Hotel Mumbai

BIR ANTHONY MARAS FILMI

GERÇEK OLAYLARDAN UYARLANAN BİR BAŞYAPIT

Hindistan’ın finans ve eğlence başkenti olan Mumbai’de yaşanan gerçek bir insanlık ve kahramanlık öyküsü beyaz perdede!
Hotel Mumbai, 2008 yılında gerçekleşen ve dünya tarihine damga vuran terör olaylarını konu alıyor. Gerçek olaylardan beyaz perdeye uyarlanan film gerçekçiliği, görsel açıdan başarısı ve güçlü kastıyla eleştirmenler tarafından büyük beğeni topladı.
Anthony Maras’ın ilk uzun metrajlı olan filminde, Hindistan’ın en kalabalık kenti olan Mumbai, kaosa sürüklenirken teröristlerin son durağı olan Taj Otel’de yaşanan olayları izleyeceksiniz.
Hindistan’ın kalbi olarak kabul görülen, Mumbai/Taj Oteli, Pakistan cihatçıları tarafından saldırıların üssü olarak seçildi. Ancak eylemcilerin hesaplamadıkları bir dayanışma, cesaret ve yaşamları pahasına konuklarını korumak için savaşan otel çalışanları burada bir destan yazdılar.

“Hotel Mumbai” yazısını okumaya devam et

Eşitlik Savaşçısı – On The Basis of Sex

EŞİTLİK SAVAŞÇISI
ON THE BASIS OF SEX
28 ARALIK’TA SİNEMALARDA
TÜRKÇE ALTYAZILI

On the Basis of Sex, kariyeri boyunca eşit haklar için verdiği mücadelede sıkıntılarla ve sayısız engellerle karşılaşan, o zamanlar bocalayan bir avukat ve yeni anne olan Ruth Bader Ginsburg’ün hikâyesinden esinlenmiştir. Ruth, kocası Martin Ginsburg’le birlikte çığır açan bir vergi davası alınca, bunun kariyerinin yönünü ve mahkemelerin cinsiyet ayrımcılığına bakışını değiştirebileceğini biliyordu. Filmde, aynı zamanda özel ve mesleki anlamda başarılı bir ortaklıkları olan Ruth ve Marty’nin, masalsı aşkı da anlatılıyor.
On the Basis of Sex’in yönetmeni Mimi Leder’a (The Leftovers, Deep Impact), filmin özgün senaryosu Daniel Stiepleman’a ait. Felicity Jones (The Theory of Everything, Rogue One: A Star Wars Story) Ruth Bader Ginsburg’ü canlandırıyor, Armie Hammer da (Call Me by Your Name, The Social Network) Ruth’un kocası ve hukuki ortağı Martin Ginsburg’ü canlandırıyor. “Eşitlik Savaşçısı – On The Basis of Sex” yazısını okumaya devam et

Beni Adınla Çağır – Call Me By Your Name

BENİ ADINLA ÇAĞIR / Call Me By Your Name

Özet: 1983 yazında, İtalya’nın kuzeyinde 17 yaşındaki Amerikalı Elio Perlman (Timothée Chalamet) günlerini, ailesinin 17 yüzyıldan kalma villasında geçirmektedir. Miskince notaların kopyasını çıkarıp, arkadaşı Marzia (Esther Garrel) ile flörtleşmektedir. Bir gün, doktora tezi üzerinde çalışan 24 yaşındaki Oliver (Armie Hammer) Greko-Roman kültür alanında çalışan Elio’nun babasına (Mark Stuhlbarg) yardım etmek için yanlarına gelir. Elio ve Oliver kısa bir süre içinde bu yazın, hayatlarını sonsuza dek değiştireceğini fark ederler. BENİ ADINLA ÇAĞIR’ı Luca Guadagnino yönetti ve senaryosunu James Ivory, André Aciman’ın romanından esinlenerek yazdı. “Beni Adınla Çağır – Call Me By Your Name” yazısını okumaya devam et

MINE

Mine

Keskin nişancı Mike Stevens, başarısız bir suikast girişiminin ardından olay yerinden kaçarken kara mayınlarıyla kaplı bir bölgeye girer. Arkadaşı dikkatsizlik sonucu ölürken Mike da bir mayına bastığını fark eder. Ayağını kaldırması halinde havaya uçacaktır ve kendisine destek verebilecek birliğin gelmesine 52 saat vardır. Mike tüm yeteneklerini kullanmak, fiziksel ve zihinsel dayanıklılığını ortaya koyarak mutlaka ayakta kalmak zorundadır. “MINE” yazısını okumaya devam et

Arabalar 3 – Cars 3

 ŞİMŞEK MCQUEEN – YANIP KÜL MÜ OLACAK?
YOKSA ZİRVEYE GERİ Mİ DÖNECEK?
“Arabalar 3” Yeni Nesli Tanıtıyor, Eski Favorileri Getiriyor Ve Herkesin Bir Numaralı Yarış Arabasının Macerasını Anlatıyor

Şimşek McQueen beyaz perdeye geri döndü ama artık bir acemi değil. Yeni neslin ışık hızındaki arabalarıyla gafil avlanan efsanevi Şimşek McQueen kendini bir anda sevdiği spordan uzaklaştırılmış halde buluyor. Yapımcı Kevin Reher; “Pek çok sporcunun kariyerlerinin devamında yaşadıkları türden sorunlarla boğuşuyor.” Diyor. “Peki zirveye ulaşabilecek mi yoksa sonuna kadar savaşacak mı?”

Yönetmen Brian Fee’ye göre Şimşek hâlâ seyircinin on yıldan uzun süre önce âşık olduğu aynı özgüvene sahip, kararlı ve eğlenceyi seven bir yarış arabası ve bu özgüveni pistteki yeni çaylaklar tarafından sınanıyor. Fee; “Şimşek McQueen’le ilk tanıştığımızda genç bir çaylaktı – bir süper kahramandı. Önünde uzun bir hayat vardı. her ne kadar son gördüğümüzden bu yana iyi şeyler yapsa da – çok iyi şeyler – beş Piston kupası kazansa da artık genç bir yarışçı değil.” Diyor. “Arabalar 3 – Cars 3” yazısını okumaya devam et