Öldüren Tutku – Passion

ÖLDÜREN TUTKU

Konu: 6 yıl aradan sonra film çeken usta yönetmen Brian De Palma’nın klasik tarzındaki gerilimlerine geri dönüşünü müjdeleyen “Öldüren Tutku /  Passion”, Hollywood’un iki seksi yıldızını, son dönemde yükselişte olan Noomi Rapace ve Rachel McAdams’ı buluşturuyor. İki kadın arasındaki intikam oyunlarını konu alan filmde Isabelle Müdürü Christine’ye delicesine hayran olan hırslı bir işkadınıdır. Naif ve kullanılmaya açık Isabelle’nin parlak proje fikirleri Christine tarafından çalınınca intikam almaya karar veren Isabelle, farkına varmadan Christine tarafından tehlikeli bir oyunun içine çekilecektir. Suçlu ile kurbanın sürekli yer değiştirdiği film, izleyiciyi labirentlerle dolu bir zihin oyununa davet ediyor. “Öldüren Tutku – Passion” yazısını okumaya devam et

Koleksiyoncu 2 – The Collection

Koleksiyoncu 2 (The Collection)

Özet: Koleksiyoncu 2, Testere 4, Testere 5, Testere 6 ve Testere 3D’nin yaratıcıları Marcus Dunstan ve Patrick Melton’un takımı tarafından yazılıp yönetilen dur durak bilmeden her saniyesinde içinizi titreten bir gerilim korku filmi olarak karşımıza çıkıyor. Yönetmenliğini Dunstan yaparken filmin oyuncuları arasında Batman The Dark Night Rises ve Koleksiyoncu’dan tanıdığımız Josh Stewart, The Social Network’ten Emma Fitzpatrick ve Boardwalk Empire, Requiem for a Dream gibi filmlerde gördüğümüz Christopher McDonald yer almakta.

Film travma geçirmiş bir adamın tuzaklarla dolu olan dehşet evinden Koleksiyoncu’nun yeni saplantısı olan güzel bir kadının kurtarılmasına yardım etmeye zorlanmasıyla gelişiyor.

Elena (Fitzpatrick), gizli bir depoda yapılan partiye gitmek için arkadaşları tarafından ikna edilir ve bu partide kendisini maskeli bir seri katilin içerde eğlenenlerin biçilip, kesilip, ezildikleri kâbus gibi tuzakların içinde bulur. Bu dehşet verici cinayetler bittiğinde, Elena hayatta kalan tek kişidir. Oradan kaçmayı başaramadan sandığın içinde bilinmeyen bir yere götürülür. “Koleksiyoncu 2 – The Collection” yazısını okumaya devam et

Lanet – Sinister

Bir SCOTT DERRICKSON filmi
SINISTER – LANET

KONU
PARANORMAL ACTIVITY filminin yapımcılarından ve THE EXORCISM OF EMILY ROSE filminin yönetmeni sunar: SINISTER. Başrolde Ethan Hawke’nin oynadığı film, bir gerçek suç yazarının yeni taşındığı evde, içerisinde evde çekilmiş korkunç görüntülerin olduğu bir kutu film makarası bulması sonucunda kendisini ve ailesini korkunç bir kabusun ortasında bulmasını konu alıyor.
YÖNETMENİN AÇIKLAMASI
Sinister filminin fikri, yardımcı yazarım C. Rober Cargill’in bir gece The Ring filmini izledikten sonra gördüğü kabus sonucunda ortaya çıktı. Bu korkunç rüyayı gördükten sonra, bu fikir üzerinde yıllarca düşündü ancak yazar yerine film eleştirmeni olduğu için, bu fikri yıllarca geliştiremedi. O zamanlar Cargill ile internetten arkadaşlık kurmuştuk, gerçek hayatta sadece bir kere buluşmuştuk. Ocak ayında soğuk bir Las Vegas akşamında onla karşılaştıktan sonra gece birer içki içmek üzere buluşmak için anlaştık. Beş kokteyl
içtikten sonra bana Sinister fikrini anlatmaya başladı. Hemen ilgimi çekti. Fikri, yapımcı Jason Blum’a sattık ve beş hafta sonra elimizde bir senaryo vardı. Film hemen yapıma girdi ve bir yıldan kısa bir sürede tamamlandı. “Lanet – Sinister” yazısını okumaya devam et

Şeytanın Ormanı

ŞEYTANIN ORMANI / THE BARRENS

400 YILDIR ÇÖZÜLEMEYEN DEHŞET DOLU BİR SIR

TESTERE II, III, IV FİLMLERİNİN YÖNETMENİ DARREN LYNN BOUSMAN İLE TRUE BLOOD DİZİSİNİN YILDIZI STEPHEN MOYER’I BULUŞTURAN “ŞEYTANIN ORMANI / THE BARRENS” 29 MART’TA SİNEMALARDA!

Ülkemizde TESTERE serisi ile tanınan yönetmen Darren Lynn Bousman’ın son filmi ŞEYTANIN ORMANI / THE BARRENS mitlere dayanan korkutucu bir hikayeyi anlatıyor. Richard Vineyard ailesiyle beraber hafta sonunu geçirmek için New Jersey’nin güneyindeki Barrens korusuna kamp yapmaya gider. Bazı rivayetlere göre burada 400 yıllık bir geçmişi olan korkunç Jersey Şeytanı yaşamaktadır. Jersey Şeytanı, yöre halkı tarafından 13. çocuğunu şeytana kurban etmeye zorlanan bir annenin hikayesine dayanan bir efsanedir. Rivayetlere kulak asmayan Vineyard ailesi mükemmel kamp alanını bulmak için birlikte ormanın derinliklerine doğru ilerler. Bir süre sonra ormanda vahşice öldürülmüş hayvanlar bulunmasıyla ve kamptan genç bir çocuğun kaybolmasıyla olaylar korkutucu bir hal alır. Bu sırada Richard da bir şeyin onları takip ettiğinden şüphelenmeye başlamıştır. “Şeytanın Ormanı” yazısını okumaya devam et

Zero Dark Thirty

ZERO DARK THIRTY
Usame Bin Ladin’in avı dünyayı ve iki Amerikan başkanlık yönetimini on yıldan fazla bir zaman meşgul etti. Ama sonuçta küçük, zeki bir CIA takımı onu bulup yok etti. Görevleri her yönden gizlilik içinde yönetildi. Yine de bazı detaylar halka duyuruldu. Birçok istihbarat operasyonunun en önemli bölümleri Oscar ödüllü ikili Kathryn Bigelow ve Mark Boal tarafından ilk defa ekrana yansıtıldı.
Ladin’in takibi ve yakalanışı hareketli olduğu kadar gerçeklere de sadık, gücü tam ortasına alıyor ve tarihi görevi izleyiciler en ön sıradan izliyorlar. Pakistan topraklarında olabilecek en üst seviyede ki özel harekât operasyonuna tanık oluyorlar.
Yaklaşımı ve hızlı olması “Zero Dark Thirty”i diğer filmlerden ayırıyor. Bin Ladin’i bulma görevi başlangıcından itibaren tehlikeyle doluydu ve görev alan tüm Amerikalı çalışanlar kurtulamadı. Bazı istihbarat uzmanları bu görevin gerçekleştirilmesinin imkânsız olduğuna inandılar ama kararlı bir grup analizci ihtimallere meydan okudu ve onları yanlış çıkarttı. Usame Bin Ladin’i bulma uğraşı ilk defa çarpıcı, dolaysız ve güvenilir detaylarla çekildi.
Film on yıl içinde gerçekleşmiş olayları, birçok ülkeyi, büyük bir ekibi ve geniş bir kastı kapsayan uzun bir yolculuktan oluşuyor. Ekip kendini işine adamış ve tarafsız, yalnızca olan olayları gerçeğe uygun ve olabildiği kadar derin şekilde anlatmak istiyor. Bu nokta da geçilen etik sınırlar yüzünden birkaç darbe alıyorlar. Niyetleri insani duyguları içeren sinematik bir iş ile tarihi bir kitap yaratmak. “Zero Dark Thirty” yazısını okumaya devam et