İz – Reç

İZ- RÊÇ

SİNOPSİS
: Şeristan 80 yaşındadır. İstanbul’daki gecekondulardan birinde; oğlu Mirza, torunları Hevi,Leyla ve Meryem ile birlikte sıradan bir yaşam sürdürmektedir. Bir sabah kötü bir düşten uyanan Şeristan’ın sıradan yaşamı, sıra dışı bir yolculuğu doğuracak şekilde sona erer. Oğlu Mirza ve torunu Hevi ile birlikte 20 yıl önce göçe zorlandıkları için terk ettikleri Batman’a doğru yola çıkarlar.

Şeristan’ın  yıllar boyunca bir sır olarak sürdürdüğü hayatına dair bütün gerçekler bu yolculuk sürecinde ortaya çıkar. Mirza için en büyük yük annesine verdiği sözü yerine getirmektir. Hevi ise bu yolculuğu başından beri istemediği ve İstanbul’dan yanına kötü anılar alarak yola çıktığı için  babası Mirza ile sürekli çatışır.

Yolculuğun sonunda Mirza annesine verdiği sözü yerine getirebilecek midir? Tüm toplumsal önyargılara, olumsuz doğa koşullarına ve oğluyla arasındaki düşünce çatışmalarına rağmen omuzlarındaki yükü sonuna kadar taşıyabilecek midir? Gelenekler, inançlar, tabular mı; yoksa her şeye rağmen bir anne olan Şeristan mı; hangisinin isteği  yerine getirilecektir? “İz – Reç” yazısını okumaya devam et

Kanımdaki Barut

Kanımdaki….

“ BARUT “

ŞİDDETE KARŞI
ŞİDDETLİ BİR SİNEMA

Türkiye’de her üç kadından biri şiddet görüyor. Peki, o annenin yetiştirdiği ve anadil olarak ‘şiddet’i öğrenen bir çocuk büyüdüğünde nasıl bir birey olacaktır? O toplum, nasıl bir toplum olacaktır?

Bu ülkede şiddet uygulanıyorsa, şiddet sıradanlaştırılıyorsa, üstü örtülmemeli, tam aksine şiddete dikkat çekilerek etkileri gösterilmelidir. Bu anlamda sinema, yarattığı kahramanlarla çok etkili bir araçtır.

Barut projesi, bu amaçla yapılan ve sanat camiasından destek gören bir projedir. Bir sinema filmi olmaktan öte bir sosyal sorumluluk projesidir. “Kanımdaki Barut” yazısını okumaya devam et

Dilber’in Sekiz Günü

Doğu’nun kıraç topraklarında fakir bir köyde annesi, babası ve kardeşleriyle yaşayan Dilber, çocukluk aşkı Ali ile evlenme hayalleri kurmaktadır. Ali ile birbirlerine aşıktırlar ama Ali’nin Babası, oğlunu bir başka kızla evlendirmek için arkadaşına söz vermiştir. Bu söz her n’olursa olsun tutulmalıdır. Ali, çaresiz babasının verdiği söz nedeniyle çocukluk aşkı Dilber’e bir başkasıyla evleneceğini söyler. Dilber bunu kabullenemez. Eline aldığı orakla Ali’nin evini basar. Ali’nin babası ürkmüştür Dilber’in bu deli halinden. Dilber’in peşinden avluda kendi ailesi ve köy haklıda toplanmıştır. Ali’nin babası durumu Dilber’e de izah etmeye çalışır. Dilber, ikna olmasa da orda kararını verir. Kendisini isteyen ilk adamla evlenecektir. Evin ahırına kendini kapatır. Babası, annesi, kardeşleri bu kararından vazgeçmesi için çok uğraşır ama başaramazlar. Dilber, kararlıdır…
Köye bir topal ağır aksak yürüyerek yaklaşır.. Duymuştur bu köyde bir kız vardır kendini isteyen ilk adamla evlenecektir. Mehmet’tir adı. Kasabada ki okulda hademelik yapmaktadır. Babadan kalma küçük bir evi, küçük de bir bostanı vardır. Şimdiye kadar kaç kez evlenmeye niyetlendiyse de, topal diye kimse kızını vermemiştir. Artık, o kadar çok geri çevrilmiştir kimse Mehmet’le kız istemeye bile gitmemektedir. Bu kez Mehmet kendisi isteyecektir kızı. Ayağını sürüye sürüye köye gelir. Dilber’in evini bulur ve kızı ister. Tüm aile şaşkındır ama Dilber’in inadı devam etmektedir. Dilber’in ailesi çaresiz kızlarını Mehmet’e verir. Mehmet’le birlikte dönüş yolunda artık iki kişidirler. Bir de Dilber’in çeyizinin bulunduğu bavul vardır yanlarında. Mehmet, Dilber’i kasabaya evine getirir. “Dilber’in Sekiz Günü” yazısını okumaya devam et