Maskeli Balo – Masquerade

Maskeli Balo – Masquerade

Büyük sansasyon yaratan aşk filmi La belle époque / Yeni Baştan ile herkesin yüreğini ısıtan Nicolas Bedos bu kez hem komedi hem aşk filmi öğeleri taşıyan, bol entrikalı, tempolu bir polisiyeye imza atıyor. Bedos’un henüz yayımlanmamış kendi romanından uyarlayarak 35mm filme çektiği Maskeli Balo, dünya prömiyerini Yarışma Dışı gösterildiği Cannes Film Festivali’nde yaptı. Bir kaza sonucu kariyeri sonlanan yakışıklı dansçı Adrien, günlerini Fransız Riviera’sında geçimini sağlayan eski sinema yıldızı Martha’yla zaman öldürerek geçirmektedir. Adrien, son derece çekici Margot ile tanışır ve hayatı tümden değişir. İkili, daha parlak bir yaşantı hayaliyle şeytani bir komplo, duygusal bir maskeli balo peşine düşer. Riviera’da geçen Françoise Sagan romanlarıyla Somerset Maugham öyküleri ve kendi yaşamının “acınası bir dönemi”nden esinlenen yönetmen Bedos şöyle diyor: “Kendinden yaşlı kadınların himayesine giren kayıp bir ruhun hikâyesi diyebiliriz. Ve Riviera’nın kendimce son derece öznel bir portresi diyebiliriz. Bu film benim genel olarak insani ilişkiler ve özel olarak da aşk ilişkilerine dair şahsi kâbusum!”

“Maskeli Balo – Masquerade” yazısını okumaya devam et

Hayat Okulu – The School of Life

SCHOOL OF LIFE
HAYAT OKULU
06 TEMMUZ’DA SİNEMALARDA

HİKAYE HAKKINDA
Paris’te yıl 1930…
Paul tek bir ufka doğru bakabiliyordu; Paris banliyösünün en soğuk binası, Yetimhanenin yüksek duvarlarına. Dik kafalı ve asi bu şehir çocuğu, vahşi bir bölgede gizemli ve zorlu bir hayata başlarken neşeli ve bir taşralı bir kadı  olan Celestin ve Sologne’de geniş bir arazinin sert bekçisi olan kocası Borel’e emanetti. Geniş ormanlık bir alan içerisinde bütün bir arazinin ve sisli göletlerin sahibi, yaşlı ve sessiz bir adam olan Fresnaye Kontu  ise  malikanesinde  yalnız  yaşıyordu.  Kont  arazisinde  kaçakçıların  dolaşmasına göz yumarken Borel hiç birine müsamaha göstermiyordu. Hepsinin,  özellikle  de  en  arsız  ve  kurnazları  olan  Totoche’nin  peşine  düşmüştü. Paul böyle bir peri masalının içerisinde ve Totoche’nin yanında hayatı  ve  ormanın  gizlerini  öğrenmek  üzereydi.  Üstelik  bu  vahşi  alan  hayatı Paul’a daha da zorlaştırıyordu, çünkü Paul’un burada olmasının bir sebebi vardı. “Hayat Okulu – The School of Life” yazısını okumaya devam et

İlk Görüşte Aşk – Une Rencontre – Quantum Love

Quantum Love / İlk Görüşte Aşk

Pierre (François Cluzet), 15 yıldır evli ve iki çocuğu olan bir avukat. Hem karısını çok seviyor, hem de çok iyi bir baba. Hayatından memnun bir şekilde yaşarken, bir gece Elsa (Sophie Marceau) ile tanışır. Elsa  güzel ve çekici bir yazar. Yeni boşanmış, genç bir sevgilisi var. Pierre’le sohbet ederler, gülerler ve aralarında karşıkonulamaz bir çekim oluşur. Ama aralarında bir şey olmadan ayrılırlar.

İki hafta sonra tamamen tesadüf eseri tekrar karşılaşırlar. Aralarındaki çekim çok  güçlüdür; ama içinde bulundukları durum onları zor da olsa  birbirlerinden uzak tutar. Pierre rutin bir ilişki yaşıyor olsalar da karısını sevmektedir. Elsa ise asla evli bir erkekle birlikte olmaması gerektiğini düşünmektedir.

Telefon numaralarını almadan bir kez daha farklı yönlere giderler. Fakat hayat onları tekrar biraraya getirecektir. “İlk Görüşte Aşk – Une Rencontre – Quantum Love” yazısını okumaya devam et

Aşk Sanatı – L’Art d’Aimer – The Art Of Love

AŞK SANATI

6 TEMMUZ’DA SİNEMALARDA

Sinopsis
François Cluzet, Frederique Bel, Laurent Stocker, Judith Godreche, Julie Depardieu, Gaspard Ulliel, Ariane Ascaride, Élodie Navarre, Stanislas Merhar, Pascale Arbillot aşk sanatı, bir kaç basit ve biraz da o kadar basit olmayan örneklerle günümüz modern ve karmaşık kadın-erkek ilişkilerinin masaya yatırıldığı romantik komedide ilişkilerin çıkmaz sokakları ve bolca aşk üçgeni mevcut. Eğlenceli aşk aksilikleriyle dolu filmin yönetmenliği ve senaristliğini de üstlenen oyuncu Emmanuel Mouret bize “aşk sanatını” öğretiyor.
Oyunculara sorulacak sorular:
– Filmde kimi canlandırıyorsunuz ve o kime aşık?
– Sizin için “Aşk Sanatı” nedir?
– Filmler size“aşk” hakkında ne öğretti? “Aşk Sanatı – L’Art d’Aimer – The Art Of Love” yazısını okumaya devam et

Can Dostum – Intouchables – Untouchable

CAN DOSTUM / INTOUCHABLES

Gösterildiği her yerde benzeri görülmemiş gişe rekorları kıran “Can Dostum / Intouchables” şimdiden tüm zamanların en fazla izlenen Fransız filmine dönüştü. Fransa’dan Almanya’ya, İspanya’dan Güney Kore’ye kadar dünyanın dört bir yanında kırdığı rekorların ardından İngilizce dışında yabancı bir dilde tüm zamanlarda en fazla gişe hasılatını elde eden yapım olarak sinema tarihine geçen film, gerçek bir hikâyeden uyarlama. Geçirdiği bir kazadan sonra boyundan aşağısı felç olan zengin aristokrat Philippe, cezaevinden henüz salınmış genç göçmen Driss’i bakıcısı olarak işe alır. Herkes Driss’in bu iş için uygun olmayacağını düşünürken, Philippe ona inanır ve bir şans vermek ister. Dünya dursa yan yana gelmeyecek olan bu iki karşıt dünya görüşünün çarpışmasının ve zamanla çılgın bir dostluğa dönüşmesinin komik, duygusal ve insanı derinden etkileyen hikâyesini anlatan Can Dostum, hayatın daha önce görmezden gelinmiş olan güzelliklerinin fark edilmesini sağlıyor. Gerçeklere sadık kalınarak uyarlanan Driss ve Philippe’in eşsiz dostluk hikâyesi tüm dünyada milyonlarca insanı etkilemeye devam ediyor. “Can Dostum – Intouchables – Untouchable” yazısını okumaya devam et