları söylüyor: “Yıllar once yapımcı Uberto Pasolini ile birlikte çalışmıştım. O günden sonra hep iletişim içinde olduk. Bir gün beni arayıp Bel Ami’yi sinemaya aktarmaya ne dersin dedi… Ben de evet lütfen yapalım dedim…” “Aşkım Benim – Bel Ami” yazısını okumaya devam et

Sığınak – Take Shelter

MICHAEL SHANNON ve JESSICA CHASTAIN

” S I Ğ I N A K “

Evli ve bir çocuk babası olan Curtis, kıyameti çağrıştıran bir dizi halüsinasyon görür ve ailesini yaklaşan bir kasırgadan mı, yoksa kendisinden mi koruması gerektiği konusunda kendini sorgulamaya başlar.

SİNOPSİS

Curtis LaForche, karısı Samantha ve altı yaşındaki duyma engelli kızı Hannah’yla birlikte Ohio’nun küçük bir kasabasında yaşamaktadır. Curtis, kum ocağı firmasında ekip şefi olarak çalışmakta ve mütevazı bir hayat sürmektedir. Karısı Samantha ise ev hanımıdır ama boş zamanlarında terzilik yaparak her hafta sonu bitpazarında el yapımı kıyafetler ve tekstil ürünleri satarak aile bütçesine katkıda bulunmaktadır. Aile para sıkıntısı çekmekte, Hannah’nın sağlık ve özel eğitim harcamalarını karşılamak bitmek bilmeyen bir mücadele gerektirmektedir. Bütün bunlara rağmen, Curtis ve Samantha birbirlerine çok aşıktır ve mutlu bir yuvaları vardır. “Sığınak – Take Shelter” yazısını okumaya devam et

Gökten Bir Uydu Düştü – Le Skylab

Gökten Bir Uydu Düştü
(Le Skylab)

Konu:

Julie Delpy’nin Two Days in Paris / Paris’te İki Gün ve The Countess / Kontes filmlerinin ardından çektiği film olan Gökten Bir Uydu Düştü 1979’da, babaannelerinin doğum gününü kutlamak için Fransa’nın Brittanny bölgesindeki bir evde, yaz tatili sırasında bir araya gelen geniş bir ailenin iki gününe odaklanıyor. Gökten Bir Uydu Düştü, eğlenceli, insanın içini ısıtan, bir aileyi üç nesil boyunca izleyen dokunaklı bir komedi. “Gökten Bir Uydu Düştü – Le Skylab” yazısını okumaya devam et

Süpertürk

FİLMİN HİKÂYESİ: 1960’lı yılların sonlarında, dünyadan çok uzakta bulunan bir galakside bulunan bir
gezegen yok olmak üzeredir. Bu gezegende bulunan bebeklerden 2 tanesi özel kapsüllerle dünyaya gönderilir. Bir tanesi Amerika’ya düşer, diğeri ise Türkiye’ye. Bizim hikayemiz Türkiye’ye düşen kapsülle başlar. Bu kapsül Küçükköy isimli bir kasabaya, çiftçilikle uğraşan bir Abdullah ve çiftin bahçesine düşer. Daha once 3 kez düşük yapmış olan çiftin çocukları yoktur. Bu çocuğu kendi çocukları gibi büyütürler ve bunu çocuk da dahil herkesten gizlerler.

Ekber adını verdikleri çocuğun çok özel güçleri vardır. Uçabilir, gözlerinden ışın çıkarabilir, nefesiyle istediği şeyi dondurabilir, nesnelerin arkasını görebilir ve çok uzaktan gelen sesleri duyabilir. Bu özelliklerini insanlar öğrenirse Ekber’i ellerinden alacaklarından korkan anne baba yıllar boyu Ekber’i baskı altında tutarak bu özelliklerini başkalarının yanında kullanmasını engellerler. “Süpertürk” yazısını okumaya devam et