Tutku Günlükleri – The Rum Diary

RUM DIARY
TUTKU GÜNLÜKLERİ 06 OCAK 2012

Hunter S. Thompson’ın ilk romanlarından biri olan “The Rum Diary”den uyarlanan “Tutku Günlükleri”, seyyah gazeteci Paul Kemp’in (Johnny Depp) akıl almaz hikayesini anlatıyor. New York’un karmaşasından, gürültüsünden ve Eisenhover dönemi Amerikası’nın ezici teamüllerinden sıtkı sıyrılan Kemp, soluğu saf ve bozulmamış bir ada olarak gördüğü Porto Riko’da alır. Burada ezik bir editör olan Lotterman (Richard Jenkins) tarafından yönetilen “San Juan Star” gazetesinde çalışacaktır. Adanın romla dolu yaşam tarzına hemen adapte olan Paul, bir süre sonra Sanderson’ın (Aaron Eckhart) dünyalar güzeli nişanlısı Chenault’ya (Amber Heard) abayı yakar. Karanlık ve şaibeli müteahhitlik projeleri geliştiren bir işadamı olan Sanderson, adayı Amerika’nın zenginlerine hizmet veren kapitalist bir cennete çevirmeye çalışan ve sayıları gün geçtikçe artan uyanık “yatırımcı”lardan sadece biridir. Sanderson çirkin planlarını hayata geçirmek için Kemp’in yazılarını kullanmaya çalıştığında,gazetecinin önünde iki seçenek vardır: kelimelerini bu namussuz işadamlarına rant sağlamak için kullanmak ya da hepsinin ipliğini pazara çıkarmak. “Tutku Günlükleri – The Rum Diary” yazısını okumaya devam et

Kurtuluş Son Durak

Kurtuluş Son Durak

Konu: Sıradan bir mahallenin, sıradan kadınları hiç bu kadar kışkırtıcı olmamıştı! Mahalleye yeni taşınan psikolog Eylem’e (Belçim Bilgin), terk edilmesinin acısını unutturmak amacıyla bir bir kapısını çalan kadınlar için, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!

Elbettte onlara dünyayı dar eden erkekler için de!

Hayatını yatalak babasına adamış Vartanuş (Demet Akbağ), mafya babası sevgilisinin metresliğinden, eşi olmaya asla geçemeyeceğini anlayan Goncagül (Nihal Yalçın), çocuklarına ilişmediği sürece günlük koca dayaklarına alışmış Gülnur (Ayten Soykök) ve annesinin yediği her tokadı kendi ruhuna da yiyen kızı Tülay (Damla Sönmez), hayatı pembe görmeye çalışan kuafor Füsun (Asuman Dabak). Tüm bu kadınlar önce Eylem’i, sonra birer birer kendilerini ve belki de ülkedeki tüm kadınları KURTULUŞ SON DURAK’ta buluşturacaklar!

Kahramanlarımızın tek sarsılmaz ilkesi “Biz her türlü şiddete karşıyız!” “Kurtuluş Son Durak” yazısını okumaya devam et

Saftirik Greg’in Günlüğü: Rodrick Kuralları – Diary Of a Wimpy Kid: Rodrick Rules

“Saftirik Greg’in Günlüğü 06 Ocak 2012 de Sinemalarda

“SAFTİRİK GREG’İN GÜNLÜĞÜ: RODRİCK KURALLARI (DIARY OF A WIMPY KID: RODRICK RULES)” Jeff Kinney’nin The New York Times en çok satan kitaplar listesinde 74 hafta boyunca kalmayı başaran, tüm dünyada büyük beğeniyle okunan, Greg isimli bir ortaokul öğrencisinin eğlenceli maceralarını Greg’in dilinden ve illüstrasyonlarla anlatan DIARY OF A WIMPY KID/SAFTİRİK serisinden sinemaya uyarlanan SAFTİRİK GREG’İN GÜNLÜĞÜ’nün ilk filmi izleyici tarafından büyük ilgi görmüştü. İkinci filmde de Greg’in hayatı yine
illüstrasyonlarla birleştirerek, bu sefer daha da eğlenceli bir hikayeyle hem çocukların hem de büyük yaştaki izleyicilerin beğenisine sunuluyor.

Serinin bu filminde, uzun bir yaz tatilinden sonra okula dönen Greg Heffley hem tatil sonrası dertlerle hem de kendisine her daim bela yaratan büyük kardeşi Rodrick ile uğraşmak zorundadır. Ebevyenleri de ne yapıp edip onların haşarılıktan uzak, uslu durmalarını sağlamaya kararlıdırlar. Greg her biri birbirinden garip ve komik arkadaşları Rowley, Fregley, Chirag, Patty, Manny ve Holly ile yine türlü maceralar içine dalacaktır. “Saftirik Greg’in Günlüğü: Rodrick Kuralları – Diary Of a Wimpy Kid: Rodrick Rules” yazısını okumaya devam et

Karanlık Saat – The Darkest Hour

THE DARKEST HOUR, KARANLIK SAAT

SYNOPSIS

Moskova’ya hoşgeldiniz.
KARANLIK SAAT,  kendilerini Moskovo’da, akıl almaz bir uzaylı istilasıyla mücadele ederken bulan 5 gencin hikayesini anlatıyor. 3D (üç boyutlu) bu gerilim filmi, Moskova’nın klasikleşen güzelliğinin yanına eklenen muhteşem görsel efektlerle vizyoner yapımcı Timur Bekmambetov (Wanted, Night Watch) ve yönetmen Chris Gorak (Right At Your Door)’ın hünerli ellerinden çıkıyor.

Gizemli bir şimşek fırtınasının ortasında Moskova’ya varan genç internet girişimcileri Sean (Emile Hirsch) ve Ben (Max Minghella), uluslararası ekonomik merkezde canlı bir yer tutan, para akışının olduğu ama  iş alanlarının prensipsiz ilerlediği Rusya’ya, hayallerinin işini kurmaya giderler. Turist olarak gezmekte olan Natalie (Olivia Thirlby) ve Anne (Rachael Taylor)’de Nepal’e giderken gerçekleşen beklenmedik bir uçak molası ile Moskova’ya inerler ve dünyanın en büyük eğlence anlayışına sahip şehirlerinden biri olan bu yerde zamanlarını en iyi şekilde değerlendirmeye çalışırlar. “Karanlık Saat – The Darkest Hour” yazısını okumaya devam et

Bu Son Olsun

Bu Son Olsun

12 Eylül 1980 sabahı Türkiye yıllar sonra yeniden Hasan Mutlucan türküleriyle uyandı. Siyah-beyaz televizyonlarda arzı endam eden bir paşa huzur ve güven ortamını sağlamak içun ordunun yönetime el koyduğunu, sendika ve partilerin kapatıldığını ve ikinci bir emre kadar sokağa çıkmanın yasak olduğunu bildiriyordu.Peki çıkmanın yasak olduğu o sokaklar sizin tek eviniz ise…

Yaşar  (Mustafa Uzunyılmaz), Apo  (Orhan Ekşin), Kovboy Ali  (Ferit Kaya), Cevat  (Volga Sorgu) ve Ertuğrul  (Ufuk Bayraktar) kendilerini balat semtini mesken tutmuş beş evsizdir. Hayattaki tek gayeleri, karınlarını doyurmak ve en büyük tutkuları olan şaraptan bir gün bile olsun ayrı kalmamaktır. Günübirlik yaşayan bu beş kişi, gayelerine ulaşabilmek için zamanın fırtınalı politik atmosferinden dahi faydalanmasını bilir. Onlarla aynı mahallede yaşayan ve sol gruplardan birine üye olan Sinan  (Engin Altan Düzyatan) ile Lale  (Hazal Kaya) arasındaki aşk da hikayemizin başka bir böümünü oluşturur. Sokaklarda başlayan hikayemiz bir dizi yanlışlıklar komedisi sonucu evsiz karakterlerimizin kendilerini siyasi mahkumlarla birlikte aynı cezaevinde bulmasıyla devam eder. “Bu Son Olsun” yazısını okumaya devam et