Frost / Nixon

Tom Hanks’li “Da Vinci Şifresi”nin ve En iyi film Oscar’ını kazanan “Akıl Oyunları”nın yönetmeninden Beşer dalda Oscar ve Altın Küre ödülü adayı “FROST / NIXON” 30 Ocak 2009’da Türkiye Sinemaları’nda gösterilmeye başlanıyor
“FROST / NIXON” Yılın En iyi dram filmi, yönetmeni, erkek oyuncusu (Langella), senaryosu ve özgün müziği dallarında Altın Küre ödülüne aday gösterilmiştir. Filmin ödül adaylıkları arasında ABD Oyuncular Derneği’nin yılın en iyi oyuncu ekibi ve erkek oyuncusu da (Langella) bulunmaktadır.
Amerika’da 1977 yılının yaz aylarında yayınlanan David Frost / Richard Nixon söyleşileri, Amerikan televizyon tarihinde bir haber programına en çok izleyici çeken program olmuştu. Dört akşam üst üste yayınlanan söyleşi serisini 45 milyondan fazla insan seyretti.
Gözden düşmüş eski başkanları Richard Nixon’ın düşünce sistemine göz atmak isteyen ve eski başkanın istifasına yol açan görev suistimallerinden haberdar olan izleyiciler, adeta “sözlü boks maçını” çağrıştıran söyleşiler sırasında ekrana kilitlendiler. Bu söyleşi programı için herşeyini ortaya koyan iki adam da sadece birisinin kazanacağını biliyordu.

Ekranda yayınlanan efsanevi tartışmanın ardından söyleşi sanatında devrim yaşandı. Politikanın yüzü değişirken eski başkanın yaptığı bir itiraf tüm dünyayı şaşırttı. Yaptığı bu itirafa büyük ihtimalle Nixon’ın kendisi bile şaşırmıştı.

Onurunu kurtarma mücadelesi veren gözden düşmüş eski bir başkan ile televizyon dünyasında isim yapmaya çalışan bir playboy habercinin ekranlardaki tarihi röportajını/düellosunu konu alan “Frost / Nixon”ın yönetmenliğini “A Beautiful Mind”, “Cinderella Man” ve “Apollo 13” gibi dev yapımların Oscar ödüllü usta yönetmeni Ron Howard üstlendi. Başkan Richard Nixon’ı Frank Langella’nın; televizyon sunucusu David Frost’u Michael Sheen’in oynadığı filmin senaryosunu Peter Morgan yazdı.

Filmde sadece milyonlarca izleyiciyi ekran başına kilitleyen röportajlara yer verilmekle yetinilmedi. Aynı zamanda bu röportajların perde arkası manevraları, taraflar arasında haftalarca devam eden müzakere süreçleri de ekrana yansıtıldı.

Beyaz Saray’dan ayrılmak zorunda kaldıktan sonra Richard Nixon üç yıl sessiz kalmıştı. Ancak 1977 yılına gelindiğinde çok özel bir söyleşi için kamera karşısına geçmeyi kabul etti. Başkanlık yaptığı döneme ait cevapsız kalmış soruların yanısıra, başkanlığını sona erdiren ünlü Watergate skandalıyla ilgili sorulara da cevap verecekti. Nixon itiraflarını yapacağı yayıncı olarak Frost’u seçmekle herkesi şaşırttı. Bu tercihi yaparken aslında neşeli,hafif,eğlendirici,rahatlatıcı, izleyicilerine mesaj değil masaj sunan programlarıyla tanınan İngiliz şovmeni kolayca safdışı edeceğini; Amerikalıların gönlündeki büyük devlet adamı statüsünü yeniden kazanacağını düşünmüştü.

Öte yandan Frost’un ekibinin de, Frost’un Nixon’a karşı yem olmama yeteneği konusunda bazı kuşkuları vardı. Kameralar çalışmaya başladığında Frost ile Nixon arasında müthiş bir zeka savaşı başladı. Ülkenin en büyük rezaletlerinden birisi kabul edilen Watergate Skandalındaki rolüyle ilgili soruları Nixon savuşturabilecek miydi? Peki, Frost gibi genç bir yayıncı, kendi kuşağının en yetenekli,en eski kaşar, en kurt ,en kurnaz politikacılarından birisinin hesap vermesini sağlayabilecek, onu cesurca eleştirebilecek miydi? Söyleşiler sırasında iki erkeğin güvensizlikleri, egoları ve soğukkanlılıkları net olarak ortaya çıktı. İkisi de saf ve yalın gerçeğin en çarpıcı şekilde ortaya çıkması adına her türlü yapmacık davranışı bir kenara bıraktılar.

Nixon’ın ekibinde en önemli rolü, kurmay heyetinin başkanı Yarbay Jack Brennan oynuyordu. “The Woodsman”, “Mystic River” gibi filmlerden tanıdığımız Kevin Bacon’un portresini çizdiği Yarbay Jack Brennan, söyleşilerde uygulanacak strateji konusunda Nixon’a rehberlik yaptı.

Buna karşılık 37. Amerikan Başkanı’ndan hesap sormaya hazırlanan Frost’un ekibinde de birbirinden zeki iki danışman vardı. Bunlardan birisi, söyleşilerin editörlüğünü üstlenen deneyimli gazeteci Bob Zelnick (Bu rolde Oliver Platt oynadı); diğeri ise, Nixon’a muhalif yapısıyla tanınan yazar ve öğretim görevlisi James Reston Jr.’dı. Bu rolde de Sam Rockwell kamera karşısına geçti. Her ikisi de, Frost’un uyguladığı stratejinin mimarı olurken Nixon’ın “gerçek yüzünün” teşhir edilmesi için ne gerekiyorsa yaptılar. Hazırlanan stratejide Frost’un görevleri ise, söyleşi dizilerinin yayın haklarını satmak, televizyon kurumuyla anlaşmak ve soracağı sorular üzerinde çalışmak oldu.

Filmin diğer önemli karakterlerinden Frost’un sevgilisi Caroline Cushing rolünde Rebecca Hall (The Prestige); Nixon’ın menejeri Irving “Swifty” Lazar rolünde Toby Jones (Infamous, The Painted Veil); Frost’un İngiliz yapımcısı John Birt rolünde Matthew MacFadyen (Pride and Prejudice, Death at a Funeral) kamera karşısına geçtiler.

Universal Pictures’ın sunduğu, Working Title Films – Imagine Entertainment yapımı “Frost / Nixon”ın yapımcılığını “Atonement” ve “United 93”ten tanıdığımız BAFTA ödüllü Tim Bevan ile Eric Fellner ile birlikte Oscar ödüllü yapımcı Brian Grazer (A Beautiful Mind, American Gangster) birlikte gerçekleştirdi. Ayrıca filmin yönetmeni Ron Howard da yapımcı olarak görev yaptı.

“Frost / Nixon”ın kamera arkasında Ron Howard filmlerinin olmazsa olmazı kabul edilen birinci sınıf ekipler görev yaptı. Görüntü yönetmenliğini “Cinderella Man”, “The Da Vinci Code” ve “The Missing”ten tanıdığımız Salvatore Totino; prodüksiyon tasarımlarını Oscar ödüllü tasarımcı Michael Corenblith; kostüm tasarımlarını Emmy ödüllü tasarımcı Daniel Orlandi gerçekleştirdi. Kurgu editörlüğünü “Apollo 13”, “A Beautiful Mind” ve “Cinderella Man”den tanıdığımız Mike Hill ile Daniel Hanley üstlenirken müziklerini Hans Zimmer (“Backdraft”, “The Da Vinci Code”) besteledi.

PRODÜKSİYON ÖNCESİ

Frost / Nixon’ı Hayal Etmek: Söyleşilerden Sahne Oyununa

Senaryo yazarı Peter Morgan’ın, David Frost ile Richard Nixon’ın dünyasına ilk kez ilgi duyması 1992 yılında oldu. David Frost’un televizyonda yayınlanan biyografisini izleyince, 1977 yılında yayınlanan Richard Nixon söyleşi serilerinde ünlü yayıncının kurnaz ve şeytani politikacı rakibini alt etmeyi başarmasından etkilenmişti.

Kraliçe 2. Elizabeth, İnsan eti yiyen yamyam Uganda lideri Idi Amin ve 8. Henry gibi dünya figürlerinin insani boyutu üzerinde uzun süredir çalışma yapmasıyla tanınan Peter Morgan, “Frost / Nixon”un senaryosuna hazırlanırken sadece eski başkan Nixon’la ilgili araştırma yapmakla yetinmedi, aynı zamanda onun en büyük rakibi David Frost üzerine de odaklandı. İngiliz televizyonunun playboyu olarak tanınan David Frost’un tüm kredibilitesi ve bundan sonraki kariyeri, bu söyleşiden bir itiraf çıkartma fırsatında yatıyordu.

Frost ile Nixon’ın birbirine zıt yaşamlarından etkilenen Peter Morgan, bu iki adamın öyküsünün en iyi sahne oyunu formatında anlatılabileceğine inanıyordu. Senaryoyu bu formata uygun tasarladığı takdirde söyleşileri, iki tarafın silahlarının sözcükler ve fikirler olduğu gladyatör savaşları şeklinde yansıtabilecekti.

Morgan ele aldığı konuyla ilgili araştırmasını şu sözlerle dile getiriyor: “İki tarafın bu söyleşiye çok sıkı hazırlandığı bir kampa girme dönemi olduğunu gördüm. Tıpkı satranç veya boks maçına hazırlanan rakipler gibi aralarında stratejik bir mücadele vardı. Söyleşi sahnelerini onların kullandığı gerçek sözcüklerle yazmanın mümkün olduğunu düşündüm. Ancak yine de bir yarışma havasının kendine özgü iniş-çıkışlarını simgeleyen detaylarla oyunu ve senaryoyu örerek yapılandırmak doğru olacaktı.”

Filmin dramatizm boyutunu artırmak amacıyla Frost ile Nixon’ın sosyal iletişim becerileri üzerinde odaklandığını belirten Morgan, bu yönde yaptığı keşifleri şu sözlerle açıklıyor:

“İkisi de en temel anlamda birbirinin tam zıttı gibiydi. Eğer Nixon’ın politikacı kimliğiyle insan kimliğini birbirinden ayırırsanız iletişim kurmakta ve dost edinmekte zorlanan ,antisosyal bir insan görürsünüz. Buna karşılık Frost’un yaşam tarzı kesinlikle sosyaldir. İnsanlarla kolay iletişim kurmak, arkadaş edinmek onun doğasında vardır. Nixon ise tam tersidir. İnsanlardan kuşku duyar, kolay incinir, başkalarına pek yakın durmaz. Mutsuz evliliği olan çok yalnız bir adamdır.”

Morgan senaryoyu yazarken orijinal söyleşilerde bulunmuş çok sayıda insanla kapsamlı konuşmalar yaptı. Bunlar arasında Sir David Frost’un kendisi ve yakın çevresi de vardı. Ağustos 2006’da İngiliz Guardian gazetesine konuyla ilgili bir söyleşi veren Morgan, “Konuştuğum herkes olayı kendine göre anlatıyordu. Hatta söyleşi esnasında odada bulunanlar dahi farklı versiyonlardan bahsetti. Kamera önü veya arkasıyla ilgili olarak kesin gerçek yoktu. Bu nedenle anlattığım olaya kendi hayal gücümü katma konusunda rahat davrandım” diyordu.

PRODÜKSİYON HAKKINDA

“Frost / Nixon”ın sahne versiyonunun Broadway’deki kapanış tarihi 19 Ağustos 2007 olarak belirlenmişti. Açılışından dört ay sonraya gelen bu tarihte -sahne oyununun kapanmasından beş gün sonra- filmin çekimlerine başlandı.

“Frost / Nixon”u çekmeye hazırlanan yapımcıların kesin bir kararı vardı: Film versiyonunda Richard Nixon ile David Frost’un portresini tiyatro sahnesinde olduğu gibi yine Frank Langella ve Michael Sheen çizecekti. Yönetmen Ron Howard bu kararın gerekçesini şu sözlerle açıklıyor:

“Bu iki rolü Michael ile Frank’in alacağı kesindi. Zaten iki aktör arasındaki uyumu, hazırlık ve araştırma sürecini dikkate alırsak bu iki rolde başka aktörlerin oynayabileceğini hayal etmek bile imkansızdır. Sahnede neredeyse iki yıldan beri Frost ve Nixon olarak yaşadılar, filmde de öyle oldu.”

Richard Nixon rolünde Frank Langella

Performansını ortaya koyarken Nixon’ı taklit etmek yerine hata yapabilir bir adamı yorumlamak istediğini söyleyen Frank Langella, rolüne hangi açıdan yaklaştığını şu sözlerle açıklıyor:

“Karşımdaki en büyük zorluk elbette Nixon’ın artık hayatta olmamasıydı. Dolayısıyla onunla konuşma şansım yoktu. Bugüne kadar oynadığım her rolde uyguladığım yaklaşımı burada da hayata geçirdim. Karakterlere şu açıdan bakarım: Ruhu nasıldır? Kalbinin ve beyninin derinliğinde neler olup biter? Herhangi bir karakterin portresini çizerken onun bir politikacı, müzisyen veya seri katil olmasına bakmazsınız. Sonuçta hepsi birer insandır ve hepsinin ruhu, kalbi ve beyni vardır.”

Langella sözlerine şöyle devam ediyor: “Bugüne kadar portresini çizme ayrıcalığına sahip olduğum karakterler arasında Richard Nixon en büyüleyici olanıydı. Ona fena halde kafayı taktım. İçindeki kötü ruhun ne olduğunu bulmaya çalıştım. Nixon’ın sıradan bir insan olmayışını sevdim. Zaten o dönemin tüm politikacıları öyleydi. Hepsi barut fıçısı gibi, zor, komik görünümlü, tuhaf adamlardı. Günümüz politikacılarına kıyasla mizaçlarını(kişisel özelliklerini,karakterlerini,huylarını,saplantılarını) daha çok ortaya koyarlardı.”

Oscar ödüllü yapımcı Brian Grazer ise, Nixon rolündeki Langella’nın performansını şu sözlerle değerlendiriyor: “Langella’nın sergilediği Nixon portresinde gerçeküstü (sürreal) birşeyler vardı. Her zaman düşük perdede olan ses tonundan tutun da, sadece Nixon’ın yapabileceği hafifçe gülümsemeye kadar en küçük detayları bile büyüleyici şekilde ortaya koydu. Başka bir aktör oynasaydı o rol kolaylıkla Nixon’ın ucuz bir yorumuna dönüşebilirdi. Ancak Langella, bunları Nixon’ın bildiğimiz ikonik tavırlarıyla birleştirirken Nixon’ın savunmasız anlarına derin bir duyarlılık katmayı başardı. Öyle ki, Frank Langella’yı seyrederken aktörün ortadan kaybolduğunu, portresini çizdiği çelişkili ve şeytani adamın ortaya çıktığını görüyorsunuz.”

Langella’nın karşısına çıkan zorluklardan birisi, sahne oyunundan film kamerasına geçiş süreci oldu. Deneyimli aktör bu zorluğu nasıl aştığını şu sözlerle açıklıyor:

“Bir karakteri senaryo sayfalarından alıp sahne ortamına taşırken çok özel oyunculuk sorunlarıyla mücadele etmek zorundasınız. Nixon karakterini tiyatro sahnesinde 360 defa oynamıştım. Dolayısıyla Nixon’ın kişilik yapısı konusunda ruhumun derinliğine kadar işleyen bir iç ritme ulaştım. Ancak kamera önünde çok farklı bir ortam vardı. Sahnede iliklerime kadar işleyen bazı özellikleri bir yana atıp yeni pencereler açmak zorundaydım. Bazı unsurları korurken bazılarından vazgeçmek suretiyle yepyeni bir yaklaşıma ulaşmak benim için son derece heyecan verici oldu.”

David Frost rolünde Michael Sheen

Tıpkı Langella gibi, David Frost rolünde kamera karşısına geçen Michael Sheen açısından da zorlu bir çalışma süreci vardı. Film kamerası karşısında Frost kimliğine bürünürken sahneye kıyasla çok daha rahat olduğunu kabul eden Michael Sheen, rolünü şu sözlerle yorumluyor:

“Sahnedeyken neredeyse bir yıl boyunca bu karakterle birlikte yaşadım. Sahneden çıkıp film aşamasına geçerken Frost’ta gözlemlediğim temel özellikler fazla değişmedi. Ortada sadece izleyici açısından fark olduğunu düşünüyorum. Sahnedeyken salondaki izleyiciye; filmde ise kameraya karşı oynuyorsunuz. İkisi arasındaki en büyük fark, sahnede sanki uçakta veya Beyaz Saray’daymış rolü yaparken filmde uçak ve Beyaz Saray setlerinde olup rolünüzü orada yapıyorsunuz.”

Michael Sheen sözlerine şöyle devam ediyor: “Gerçek hayatta var olan karakteri oynamak, beraberinde bazı sorumlulukları da getirir. Senaryo yazarına karşı sorumluluğunuz vardır. Ayrıca portresini çizdiğiniz gerçek insana karşı da sorumluluğunuz sözkonusudur. Ancak gerçek insandan aldığınız bazı gerçek özelliklerin öykü akışına yardımcı olduğuna da kuşku yok. Eğer Frost karakterini aşırı becerikli yapmış olsaydık, Nixon ile yaptığı söyleşiler esnasındaki gerilim ve merak boyutu yok olacaktı. Bu nedenle gerçek Frost’tan sadece bazı belirli unsurları alıp oynadım.”

David Frost’un Araştırma Ekibi

Richard Nixon ile yapacağı dört bölümlük röportaj serisi için David Frost’u hazırlayan 3 kişilik araştırma ekibi rollerinde Matthew Macfadyen, Oliver Platt ve Sam Rockwell oynadı.

Kısaca LWT olarak bilinen Londra Weekend Television’da yayınlanan Weekend World adlı programın editörü John Birt rolünde Matthew Macfadyen kamera karşısına geçti. Aynı zamanda BBC’nin genel direktörü de olan John Birt, İngiliz televizyonlarının güçlü figürlerinden birisiydi. Televizyonlarda 30 yıldan fazla süre görev yaptıktan sonra 2001 ile 2005 yılları arasında İngiltere Başbakanı Tony Blair’e özel danışmanlık da yapmıştı. Frost/Nixon röportajlarının yapımcısı olan John Birt, büyük mücadele için program sunucusunu hazırlayan ekibi organize eden kişiydi.

Deneyimli gazeteci Bob Zelnick rolünü ise Oliver Platt üstlendi. Ulusal Devlet Radyosu’nun eski büro şefi olan Bob Zelnick, Frost ekibine yardım amacıyla Nixon’ın iç ve dış politikasını araştırma görevini almıştı. Nixon ile ilgili konularda ayaklı ansiklopedi gibi olmasıyla tanınıyordu.

Bu rolde kamera karşısına geçen Oliver Platt, “Frost / Nixon” projesine neden sıcak baktığını şu sözlerle açıklıyor: “Ron Howard beni arayıp Peter Morgan’ın senaryosundan film yapacağımızı söyleyince heyecandan yerimde duramadım. Sadece bu bile ilgimi çekmeye yetti. Yüksek kaliteli bir filmde harika aktörlerle beraber oynama fırsatını çok cazip buldum. Üstelik benden önce Frank, Michael, Kevin, Matthew, Sam gibi dev aktörler sözleşme yapmışken ben devre dışı kalamazdım.”

Aralarında “The Conviction of Richard Nixon: The Untold Story of the Frost / Nixon Interviews” adlı kitabın da bulunduğu 13 kitabın ünlü yazarı James Reston Jr rolü ise Sam Rockwell’e verildi.

Richard Nixon’ın Ekibi

Film yapımcılarını bekleyen bir başka zor görev, Richard Nixon’a hazırlık sürecinde yardım eden karşıt araştırma ekibini oynayacak oyuncuları bulmaktı. Bu ekipte Amerikalı ünlü oyuncu Kevin Bacon ile İngiliz karakter aktörü Toby Jones’un oynamasına karar verildi.

Nixon’ın ekibinin kurmay başkanlığını yapan emekli subay Yarbay Jack Brennan rolünde kamera karşısına geçen Kevin Bacon, bu karakterin önemini şu sözlerle açıklıyor:

“Röportaj serisiyle ilgili kurallar ve altyapı belirlenirken Nixon’ın temsilciliğini Brennan yapmıştı. Nixon’ın deniz kuvvetlerine karşı özel bir ilgisi vardı. Bu nedenle Beyaz Saray’dayken çevresinde bir deniz subayı olmasını istemişti. Nixon istifa ettikten sonra Jack Brennan ile bağlantısını kopartmadı ve kurmay heyetinin başkanı olmasını istedi. Dolayısıyla Brennan onun her zaman sağ kolu oldu.”

Richard Nixon’ın menejerliğini yapan ve Frost ile yapacağı söyleşi karşılığında rekor ücret talep eden ünlü menejer Irving “Swifty” Lazar rolünde İngiliz karakter aktörü Toby Jones oynadı. Aralarında Humphrey Bogart, Lauren Bacall, Cary Grant ve Gregory Peck’in de yer aldığı o dönemin ünlü starlarına menejerlik yapan Irving Lazar, edebiyat dünyasından Hemingway, Capote, Nabokov, Odets, Saroyan ve Tennesse Williams’ın menejerliğini yapıyordu. Ayrıca Cole Porter, Ira Gershwin ve Madonna gibi müzik yıldızlarının da menejerliğini yapmasıyla menejerlik dünyasında efsane isim olmuştu.

David Frost’un Kız Arkadaşı Caroline Cushing Rolünde Rebecca Hall

David Frost’un  birçok sevgilisinden biri olan Caroline Cushing rolünde İngiliz oyuncu Rebecca Hall kamera karşısına geçti. Jet Sosyete dünyasının ünlü siması Howard Cushing’in eski karısı olan Caroline Cushing’in Frost ile tanışması, Nixon röportaj serilerinin başlamasından kısa süre önce gerçekleşmişti. Sonraki yıllarda da onun sevgilisi olarak kaldı. Köşe yazarı Liz Smith’in eski sekreteri olan Caroline Cushing, ilerleyen süreçte Caroline Graham adıyla Hollywood’un başarılı editörlerinden birisi oldu.

Rebecca Hall rolüne hazırlanırken neler yaptığını şu sözlerle anlatıyor: “Caroline ile tanışıp konuşma fırsatı bulduğumda onun hakkında mümkün olduğu kadar çok bilgi toplamak önemliydi. Ancak aynı zamanda Peter Morgan’ın senaryosunun kurgusal bir yanı da vardı. Öyküye olabildiğince katkıda bulunmam gerekiyordu. Oynadığım karakterin gerçek kimliğine çok fazla takılıp kalmamalıydım.Öykünün en iyi şekilde anlatılabilmesi için neyin önemli, neyin önemsiz olduğunu ayırabilmem şarttı.”

Filmin diğer rollerindeki oyuncular :

* Nixon’ın Beyaz Saray yıllarında özel asistanlığını yapan ve Frost röportajlarına hazırlanmasına da yardımcı olan tarihçi yakın dostu Frank Gannon rolünde Andy Milder;
* Nixon’ın başkanlık yaptığı dönemde basın asistanlığını üstlenen Diane Sawyer rolünde Kate Jennings Grant;
* Nixon’ın röportaj ekibinde baş araştırmacı görevini üstlenen Ken Khachigian rolünde Gabriel Jarret;
* Nixon’ın röportaj ekibinde yer alan eski Beyaz Saray sözcüsü Raymond Price rolünde Jim Meskimen;
* Nixon’ın mutsuz evliliğini yürüttüğü karısı Pat Nixon rolünde Patty McCormack.

Frost / Nixon’ın Dünyasını Filme Çekmek

Bir sahne oyununu beyazperdeye aktarmanın çeşitli zorlukları vardır. Bunun üzerine bir de öykünün geçmiş yıllarda geçmesi eklenince zorlukların katlanarak artması kaçınılmaz olur. Ancak bir periyod/dönem filmi çekmenin yönetmene, görüntü yönetmenine ve tasarımcılara getirdiği çeşitli faydalar da vardır. Sahnede var olmayan gerçekliği yaratma fırsatı bulurlar. Bu yüzdendir ki, gerçek mekanlara açılan Ron Howard ve prodüksiyon ekibi, Morgan’ın senaryosunu kıtalar arası düzeyde filme çekme fırsatı buldular.

Böyle bir filmin kendisi açısından, “sahne ortamını sokaklarda hayata geçirmek” anlamını taşıdığını ifade eden yönetmen Ron Howard, uyguladığı yaklaşımı şu sözlerle açıklıyor:

“O dönemi yeniden yaratırken yapmaya çalıştığımız şeylerden birisi, mümkün olduğunca otantik olabilmekti. Prodüksiyon tasarımcımız Michael Corenblith ve kostüm tasarımcımız Daniel Orlandi, o çağa ait unsurları ortaya koyarken seçici davrandılar. Parodiye kaçmadan işlerini yaptılar. Aslında 70’li yıllardan küçük küçük parçaları ortaya çıkartma yöntemini uyguladık. Araştırmalarımız sonucu elde ettiğimiz o döneme ait fotoğrafların işaret ettiği yolda ilerledik.”

Tasarım ve Kamera Çalışması

Sanat departmanının yaptığı çalışmalar küçük ve büyük olmak üzere iki farklı boyutta gerçekleşti. Tiyatro sahnesinde Frost ile Nixon arasındaki röportajlar, sadece iki sandalyeyle iki kameranın var olduğu neredeyse bomboş denebilecek küçük bir ortamda meydana gelmişti. İki adamın yakın çekimleri zaman zaman büyük ekrana projeksiyonla yansıtılıyordu. Ancak tiyatroda inandırıcı olan bir ortamın sinema ekranında/beyazperdede aynı başarılı sonucu vereceğine kesin gözüyle bakılamazdı.

Prodüksiyon tasarımcısı Corenblith’in bu konudaki yorumu şöyle: “1977 yılında televizyonda yayınlanan gerçek Frost / Nixon röportajlarıyla kıyaslanmamız kaçınılmazdı. Bu nedenle izleyicinin aklında 1977’den kalan herşeyi yeniden yaratmak için büyük zorluklar çektik diyebilirim. Setleri hazırlarken en ince detayına kadar özen gösterdik. Odanın röportaj yapılan bölümündeki en küçük tuğla, en küçük set parçası, masadaki bitkinin yaprağına kadar her ayrıntıya dikkat etmek zorundaydık. Ancak röportajın yapıldığı yerin dışındaki diğer kesimlerde çok çeşitli özgürlüklerimiz vardı.

Corenblith sözlerine şöyle devam ediyor: “Tarihin izini sürmenin ve görselliğe dönüştürmenin bir yöntemi de, o dönemin iki efsane isminin ayak izlerini takip etmekten geçiyordu. Bu filme her kesimden izleyici gelecek. Aralarında 1977 doğumlular da olacak, 1977 yılında çalışanlar da… Bu nedenle o dönemden belleklerde kalan herşeye sadık kalmalıydık. Ayrıca belgelerde yeri olan ve tarihe mal olmuş bir olayla ilgilendiğimiz için o olayı en doğru ve en tarafsız şekliyle sunmak gibi bir zorunluluğumuz ve yükümlülüğümüz vardı. 70’li yılların ortamı bugüne kadar defalarca yeniden canlandırıldığı için klişelere düşmemek adına dikkatli olmalıydık. Kısacası karikatürize etmeden karakter çalışması yapmamız gerekliydi.”

Kostüm tercihleri de ayrı bir zorluk oluşturdu. O döneme ait 100 figürün kıyafetlerini tek tek hazırlama görevini üstlenen kostüm tasarımcısı Daniel Orlandi, yaptığı çalışmayla ilgili şu bilgiyi veriyor:

“1977 yılında kentin en gözde restoranı Ma Maison’du. Tüm starlar oraya giderdi. O romantik zamanları ve mekanları yeniden bir araya getirmek keyifli oldu. Eski Hollywood’un elit kesiminden her tipte insanın yanısıra yıldızı yeni parlayan insanları da giydirdik. Ayrıca çok güzel smokini içerisinde televizyoncu ve playboy David Frost karakterini ve muhteşem gece kıyafetiyle koluna giren Caroline Cushing karakterini giydirmek ayrı bir zevk oldu.”

Görüntü yönetmeni Sal Totino ise, film için uyguladığı kamera çalışmasında belgesel tadı sağlamak için gayret gösterdi. O döneme özgü otantizmi sağlayan detayları sunmayı hedeflediğini kaydeden Sal Totino, yaptığı çalışmayı şu sözlerle açıklıyor:

“Röportaj sırasında her dakikanın yoğun ve gergin geçtiğini hepimiz biliyoruz. Küçük detaylara verdiğim önem, o sahnedeki drama boyutunun yükselmesine yardımcı oldu. Otomobiller üzerindeki yansımaları kullanmak suretiyle yağmur damlaları gibi küçük detaylara kadar özen gösterdik. Bu filmde uzak merceklere dayalı bir yaklaşım uygulamaya çalıştım. Bu da filmin daha samimi olmasını sağladı.”

“Frost / Nixon”ın 40 gün olarak planlanan çekim takvimi, 38. çalışma gününün sonunda 17 Ekim 2007 günü tamamlandı.

Filmde anlatılan öyküyü yıllar önce yazmaya başlayan senaryo yazarı Morgan, ortaya çıkan sonuca izleyicinin neden ilgi duyacağını şu sözlerle yorumluyor:

“Eğlence olgusunu ciddiye alan yaklaşımın getirdiği sorumluluğu aldım. Umuyorum ki, filmin getirdiği sürprizler, tıpkı tiyatro oyununda olduğu gibi izleyicide birtakım çok özel duygular uyandıracak. Yetişkinlere yönelik sofistike eğlencenin de keyifli olabileceğini hissedecekler. Düşünürken eğlenmenin, eğlenirken düşünmenin tadına varacaklar.”

Bir yanıt yazın