İki Kadın, Bir Erkek – The Kids Are All Right

OSCAR adayı “THE KIDS ARE ALL RIGHT / İKİ KADIN, BİR ERKEK”

Önümüzdeki günlerde açıklanacak OSCAR ödüllerine 4 dalda aday olan ve 2 dalda Altın Küre Ödülü (En İyi Film, En İyi Kadın Oyuncu) kazanan “THE KIDS ARE ALL RIGHT / İKİ KADIN, BİR ERKEK”, başrollerde başarılı oyunculuklarıyla dikkat çeken ve Oscar adaylıklarında güçlü bir aday olan Annette Bening ile Julianne Moore yer alıyor. İki yıldız oyuncunun yanısıra Mark Ruffalo, Mia Wasikowska ve Josh Hutcherson da bu modern aile komedisinde parlayan oyuncularıyla karşımıza çıkıyor.

Bugünlerde !f İstanbul Film Festivali’nde de yoğun ilgiyle izlenen film 11 Mart 2011 de vizyona giriyor.

Konu:

Lezbiyen bir çift olan Nic ve Jules, yapay döllenme ile çocuk sahibi olmuşlardır, hem de iki kere. Çocuklar ergenliğe girdiklerinde gerçek babaları ile tanışmak isterler. Paul adındaki donör onların babalarıdır ve çocuklar Paul’ü anneleri ile tanıştırmak ister. Paul’ün gelmesi aile düzenini değiştirecek ve yepyeni bir aile tanımının yapılmasına yol açacaktır. “İki Kadın, Bir Erkek – The Kids Are All Right” yazısını okumaya devam et

Bir Avuç Deniz

BİR AVUÇ DENİZ

SİNOPSİS: Bir Avuç Deniz, Deniz isimli bir kızın; Deniz’e aşık Mert’in; Mert’e aşık Deniz ve Dilek’in; belki de hepsinden önemlisi, oğlu Mert’e aşık Rana Hanım’ın hikayesi.
Yakışıklı, başarılı Mert, Amerika’da okulunu bitirmiş ve büyük bir şirkete yönetici olarak atanmış. Herkes onu seviyor. Özellikle yakın dostları Aylin ve Bora.
Üçü birlikte bir tekne turuna çıkıyorlar. Bodrum’a geldiklerinde Mert’in sevgilisi, dünya güzeli Dilek de ekibe katılıyor. Dilek ve Mert herkesin beğendiği ideal bir çift. Ama sonra Mert’in hayatına Deniz giriveriyor. Deniz belki de bir deli. Çoğu zaman yırtıcı, alaycı. Ama nasıl oluyorsa “tutarlı ve düzenli” Mert, Dilek’i unutup Deniz’e tutuluyor.
Deniz ve Mert çevrelerindeki herkese rağmen tutkulu bir ilişkiye başlıyorlar. Önce Dilek, sonra da tüm dostları Mert’i terk ediyor.
Başarılı Mert, tökezlemeye başlıyor. Bu durum annesi Rana Hanım ve babası Cengiz Bey için kabul edilemez bir şey.
Rana Hanım’la Deniz’in gerilimli ilişkisi, hikayenin ikinci yarısında bir kabusa dönüşüyor.
Rana Hanım oğlu Mert’i korumak zorunda.
Mert, rotasına ve “kendine yakışana” geri dönmek zorunda. “Bir Avuç Deniz” yazısını okumaya devam et

Gerçeğin Parçaları – Winter’s Bone

Gerçeğin Parçaları
(Winter’s Bone)

Yönetmen Hakkında

Debra Granik
New York Üniversitesi Film Programı’na katılan Debra Granik, burada ödüllü kısası Snake Feed’i (1997) çekti. İlk uzun metrajlı filmi Down To The Bone (2004) prömiyerini yaptığı Sundance Film Festivali’nde Granik’e En İyi Yönetmen Ödülü’nü kazandırdı. Buna ilaveten, Viyana Film Festivali Uluslararası Eleştirmenler Ödülü de dahil olmak üzere birçok ödül daha kazandı.

WINTER’S BONE, birçok festivalden ödülle döndü ve hem eleştirmenler hem seyirci tarafından övgüyle karşılandı. İlk filmi “Down To The Bone” (2004) ile Sundance Film Festivali’nde En İyi Yönetmen Ödülü kazanan Debra Granik, filmin başrolünde yeni parlayan yıldızlardan JENNIFER LAWRENCE’a yer verdi.

Şu anda !f İstanbul Film Festivali’nde de yoğun ilgi gören film 04 Mart 2011 de vizyona giriyor. “Gerçeğin Parçaları – Winter’s Bone” yazısını okumaya devam et

72. Koğuş

72. KOĞUŞ

4 Mart 2011’de sinemalarda…

Sanat dünyasının iki önemli ismi Yavuz Bingöl ve Kerem Alışık’ın sahibi olduğu Sasin Film’in yapımcılığında çekilen 72. Koğuş, , 4 Mart 2011’de beyazperdede sinemaseverlerle buluşacak! Orhan Kemal’in unutulmaz eseri olan 72. Koğuş’un Ayfer Tunç’un kaleminden sinemaya uyarlamasında Hülya Avşar, Yavuz Bingöl, Kerem Alışık, Songül Öden, Ahmet Mekin, Civan Canova, Devrim Saltoğlu, Nursel Köse, Ayça Damgacı, Volga Sorgu, Zeynel Karaca ve daha birçok dev isim rol alıyor.

FİLMİN KONUSU: Orhan Kemal’in baş yapıtlarından biri olan 72. Koğuş, insan haysiyetinin düşebileceği en dipsiz kuyunun hikayesidir. 1940’lar, 2. Dünya Savaşı’nın etkisinde kalan Türkiye’nin kıtlık yılları… Cezaevinin 72 nolu koğuşunda çeşitli suçlardan yatan Adembabalar…
Onların sefaleti, acıları, insanlığa çzlemi, hayata dair düşleri, çelişkileri, aşkları ve kavgaları ile bu derin çukura yuvarlanmış, en yakınını üç kuruşa vurabilecek kadar alçalmış insanların dünyası… Bir koğuşun karanlığındaki direniş ve yaşam mücadelesidir… 72. Koğuş, kalın duvarlar arasına kapatılmış insanların duvarların dışındaki akıp giden hayatla çelişkileri ve çatışmalarını yansıtır. “72. Koğuş” yazısını okumaya devam et

Vahşetin Çocukları – Wit Licht – The Silent Army

UNESCO tarafından bütün dünyada gösterilmesi tavsiye edilmiştir.

VAHŞETİN ÇOCUKLARI
(THE SILENT ARMY)

The Silent Army, Afrika’da çocuk yaşta asker olarak orduya katılmak zorunda kalan çocukların hikayesini gerçek bir öyküden yola çıkarak anlatan başarılı bir sinema filmi. UNESCO tarafından bütün dünyada gösterilmesi tavsiye edilen film, çok çarpıcı savaş sahneleri ve akıllardan çıkmayacak görüntüleriyle izleyenleri büyülüyor. “Savaş Çocukları” projesi kapsamında yapılan film, 2010 yılında bir çok ülkede gösterime girdi.

Konu:

Bir gece, Abu adlı Afrikalı bir oğlan çocuğu, köyündeki diğer çocuklarla birlikte, yerliler tarafından kaçırılır. Burada bir restorant işleten aşçı Eduard’ın oğlu Thomas da, yakın arkadaşı Abu’nun ortadan kaybolduğunu öğrenince onu aramak için babasına baskı yapar. Eduard, Abu’yu kimlerin kaçrıdığını ve çocuğa ne olduğunu öğrenmek için Afrika’nın acımasız dünyasına doğru bir yolculuğa çıkar ve sonunda çocuk yaştaki askerlerden kurulu ordu tarafından esir alınır, hayatı tehlikeye girer… “Vahşetin Çocukları – Wit Licht – The Silent Army” yazısını okumaya devam et