Saç

“SAÇ” – 09 Eylül’de sinemalarda!

“Rıza” ve “Pus”tan sonra üçlemesini “Saç”la tamamlayan Tayfun Pirselimoğlu’nun bu filminde başlıca rolleri Ayberk Pekcan (Hamdi), Nazan Kesal (Meryem) ve Rıza Akın (Musa) üstleniyorlar.

Dünya prömiyerini Locarno’da yapan “Saç” çok sayıda festivalde gösterildi ve bir çok ödül kazandı. Ödüllerin arasında İstanbul Film Festivali ‘En İyi Film’, ‘En İyi Yönetmen’, ‘En İyi kadın Oyuncu’ (Nazan Kesal), Festoria Film Festivali ‘Fipresci’ Ödülü, Almati Festivali ‘Netpac’ Ödülü, Gezici Festival ‘Mansiyon’, Antalya
Festivali ‘En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu’ (Rıza Akın), ‘En İyi Görüntü Yönetmeni’ (Ercan Özkan) bulunuyor… 09 Eylül’de vizyona giriyor.

Konu: Hastalığından dolayı yakında öleceğini bilen Hamdi Tarlabaşı’nda perukçuluk yapmaktadır. Ölmeden önce yapmak istediği, ama gerçekleşemeyeceğinden de neredeyse emin olduğu yegane şey televizyonlarda gördüğü cenneti andıran Brezilya’ya gitmektir. Dükkanının penceresinden sigara içerek karşı kaldırımda dikilen peruklu bir fahişeyi izleyerek geçirdiği kalan günlerinden birinde içeri uzun, güzel saçlarını satmak üzere bir kadın girer. O günden sonra tuhaf bir takıntının esiri olan Hamdi gittiği her yerde kadını izlemeye başlar. Bu huzursuz takip, saç telleriyle birbilerine bağlanan üç hayatı hiç umulmadık bir şekilde bir araya getirecektir… “Saç” yazısını okumaya devam et

40

“DAHA ÖNCE GÖRMEDİĞİNİZ BİR İSTANBUL !”
15 TEMMUZ 2011’DE SİNEMALARDA….

Diyelim önünüze bir çanta dolusu para düştü.  Talih kuşu mu?  Dualarınız kabul mu oldu ? Bir çeşit yazgı mı ?  Yoksa hepsi birden mi ?  İstanbul’un dolambaçlı sokaklarında geçen “40” işte bu soruların yanıtlarını arıyor.  13 milyon nüfuslu dev kentte birbirini tanımayan üç kişi kendilerine bir yol bulmaya çalışırken, kaderlerini değiştirecek bir çantanın peşine düşerler. İstanbul’da çekilen “40”, sürükleyici ve sıradışı öyküsünü, belgesel tadı veren bir sinema diliyle anlatıyor.
İnanç, aşk, talih, kader, insan kaçakçılığı ve gökten düşen bir  çanta para !
Metin, (Ali Atay)  Doğu’daki köyünün korku dolu dünyasından İstanbul’a kaçmıştır ama hayat burada da kolay değildir.  Bir yandan taksi şoförlüğü yaparken, bir yandan da sosyeteye uyuşturucu kuryeliği yaparak yaşamaya çalışmaktadır.  Ona sorarsanız “lanetli”dir. Ne kadar uğraşırsa uğraşsın, işleri hep daha kötüye gitmektedir.Ama  bir gün…
Godwill (Ntare Guma Mbaho Mwine) ise, tam tersine,Tanrı’nın seçilmiş insanı olduğuna inanmaktadır. Doğduğunda Nijerya’daki köyünün bilge ihtiyarları böyle demiştir.  “Seçilmişlik”  inancı onun her davranışını belirler. İnsan kaçakçılarının eline de bu yüzden düşmüştür.  Şimdi İstanbul Tarlabaşı’nda,  çeteler, uyuşturucu şebekeleri ve travestiler arasında  çalışarak para biriktirmekte, kaçak gideceği Paris’te çocukluk aşkına kavuşacağı  günü beklemektedir. Çevresi de yine Avrupa’ya kaçmaya çalışan Afrikalılarla doludur. Tam kaçma günü tüm parası çalınınca, bunun da Tanrı’dan bir mesaj olduğunu düşünür…   “40” yazısını okumaya devam et

Süt

Liseyi bitirdikten sonra üniversite sınavını kazanamayan Yusuf’un büyük bir tutku ile yazdığı şiirler, adını sanını kimsenin duymadığı bazı edebiyat dergilerinde yayınlanmaktadır. Ama ne şiirin ne de değeri günden güne düsen sütün Yusuf’a ve annesi Zehra’ya bir katkısı vardır.

Yusuf, Zehra’nın kasabadaki istasyon şefi ile yasadığı gizli ilişkiyi keşfedince ne yapacağını şaşırır. Gelecek kaygısı, yaşanan hızlı değişim ve gençlikten yetişkinliğe adım atmanın acılarıyla baş etmenin yolunu bulabilecek midir? “Süt” yazısını okumaya devam et