Güz Sancısı

“Geçmiş Gelecektir…”
Behçet’in babası Kamil Efendi (Tuncel Kurtiz), Antakya’daki güçlü nüfuzu yüzünden hükümetin yakından ilgilendiği, bürokrasinin içindeki “derin” iradeyle sıcak bağlantıları olan, zengin bir toprak ağasıdır. Babasının etkili kimliğinin gölgesinde kalmış bir genç olan Behçet’in en büyük hedefi Kamil Efendi’nin telkinlerine uyarak siyaset dünyasında yer almak ve yükselmektir. Bu konuda ona en büyük desteği babasının yakın dostu ve nişanlısı Nemika’nın (Belçim Bilgin Erdoğan) babası Kenan Bey (Hüseyin Avni Danyal) vermektedir. Eski bir bürokrat eskisi olan Kenan Bey, “Kıbrıs Türktür Cemiyeti”nin tepe yöneticilerinden ve derin devlet operasyonlarına yön veren isimlerden biridir. “Güz Sancısı” yazısını okumaya devam et

Mürekkep Yürek / Inkheart

Meggie’nin babası Mo’nun olağanüstü bir yeteneği vardır. Sesli okuduğu kitapların kahramanları, kitaptan çıkarak gerçek olurlar. Mo, bu yeteneğini, Meggie bebekken ona “Inkheart” adlı romanı okuduğu sırada keşfeder.
Mo sayesinde “Inkheart”tan çıkan Dustfinger, romana geri dönemk için çaresizce Mo’yu takip etmeye başlarken, kitabın kötü karaktesi Capricorn da, dünyayı korkunç bir yere dönüştürmek için, ihtiyacı olan canavarı da dünyaya taşıması için Mo’nun peşine düşer.
Mo’nun tek yapabileceği ise, henüz bunlardan haberi olmayan kitap kurdu kızı Meggie’yi korumak için izini kaybettirmektir.
Cornelia Funke’nin ünlü romanından beyazperdeye uyarlanan film, birçok ünlü ismi bir arayagetiriyor. “Mürekkep Yürek / Inkheart” yazısını okumaya devam et

Pandora’nın Kutusu

San Sebastian Film Festivali’nde En İyi Film ve En İyi Kadın Oyuncu (Tsilla Chelton), Antalya Film Festivali’nde En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Övül Avkıran) ve Amiens Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu (Tsilla Chelton) ödüllerini alan “Pandora’nın Kutusu” ilk gösterimini Eylül ayında Toronto Film Festivali’nde yaptı.
Yeşim Ustaoğlu’nun dördüncü uzun metrajlı filmi olan “Pandora’nın Kutusu”, bir gün kaybolduğunu öğrendikleri yaşlı annelerinin yaşadığı küçük bir Batı Karadeniz kasabasına doğru yola çıkan üç kardeşin öyküsünü anlatıyor. Yolculukla beraber kendi sorunları ve aralarındaki gerginlik de ortaya çıkan üç kardeş, Alzheimer olduğunu öğrendikleri annelerinin yanlarındaki varlığıyla kendi hayatlarını sorgulamaya başlıyorlar. Pandora’nın Kutusu yavaş yavaş açılırken anneanne ve torunu arasında filizlenen yakınlık filmin sürprizli finalini hazırlıyor. “Pandora’nın Kutusu” yazısını okumaya devam et

Largo Winch

Karşınızda serseri milyarder Largo Winch! Kemerlerinizi sıkı bağlayın, sarsıcı bir yolculuk olacak…
Ünlü milyarder Nerio Winch yatının yakınlarında boğulmuş olarak bulunur. Dünya çapında 400,000 çalışanı olan W Group’un kurucusu ve en büyük hissedarı Nerio Winch’in ölümü şüphe uyandırır. Ünlü iş adamının ailesi yoktur. Bu nedenle mirasının kime kalacağı dolayısıyla Winch İmparatorluğu’nun başına kimin geçeceği yönetim kurulunun en kritik sorunu haline gelir. Daha şimdiden finans dünyasının saldırılarına maruz kalan şirketin patronu olmadan devamlılığını sağlamak çok zordur. Fakat henüz kimsenin Nerio’nun büyük sırrından haberi yoktur. Nerio 26 yıl önce Bosna’daki bir yetimhaneden bir erkek çocuk evlat edinmiştir. Bu çocuk, Largo, Adriyatik kıyılarında balıkçılık yapan bir aile tarafından gizlilik içinde yetiştirilmiştir. Largo Winch maceraperest, isyankar ve mücadeleci bir ruha sahip olmasının yanında uslanmaz bir kadın avcısı olmuştur. Genç adam masum olduğunu iddia etmesine rağmen uyuşturucu ticareti yaptığı gerekçesiyle Amazon’daki bir hapishanede tutulmaktadır. 26 yaşındaki Largo henüz haberi olmasa da global bir ticaret imparatorluğunun varisidir. “Largo Winch” yazısını okumaya devam et

Despero / The Tale Of Despereaux

Bir zamanlar çok uzaklardaki Dor krallığında büyüleyici güzellikte bir hayat vardı. Her tarafta neşe dolu kahkahalar duyuluyor, insanlar ağızları sulandıracak kadar nefis çorbalar içerek keyfine bakıyordu. Ancak meydana gelen müthiş bir kaza sonucunda ülkenin Kral’ının kalbi kırılırken Prenses acılara boğuldu, ülke halkı umutsuzluğa sürüklendi. Güneş ışığının üzerinden çekildiği topraklarda her yer kasvetli gri renge büründü.Desperaux Tilling doğuncaya kadar da böyle devam etti…
Cesur ve yetenekli bir fare olan Desperaux’un küçük cüssesine kıyasla çok büyük hayalleri vardı. Kocaman kulaklarıyla kıyaslandığında vücudu küçücük kalsa da, çaresizlik ve korku dolu bir hayat sürmeyi kabul etmedi. O kaderinin bir noktasında, taparcasına sevdiği şövalye masallarındaki gibi kutsanmış bir yaşam olduğuna inanmaktadır. “Despero / The Tale Of Despereaux” yazısını okumaya devam et