Karanlıklar Ülkesi: Lycan’ların Yükselişi / Underworld: The Rise of the Lycans

“Karanlıklar Ülkesi: Lycan’ların Yükselişi” güçlü ve ölümsüz iki ırk arasında patlak veren asırlık kan davasını konu alıyor. Karanlıklar Ülkesi destanının üçüncü bölümü geçmişe gidip Ölüm Tacirleri olarak bilinen aristokrat Vampirler ile yırtıcı bir kurt adam türü olan barbar Lycan’lar arasındaki çatışmanın kökenine iniyor.Daha önceki iki filmden daha fazla ölçüde hayret verici BYG ve olağanüstü yaratık efektleri içeren “Karanlıklar Ülkesi: Lycan’ların Yükselişi” hit serinin en kayda değer sırlarından bazılarına açıklık getiriyor.
Screen Gems ve Lakeshore Entertainment, bir Lakeshore Entertainment ve Sketch Films ortak yapımı olan “Karanlıklar Ülkesi: Lycan’ların Yükselişi”ni sunar.  Michael Sheen (“Frost/Nixon”, “The Queen”), Bill Nighy (“Pirates of the Caribbean” serisi, “Love Actually”), Kevin Grevioux ve Steven Mackintosh’un serinin önceki filmlerindeki aristokrat vampir ve Lycan isyancıları rollerini tekrar üstlendikleri filme Rhona Mitra (“Doomsday”, TV dizisi “Boston Legal”) çetin vampir savaşçı Sonja olarak katılıyor. Patrick Tatopoulos (kendisi serinin üç filminin de yaratıklarını tasarladı) bu filmle yönetmenliğe adım atıyor. “Karanlıklar Ülkesi: Lycan’ların Yükselişi”ni ilk iki filmin de senaryosunu yazmış olan Danny McBride’ın yanı sıra Dirk Blackman ve Howard McCain (“Outlander”) kaleme aldı. Filmdeki karakterler, Kevin Grevioux, Len Wiseman ve Danny McBride’ın yaratımlarına, Len Wiseman,  Robert Orr ve Danny McBride’ın hikayesine dayanıyor. Yapımcılığını Tom Rosenberg (“Million Dollar Baby”), Gary Lucchesi (“The Exorcism of Emily Rose”), Len Wiseman (“Underworld” ve “Underworld: Evolution, Live Free or Die Hard”) ve Richard Wright’ın (“Underworld”) üstlendiği filmin yönetici yapımcıları ise Skip Williamson, Henry Winterstern, James McQuaide, Eric Reid ve Beth DePatie. “Karanlıklar Ülkesi: Lycan’ların Yükselişi / Underworld: The Rise of the Lycans” yazısını okumaya devam et

Açlık / Hunger

IRA ile ilişkilendirilmiş bu filmde, Bobby Sands’in insanlık dışı muamelelere maruz kalışı sert bir dille ele alınmakta .
Mahkumların battaniye ve yıkanmama eylemleriyle ilerleyen direnişleri, altı hafta süren açlık grevi ile doruğa çıkıyor. Hayatı mücadele ile geçmiş Sands’ın kendi vücudunu yaşamının son savaş alanı olarak addedmesiyle yaşanan dramatik süreç muazzam bir etkileyicilikle gözler önüne seriliyor.
En az hapishane mahkumları için olduğu kadar gardiyanlar için de tam bir cehennem olan hapishane dahilinde gardiyanların  alt üst olmuş psikolojisi de aktarılıyor.

Gösterim Tarihi: 20 Mart 2009
Dağıtım: Tiglon Film
İthalat: Kuzey Film
Yönetmen: Steve McQueen
Senaryo: Steve McQueen, Enda Walsh
Oyuncular: Michael Fassbender, Stuart Graham, Helena Bereen, Larry Cowan “Açlık / Hunger” yazısını okumaya devam et

Mahşerin Dört Atlısı / The Horsemen

20 Mart 2009’da sinemalarda
GEL VE GÖR
Aidan Breslin (Dennis Quaid), eşinin ölümünden sonra oğulları Alex (Lou Taylor Pucci) ve Sean (Liam James)’dan giderek uzaklaşmış, katı bir polis dedektifidir. Kendisini İncil’de geçen Mahşerin Dört Atlısı’nı temel alan sapık seri cinayetleri araştırırken bulur: Aldatma ustası ve fethetmek için her şeyi yapmaya hazır, beklenmedik bir lider olan Beyaz Atlı; masumiyeti alev alev bir öfkeyi gizleyen, İnsanları birbirine düşürme amacına sahip keskin zekâlı bir savaşçı olan Kızıl Atlı; dengesiz ama daima bir adım ileride, insanları yönlendiren ve karanlık bir tiran olan Kara Atlı ve ölümü bir cerrah titizliğiyle yaymaya kararlı, karşı konulmaz güce sahip Solgun Atlı.
Breslin davada açığa çıkan her yeni bilgiyle boğuşurken, yavaş yavaş kendisi ve dört şüpheli arasındaki sarsıcı bağlantıyı keşfeder.
Dört Atlı. Birbiriyle bağlantısı olmayan dört kurban. Dört acı verici sır. Gelin ve Görün. “Mahşerin Dört Atlısı / The Horsemen” yazısını okumaya devam et

Gran Torino

Clint Eastwood’un yönettiği ve başrolünü üstlendiği “Gran Torino” adlı dram, oyuncunun Oscar® ödüllü filmi “Million Dollar Baby”den beri perdede göründüğü ilk film. Eastwood değişen bir dünyada yaşayan ve göçmen komşuları tarafından uzun süredir güttüğü önyargılarıyla yüzleşmeye zorlanan, demir gibi bir iradeye sahip katı bir Kore Savaşı gazisi olan Walt Kowalski’yi canlandırıyor.
Emekli otomobil işçisi Walt Kowalski günlerini evde yaptığı tamirat, bira ve berberine yaptığı aylık ziyaretlerle geçirmektedir. Ölen karısının son arzusu kilisede günahlarını itiraf etmesi yönünde olsa da M-1 piyade tüfeğini temiz ve hazır bulunduran, hayata küsmüş bir Kore Savaşı gazisi olan Walt için itiraf edecek hiçbir şey yoktur ve köpeği Daisy’den başka kimseye içini dökecek kadar güvenmemektedir.
Bir zamanlar komşusu olarak adlandırdığı kişilerin hepsi taşınmış ya da vefat etmişler, yerlerini nefret ettiği, Güneydoğu Asya kökenli Hmong göçmenlerine bırakmışlardır. Gördüğü hemen her şeye kızmaktadır: sarkık yağmur olukları; fazla büyümüş çimler; etrafını saran yabancı yüzler; mahallenin kendilerine ait olduğunu sanan amaçsız Hmong, Latin ve Afrika-Amerika gençlerinden oluşan çeteler; büyüyüp birer yabancı olan çocukları… Walt artık  vadesinin dolmasını beklemektedir. “Gran Torino” yazısını okumaya devam et

The Spirit

Will Eisner’in ‘The Spirit’ adlı çizgi romanından beyazperdeye uyarlanan ve Sincity, 300, Elektra’nın yazarı & Sincity üçlemesinin yönetmeni Frank Miller’ın yönettiği filmde Spirit isimli maskeli ve etrafı güzel kadınlarla dolu bir varlıktır. Spirit, Central City’yi korumak için polis ile beraber, şehirdeki suçlular ve The Octopus ile mücadeleye girişir.
Yönetmen: Frank Miller
Senaryo: Frank Miller, Will Eisner
Oyuncular: Jaime King, Gabriel Macht, Dan Gerrity, Scarlett Johansson, Eva Mendes
Görüntü Yönetmeni: Bill Pope
Kurgu: Greory Nussbaum
Kostüm: Bren Cook
Müzik: David Newman “The Spirit” yazısını okumaya devam et