Yola Çıkmak

YOLA ÇIKMAK

“Bir insanın hayatı diğerinin hayatını anlatabilir mi?”

Samet Mutlu Kadıköy’de bir barın düzenini sağlayan fedaidir, babası evi terk ettikten sonra evi terk etmiş, bir daha eve dönmemiştir. Emre, Samet’in erkek kardeşi, annesi ile birlikte yaşıyordur. Anne, Fatma Mutlu 55 yaşında bakıma muhtaç bir kadındır. Samet’in, Emre’nin, anne Fatma’nın hayatı Samet’in uzun zaman sonra gelmesiyle değişir, Samet yıllar önce kendilerini terk eden babasını bulduğunu kardeşi Emre’ye söyler. Emre annesine sadece ağabeyiyle birkaç günlüğüne Konya’ya gideceğini söyler. Fatma bu sürede kızı Aylin’in evinde kalacaktır. Emre ve Samet bir akşam vakti Emre’nin arabasıyla İstanbul’dan Konya’ya gitmek için ayrılır. “Yola Çıkmak” yazısını okumaya devam et

Şimdiki Zaman

28 yaşında, üniversite mezunu, uzun süredir işsiz, ailesiyle arası bozuk, eski kocasını unutmak istiyor ve evini bir ay içinde boşaltmak zorunda… Mina her yönden sorunlarla kuşatılmış durumda. Kararını vermiştir; mücadele etmek yerine kaçacaktır. Amerika’ya gidecek ve hayata sıfırdan başlayacaktır.
Günü kurtaracak geçici işler bulmaya çalışır, bir yandan da Amerika’ya gitmenin yollarını araştırır. Önünde iki engel vardır: para bulmak ve vize almak.
Duvara yapıştırılmış bir ilan hayatını değiştirir: bir fal kafede -biraz da falcı Fazi’nin desteğiyle- işe başlar. Herkesin gördüklerini göremez fincanın içinde; üç vakte kadar sevgililer, uzun yolların sonunda para vaat edemez ancak bambaşka bir yol bulur. Kendi
acılarını ve umutlarını müşterilerin beklentileriyle buluşturur telvenin izlerinde. Sevilir ve aranır olur; Amerika umutları yeşerir.  Kazandığı her kuruşu dolara yatırır.
Fazi kendine hem bir arkadaş bulmuştur hem de hayallerindeki kafeyi açacak bir ortak. Ailesinin zoruyla kasa başına oturmuş isyankar patron Tayfun ise Mina’da aşkı bulmayı umut eder. Ancak Mina ne iş derdindedir ne de aşk. Şimdiki zamana saplanıp kalmaktansa geleceğe kaçmaktır arzusu. “Şimdiki Zaman” yazısını okumaya devam et

Hile Yolu

HİLE YOLU

Şubat 2009… Bir dükkân kilisenin önünde bekleyen Korhan ve Murat… Azınlıklara ve gayri müslimlere yönelik cinayetler işleyen suç hücresinin iki üyesi.

Bir yanda artan Ergenekon operasyonları ve sonuçlarından duydukları kaygı. Murat işi kazasız belasız atlatıp alacakları parayı düşünürken, Korhan kilisenin papazını vuracak olan Kofik’in bu işi beceremeyeceğinden endişeli. Her ikisi de biliyor ki operasyonun ucu er geç onlara dokunacak.

Hücrenin bir başka üyesi Şeyhmus’un ihaneti korkularını gerçeğe dönüştürür. Şeyhmus, suç örgütünün lideri Paşa’ya ait bir hard disk çalar. Hard diskin içindekiler, yeni bir operasyon dalgasına sebep olacak kadar önemlidir. Hem polis hem de Paşa hard diskin peşindedir. Korhan ve Murat’ın yeni görevi bu hard diski geri almaktır. “Hile Yolu” yazısını okumaya devam et

Kars Öyküleri

BEŞİBİRYERDE SİNEMA: Kars Öyküleri

Türkiye sinemasının genç kuşağının gözde yeteneklerinin imzalarını taşıyan değerli bir çalışma olan “Kars Öyküleri” 30 Eylül 2011 de gösterime giriyor. “Kars Öyküleri” komedi, dram, hiciv, trajedi ve politik sinema türlerinden öğeler içeren beş ayrı öykünün beş ayrı yönetmen tarafından sinemaya aktarıldığı bir Kars mozaiği.

“Sonbahar” filmi ile yurtiçinde ve yurtdışında büyük ilgi gören, birçok prestijli festivalden de ödülle dönen yönetmen-senarist Özcan Alper’den Kars’ın Digor ilçesinde, bir kışın ortasında, baharın ve sıcaklığın ilk habercisi gibi filizlenen bir gençlik aşkının hikâyesi: Moto Guzzi.

Zehra Derya Koç’tan, annesinin ölümüyle çocukluğunun geçtiği eve dönen Nazlı’nın, acıklı ve dokunaklı çocukluk anılarıyla yüzleşmesinin hikâyesi: Kül.

Ülkü Oktay’dan girişimci küçük bir kızın pek de istekli olmayan civciviyle birlikte Ankara’ya gitme planları: Zilo.

Ahu Öztürk’ten büyükannesinin cenazesi için köye gelen genç bir öğrencinin, ailesi ile ilgili daha önce hiç bilmediği bir sırrı keşfedişinin öyküsü: Açık Yara.

Emre Akay’dan,  “Sporcu” lakaplı ünlü bir çiftçinin, bu lakabı almasının absürt öyküsü: Küçük Bir Hakikat. “Kars Öyküleri” yazısını okumaya devam et