Julia’nın Gözleri – Los Ojos de Julia – Julia’s Eyes

Julia’nın Gözleri
(Los Ojos de Julia – Julia’s Eyes)

Özet

Julia’nın (Belén Rueda) sonunda onu kör bırakacak olan bir göz hastalığı vardır. Julia’nın ikiz kız kardeşi de aynı hastalığa yakalanmış ve kendini bodrum katında asarak intihar etmiştir. Herkes onun intihar ettiğini düşünse de Julia aynı fikirde değildir, kardeşini kimin öldürdüğünü bu işin gerçek nedenini öğrenmek amacı ile kendini bu göreve adar ve araştırmaya girer. İpuçlarını tek tek toplamaya başladığı andan itibaren izlenildiğinin farkına varır. Bu arada gözündeki hastalık ilerlediğinden dolayı Julia cerrahi bir operasyon geçirir ve iki hafta boyunca gözünde bir sargı ile yaşamak zorunda kalır. Kardeşini öldüren katilin geceleri evine girip kendisini izlediğini hisseder ve onun için gerilimli saatler başlamıştır. Onun kusuru görme yeteneğinin sade bir çarpıtması mıdır veya hayal etme gücünün yeteneğimidir? Onu izleyen adam görünmez olabilirmiydi? Bu sorular içerisinde Julia gizemli ve karabasana dönen bu karanlık dünyadan kurtulabilecek miydi? “Julia’nın Gözleri – Los Ojos de Julia – Julia’s Eyes” yazısını okumaya devam et

Ruhlar Bölgesi – Insidious

PARANORMAL ACTIVITY VE TESTERE’NİN YARATICILARINDAN
RUHLAR BÖLGESİ
H A Y A L E T L İ   O L A N   E V   D E Ğ İ L…

SİNOPSİS:

“Testere” ve “Paranormal Activity” serilerinin yaratıcılarından ilikleri donduran bir gerilim filmi.

Genç çift Josh ve Renai, üç çocuklarıyla birlikte yeni bir eve taşınır. Ancak evde yaşanan tuhaf olaylar, Renai’ye evin hayaletli olduğunu düşündürür ve genç kadın kocasını taşınmaya zorlar. Bu sırada oğulları Dalton doktorların anlam veremediği bir komaya girer; tüm vücut fonksiyonları yerinde olmasına rağmen uyanamamaktadır.

Aile yeni evlerine taşınmasına rağmen olaylar devam etmektedir; gece gündüz eşyalar yer değiştirmekte, kapılar açılıp kapanmakta ve etrafta tuhaf sesler duyulmaktadır. Josh, bu olanlara inanmasa da karısının ve annesinin eve medyum çağırmasına izin verir. O andan sonra olanlar ise en çok kendisini şaşırtacaktır.

“Testere”nin yaratıcıları James Wan ve Leigh Whannell, Paranormal Activity’nin yapımcılarıyla güçlerini birleştirerek seyirciyi bilinmeyenin dünyasına doğru akıl almaz bir yolculuğa çıkarıyor. Astral yolculuk olarak bilinen fenomeni, ürkütücü biçimde gözler önüne seren film, 1 milyon dolara mal olmasına karşın sadece Amerika’da 53 milyon dolar hasılat elde ederek yılın en büyük başarılarından birine imza attı. “Ruhlar Bölgesi – Insidious” yazısını okumaya devam et

Geceler Bizim – Wir Sind Die Nacht – We Are The Night

Constantin Film sunar
Bir Christian Becker/Rat Pack Film Production
Celluloid Dreams Ortaklığı ile
Bir  Dennis Gansel  Filmi (“The Wave”)
GECELER BİZİM (WE ARE THE NIGHT)

Genç Zengin Güzel Dayanılmaz ve Ölümsüz

ÖZET
20 yaşında genç bir Berlin’li olan LENA (Karoline Herfurth) küçük ve sevimli bir hırsızdır. Gece işlerinden birinde bir underground klüpte 250 yaşındaki LOUISE (Nina Hoss) ile tanışır. Yaşı sizi aldatmasın … Muhteşem güzelliktebir cadı olan Louise Lena’nın uğradığı underground klübün sahibi ve 3 kişilik azılı bir dişi vampir üçlüsünün elebaşıdır. Bu üçlünün diğer üyeleri vahşi bir çocuk olan NORA (Anna Fischer) ve zarif CHARLOTTE’tur (Jennifer Ulrich). Louise buküçük hırsıza ilk görüşte aşık olmuş ve ona sonsuz yaşamın hediye etmeye karar vermiştir. Fakat her şeyin bir bedeli vardır…. Ölümsüzler için bile….

WE ARE THE NIGHT ödüllü yönetmen Dennis Gansel (NAPOLA – BEFORE THE FALL) ve popular yapımcı  Christian Becker (WICKIE AND THE MIGHTY VIKINGS, HUI BUH – THE GOOFY GHOST, THE VEXXER) bir araya
getiriyor. “Geceler Bizim – Wir Sind Die Nacht – We Are The Night” yazısını okumaya devam et

Koğuş – The Ward

THE WARD – KOĞUŞ

SİNOPSİS

1960’larda akıl hastanesine kaldırılan genç bir kadının hikayesini anlatan “The Ward – Koğuş”, korku filmleri ustası John Carpenter’ın 10 yılın ardından yaptığı ilk filmi.

Güzel ama problemli genç bir bayan olan Kristen (Amber Heard), kendini her tarafı kesikler içinde, yaralı bereli bir halde bulmuştur. Uyuşturucu bir maddeyle kendinden geçmiş olan Kristen, uzakta bir akıl hastanesine götürülmektedir. Tamamen aklını kaybetmiş bir halde hastaneye alınan genç kadının buraya neden getirildiğine dair en ufak bir fikri yoktur. Geçmişiyle ilgili hiçbir şey hatırlamamaktadır. Emin olduğu tek şey burada güvende olmadığıdır.

Kendisi gibi rahatsız dört kadınla aynı koğuşta kalan Kristen, bir süre sonra olayların pek de göründüğü gibi olmadığını fark eder. Havada gizem kokusu hakimdir. Geceleri hastane karanlık ve kasvetliyken Kristen garip ve korkunç sesler duyar. Bu sesler yalnız olmadıklarının habercisidir.

Koğuş arkadaşları yavaş yavaş ortadan kaybolmaya başlarken Kristen, bu cehennem azabından kurtulmanın bir yolunu bulmalıdır. Aksi takdirde o da kurbanlardan biri olacaktır. Kaçmak için çabaladıkça, tahmin edilemeyecek kadar korkunç ve tehlikeli hakikat ortaya çıkacaktır. “Koğuş – The Ward” yazısını okumaya devam et