Jin

“JÎN” Bir “Reha Erdem” Filmi
Vizyon tarihi: 15 Mart 2013
Berlin Film Festivali “Generation” Bölümü Açılış Filmi


SİNOPSİS

Jîn, 17 yaşlarında, hayata katılmak için çıkışları zorlayan ve bu yolda karanlık ormanları cesurca aşmaya çalışan, sanki bir ‘Kırmızı Başlıklı Kız’dır. Film, Jîn’in bilmediğimiz bir nedenle, dağdaki silahlı bir örgütten kaçmasıyla başlar. Hem kaçtığı örgüt elemanlarından, hem de kolluk kuvvetlerinden gizlenerek, dağlarda, ormanlarda yapayalnız günler ve geceler geçirir. Amacı bir büyük şehre, hayata, belki de hiç görüp
bilmediği büyük dünyaların hayallerine ulaşmaktır.

Küçük ama dayanıklı vücudu, taze ama güçlü iradesiyle kendine doğanın ürkütücü karanlığı ve vahşiliğinde yer açmayı başarır. Çatışmaların ortasında kalır, üzerine açılan ateşlerden cesurca korunmayı bilir, korkar, üşür, karnını doyurur. Ona en büyük gücü ve teselliyi, belki benzer tehditler altında beraber saf tuttuğu hayvanlar verir. Bir bombardımandan korunmak için bir ayıyla bir ini paylaşır, bir geyikle dayanışır, yaralı bir eşeği tedavi eder, yumurtasını yediği bir vahşi kuşla anlaşır, bir vaşak tarafından teselli edilir, bir yılan tarafından uyarılır, bir at tarafından korunmaya çalışılır… “Jin” yazısını okumaya devam et

Yalnız Gezegen – The Loneliest Planet

THE LONELIEST PLANET – YALNIZ GEZEGEN

Konu: Birbirine aşık nişanlı çift Alex ve Nina Kafkas dağlarına yapacakları gezide bölgeyi iyi bilen Dato’yu rehber olarak tutarlar. Başta her şey yolunda görünse de üçünün yaşadığı bir olay sonrası gezinin seyri tamamen değişecek, huzur dolu saatler yerini gerilime ve kestirilemeyen olaylara bırakacak ve hiçbirinin hayatı artık eskisi gibi olmayacaktır.

Nuri Bilge Ceylan’ın jüri başkanı olduğu 31.İstanbul Film Festivali Altın Lale Uluslararası Yarışma’da en iyi filme verilen Altın Lale Ödülü’nün sahibi olan film birçok festivalde gösterildi.   “Yalnız Gezegen – The Loneliest Planet” yazısını okumaya devam et

Muhteşem ve Kudretli Oz – Oz: The Great and Powerful

MUHTEŞEM VE KUDRETLİ OZ (Dijital 3D’de)
OZ THE GREAT AND POWERFUL
DISNEY

Disney’in fantastik macerası, yönetmenliğini Sam Raimi’nin yaptığı Muhteşem ve Kudretli Oz’un kökleri, L. Frank Baum’un “Oz Büyücüsü”ne dayanmaktadır. Oscar Diggs (James Franco) küçük çaplı bir sirk sihirbazı olup  pek de ahlaklı biri değildir. Toz toprak içindeki Kansas’tayken kendini bir anda canlı Oz diyarında bulan Oscar, turnayı gözünden vurduğunu düşünür. Şöhret ve servet kazanması çok kolay olacaktır. Tabii üç cadıyla tanışana dek… Bu üç cadı; Theodora (Mila Kunis), Evanora (Rachel Weisz) ve Glinda (Michelle Williams) Oscar’ın; herkesin beklediği o müthiş sihirbaz olduğuna bir türlü ikna olmaz. İstemeden Oz Diyarı’nın ve sakinlerinin büyük sorunlarıyla karşı karşıya kalan Oscar, çok geç olmadan kimin iyi kimin kötü olduğuna karar vermek zorundadır. İllüzyon ve becerikliliğiyle hatta biraz da büyüyle sihrini konuşturan Oscar, kendini büyük Oz Büyücüsü’ne dönüştürmekle kalmaz, daha iyi bir adam hâline de getirir. “Muhteşem ve Kudretli Oz – Oz: The Great and Powerful” yazısını okumaya devam et

Uzun Boylu Esmer Adam – You’ll Meet A Tall Dark Stranger

YOU WILL MEET A TALL DARK STRANGER – UZUN BOYLU ESMER ADAM

Woody Allen “You Will Meet a Tall Dark Stranger” ile  iki evli çiftin hayatlarına çeviriyor kamerasını…  Alfie (Anthony Hopkins) ve Helena (Gemma Jones), kızları  Sally (Naomi Watts) ve kocası Roy (Josh Brolin) ve onların tutkuları , zaafları endişeleri , hayatlarını etkileyecek sıkıntılarını anlatıyor…

Alfie, Helena’yı kaybolan gençliğini bulmak adına terk eder ve kendisinden oldukça genç bir kadın olan Charmaine (Lucy Punch) ile evlenmeye karar verir…Helena ise hayatını şarlatan bir falcının sözlerine göre yönlendirmeye başlamıştır.

Mutluluğu evliliğinde yakalayamayan Sally çalıştığı sanat galerisindeki yakışıklı patronu Greg (Antonio Banderas)’e aşık olmuştur. “Uzun Boylu Esmer Adam – You’ll Meet A Tall Dark Stranger” yazısını okumaya devam et

Aşkın İzleri – To The Wonder

TO THE WONDER – AŞKIN İZLERİ

Konu: Amerikalı Neil, Paris’te tanıştığı güzel ve hayat dolu Marina ile tutkulu bir aşk yaşamaya başlar. Marina, aşkı için yıllarca tek başına ayakta kalarak kurmaya çalıştığı hayatı geride bırakır ve Neil ile birlikte yeni bir hayat kurmak üzere Amerika’ya yerleşir. Fakat bir süre sonra Paris’teki büyük aşkları artık uzak bir anı gibi gözükmeye başlar. Bu sırada Neil, çocukluk aşkı olan Jane ile karşılaşır. Neil, bu ikilem arasında kaldıktan sonra bencilce Marina’yı yüz üstü bırakır. Aşk, bağlılık, ihanet, fedakarlık gibi kavramları yeniden sorgularken giderek yalnızlaşan Marina da inanç hakkında şüpheleri olan Rahip Quintana ile görüşerek hayatındaki soru işaretlerini çözmeye çalışacaktır. Hem Marina hem de Quintana zaman içerisinde aşkın ve sevginin ömrünü sorgulayacak ve sevginin başka bir formda var olup olamayacağını düşünecektir.Terrence Malick’in 1998’de hayatını kaybeden eski karısına adadığı film, erkekten ziyade kadının iç dünyasına yaklaşarak yitirilmiş bir aşk, duyguların iniş çıkışlı doğası ve hatıralar üzerine görsel bir şölen yaratıyor. Filmin görüntü yönetmenliğinde ise Malick’in 3 filmdir birlikte harikalar yarattığı Emmanuel Lubezki bulunuyor. “Aşkın İzleri – To The Wonder” yazısını okumaya devam et