Annemi Öldürdüm – I Killed My Mother

ADRENAL FİLM SUNAR
Annemi Öldürdüm!
“Aslında onu hala seviyorum…”
(J’AI TUE MA MERE – I KILLED MY MOTHER)
24 Eylül 2010’da Sinemalarda!
Onunla veya Onsuz!

Cannes 2009’un en çok konuşulan filmlerinden biri olan ANNEMİ ÖLDÜRDÜM’ün merkezinde gay lise öğrencisi Hubert var; onun en yakınındaki, aynı zamanda da en uzağındaki insan ise annesi Chantale! Aralarındaki aşk-nefret ilişkisi öyle boyutta ki oğlan, okuldayken annesinden ölmüş gibi bahsedebiliyor. Birlikte olduklarında ise mekan gözetmeksizin kavga ediyorlar…

Evrensel Hikaye, Akıcı Anlatım
Sadece 19 yaşındayken yönettiği, kişisel imkanlarıyla prodüksiyonunu gerçekleştirdiği, ve başrolü üstlendiği bu ilk filminde Xavier Dolan gayet açık sözlü… Kahramanı Hubert yetişkinliğe geçiş döneminin gerginliklerini tam dozunda yansıttığı gibi kahramanın annesi Chantale de orta yaş bunalımının huysuzluklarını tüm inandırıcılığıyla sergiliyor.

Tıkır tıkır işleyen, evrensel diyaloglar ve akıcı anlatımı ‘ANNEMİ ÖLDÜRDÜM’ün başarısında büyük yere sahip. Xavier Dolan’ın sunduğu sinemasal keyfin yanı sıra özellikle genç seyirciler, büyümenin sıkıntılarına dair filmin barındırdığı pek çok detayda kendilerini görecekler. Ebeveynler ise film sayesinde çocuklarıyla doğru iletişim kurmanın alternatif yolları üzerine düşünecekler! 

Kanadalı Genç Dahi!
Tam adıyla Xavier Dolan-Tadros, küçük yaştan itibaren kamera önü deneyimi edinmeye başladı. Böylece, kendi deyişiyle oyunculuk yapmayı sevdiğinin, istediğinin farkına vardı. Senaryo yazmak, reji vs. ise her zaman cazip görünse de hiçbir zaman esas hedef değilmiş kendisi için. Ergenlik bunalımları, annesiyle gel-gitli ilişkileri derken sadece üç gün içerisinde J’AI TUE MA MERE / I KILLED MY MOTHER başlıklı senaryonun ilk versiyonunu yazdı. Böylece daha 16 yaşındayken senaristti, kısa süre sonra da ilk filminin yapımcılığını, yönetmenliğini ve başrolünü üstlendi.

Samimiyetiyle Dikkat Çeken Bir İlk Film!
Mart 1989, Quebec Kanada doğumlu Xavier Dolan’ın gerçekleştirdiği, otobiyografik özellikler taşıyan ilk uzun metraj sinema filmi ANNEMİ ÖLDÜRDÜM 18 Mayıs 2009’da görücüye çıktı. Üstelik bütün sinemacıların rüyalarını süsleyen Cannes Film Festivali’nde!.. Dolan, büyük övgülerin yanı sıra üç önemli ödül ile ayrıldı festivalden. Ardından Kanada’nın Oskar aday adayı oldu!

Verimli Bir Dönem!
Xavier Dolan’ın Cannes 2009’da yer aldığı tüm kategorilerde ödülleri toparlayan ANNEMİ ÖLDÜRDÜM’ü yirminin üzerinde ülkeye satıldı. Kısa süre sonra çevirdiği ikinci film olan LES AMOURS IMAGINAIRES / HEARTBEATS’in galası ise 2010 Cannes Film Festivali’nde gerçekleştirildi. Bu film de çok beğenildi ve ayakta alkışlandı. Aşkın beraberinde getirdiği acı-tatlı rekabete odaklanan HEARTBEATS yine Adrenal Film sayesinde pek yakında Türkiye’de yaygın vizyon şansı bulacak! Özellikle kült seyirci kitlesi yaratacak kapasitesiyle, popülaritesiyle dikkat çeken, kimi sinema otoritelerince geleceğin François Ozon’u olarak anılan Dolan, üçüncü filmi LAURENCE ANYWAYS için çalışmaya çoktan başladı!

Filmin Konusu
Yapmadığı ev ödevi yüzünden gereksiz büyüklükte bir yalan söyleyen Hubert, olayı duyup çılgına dönen annesi Chantale tarafından sınıf arkadaşlarının önünde azarlanır… Arkadaşı Antonin ile paylaşacağı bir evde daha özgür yaşamayı hayal eden Hubert, gördüğü kiralık daire üzerine konuyu annesine açar ve destek görür, ancak ertesi gün Chantale, yaşının küçük olduğunu ileri sürerek oğlunun taşınmasına izin vermez… O arada Antonin’in annesi Helene ile yaşadığı sevgi dolu ilişki Hubert’i geçmişe götürür, eski güzel günleri hatırlar ve annesini yeniden kazanabilmek için yemekten çamaşıra bütün ev işleriyle ilgilenir. İşten dönen Chantale, oğlunun yaptıklarına hayran kalır fakat bu durum fazla uzun sürmez; kadın, Helene ile karşılaşıp Hubert ile Antonin arasındaki ilişkiyi öğrenir ve şok geçirir… Vurdumduymaz babasının başbaşa görüşme talebini kabul eden Hubert, adamın evine gittiğinde tuzağa düşürülmüş hisseder; çünkü Chantale de oradadır ve ortak amaçları çocuğun yatılı okula yollanmasıdır… Bir haftasonu tatilinde kullandığı uyuşturucunun etkisiyle Hubert geceyarısı eve gider, annesini uyandırır ve ona aşkını ilan eder; fakat ertesi sabah gördüğü mektuptan yatılı okul macerasının bir yıl daha uzatıldığını anlar ve çılgına döner… Bir süre sonra Hubert okulda iki delikanlının saldırısına uğrarken annesi oğlunun odasında gizli video kayıtlarını bulur. Kasetlerde Hubert, acımasızca annesi hakkındaki düşüncelerini, hislerini itiraf etmektedir. Ertesi gün Hubert okuldan kaçar, deli gibi oğlunu arayan Chantale, sonunda onu büyüttüğü yerde, nehir kıyısında bulur. Tabiatın kucağında ikili kısa bir süre de olsa huzura erecektir…

Bangkok’dan Reykjavik’e toplam 22 ödül ve 6 adaylık!
İstanbul Film Festivali 2010: Radikal Halk Jürisi Özel Ödülü
Cannes Film Festivali 2009 – Yönetmenlerin Onbeş Günü
Sanat-Sinema Ödülü, Genç Bakış Ödülü, SACD Ödülü
2009 Vancouver Film Festivali: En İyi Kanada filmi
2009 Lumiere Ödülleri: Lumiere Ödülü, Seyirci Ödülü
2009 Cesar Ödülleri: En İyi Yabancı Film adayı
2009 Sao Paulo Film Festivali: Uluslararası Jüri Ödülü adayı
2009 Satellite Ödülleri: En İyi Yabancı Film adayı
2009 Stockholm Film Festivali: Bronz At Ödülü adayı
2010 Palm Springs Film Festivali: En İyi Kadın Oyuncu
2009 Vancouver Film Eleştirmenleri
En İyi Film, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
2009 Bangkok Film Festivali: Özel Ödül
2009 Genie Ödülleri: Claude Jutra Ödülü
2009 Namur Festivali: En İyi İlk Senaryo, En İyi Kadın Oyuncu

Yönetmen: Xavier Dolan
Senaryo: Xavier Dolan
Oyuncular:
Xavier Dolan, Anne Dorval, François Arnaud, Susanne Clement, Patricia Tulasne, Niels Schneider, Monique Spaziani
Yapımcılar: Xavier Dolan, Carole Mondello, Daniel Morin
Görüntü Yönetmeni: Stéphanie Weber-Biron
Müzik:
Nicholas Savard-L’Herbier
Ülke: Kanada
Tür: Dram / Komedi
Dil: Fransızca
-Türkçe altyazılı-
Süre: 100 dakika

DAHA YAKINDAN TANIYALIM

Xavier Dolan (Senarist – Yönetmen – Yapımcı – Hubert rolünde)
Cannes Film Festivali’nde Camera d’or Ödülü (En İyi Uzun Metrajlı İlk Film) için yarışan muhtemelen en genç sinemacı olan Dolan, ilk kez 5 yaşındayken kamera önüne geçti. Yirmi yaşında ANNEMİ ÖLDÜRDÜM ile sinema çevrelerinde saygınlık kazanana dek Kanada yapımı dizi ve filmlerde dokuz farklı rol üstlendi… Çocukluğunda sinema zevkinin yerlerde süründüğünü düşünen Dolan’ın o günlerden aklında kalan birkaç film: Aladdin, Titanic, The Beauty and The Beast. Tabii ki sinemacılar “kötü” filmlerden bile çok şey öğrenebiliyor… Sonraki yıllarda kendisine ilham veren sinemacıları ise şöyle sıralıyor Dolan: Gus Van Sant, Michael Haneke, Jane Campion, Jean-Luc Godard… Koleji terk ettikten sonra her hafta düzinelerce film kiralayıp izlemeye başlayan Dolan, özellikle Fransız Yeni Dalgası’nı temsil eden işlerden çok etkilenmiş… Dolan’ın biyografisinden neşeli bir ayrıntı: 2009’un sonunda efsanevi anime dizi South Park, Kanada’nın Quebec yöresine özgü Fransızca dublajla yayınlanmaya başlayınca başlıca çizgi karakterlerden Stan’i seslendirmek de Xavier Dolan’a nasip olmuş!

Anne Dorval (Chantale rolünde)
Kanada’nın Quebec bölgesinde iyi tanınan aktris, 1960 doğumlu. Anne Dorval, ‘Le coeur a ses raisons’ isimli diziyle Kanada Sinema TV Akademisi’nin dağıttığı, ülkenin oskarları sayılan Gemeaux Ödülleri’nde iki kez En İyi Kadın Oyuncu seçildi. Dorval’in bir özelliği de Sharon Stone ve Lucy Liu gibi yıldızları Hollywood yapımlarının Kanada versiyonlarında Fransızca seslendiriyor olması. Xavier Dolan, ANNEMİ ÖLDÜRDÜM senaryosunun ileri versiyonlarında Chantale rolünü hep Dorval’i düşünerek geliştirmiş.

Stéphanie Weber-Biron (Görüntü Yönetmeni)
1976 doğumlu sanatçı, 23 yaşında işiyle ilgili ilk staj fırsatını yakalamış. Daha sonra Heist ve John Q gibi Kanada’da gerçekleştirilen Amerikan filmlerinin kamera ekiplerinde görev almış. 2001 yılından itibaren bir dizi kısa filmle kamera başında olmaya iyice ısınan Weber-Biron, 2009’da hem sürreel tatlar barındıran ilk kısa filmini gerçekleştirmiş, hem de Xavier Dolan ona ilk uzun metraj görüntü yönetmenliği için şans vermiş. Dolan, kendisinden “Setteki en iyi arkadaşımdı, çok sabırlı ve tatlıydı” diye bahsediyor. Sınırlı ekipmanla, pek çok meslekdaşına göre daha çok risk alarak çalışarak Dolan’ı ayrıca rahatlatmış. Yönetmenle Görüntü Yönetmeni’nin sette geçici de olsa dostça bir romantizm yaşaması gerektiğini düşünen Dolan, HEARTBEATS isimli ikinci filmini de Weber-Biron’a emanet etti.

Anette Belley (Yapım Tasarımcısı)

ANNEMİ ÖLDÜRDÜM, Belley’in ilk sinema filmi. Ama Xavier Dolan ondan çok memnun kalmış, hatta “kesinlikle vazgeçilmezdi” diyor. Düşsel sahnelerin gerektirdiği atmosferi (mesela pamuklardan bulutlar) oluşturma becerisi, egzotik ortamlar için muhtelif atık malzemeleri değerlendirerek yaratıcı çözümlere ulaşması, yatılı okula uğurlama sahnesi için ürettiği küçük figürler, veya resim dersi için yaptığı tablolar aslında fotoğraf kökenli olan Anette Belley’in kapasitesi hakkında fikir verebilecek başlıca detaylar. Hem kahramanın psikolojisini yansıtması, hem de Antonin’in aydınlık evi ve odasıyla kontrast oluşturması büyük önem taşıyan, senaryoda “boğucu” olarak tanımlanan Hubert’in odasını Belley-Dolan ikilisi birlikte düzenlemişler. Zaten film için genellikle Xavier Dolan’ın yakın çevresine ait hazır mekanlar çekim için kullanılmış, Belley’in sihirli dokunuşlarıyla neredeyse kuruş harcanmadan pek çok sahne başarıyla kaydedilmiş.

çocuk konuşur:
“Bence diğer anneler çocuklarını böyle büyütmüyordur… Yemek yeyişi beni deli ediyor, araba kullanırken makyaj yapmasına da gıcık oluyorum… Eskiden ne güzel konuşurduk, dertleşirdik… Ondan nefret ediyorum…”
anne konuşur:
“Başkalarının duyguları senin derdin değil… Neden bir bardak süt içmiyorsun?.. Şimdi konuşamayız, televizyonda en sevdiğim dizi var… Ben de seni seviyorum tatlım…”

Dağıtım: Mars Entertainment Group

Resimler:

Bir yanıt yazın