Kapının Diğer Tarafı – The Other Side of the Door

KAPININ DİĞER TARAFI

Kapının Diğer Tarafı, sessiz sakin bir hayat yaşayan ailenin trajik bir kaza sonucu genç oğullarını kaybetmesinin hikayesi. Bir türlü teselli bulamayan anne, kaybettiği oğlunu geri getirecek bir ritüel olduğu keşfeder ve ona son kez veda edebilmek ister.  Bunun için eski bir tapınağa gider, bu tapınağın kapısı iki dünya arasındaki geçiş olarak kullanılmaktadır. Ama kadın, kapıyı ritüel bitmeden açmaması gerektiği uyarılarına uymamıştır ve sonucunda ölüm ve yaşam arasındaki dengeyi bozmuştur.
Yaşam ve ölüm arasındaki ince çizgi, yazar-yönetmen Johannes Roberts’ı uzun zamandır büyülüyordu. Kendisi, kapının diğer tarafında yaşamış “ruh” kavramını hisseder ve araştırmaya koyulur.  “Yasaklanmış şeylerle ilgili hikayeleri seviyorum. Çatı katına çıkma, gece yarısından sonra yaratıkları (Gremlin) besleme – neyin ne zaman nerede olacağını merak ediyorsunuz. ”
STORAGE 24’ün elinden çıkan filmin Hindistan’da bulunan Medient Stüdyoları ile ortak finanse edilmesi, Roberts’ın filmini Hindistan’da çekmek istemesine sebep olur ve Hint kültürünü araştırmaya başlar. Robert terk edilmiş bir Hint kasabası olan Bhangarh’da geceleri ziyaret edilmemesi istenen bir tapınak olduğu duyumunu alır. Bu ona ilham kaynağı olur. “Kapıda uyarılma hissi ve gün batımından sonra ölülerin yürüdüğü bir kasaba fikri çok hoşuma gitti” diyor Roberts. Bu sırada partneri Ernest Riera ile senaryo çalışmalarına başlıyor. “Kapının Diğer Tarafı – The Other Side of the Door” yazısını okumaya devam et

Katilin Yüzü – Faces in the Crowd

KATİLİN YÜZÜ / FACES IN THE CROWD

HAFIZANIZ PARAMPARÇAYKEN KATİLDEN NASIL KAÇABİLİRSİNİZ?

‘The Fifth Element’, ‘Resident Evil’, ‘Million Dolar Hotel’ gibi filmleriyle tanınan güzel aktris Milla Jovovich’in başrolde oynadığı  “KATİLİN YÜZÜ / FACES IN THE CROWD” 7 Ekim 2011 de vizyona giriyor.

Konu:  Bir gece evine dönerken sokakta bir cinayete şahit olan Anna, dehşet içinde kaçmaya çalışırken katil tarafından saldırıya uğrar. Gözlerini hastanede açan Anna, şoku atlatmaya çalışırken çevresindeki insanları tanıyamadığını fark eder. Yüz körlüğü olarak da bilinen Prosopagnozi hastalığına yakalanmıştır. Baktığı bütün yüzler sürekli değişmektedir, artık erkek arkadaşı dahil kimseyi tanımamaya başlayan Anna için günlük hayat tam bir kaosa dönüşmüştür. Geride tanık bırakmak istemeyen seri katil ise bu sırada çoktan Anna’nın peşine düşmüştür. “Katilin Yüzü – Faces in the Crowd” yazısını okumaya devam et