Alacakaranlık Efsanesi: Şafak Vakti Bölüm 1 – The Twilight Saga: Breaking Dawn Part 1

“TWILIGHT SAGA: BREAKING DAWN PART 1/ ALACAKARANLIK EFSANESİ: ŞAFAK VAKTİ BÖLÜM 1”

SİNOPSİS

Sonsuzluk yalnızca bir başlangıç…
Alacakaranlık Efsanesi’nin merakla beklenen, Oscar® sahibi yönetmen Bill Condon’ın yönettiği, serinin dördüncü filmi, “THE TWILIGHT SAGA: BREAKING DAWN – PART 1 / ALACAKARANLIK EFSANESİ: ŞAFAK VAKTİ BÖLÜM 1”, milyonları etkisi altına alan bu romantik efsanenin sırlarını ve gizemini aydınlığa kavuşturuyor.
ALACAKARANLIK EFSANESİ: ŞAFAK VAKTİ BÖLÜM 1’de Bella (Kristen Stewart) ve Edward (Robert Pattinson), ve tüm sevdikleri, gösterişli düğünleri, geçirdikleri romantik balayı ve çalkantılı bir hal alan bebeklerinin doğumunun – ki Jacob Black (Taylor Lautner) için de beklenmedik ve şok edici bir gelişme olacaktır – getirdiği zincirleme sonuçlarla yüzleşmek durumunda kalırlar.
Daha çok romantizm, tutku, cesaret ve aksiyon içeren Twilight, The Twilight Saga: New Moon, ve The Twilight Saga: Eclipse’in ardından, ALACAKARANLIK EFSANESİ: ŞAFAK VAKTİ BÖLÜM 1 bu tüm dünya tarafından hayranlık duyulan aşkın, güçlü arkadaşlık bağının, fedakarlığın, kabullenişin ve kendini bulmanın temellerine iniyor. Stephenie Meyer’in  çok satan kitap serisinden uyarlanan film, yayılmış bir kültür fenomen olan ve hayranların büyük heyecanla beklediği seriyi kaldığı yerden devam ettiriyor.
Stephenie Meyer dünya çapında fenomenleşen bir yazar. Alacakaranlık serisinin çeviri ve yayın hakları yaklaşık 50 ülkeye satıldı ve kitap 116 milyon kopya sattı. Kitapları New York Times Bestseller List’te 302 hafta boyunca kaldı. “Alacakaranlık Efsanesi: Şafak Vakti Bölüm 1 – The Twilight Saga: Breaking Dawn Part 1” yazısını okumaya devam et

Oyunun Sonu – Margin Call

MARGIN CALL – OYUNUN SONU

“Margin Call” 2008 finansal krizi henüz kendini göstermemişken, bir yatırım kuruluşundaki kilit oyuncuların etrafında geçen 24 saatlik süreci konu alan bir gerilim filmi… Daha işin başında bir analist olan Peter Sullivan (Zachary Quinto), şirketlerinin batma riski altında olduğunu kanıtlayacak bir bilgiyi su yüzüne çıkarır. Bu bilgiyi kullanarak şirketi batmaktan kurtarmak ve hatta yükselişe geçmesini sağlamak mümkündür. Fakat bu göründüğü kadar kolay olmayacaktır. Şirket yetkilileri kendilerini alınması gereken finansal ve ahlaki kararlar kaosunda bulur. “Margin Call” tarafların siyahla beyaz kadar birbirinden ayrıldığı konular karşısında insan unsurunu inceleyen heyecanlı bir yapım.

Konusu ve hikaye anlatımının yanısıra efsanevi oyuncu kadrosuyla da Margin Call dikkatleri
üstüne çekiyor: Kevin Spacey, Paul Bettany, Jeremy Irons, Stanley Tucci, Simon Baker ve Demi Moore.

YAPIM NOTLARI

Wall Street gökdeleninin üst katlarından bir avuç bankacı, tüccar ve analist gece boyunca Manhattan’ı izlemektedir. Aslında bir çağın bitiyor olduğu gerçeğine şahitlik etmektedirler. Sadece kendilerinin farkında olduğu bir gerçeğe… Güneş doğduğunda ve piyasalar açıldığında, tüm dünyanın ciddi bir ekonomik krizle birlikte yeni döneme girecektir. Gelişine an be an şahit oldukları bu krizin patlak vermesine sebep de olmuşlardır. Peki bu gerçeği bile bile bir insan nasıl olur da kendiyle yaşamaya devam edebilir? “Oyunun Sonu – Margin Call” yazısını okumaya devam et

Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi

Merakla beklenen “Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi” 18 Kasım 2011 Cuma günü vizyona giriyor…

18. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde “En İyi Film”, “En İyi Senaryo” ve “Juri Özel Oyunculuk Toplu Performans” ödüllerini alan “Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi”, 18 Kasım 2011 Cuma günü birçok şehirde birden vizyona giriyor.

Bir Onur Ünlü Filmi Daha…

Polis, Güneşin Oğlu, Beş Şehir filmleriyle sinema dünyasına özgün bir anlatım getiren Onur Ünlü’nün senaryosunu yazıp, yönettiği filmin oyuncu kadrosunda; Selçuk Yöntem, Ezgi Mola, Türkü Turan, Tansu Biçer, Güler Ökten, Bülent Emin Yarar, Köksal Engür, Cengiz Bozkurt, Tuğra Kaftancıoğlu, Ushan Çakır, Gazanfer Ündüz, Yılmaz Gruda, Engin Alpateş, Engin Hepileri ve Alpay Şayhan yer alıyor.

Leyla ile Mecnun’un Yaratıcılarından…

Eflatun Film’in yapımcılığını yaptığı film, bir taşra şehrinde ailesiyle birlikte yaşayan saygın bir anayasa profesörü olan Celal Tan’ın, ilk eşinin ölümünden yıllar sonra, bir şekilde hayatını kurtardığı ve kendisinden çok genç olan bir üniversite öğrencisi kızla evlenmesi ve ardından yaşanan trajikomik olayları konu ediyor. “Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi” yazısını okumaya devam et

Görünmeyen

GÖRÜNMEYEN

Recep ve nişanlısı Ebru’nun, Recep’in doğduğu köye yaptıkları yolculuğun hikayesi kısaca şöyle: İki genç yola çıktıklarında tek bildikleri, evlilik kararlarını paylaşacakları ufak bir aile ziyaretine gittikleridir. Birbirlerine duydukları sevgiyle gözlerine “görünmeyen” bütün farklılıkları günyüzüne çıkaracak bu yolculuk, ikisini de biraz tedirgin ederken tarih ve kader, onlara beklediklerinin çok ötesinde bir sürpriz hazırlamıştır. 1936’da Ebru ve Recep’in ailelerinin aynı topraklar üzerinde karşılaştığı, dedelerinin o dönemin önemli bir misafirinin ziyaretine eşlik ettiği ortaya çıkar. O misafir, dönemin en parlak klasik müzik bestecilerinden Bela Bartok’tur. Paris’teki bir davette bir Türk kadınının mırıldandığı ezgiyi işittikten sonra Türk müziğini araştırmak, ezgiler ve türküler derlemek üzere binlerce kilometre katederek Adana’ya gelmiştir. Tek kaygısı sanat olan Bartok’un “görünmeyen” bir amacı olup olmadığını takibe alan devlet, peşine Ebru’nun büyükbabası Erol Soykan’ı takmıştır. Bartok’a, araştırma gezisinde Recep’in büyükbabası Ekrem Kıraç da eşlik etmiştir. Tıpkı Erol gibi Ekrem’in de bu ziyarete eşlik etmenin ötesinde ‘görünmeyen’ bir amacı vardır. “Görünmeyen” yazısını okumaya devam et

Gelecek Uzun Sürer

GELECEK UZUN SÜRER

SİNOPSİS

İstanbul’da bir üniversitede müzik araştırmaları yapan Sumru (28), ağıt derlemeleri ile ilgili yaptığı tez çalışması için birkaç aylığına ülkenin güneydoğusuna yolculuğa çıkar. Kısa süreliğine çıktığı bu yolculuk, hayatının en uzun yolculuğuna dönüşür. Bu yolculukta Sumru’nun yolu Diyarbakır sokaklarında korsan DVD satan Ahmet, Diyarbakır’da tek başına kalmış yıkık dökük kilisenin bekçisi olan Antranik amca ve bölgede sürmekte olan ‘adı konulmamış savaşa’ tanıklık eden pek çok karakterle kesişir.

Sumru, üç ay boyunca kaldığı Diyarbakır’da peşinde olduğu ağıtların hikayelerini ararken kendi ertelediği acısıyla da yüzleşir. Diyarbakır’dan Hakkari’de bulunan boşaltılmış bir dağ köyüne doğru yola çıkarken bu tehlikeli yolculuğa anlam veremeyen Ahmet’in “Neden bu köy, orada ne var?” sorularını yanıtsız bırakır. “Gelecek Uzun Sürer” yazısını okumaya devam et