Öyle ya da Böyle

ÖYLE YA DA BÖYLE

Sevdikleri işi, sevdikleri şehirde yapmak isteyen ancak bu “ ‘şehir inadı’ neden var, neden şehir konusunda bu kadar ısrarlılar” kendileri dahi bilmeyen, iki gencin yaşamlarını konu edinen sıcak, samimi bir tebessüm filmidir “Öyle ya da Böyle”…
Hakan ve Mehmet, üniversitede tiyatro-yazarlık bölümü okumuş iki arkadaştır. Kan bağı bulunmayan iki kardeş, yoldaş ve sırdaş da denebilir. Öğrencilik yıllarında idealist davranan bu gençler, mezun olup da hayatın gerçekleriyle yüzleşince, ideallerinden vazgeçmek zorunda kalırlar. Ancak bu tam bir vazgeçiş olmamıştır çünkü kendilerine bunu itiraf etmek istemiyorlar, hayatın zorlukları karşısında değişime uğramaktan sakınıyorlardır. “Öyle ya da Böyle” yazısını okumaya devam et

Bu Son Olsun

Bu Son Olsun

12 Eylül 1980 sabahı Türkiye yıllar sonra yeniden Hasan Mutlucan türküleriyle uyandı. Siyah-beyaz televizyonlarda arzı endam eden bir paşa huzur ve güven ortamını sağlamak içun ordunun yönetime el koyduğunu, sendika ve partilerin kapatıldığını ve ikinci bir emre kadar sokağa çıkmanın yasak olduğunu bildiriyordu.Peki çıkmanın yasak olduğu o sokaklar sizin tek eviniz ise…

Yaşar  (Mustafa Uzunyılmaz), Apo  (Orhan Ekşin), Kovboy Ali  (Ferit Kaya), Cevat  (Volga Sorgu) ve Ertuğrul  (Ufuk Bayraktar) kendilerini balat semtini mesken tutmuş beş evsizdir. Hayattaki tek gayeleri, karınlarını doyurmak ve en büyük tutkuları olan şaraptan bir gün bile olsun ayrı kalmamaktır. Günübirlik yaşayan bu beş kişi, gayelerine ulaşabilmek için zamanın fırtınalı politik atmosferinden dahi faydalanmasını bilir. Onlarla aynı mahallede yaşayan ve sol gruplardan birine üye olan Sinan  (Engin Altan Düzyatan) ile Lale  (Hazal Kaya) arasındaki aşk da hikayemizin başka bir böümünü oluşturur. Sokaklarda başlayan hikayemiz bir dizi yanlışlıklar komedisi sonucu evsiz karakterlerimizin kendilerini siyasi mahkumlarla birlikte aynı cezaevinde bulmasıyla devam eder. “Bu Son Olsun” yazısını okumaya devam et