Gran Torino

Clint Eastwood’un yönettiği ve başrolünü üstlendiği “Gran Torino” adlı dram, oyuncunun Oscar® ödüllü filmi “Million Dollar Baby”den beri perdede göründüğü ilk film. Eastwood değişen bir dünyada yaşayan ve göçmen komşuları tarafından uzun süredir güttüğü önyargılarıyla yüzleşmeye zorlanan, demir gibi bir iradeye sahip katı bir Kore Savaşı gazisi olan Walt Kowalski’yi canlandırıyor.
Emekli otomobil işçisi Walt Kowalski günlerini evde yaptığı tamirat, bira ve berberine yaptığı aylık ziyaretlerle geçirmektedir. Ölen karısının son arzusu kilisede günahlarını itiraf etmesi yönünde olsa da M-1 piyade tüfeğini temiz ve hazır bulunduran, hayata küsmüş bir Kore Savaşı gazisi olan Walt için itiraf edecek hiçbir şey yoktur ve köpeği Daisy’den başka kimseye içini dökecek kadar güvenmemektedir.
Bir zamanlar komşusu olarak adlandırdığı kişilerin hepsi taşınmış ya da vefat etmişler, yerlerini nefret ettiği, Güneydoğu Asya kökenli Hmong göçmenlerine bırakmışlardır. Gördüğü hemen her şeye kızmaktadır: sarkık yağmur olukları; fazla büyümüş çimler; etrafını saran yabancı yüzler; mahallenin kendilerine ait olduğunu sanan amaçsız Hmong, Latin ve Afrika-Amerika gençlerinden oluşan çeteler; büyüyüp birer yabancı olan çocukları… Walt artık  vadesinin dolmasını beklemektedir. “Gran Torino” yazısını okumaya devam et

The Spirit

Will Eisner’in ‘The Spirit’ adlı çizgi romanından beyazperdeye uyarlanan ve Sincity, 300, Elektra’nın yazarı & Sincity üçlemesinin yönetmeni Frank Miller’ın yönettiği filmde Spirit isimli maskeli ve etrafı güzel kadınlarla dolu bir varlıktır. Spirit, Central City’yi korumak için polis ile beraber, şehirdeki suçlular ve The Octopus ile mücadeleye girişir.
Yönetmen: Frank Miller
Senaryo: Frank Miller, Will Eisner
Oyuncular: Jaime King, Gabriel Macht, Dan Gerrity, Scarlett Johansson, Eva Mendes
Görüntü Yönetmeni: Bill Pope
Kurgu: Greory Nussbaum
Kostüm: Bren Cook
Müzik: David Newman “The Spirit” yazısını okumaya devam et

Sevgililer Günü Katliamı 3D / My Bloody Valentine 3D

Uzun zamandır gömülü olan bir kabus, korkunun en dehşet verici hikayelerinden biri daha önce hiç görülmemiş biçimde gerçeğe dönüşüp küçük bir kasabayı pençesine alıyor. Quentin Tarantino’nun “tüm zamanların en iyi kanlı filmi” olarak nitelediği 1981 yapımı filmin yeni uyarlaması olan “SEVGİLİLER GÜNÜ KATLİAMI” izleyicileri daha önce benzeri görülmemiş, dehşet verici bir kabusun ortasına yerleştirmek için baş döndürücü son stereografi teknolojisini kullanıyor.
On yıl önce yaşanan bir trajedi Harmony (Uyum) kasabasını sonsuza dek değiştirmiştir. Deneyimsiz kömür madeni işçisi Tom Hanniger’ın tünellerde neden olduğu kaza beş adamın sıkışıp kalmasına ve sağ kurtulan tek kişi olan Harry Warden’ın da komaya girmesine neden olmuştur. Bunun tam bir yıl sonrasında, Sevgililer Günü’nde, Harry Warden uyanmış ve kazmayla 22 kişiyi hunharca katlettikten sonra kendisi de öldürülmüştür.
Tom Hanniger, on yıl sonra, Sevgililer Günü’nde kasabaya döndüğünde sebep olduğu ölümler hâlâ yakasını bırakmamıştır. Geçmişiyle barışmaya çalışan adam, eski kız arkadaşı Sarah için bitmemiş duygularıyla da boğuşmaktadır. “Sevgililer Günü Katliamı 3D / My Bloody Valentine 3D” yazısını okumaya devam et

Operasyon Valkyrie / Valkyrie

“Führer’in barış ve ferah vaatlerinin ardından korkunç bir yıkım çıktı.
Hitler’in subaylarının yaptıkları zorbalık
Alman Ordusunun şerefi üzerinde kara bir leke haline geldi.
Subay sınıfı içinde Nazilerin işlediği suçlara karşı duyulan tepki giderek büyüyor.
Sivillerin öldürülmesine….mahkumlara yapılan işkenceye…
…Yahudilerin toplu katline.
Bir subay olarak artık görevim ülkemi kurtarmak değil…
insan hayatlarını kurtarmak…
Hitleri karşısına alacak kadar cesaretli tek bir yüksek rütbeli subay bulamıyorum.
Etrafım gerçeği kavrayamayan ya da kabullenmek istemeyenlerle çevrili.
Hitler sadece dünyanın geri kalanının baş düşmanı değil…
…aynı zamanda Almanya’nın da baş düşmanı.
Bu durum değişmeli.”
– Tom Cruise’un Valkyrie’deki Albay Claus von Stauffenberg rolünden “Operasyon Valkyrie / Valkyrie” yazısını okumaya devam et

Sahtekar / Changeling

Dört Oscar ödüllü Clint Eastwood ile Oscar ödüllü Angelina Jolie’nin işbirliğinin ürünü: “CHANGELING-SAHTEKAR” 30 Ocak 2009’da Türkiye Sinemaları’nda gösterime giriyor.
“CHANGELING-SAHTEKAR”daki oyunculuğuyla Angelina Jolie hem Altın Küre ödülüne, hem de ABD Oyuncular Derneği Ödülü’ne aday gösterilmiştir.
Yönetmenliğini Clint Eastwood’un (Million Dollar Baby, Unforgiven, Letters from Iwo Jima) üstlendiği “Changeling”de esrarengiz şekilde ortadan kaybolan oğlunu bulmaya çalışırken Los Angeles şehrinin yozlaşmış kamu düzenini sonsuza kadar değiştiren bir annenin onurlu mücadelesi anlatılır. Başrollerinde Angelina Jolie (The Good Shepherd, A Mighty Heart, Girl Interrupted ile John Malkovich’in (Dangerous Liaisons, Beowulf, Burn After Reading) oynadığı filmde, teslim olmayı asla kabul etmeyen yapısıyla yozlaşmış polis departmanını dize getirirken yasalar önünde kadınlarla erkeklere eşit haklar verilmesini sağlayan Christine Collins adlı annenin yetkililere karşı verdiği inanılmaz mücadeleye tanık olacağız. “Sahtekar / Changeling” yazısını okumaya devam et