TAKING WOODSTOCK
FOCUS FEATURES sunar
bir ANG LEE filmi
DEMETRI MARTIN IMELDA STAUNTON
EUGENE LEVY IEMILE HIRSCH LIEV SCHREIBER
müzik DANNY ELFMAN
ELLIOT TIBER’ın TOM MONTE’nin katkılarıyla yazdığı aynı adlı romanından uyarlama
yürütücü yapımcı MICHAEL HAUSMAN
yapım JAMES SCHAMUS ANG LEE CELIA COSTAS
senaryo JAMES SCHAMUS
yönetmen ANG LEE
SİNOPSİS
Taking Woodstock, zamanda her şeyin mümkün görüldüğü bir ana yapılan eğlenceli bir yolculuk.
Greenwich Köyü’nde iç mimar olarak çalışan Elliot (DEMETRI MARTIN) o dönem oluşan gay hakları hareketlerinin sözcülüğünü yapmaktadır. Ama hala aile işine de yardım etme yükümlülüğü hissetmektedir. Babası Jake (HENRY GOODMAN) ve annesi Sonia (IMELDA STAUNTON) Catskills’te El Monaco adlı bir motel işletmektedirler. Fakat ikisi de çok aksi insanlardır ve bu tavırlarıyla müşterilerini de birer birer kaçırırlar. İşler artık dibe vurmak üzeredir. 1969 yazında bankanın motele haciz koymasıyla Elliot taşradaki El Monaco’ya dönüp motelin kurtarılmasına yardım etmek zorunda kalır.
Tam da bunun üzerine önceden komşu kasaba Wallkill’de yapılması planlanan bir müzik ve sanat festivalinin izninin iptal edildiğini öğrenir. Elliot hemen Woodstock Ventures yapımcısı Michael Lang’i (JONATHAN GROFF) arar ve festival için organizatörlere kendi motellerini kullanabilecekleri teklifinde bulunur. Bu zor durumda biraz gelir elde edebilecektir. Festival için daha büyük alana ihtiyaç olmasından dolayı Lang’i yolun aşağısında 240 dönümlük bir mandıra işleten komşusu Max Yasgur’la (EUGENE LEVY) tanıştırır. Kısa bir süre içinde Woodstock personeli El Monaco’ya yerleşir ve yarım milyon insan da “White Lake’te Müzik ve Barış’ın 3 günü” sloganı ile Yasgur’un çiftliğine doğru yola çıkmıştır bile.
Biraz arkadaşlarının yardımıyla, biraz da kasabalının direnişiyle Elliot kendini bir nesli tanımlayacak bir deneyimin içine sürüklenmiş bulur. Bu deneyim hem onun hayatını, hem de popüler kültürü sonsuza kadar değiştirecek ve bir dönüm noktası olarak tarihe geçecektir.
YAPIM NOTLARI
• Filmin yönetmeni ANG LEE film ve oyuncularla ilgili şunları söylüyor:
“Birkaç gün sonra film okulundan eski bir arkadaşım Pat Cupo aradı. Elliot’un kitabı bana verdiğini duyduğunu söyledi ve okumam için teşvik etti.”
“Ard arda çektiğim trajik filmlerden sonra içinde olumsuz duygular barındırmayan bir komedi filmi çekmek istiyordum. Bu aynı zamanda özgürleşmenin, dürüstlüğün, hoşgörünün ve asla kaybetmemiz gereken ‘saf ruh hali’nin de hikâyesi.”
“Daha önce bir komedyenle çalışmamıştım ama çok iyi bir seçim yaptık. Demetri’yi daha fazla görmek isteyeceksiniz, ondan hoşlanacaksınız, o taze bir yüz.”
“Mizacı ve davranışlarıyla Demetri senaryodaki karaktere çok benziyordu. Üstelik kendine özgü bir şekilde komik.”
“Woodstock’un aslında yer olarak Woodstock’ta gerçekleşmiyor. Ama biz yine de ‘White Lake’ ya da ‘Bethel’ olarak düşünmüyoruz ve ‘Woodstock’ diyoruz.”
“Vilma hiç çabalamaksızın kendi iç huzurunu buluyor, bu yüzden Elliot için tam bir rol modeli.”
“Biz insanlar karmaşık yaratıklarız. Nasıl bütün bu savaş görmüş olma, karşı cinsin giysilerini giyme ve iyi kalplilik gibi öğeler bir insanda birleşebilir? Ama bu Vilma’da oluyor ve bu onun suçu değil. Cidden bir suçlu arıyorsanız, suçlu toplum. Bu Liev için de gerçek bir oyunculuk sınavıydı.”
“’Taking Woodstock’u çekerken 60’lara karşı derin bir tutku hissetmeye başladım.”
“Her kaynakta yaşanmış olayların farklı versiyonları olabilir. Sonuçta sizin yaratıcılığınıza hangi noktaya kadar izin vereceğinize karar vermeniz gerekiyor.”
“Harika ekibimiz ve oyuncularımız sayesinde Woodstock ruhunu ve enerjisini hepimiz hissettik. Bomba gibi geliyoruz!
• Filmin yapımcılarından JAMES SCHAMUS’un da filmle ilgili fikirleri şunlar:
“Bizim asıl yaptığımız, bir hikâyenin küçük bir kısmını bir köşesinden tutup, neredeyse kaza sonucu olmuş ve hiç beklenmedik bir şekilde eğlenceli bir olaya dönüşmüş bir tarihi anlatmak ve bunun sonucunda gerçekleşen olayların inanılmazlığını göstermek.”
“Bu yeni nesil için geçmişe gitme, Woodstock’u ziyaret etme ve umuda sahip olmanın nasıl bir his olduğunu anlama fırsatı. Ayrıca biraz tabuları yıkmak ve bunun keyfini çıkarmak için iyi bir şans.”
“Biz de filmle aynı fikir yapısını benimsediğimiz için, Ang bu filmdeki sıkı çalışmadan çok keyif aldı. Bu Ang’le benim birlikte çalıştığımız on birinci film ve o, her seferinde daha fazla risk alıp, çıtayı yükseltir ve kendisiyle rekabet etmeyi sever.”
“Filmdeki bütün bu komedinin altında derin ve saklı duygular var aslında. Filmdeki karakterler etraflarında olup bitenler sonucunda önemli değişimler geçiriyor ve bu değişimin kendileri için anlamını sorguluyor.”
“Bu büyük kültürel olayın içine düşünce, Elliot da kendisiyle yüzleşir ve gerçekte kim olduğunu artık tam olarak kabul eder. Elliot’ın anne babasının biricik oğlu olduğu kadar, eşcinsel kimliği de hikâyenin bir parçası. Woodstock ailenin tüm bireylerini özgürleştiriyor ve değiştiriyor. Ama hayatı olumlu anlamda en çok etkilenen Elliot oluyor.”
“Martin stand-up showunda keskin bir zeka örneği sergiliyor.Seyirciyi aşağılamayan ve ona rahatsızlık hissi vermeyen bir tarzı var.”
“Filme festivalde Janis Joplin’i kimin oynadığını görmek için gelenler varsa, üzgünüm ama bu “Taking Woodstock”da yok ve zaten asla da olamazdı.”
“Woodstock’a gelenler sadece uzun saçlı hippiler ya da sakallı esrarkeşler değildi. Festivalle ilgili akıllarda en çok bu görüntüler kalmış olsa da, katılanların pek çoğunun görünüşü bugünün gençliğinden çok da farklı değildi. Bu yüzden insanlara ‘bekledikleri’ görüntüyü verdik, ama bir yandan, gerçekten de uzaklaşmamaya çalıştık.”
“Woodstock’da rapor edilmiş bir tane bile şiddet olayı yok. Orda sadece kutlama vardı.”
“Woodstock sonrasında yaklaşık 250 dönümlük alan festivalden arta kalan çöplükle kaplıydı ve 400 gönüllü kalıp etrafı toplamıştı. Sırf bu bile çok güzeldi.”
“Woodstock’un sloganı “3 günlük Barış ve Müzik”ti. Bizimki de “3 aylık Barış ve Film”.
• Filmin diğer bir yapımcısı CELIA COSTAS filmle ilgili şunları söylüyor:
“Ang Lee benim henüz reşit olduğum yaşları anlatan ve benim de tanık olduğum bir film yapıyordu. Bu fırsatı asla kaçıramazdım.”
“1960’ların sonlarında dünya politik ya da sosyal anlamda sizin istiridyenizdi. Savaşın ortasındaydık. Ama buna rağmen bizim için olumlu zamanlardı. Çünkü biz o istiridye içindeki incilerdik ve hep beraber olursak her şeyi yapabileceğimizi düşünüyorduk. Bu düşünce çok özleniyor, belki de şu an yapmaya çalıştıklarımız tekrar bu duyguyu yakalamaya çabalamak.”
“Martin’i bulmak harika bir zamanlama ve harika bir sezginin sonucuydu. Nasıl Dustin Hoffman ‘The Graduate’ için mükemmel seçimdiyse, Martin de Elliot rolü için mükemmel seçimdi.”
• Filmin uyarlandığı “Taking Woodstock” kitabının yazarı ELLIOT TIBER’ın filmin yapım süreci ile ilgili sözleri ise şu şekilde:
“Ang Lee’den evet cevabını almak asıl zorluktu. Ben hayatımda fark ettim ki, ister macera sizi bulsun, isterse siz onu bulun, asıl önemli olan harekete geçmek ve her zaman bunu o anda yapabilmektir.”
• Filmdeki tüm kostümleri tasarlayan, hatta dikim aşamasında da bulunan JOSEPH G. AULISI kostümleri hazırlama süreçleri ile ilgili şu detayları anlatıyor:
“Imelda ile Londra’da iken telefonda konuştum. ‘Bana yardım etmelisin, çünkü ben tez canlı biriyim.’dedi. Ama Sonia’nın daha topluca bir karakter olması gerekiyordu. Bu yüzden kuş yemiyle doldurduğumuz bir vücut dolgusu tasarladım ve onu 1960’ların ev elbiselerinden birine göre ayarlayıp birbirine diktim. Böylece içindeki dolgu da onun vücuduyla beraber hareket edecekti. Gayet işe yaradı, hatta çoğu insan onu vücut dolgusu ve peruğu olmadan tanıyamadı.”
“Günümüzde pek çok aktris kolsuz elbise giymiyor ama Imelda elbisesinin kolsuz olmasını istedi. Role o kadar çok giriyor ki, her yaptığının inandırıcı gözükmesini istiyor. Bu da harika enerjisinden ve coşkulu yapısından kaynaklanıyor.”
“Liev’in boyundan ve kol kaslarından yararlanıp, bunu bizim için bir avantaja dönüştürdük. Saç bantları da Vilma’ya feminen bir aura yaratmamıza yardımcı oldu. Ang ile bir defter bulduk. İçinde 1950’lerin sonunda Catskills’e giden kadın kılığındaki erkekleri gösteren gazete kupürleri vardı. Daha sonra Liev’in de katkılarıyla Vilma’nın elbiselerine eklemeler yaptık. Onları, oluşmaya başlayan özgürlük ortamını yansıtan daha rahat, daha günlük ve 1960’ların sonuna uygun giysiler olacak şekilde modifiye ettik.”
“Daha önce ev ödevini bu kadar iyi yapan bir yönetmenle hiç çalışmamıştım. Başarmak istediği şeye dair inanılmaz bir öngörüsü var. Ona gösterdiğiniz her sahneyi hatırlayabilir. Filmde kullanılan görsel malzemeyi öyle iyi bilir ve filme öyle değer verir ki, sizin de en az onun kadar önem verip, değer vermemeniz ve onun vizyonunu paylaşmamanız imkânsız gibi bir şeydir.”
“O dönemden kullanabileceğimiz, bulabildiğimiz bütün özgün kıyafetleri kullandık. Elli farklı kaynaktan pek çok kıyafet topladık. Ama bazı günler figüranlar için birkaç saat içinde ekstradan kıyafetler ayarlanması gerekti. 1969 moda için bir dönüm noktasıydı aslında. Ama buna rağmen kasaba halkı zamanın gerisindeydi, bu yüzden görünümleri 1960’ların başındaki gibiydi.”
• Filmin başrol oyuncularından genç ve yetenekli DEMETRI MARTIN’in filmle ilgili düşünceleri şunlar:
“Stand-up’da kendim olmaya çabalıyorum. Bu ise başka biri olmak, başka bir yazarın kelimelerini ve hikâyesinin çizgisini yorumlamak demekti.”
“Bu benim için Ang Lee ile çalışmamı ve oyunculuk öğrenmemi sağlayacak çok heyecanlandırıcı bir fırsattı.”
“Elliot Tiber’le zaman geçirip ona bazı özel detaylarla ilgili soru sorabildim.”
“Çocukluğumdan beri Eugene’in hayranıyım. Max rolü insanların onu görmeye alıştığından farklı bir roldü. Onunla olan sahnelerde kendimi sanki onun bir şovunu sahne önünden izler gibi şanslı hissettim.”
“İlk başta ailenin hayatı neşesiz; Jake ve Sonia adeta birbirlerine takılı kalmış gibi hissediyorlar.”
• Filmin diğer bir başrol oyuncusu ve sayısız filmde oynamış başarılı komedyen EUGENE LEVY de filmle ilgili şöyle yorumlarda bulunuyor:
“Ang benim Max’a hem ses hem görüntü olarak olabildiğince benzememi istedi. Max hakkında bir şeyler okudum ve haberlerde gözüktüğü kısa çekimlere baktım. Ang, Max’ı bana . O dönemki partinin asıl savunduğu özgürlük görüşüne saygı duyan, Abraham Lincoln tarzı, geleneklere bağlı bir cumhuriyetçi olarak tanımladı.”
“Woodstock onun için bir iş girişimiydi ve bu girişimin sonradan dönüştüğü şeyi çok sevdi. Bir yıl önce çok ciddi bir sağlık sorunu yaşamıştı, ondan sonra hiçbir şeyin onun için daha korkutucu olamayacağını düşündü. Aynı filmdeki Elliot karakteri gibi o da tüm kasaba halkının karşısında durup ‘Bu çocuklarda hiçbir sorun yok’ diyebildi.”
“Evet, Max kaç kişinin geldiğini duyunca fiyatını arttırdı ama aynı zamanda da organizatörlere destek olacağını söylemişti ve öyle de yaptı. Yani hem sözünün eri bir insandı hem de iyi bir iş adamı.”
“Elliot ve ailesi kısa zamanda çok para kazandı. Bu onlar için bir dönüm noktası oldu.”
• Filmde baba rolüyle karşımıza çıkan usta karakter oyuncusu HENRY GOODMAN da filmle ilgili düşüncelerini şu şekilde dile getiriyor:
“Film boyunca her karakterin farklı şekillerde de olsa pozitif adımlar atıp ilerlediğini görüyoruz.”
“Ang ekrandaki ailemizin bir diyalog geliştirmesi için çabaladı. Imelda, Demetri ve benim bir hafta boyunca bir araya gelmemizin önemli olduğunu düşünüyordu. Böylece çekimler sırasında kolayca iletişim kurup, oyuncu olarak rolümüze kolay girdik.”
• Filmde anne rolüyle karşımıza çıkan ve yine şimdiye kadar oynadığı sıradışı rollerden bir diğerine imza atan IMELDA STAUNTON da filmdeki karakterlerle ilgili şunları düşünüyor:
“Sonia’nın geldiği yer olan Rusya, onun için karanlık bir geçmişi temsil ediyordu. Filmdeki komedinin asıl kaynağı da buydu zaten. Ang’le benim nasıl komik olma kaygısı gütmeden oynayabileceğim konusunda tartıştık. Sonia’nın Rusya’da büyümüş olması ve orada yaşadıkları onu hiç terk etmemişti.”
“Onun ve Jake’in hayatında telkin edici ve yatıştırıcı konuşmalar pek yok. Çok geniş bir duygusal kelime dağarcıkları da yok bu yüzden. Bir oyuncu için iyi bir karakter yakalamaktan güzeli yoktur. Ben de rol için ne doğruysa onu yaptım.”
• Filmde kadın kıyafetleri giyen, ama erkeksi özellikleri de olan bir savaş gazisini oynayan LIEV SCHREIBER’ın oynadığı ilginç karakterle ilgili sözleri şu şekilde:
“Karşı cinsiyete meyletme hareketinin 1969’da çok aktif olduğunu öğrendim. Vilma bu çelişkiyi sadece cinsiyet olarak değil, kendi karakterinde de yaşıyor. Bu çelişkiler benim için rolümün en ilginç kısmıydı. Erkeksi olmayı da feminen olmayı da bırakmıyor, olduğu gibi davranıyor, hiçbir yargılamaya kulak asmıyor. Ayrıca cömert ve korumacı.”
“Daha önce yaptığım için kadın kıyafetleriyle oynama konusunda herhangi bir endişem yoktu. Tabi her zaman kıyafet içinde güzel görünmeyebileceğiniz endişesini yaşıyorsunuz.”
• Filmde festivaldeki hippilerden birini oynayan bir diğer genç ve başarılı oyuncu EMILIE HIRSCH filmle ilgili şu yorumları yapıyor:
“Ang’in filmlerini zengin yapan şey detaylara verdiği önem. Bana yaklaşık 30 DVD yolladı; Apocalypse Now, The Deer Hunter, Platoon, Full Metal Jacket, Hamburger Hill, Winter Soldier belgeseli… Sadece Vietnam temalı filmler değil aynı zamanda İkinci Dünya Savaşı hakkında filmler de ve en inanılmazı Fantastic Voyage idi.”
“Ang’in bana verdiği bir başka önemli görev; deneyim kazanmam için bir poligona gitmemdi. Ayrıca eski bir Irak gazisi ile tanıştım ve onunla Billy’nin de yaşadığı PTSD (Travma Sonrası Stres Bozukluğu) hakkında konuştuk. Benimle kendisinin de savaşta neler yaşadığını paylaştı.”
OYUNCULAR HAKKINDA
DEMETRI MARTIN
• 1973 New York doğumlu genç oyuncu Yale Üniversitesi ve New York Hukuk Okulu’nda tam burslu olarak Hukuk eğitimi aldı.
• Yunan asıllı genç oyuncu kariyerine New York, Boston Comedy Club’da stand-up yaparak başladı ve yine burada keşfedildi.
• 2002 yılından beri de çeşitli dizi ve filmlerde rol aldı.
IMELDA STAUNTON
• 1956 Londra doğumlu İngiliz oyuncu Royal Academy of Dramatic Art’tan mezun oldu.
• Oyunculuk hayatına 14 yaşında “The Beggar’s Opera” müzikalinde ‘Polly Peachum’ karakterini oynayarak başladı.
• 1983 yılında kendisi gibi oyuncu olan Jim Carter ile evlendi, çiftin bir de 1993 doğumlu bir kızları var.
• Çok sayıda filmde yan ve başrollerde yer aldı.
• Rol aldığı bazı filmler başrollerinde Hugh Grant, Emma Thompson ve Kate Winslet gibi ünlü oyuncuların rol aldığı Jane Austin’in aynı adlı romanından uyarlama 1995 yapımı “Sense & Sensilibity”, yine başrollerinde Gywneth Paltrow ve Joseph Fiennes’in rol aldığı 1998 yapımı “Sheakespeare in Love”, Emma Thompson ve Colin Firth’ün başrolünde yer aldığı 2005 yapımı “Nanny McPhee” ve 2007 yapımı “Harry Potter: Anka Yoldaşlığı”dır.
• Çok sayıda ödül almıştır, aralarında Oscar ödülünün de olduğu birçok ödüle de aday gösterilmiştir.
HENRY GOODMAN
• 1950 Sheffield doğumlu İngiliz oyuncu Londra’da “Royal Academy of Dramatic Art” da tiyatro eğitimi aldı.
• 1993’de en iyi erkek oyuncu dalında İngiltere’nin tiyatro alanında en önemli ödüllerinden biri olan Laurence Olivier Theatre Award aldı.
• Pek çok filmde oynayan Goodman 2007’de “Fiddler on the Roof” da başrol olarak yer aldı. Bunun ardından “The Way We Live Right Now”, Yahudi bir iş adamını oynağı The Damned United”da oynadı.
EUGENE LEVY
• 1946 Ontario doğumlu Kanadalı oyuncu Hollywood’un aranan komedi oyuncularından biri.
• 1977 yılında kendisi gibi oyuncu olan karısı Deborah Divine ile evlendi ve 2 çocukları oldu.
• Kariyerine “SCTV” adlı TV komedi dizisi ile başladı ve mizahi karakteriyle çok sayıda ünlü filmde de öne çıkan rollerde yer aldı.
• Başrollerinde Steve Martin’in oynadığı “Father of the Bride Part II” (1995), “Bringing Down the House” (2003), “Cheaper by the Dozen 2” (2005) gibi filmlerde oynadığı komik karakterler onu Hollywood’un aranan komedi oyuncularından biri yaptı.
• Ama asıl şu anki ününe “Amerikan Pastası” serilerinde ‘Jim’in babası’ rolüyle kavuştu. Hatta daha sonra bu rolüyle ‘Amerika’nın en sevilen babası’ ünvanını aldı.
• Emmy ve Grammy ödülleri dahil olmak üzere çok sayıda ödül kazandı.
EMILE HIRSCH
• 1985 Kaliforniya doğumlu Amerikalı oyuncu sanatçı bir aileden geliyor. Babası yapımcı, annesi ve kız kardeşi ise ressam.
• Başrollerini Elisha Butbert ile paylaştığı “The Girl Next Door” (2004), yine başrollerinde Kevin Bacon, Andy Garcia, Brandon Fraser gibi ünlü oyuncuların yer aldığı “The Air I Breathe” (2007), yönetmenliğini Sean Penn’in yaptığı “Into the Wild” (2007), başrollerinde Susan Sarandon “Lost”’un Jack’i Matthew Fox gibi oyuncuların yer aldığı “Speed Racer” (2008) ve başrolünde filmdeki rolüyle “En iyi erkek oyuncu” dalında Oscar ödülü alan Sean Penn’in oynadığı “Milk” (2008) gibi yüksek gişeli filmlerde rol almıştır.
• Genç yaşına rağmen çok sayıda ödüle aday gösterilde ve ödül aldı.
LIEV SCHREIBER
• 1967 Kaliforniya doğumlu oyuncu boşanmış bir anne babanın çocuğudur ve okuma yazmayı annesinden öğrenmiştir.
• 2005 yılından bu yana “Halka” (2002) ve “King Kong” (2005) filmlerinden tanıdığımız ünlü oyuncu Naomi Watts ile birlikte ve çiftin 2 de çocukları var.
• İçlerinde “Scream” (1996), “X-Men Origins: Wolverine” (2009), “Love in the Time of Colera” (2007), “The Omen” (2006), “Kate & Leopold” (2001) gibi büyük gişe getiren filmlerin de bulunduğu çok sayıda filmde yer almıştır.
• Emmy ve Altın Küre dahil çok sayıda ödüle aday gösterilmiş ve çok sayıda da ödül almıştır.
YÖNETMEN HAKKINDA
ANG LEE
• 1954 Pingtung doğumlu Tayvanlı yönetmen her zaman hayalini kurduğu sinema eğitimini almak için Amerika’ya geldi ve Illinois Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi’nde lisans eğitimi aldı.
• Daha sonra New York Üniversitesi’nde yine Güzel Sanatlar Ensititüsü’nde yüksek lisans yaptı.
• Yönetmenliğini yaptığı ilk ünlü film başrollerinde Hugh Grant, Emma Thompson ve Kate Winslet gibi ünlü oyuncuların rol aldığı Jane Austin’in aynı adlı romanından uyarlama 1995 yapımı “Sense & Sensilibity” olmuştur.
• Ayrıca başrolünde ünlü oyuncu Clive Oven’ın rol aldığı “Chosen” (2001), yine başrollerinde Eric Bana, Jennifer Connely, Josh Lucas ve Nick Nolte gibi ünlü isimlerin yer aldığı Hulk (2003), ve Heath Ledger, Jake Gyleenhaal, Michelle Williams ve Anne Hathaway gibi isimlerin yer aldığı ve konusu itibariyle çok ses getiren Brokeback Mountain adlı filmlerin de yönetmenliğini yapmıştır.
• Çok sayıda ödüle aday gösterilen ve ödül alan ünlü yönetmen 2006 yılında “Brokeback Mountain” (2006) ile “En iyi yönetmen” dalında Oscar almıştır.
YAZAR HAKKINDA
ELLIOT TIBER
• 1935 New York doğumlu yazar aynı zamanda resimle de ilgileniyor.
• 1969 yılında yüzbinlerce 68 kuşağı gencinin katıldığı “barış ve müzik” temalı ünlü Woodstock Festivali onun sayesinde gerçekleşmiştir.
• Festival organizasyonu yetkililer tarafından iptal edilince, Tiber ailesinin işlettiği motelin olduğu alanda festivalin düzenlenmesi için izin verdi.
• Ayrıca birkaç filmde oyuncu, senarist ve sanat yönetmeni olarak yer aldı.
Resimler: