İNTİKAM YOLU
“Drive Angry”
Gişe rekortmeni My Bloody Valentine 3-D’nin ardındaki ikili, Patrick Lussier ve Todd Farmer’ın yeni filmi, 69 model turboşarjlı bir Dodge Charger ‘a atlayan bir babanın, kızını vahşice öldüren ve bebeğini kaçıran şeytani tarikat liderinin peşine düşmesini anlatıyor. Cehenneme giden otobanda kanlı bir yolculuk olan Drive Angry/İntikam Yolu göz çıkaran, kemik kıran 3-D teknolojisi ile birlikte taş gibi arabaları, büyük silahları ve buruk bir mizahı beğeninize sunuyor.
Firari bir suçlu olan John Milton (Nicolas Cage) tek kızını küçükken terk etmiştir. Şimdi bebek yaştaki torununu, bir sonraki dolunayda kurban etmek isteyen kana susamış tarikattan kurtarmak için yeri göğü birbirine katacaktır.
Onları bulmak için sadece üç günü kalmışken, cani sahte mesih Jonah King (Billy Burke) ve şeytana tapan müritlerinin izini bulmak için sıkı bir arabası ve amansız bir sağ kroşesi olan güzel garson Piper’dan (Amber Heard) yardım ister.
Zaman azaldıkça, Milton ve Piper acımasız katilleri, çılgına dönmüş polis memurlarını ve sadece Muhasebeci olarak bilinen gizemli ve ölümcül figürü (William Fichtner) atlatarak Colorado’dan Louisiana’ya kanlı bir iz bırakır. Neredeyse insanüstü bir güçle dolan Milton, günahlarının bağışlanması için karşısına çıkan bu son fırsatta, King ve havari ordusuyla karşılaşacaktır.
Drive Angry/İntikam Yolu’nun başrollerinde Akademi Ödülü® sahibi Nicolas Cage (Leaving Las Vegas, National Treasure), Amber Heard (Pineapple Express), William Fichtner (Crash, Black Hawk Down), Billy Burke (The Twilight Saga), David Morse (Disturbia) ve Tom Atkins (My Bloody Valentine 3D) yer alıyor. Patrick Lussier (My Bloody Valentine 3-D), orijinal senaryosunu Todd Farmer’la (My Bloody Valentine 3-D) birlikte yazdığı filmin yönetmenliğini üstleniyor. Filmin görüntü yönetmeni Brian Pearson (I Am Legend). Editörler Devin C. Lussier (Prince of Persia: The Sands of Time) ve Patrick Lussier. Prodüksiyon tasarımcısı Nathan Amondson (Tekken). Kostüm tasarımcısı Mary E. McLeod (Resident Evil: Apocalypse). Filmin orijinal müzikleri Michael Wandmacher’a (Piranha) ait.
Yapımcılar René Besson (The Mechanic), Michael De Luca (Ghost Rider, Brothers) ve Avi Lerner (The Expendables, Brooklyn’s Finest). Yürütücü yapımcılar Boaz Davidson (The Expendables), Danny Dimbort (Stone), Adam Fields (Donnie Darko), Joe Gatta (Solitary Man) Diego Martinez (The Bad Lieutenant: Port of Call—New Orleans) ve Trevor Short (The Mechanic).
Film ABD’de Summit Entertainment tarafından, seçilen uluslararası bölgelerde ise Warner Bros. Pictures tarafından gösterime sunulacaktır.
YAPIM HAKKINDA
Yönetmen Patrick Lussier ve yazar Todd Farmer, birlikte hazırlayacakları ikinci projeyi daha ilki, My Bloody Valentine 3D gişede başarı kazanmadan önce tasarlamaya başlamışlardı. Dünya çapında 100 milyon dolardan fazla hasılat yapan korku filmini çekmenin kazandırdığı deneyim, onlara yeni yeni gelişen 3-D formatının daha derinine inmeleri ve teknolojinin nereye kadar gitmelerine olanak sağlayacağını görmeleri için ilham verdi.
Konuşmanın yönü ikisinin de çocukluklarından beri sevdikleri, adrenalin yüklü aksiyon filmlerine kaydığında, Drive Angry/İntikam Yolu’nun fikri doğmuş oldu. “Todd’la birlikte bir sonraki projemizin ne olacağı konusunda beyin fırtınası yapıyorduk,” diyor Lussier. “1967’den 70’lerin ortalarına kadar yapılmış, Steve McQueen ve Charles Bronson gibi isimlerin rol aldığı aksiyon filmleri hakkında konuşmaya başladık. Bu filmlerde metalin metalle mücadele ettiği, harika araba takip sahneleri vardı. O zamanlar bilgisayar destekli görüntüler yoktu; o yüzden arabaların içinde, onları mümkün olan en hızlı biçimde süren adamlar olduğunu biliyordunuz. Biz de bu havayı 3-D ile yakalamak istediğimize karar verdik.”
Farmer ve Lussier başarılı korku filmleri yazmıştı. İkisi de aksiyon türünde şimdiye dek herhangi bir deneyim sahibi olmadıkları halde, ikisi de uzun süredir türe hayrandı. “Yazmak için L.A.’e taşındığımda, aksiyon filmleri yazacağımı düşünüyordum,” diyor Farmer. “Büyürken izlediğim türde filmler yazmak istiyordum ama artık o tarz filmleri çekmiyorlardı. O filmlerin en ilginç yanlarından biri, kahramanın her zaman iyi biri olmayışıydı. Bugünlerde, kahraman tertemiz olmalı ama benim kitabımda kimse tertemiz olamaz. Kahraman kötü adam olduğunda, yazması da eğlenceli oluyor. Bu, oyuncuların diş geçirebilecekleri roller yazmamıza olanak tanıyor.”
1970’lerin tarzında bir yol filmine 3-D teknolojisi eklendiğinde, heyecan faktörünü arttırabileceklerini ve izleyicileri yarattıkları hareket ve şiddet dolu dünyaya çekebileceklerini fark ettiler. Lussier “bu bir aksiyon filmi, bir yol filmi, 70’lerin filmlerine bir dönüş,” diyor. “Böyle bir şey daha önce 3-D ile yapılmamıştı. İzleyiciyi Nic Cage’le birlikte direksiyon başına geçiriyoruz. Amber Heard ve Billy Burke’le karavana binip bir temiz dayak yiyecekler.”
Teknolojiyi ve tekniği bu düzeye taşımak, Lussier ve Farmer’ın seve seve kabul ettiği bir sınavdı. Farmer, “Daha önce öğrendiklerimizin üzerine bir şeyler koymaya karar verdik çünkü bu bizim çıktığımız ilk rodeo değil,” diyor. “Bazı 3-D filmler 3-D’nin cazibesine sırtını yaslar, bazıları da insanı içine çeker. My Bloody Valentine biraz daha cazibeye dayalı olabilir ama teknoloji o kadar geliişti ki o zamandan beri yapılan filmler eşsiz bir dünyaya bakış halini aldı. Drive Angry/İntikam Yolu ile, ikisini de yapmak istedik.”
Yapımcılar yola kızını kurtarmak için hapisten kaçan bir kötü adam olan anti kahramanları John Milton’la çıktılar. “İntikam arayışındaki normal bir adam ve onu bulacak.” diyor Farmer.
Ama kısa süre sonra, Lussier ve Farmer öyküyü ayakları yere basan bir dramdan doğaüstü bir ödeşme arayışına dönüştürdü. Milton’ın peşinde olan ve Muhasebeci olarak anılan karanlık figür, evrim geçirerek güçlü ve sıra dışı bir güce dönüştü. “Sonunda, Muhasebeci karakteri Milton’ın geldiği yerde değişti,” diyor Lussier. “Karaktere doğaüstü bazı özellikler verdik ve bu da bizi Nic’in karakterinin… başka bir yerden geldiği fikrine götürdü..”
Farmer, “Fikir üzerinde konuşurken, peki ya kaçtığı yer hapisane değilse? diye düşündük,” diyor. “Ya Cehennem’se? Görselleri bir düşünsenize!”
Ellerinde senaryoyla görüştükleri, fikri cazip bulan çok sayıda yapımcı arasında Michael De Luca da vardı. Hollywood’un en üretken yapımcılarından biri olan De Luca’nın imza attığı filmler arasında Ghost Rider, 21, eleştirmenler tarafından beğenilen Brothers ve yakında gösterime girecek olan Priest, Moneyball ve Fright Night bulunuyor. “Mike De Luca’dan istediği değişiklikleri içeren notlar istedik,” diyor Farmer. “Hiçbir şey yoktu. Sadece, çekelim şunu dedi. Bunu daha önce hiç duymamıştık.”
De Luca şöyle anlatıyor: “Senaryoyu okuduğumda, filme almamız gerektiğini biliyordum. Benim izlemek istediğim türden bir filmdi. Ayrıca, arabaları çok seven Nicolas Cage’in de senaryoya bayılacağından emindim.”
Yapımcılar, John Milton için gözlerini Akademi Ödülü sahibi oyuncuya diktiler. Lussier, “De Luca’yla ben Drive Angry/İntikam Yolu’nu Nic’le konuşmaya başladığımız anda, filme bizim kadar tutkuyla yaklaşacak bir ortak bulduğumuzu biliyordum,” diyor. “Filmimiz için kusursuz bir kahraman olacaktı.”
Paranormal olaylara karşı ilgisi uzun süredir bilinen Cage, Ghost Rider, Knowing ve The Sorcerer’s Apprentice gibi filmlerde doğaüstü temalara el atmıştı. “Ama bu senaryo beni çok şaşırttı,” diyor Cage. “Daha önce okuduğum hiçbir şeye benzemiyordu ve bu harikaydı. Beni epey rahatsız etti ve ilgimi çekti.
“Drive Angry/İntikam Yolu adrenalin, yoğunluk ve komedi dolu,” diye ekliyor. “Filmin gittiği uç noktaların yanında komik bir çizgiye de sahip olması hoşuma gidiyor. Bu karışık tavrından utanmıyor. Bazı sahnelerde insanların kendilerini tutamayıp güleceklerini umuyorum. Bu kesinlikle gece yarısı seansına gelen izleyiciler için hazırlanmış bir film; ben de gece yarısı seyircisi için film yapmayı seviyorum.”
Drive Angry/İntikam Yolu’nda John Milton genç ve güzel bir kadının sürdüğü, takviye edilmiş bir arabayla ülkeyi boydan boya geçiyor. “Bu bir intikam ve bağışlanma yolculuğu, Milton da gizem içinde bir gizem,” diyor Farmer. “Bunu, Milton’ın olayının ne olduğunu asla tam olarak bilemeyeceğiniz şekilde tasarladık. Kendisine kızını hatırlatan güzeller güzeli genç bir kadınla güçlerini birleştiriyor. Ama ülke boyunca yapılan bu yolculukta cinsel bir yan yok. Bu, özünde bir baba kız hikâyesi—bol R sınıfı aksiyon, kan, çıplaklık, seks ve başka her şey.”
Yazarlar, öykülerini taşıyacak dört benzersiz karakter oluşturdu. Lussier, “Burada sıra dışı olan şey, her karakterin bir dereceye kadar kötü olması,” diyor. “Billy Burke’ün oynadığı baş kötü, Jonah King tamamen kötü ve acayip eğlenceli bir tip. Milton’a yolculuğunda katılan Piper, dinle ilgisi olmayan, şiddete meyilli ve seksi. William Fichtner’in canlandırdığı Muhasebeci, Milton’ı adım adım takip ederek Milton’ın görevi ne olursa olsun onu avlamaya çalışıyor. İşi Milton’ı Cehennem’e geri götürmek. Onu götürmeli ki hesaplar dengelensin.
“Yanılayım demeyin, Milton çok kötü biri,” diyor Lussier. “Asil bir iş yapmaya çalışan kötü bir adam. Cehennem’e gitmeyi hak etmiş. Oraların bürokrasisini yürütenler onu geri götürmek için ne gerekiyorsa yapıyorlar ve peşinde olduğu şeyi veya nedenini zerre kadar umursamıyorlar.”
Milton ve Muhasebeci, pek çok açıdan benzerlik taşıyor ve avcıyla avın klasik yakınlığını taşıyorlar. Farmer “Bir bakıma ikisi aynı kişi,” diyor. “İkisi de hedef odaklılar. Milton bebeği geri almak istiyor; yoluna kim çıkarsa çıksın, kimi kullanırsa kullansın, kime eziyet ederse etsin, çiğnesin, öldürsün önemi yok. Muhasebeci de Milton’o geri almak istiyor; bunu başarması neye mal olursa olsun. Ve ne gariptir ki, filmin sonuna doğru ikisi de başarılı olmak için birbirlerine yardım etmeleri gerektiğini anlıyor.”
Altı eyalette zamana karşı yapılan bir yarışta yol boyunca ortalığı birbirine katarlar. Farmer “İnsan doğasının gerçekten karanlık, korkutucu bir yanı var,” diyor. “Dediğim gibi, bu herkesin, kahramanın bile kötü olduğu bir film. Ama kötülük derecelerini yazmak bizim için, canlandırmak da oyuncular için çok eğlenceli oldu. Özünde bir bağışlanma hikâyesi ama başladığında tüm karakterler tehlike altında.
“İzleyici kitlemiz aksiyon merkezli, heyecanlı yolculukları seven ya da güçlü baş kadın karakterler görmek isteyenlerden oluşuyor,” diye devam ediyor. “Amber Heard, Piper rolünde silah kullanmaktan ya da yumruklarıyla bir adamı yere yıkmaktan korkmuyor. Yapması gereken şeyleri yapmak için ne gerekiyorsa yapıyor.”
Lussier ve Farmer, kendileri için senaryo yazdıkları ve bunun izlemek istedikleri türden bir film olduğu konusunda aynı fikirdeler. Yönetmen “Bunu bir lunapark treni olarak düşündük,” diyor. “İnanılmaz derecede şiddetli, tehlikeli, haşin karakterler hakkında ama en önemlisi, eğlenceli. Arkanıza yaslanın, emniyet çubuğunuzu kiiltleyin ve enfes bir yolculuğa hazır olun..”
KADRO HAKKINDA
Drive Angry/İntikam Yolu’nun amansız toprakları, hedeflerine ulaşmak için asla durmayacak, zeki ve uzlaşmaz karakterlerle dolu. Karakterlerin her birinin zayıf değil güçlü yanlarıyla öne çıkması, onları Hollywood’un en iyi isimlerinin peşine düşeceği, arzu edilen roller haline getiriyor.
Lussier “Bu kadroya sahip olduğum için kendimi inanılmaz derecede şanslı hissediyorum,” diyor. “Başlangıç olarak, kızı acımasız bir tarikat lideri tarafından vahşice öldürülmüş bir adam olan John Milton rolünde Nicolas Cage var. Sadece kızının ölümünün intikamını almak değil, aynı adam tarafından kaçırılmış olan bebek torununu da kurtarmak istiyor. Amacına ulaşmak için çıktığı yolda, Milton bu çocuğu kurtarmak için çabalarken aman vermeyen bir doğa olayına dönüşüyor.”
Yapımcılar Cage’in kişiliğinde role doğal bir zekâ, korkutucu bir hırs ve insani öğeler getiren bir oyuncu buldular. “Nic, Milton’ı, ne kadar acımasız hale gelirse gelsin merhamet duyabileceğiniz biri haline getirdi,” diyor yönetmen. “Bir performans sanatçısı olarak kendini karaktere o kadar veriyor ki ne kadar vahşice olursa olsun yaptığı işten gözünüzü alamıyorsunuz..”
Cage sete tamamen hazırlanmış gizemli John Milton’ın gerçekte kim olduğuna dair fikirleriyle donanmış olarak geldi. Farmer “Şu sahne hakkında düşünüyordum diyor ve replikleri sayıp dökmeye başlıyordu,” diyor. “Tüylerim ürperiyordu çünkü Milton haline gelmişti. Bizim yazdığımızdan çok daha iyiydi. Çoğunlukla oyuncular gelir ve sizi olduğunuzdan daha iyi gösterirler. Nic’in filmde kesinlikle yaptığı da buydu.”
Lussier’in 3-D teknolojisine ve görsel tasarıma olan yakınlığının, Cage’in projeyi kabul etmesinde payı vardı ama aktörün filme dahil olma kararı almasında yönetmenin oyuncularla çalışma konusundaki hislerinin rolü de azımsanamazdı. Cage, “Oyuncuları yönetmenin altın kuralını biliyor,” diyor. “Bozuk değilse düzeltmeye çalışma ve oyuncuları kendi hallerine bırak. Yaptığımız iş konusunda kendimizi iyi hissetmemizi sağladı ve devreye girip bir şeyleri şekillendirmesi gerekirse, bunu yaptı. Patrick tüm oyuncuları fikirlerini ifade etmeleri konusunda teşvik etti ve hepsini dansa dahil etti. Bu süreç nefes almama imkân tanıdı.”
Milton’ın cehennem kaçkını aracının işi bittiğinde, hızlı bir arabaya ve kötü bir mizaca sahip, canlı bir garson olan Piper’a yanaşır. Lussier, “Milton birinin yardımına ihtiyacı olduğunu biliyor,” diyor. “Piper’ı seçiyor çünkü kız, Milton’ın ihtiyaç duyduğu her şeye sahip. Kızın hayatı beklenmedik yönlere savruluyor; o yüzden Milton’a katılıyor ve ikisi birlikte aynı yolun yolcusu oluyor.”
Tüyler ürperten maceraları sırasında, Milton ve Piper birbirlerine sıkı bir şekilde bağlanır ama ikisi arasındaki ilişki asla romantik bir hale bürünmez. “Bu, kızını yüzüstü bırakmış olmayı telafi etmeye çalışan bir adamın öyküsü,” diyor Lussier. “Piper rolü için Milton’u kusursuz bir şekilde tamamlayacak, aynı zamanda kızı yerine geçecek birini istedik. Farklı aktrisleri gözden geçirirken, Amber Heard çabucak öne çıktı. Güzelliğinin yanında inanılmaz bir tavrı, cazibesi ve vahşiliği var.”
Senaryoyu aldıktan sonra, Heard’ün Drive Angry/İntikam Yolu’nun özel bir film olacağını fark etmesi gecikmedi. Aktris, “Hiç böyle bir karakter okumamıştım,” diyor. “Piper kovboy çizmesi giyen, ağzı bozuk, silah taşıyan, Charger süren, altın kalpli bir kasaba lokantası garsonu. Piper basmakalıp bir karakter değil ve öyle olduğunu söyleyecek olursanız ağzınızın orta yerine yumruğu yapıştırır. Silah kullanmaktan veya inandığı şeyleri savunmaktan korkmuyor.
“Piper bu filmin kalbi,” diye ekliyor aktris. “Gerçekten değişim geçiriyor ve Milton’ı da değiştiriyor. Milton’ın yolculuğunu olağanüstü ölçüde etkiliyor; aralarında kurulan bağa getirdiği güç olmasa, bunu yapamazdı.”
Heard’ün birlikte sunduğu cesaret ve savunmasızlık ile oyunculuk yeteneği, Piper rolü için biçilmiş kaftan olduğuna Cage’i ikna etti. “Amber aynı anda hem sempatik hem de gerçekten sert olmayı başarabiliyor; karakteri canlandırmak için gereken şey tam da bu,” diyor Cage. “Ayrıca Piper’a verdiği hüzünle ona yakınlık duymanızı sağlıyor. Piper hayatta pek iyi muamele görmemiş ve Amber bunu yansıtabiliyor. Milton’la Piper filmde bir ortaklık ilişkisi içindeler. Birlikte çok korkunç bir duruma düşen iki kişiler.”
Gerçek hayatta, Heard yüksek performanslı bir spor araba kullanmasının yanında, Piper’ın başka işe yarar becerilerine de sahip. “Örneğin, gezegendeki her silahı kullanabilir,” diyor Lussier. Karakteri için hayatının bir bölümünden ilham aldı; bu da Piper’a umduğumuzdan daha fazla derinlik kazandırdı.”
Kendini bir “Teksaslı kız” olarak tanımlayan Heard, filmi hayatının fırsatı olarak gördüğünü söylüyor. “Hızlı arabaları, büyük silahları, gürültüyü, doğaüstü soslu ve sınır tanımayan aksiyonu, 69 model bir Charger’ın direksiyonundaki Nic Cage’i seviyorum,” diyor. “Nic birlikte çalıştığım oyuncuların içinde en hazırlıklı olanı. Sete geldiğinde, en iyi performansını da beraberinde getiriyor. Bu kadar çok şeyi bir arada almak çok nadir rastlanan bir şey; o yüzden minnettarım. Böyle bir arabanın içindeyken cennetteyim sanki. Aslına bakarsanız, Charger model arabayı görür görmez filme vuruldum.”
Sıra dışı karakterlerin arasında herhalde en beklenmedik olanı, Wiliam Fichtner’ın canlandırdığı Muhasebeci. Milton’ı geri getirmesi için Cehennem’den gönderilen Muhasebeci’nin, doğaüstü gücünü düşüncesiz bir gösterişle kullanması, onu film boyunca karanlık ve eğlenceli bir varlık haline getiriyor. Fichtner, “Okuduğum en havalı, en heyecan verici, en orijinal senaryoydu. Vahşi ve uçuk karakterler öyküyü sürüklüyor ama tüm karakterlerin orada olmak için duygusal bir nedeni var. Böyle harika bir senaryoyla, gereken her şey önünüzde; size de sadece senaryoyu hayata geçirirken eğlenmek kalıyor,” diyor.
Ama Muhasebeci gibi bir rol için nasıl bir araştırma yapılır? Fichtner “Karakterime referans olacak bir şey yok aslında,” diyor. “Bu adam için örnek teşkil edecek bir arketip yok. Boşlukları doldurmak için hayal gücünüzü kullanmanız gerekiyor. Patrick ve Todd’la bu konuda konuşurken, böyle bir özgürlüğa sahip bir oyuncu olarak harika vakit geçirdim.
“Karakteri oluştururken bir sürü parçayı bir araya getirdik. Örneğin, Muhasebeci insanüstü bir şekilde hareket etmeyi biliyor. Hareket halindeki bir arabandan çıkıp gayet zarif bir biçimde yürümeye devam edebiliyor. Etk yapmam gereken bir seferde bir parça bulup çok basit bir şekilde yapmaktı; sonra parçaların hepsi bir araya gelip filmde gördüğünüz karakteri oluşturuyor.”
Milton’ın kızını öldüren ve aynı şeyi torununa da yapmayı planlayan cani demagog Jonah King’in de bir görevi vardır: Kıyameti getirmek. Müritlerini, bu cesur yeni dünyayı yöneteceklerine ikna etmişlerdir. “İlk taslakta, Jonah daha çok bir sahtekârdı,” diyor Farmer. “Yaptığımız diğer değişikliklerle birlikte, onu da yeniden yazdık ve söylediği her şeye inanan biri haline getirdik.”
King’i canlandıran Billy Burke, senaryoyu ilk okuduğunda verdiği tepkiyi anlatırken şöyle diyor: “Bu filmi gerçekten yapıyorlar mı? Muhteşem bir çizgi roman gibi okunuyordu ama bir çizgi roman uyarlaması değildi ve okudukça daha da muhteşem oluyordu. Bugün yapılan pek çok filmin sınırlarını kat kat aşıyor.”
Lussier, Burke’ün deneme çekiminin odadakileri hayran bıraktığını söylüyor. “Okuması inanılmazdı. Aksanı, racon kesişi baştan çıkarıcı, korkutucu ve aşırı derecede güçlüydü. Bana deneme çekimine kadar sesli prove yapmadığını söylediğinde çok şaşırdım..”
Oyuncu, yarattığı karakter için gerçek hayattan, simge haline gelmiş birkaç kaynaktan ilham aldı. “Jonah denen bu adamın kim olduğunu düşündüğümde, parçalar alabileceğim gerçek insanları gözden geçirdim,” diyor. “En başta tarikat lideri Jim Jones’u düşündüm çünkü ne derse desin insanların kendisine güvenmelerini sağlıyordu. Üstelik, bununla birlikte bu adam kendi çapında bir rock yıldızı olduğuna inanıyor—o yüzden biraz da Jim Morrison’dan yararlandım.”
Burke de Lussier’in oyuncularından en iyi performansı almayı bilen bir yönetmen olduğunu söylüyor. “En baştan ne yaptığımı anlıyormuş gibi görünüyordu. Ondan sonra iş karşılıklı saygıya dönüştü. Patrick, rol için istediği adamı tutuyor ve ortaya koyacağı iş konusunda ona güveniyor. Bir görüşü var. Ne istediğini biliyor. Bunun dışına çıkacak olursam, beni geri dizginliyor ya da daha fazlasına ihtiyacı varsa şöyle bir dürtüyor. Bu, güven telkin ediyor.”
GÜÇLÜ ARABALARA GÜÇ VERMEK
Colorado’dan Louisiana’ya, Drive Angry/İntikam Yolu’ndaki karakterler klasik yüksek performanslı otomobillerden, son hedeflerine hızla yol aldıkları bir karavana kadar her türden araçla yola düşüyor. Drive Angry/İntikam Yolu’nda bulunan, yüzyılın ortasına ait, güçlendirilmiş araba meraklılarının hoşuna gidecek araçlar arasında bir 1969 Dodge Charger, bir 1971 Chevelle, bir 1964 Riviera, bir 1957 Chevy, bir Morgan konsept araba, tonlarca kamyon, bir Lincoln, bir hidrojen tankeri ve hatta bir Hyundai Sonata bulunuyor.
Lussier, “Ben araba meraklısı biri değilim,” diye itiraf ediyor. “Ama güçlü arabaların görünüşünü beğeniyorum; 3-D’de çok daha hayranlık uyandırıcı görünüyorlar. Uzun hatları ve kıvrımları, 3-D formatına gayet iyi uyuyor.”
Ancak arabaların bile deneme çekiminden geçmesi gerekiyordu. Drive Angry/İntikam Yolu’nun ilk senaryosu, “kahraman arabası” olarak bir Pontiac GTO içeriyordu ama 3-D testlerinde, 1969 Charger ondan çok daha iyi sonuç verdi. “Charger 3-D’de muhteşem görünüyor; o yüzden değiştirdik,” diyor Farmer. “Charger’ın hatları, tekerlekleri ve her şeyi 3D’de çok güzel görünüyor.”
Saygı duruşunda bulundukları 70’lerin aksiyon filmlerinin verdiği hissi daha iyi yakalamak isteyen yapımcılar, heyecan verici araba takiplerini ve ölüme meydan okuyan dublör sahnelerini bilgisayar destekli görüntüler yerine gerçek efektlerle çektiler. “Bu, Nic Cage’in trafiğin tersi yönde araba sürmesi, bağırması, mümkün olan en hızlı şekilde giderken slalom yapması anlamına geliyordu,” diyor Lussier. “Nic inanılmaz bir sürücü. En zoru, ona ayak uydurmaktı; çünkü çok hızlı sürdü ve aracı çok zorladı.”
Cage, setteki tek araba meraklısı değildi. “Ben bir Mopar severim” diyen Fichtner, bu sözcüğü hem “motor parçaları”nın kısaltması hem de Chrysler’ın parça imalat kolunun adı olarak kullanıyor. “İnsanlar telefonumda oğlumun resmi var mı diye sorduklarında, onlara hayır ama 1970 model Road Runner’ımın resmi var diyorum. Sette birbirinin eşi dört adet 69 model Charger ve çok güzel bir1970 SF Chevelle var. Bu arabaları süremediğim için hayal kırıklığına uğradım ama polis arabaları ve bir hidrojen tankeri sürdüm; bu da çok sıkı bir tecrübe oldu.”
Amber Heard, rolü için bu güzel arabaların direksiyonuna geçme fırsatını hayatta kaçırmazdı. “Tüm eğlenceyi dublörümün yaşayacağı ihtimaline katlanamıyordum,” diyor. “Gone in 60 Seconds’ı yapmış olan dublör koordinatörümüz Johnny Martin’le çalıştık. Bana pati çekme, takla atma, kuyruk savurma, araba parçalama veya sıçrama gibi öğrenmemeniz, normal hayatta kaçınmanız gereken pek çok şey öğretti. Dövüş eğitiminde de aynısını yaptık. Johnny’yle birkaç seans çalıştım ve birkaç yumruk attım. Belki içimdeki Teksaslı sayesindedir ama birkaç dakikada hazır oldum.”
Oyuncuları ve otomobilleri güvende tutmak için her önlem alındıysa da Heard’ün her şeyi denemeye hevesli olması, yönetmeni endişelendirmişti. “Amber çok korkusuz biri, bu da biraz endişe verici olabiliyor,” diyor Lussier. “Korku sağlıklı bir şey—sizi hayatta tutar. Yapılması gereken her şey için, ben yapabilirim diye yanıt verdi.
“Mümkün olduğu kadar güvenli bir ortamda çalışmaya dikkat ettik,” diye devam ediyor. “Kadromuzla birilikte arabaları da korumak zorundaydık. “Elimizdeki muhteşem eski otomobillerin sınırlarını zorladık.”
Yönetmen, en az 50 yıllık arabalardan bu tip şeyler beklemenin riskli olduğunu söylüyor. “Onları formda tutmak bazen zor oluyordu. Bir arabanın geriye doğru uçtuğu bir sahne çekiyorduk ki kardan mili düşüverdi. O noktada çekimi durdurup mili yerine taktırmamız gerekti. Bu tip şeyler bir kereden fazla oldu.”
Farmer “Bir sürü arabayı elden geçirdik,” diyor. “Çekimlerin sonuna doğru, setin yanında arabalarımızdan oluşan büyük bir hurdalık meydana gelmişti. Bu sadece yanında çekim yaptığımız bir araba mezarlığı değildi. Prodüksiyondan geriye kalan bir şeydi.”
Filmin gerektirdiği en zor fiziksel sahneler için, sektörün en iyi şoförleri ve dublörleri görevlendirildi. “En iyi araba sürücüleri, en iyi araba sıçratanlar, en iyi yangın dublörleri,” diyor Farmer. “Hepsi bizdeydi. Listeye bakıp sonu gelmeyen isimleri gördüğünüzde, devasa bir bütçeye sahip olduğumuzu sanırsınız. Her açıdan harikaydılar. Onlar, bu konuda birer doğa olayından farksız ve istediğiniz hiçbir şey onlar için çok zor değil. Film çok daha iyi görünüyor çünkü hayatlarını ortaya koyuyorlar.”
Film, My Bloody Valentine 3-D’de kullanılan Paradise FX sistemi ile, 3-D olarak çekildi. Bu kez, Lussier sistemi öncekinden çok daha ileri götürme fırsatını elde etti. “İnsanı tamamen içine çekiyor,” diyor. “Filmin sonunda keşmekeş ve kargaşa var. Her yerde patlayan dumanlar var; filmi 3-D olarak izlediğimde, sonradan 3-D’ye çeviremeyeceğimizi biliyordum. Tüm bu derinlik katmanlarını sonradan inşa edemezdiniz ama 3-D olarak çektiğinizde, her şey mümkündü.”
Filmin yıldızlarının hiçbiri, daha önce 3-D kameralar karşısında çalışmamıştı. “Bunu çekici kılan şey kısmen formatla neler yapabileceğimi düşünmek oldu,” diyor Cage. “Bu yeni bir şey deneme fırsatıydı. Etkiyi en üst düzeye çıkarmak için hareketlerinizi genişletip uzatmayı düşünmeye başlıyordsunuz. Bu çok yaratıcı bir şey, neredeyse dans gibi.”
Oyuncular, 3-D devriminde bir lider olarak gördükleri Lussier’in deneyimine güveniyordu. Cage “O bir 3-D püritanı” diyor. “Sadece 3-D kameraları kullanarak film çekiyor. Format sayesinde otomobillerin ve kıvrımlarının güzelliğini gerçekçi biçimde gösterdi.”
3-D teknolojisiyle çalışmak, Heard’ün izleyici deneyimi konusunda daha bilinçli olmasını sağladı. “Normalde, izleyicinin filmi nasıl gördüğünü fazla düşünmem,” diyor Heard. “Ama doğrudan merceğe doğru yumruk atıyor veya kan tükürüyorsanız, dördüncü sırada oturan seyircilerin üzerine tükürüyormuş gibi hissetmelisiniz. 69 Charger’ınızı kameraya doğru geri geri sürerken sinema salonunun ön yarısının koltuklarında sıçrayacağını bilmek, izleyiciyle etkileşim içinde olduğunuzu hissettiriyor. Filmi ilk kez 3-D olarak izlediğimde, Gözlüklerimi takmış en ön koltukta oturuyordum ve aklım başımdan gitti. Bu her şeyi değiştiriyor.”
Fichtner “Patrick çok güçlü bir vizyona sahip,” diyor. Yarattığı dünyada bir ciddiyet var. Karanlık bir enerjiyle hayat buluyor. Buna 3-D teknolojisini eklediğinizde, gerçekten çok heyecanlı oluyor. Seksi. Havalı. Gerçekten vahşi.”
Drive Angry/İntikam Yolu Shreveport, Louisiana’da ve civar bölgelerde çekildi. “Bu 200 milyon dolarlık bir film olmadığından, her konuda akıllıca davranmalıydık,” diyor Farmer. “Shreveport’ta üslenmek, aksiyonun başladığı Colorado’dan son karşılaşmanın gerçekleştiği Louisiana’ya yolculuk edildiği hissini verecek tüm coğrafi özellikleri bulmamızı sağladı.”
Louisiana’da çekim yapmak, yapımcıların tüm dış sahneler için birer B planı yapmalarını da gerektiriyordu çünkü hava şiddetli ve tahmin edilemez şekilde değişebilirdi. Sık sık olduğu gibi, bazı durumlarda gereklilik ilhamı da beraberinde getiriyordu. Lussier “kritik sahnelerden biri, filmin dönüş noktası başlangıçta dışarıda çekilmek üzere yazılmıştı,” diyor. “Aniden kötü hava koşullarıyla karşılaşırsak mahvolacağımızı biliyorduk çünkü sahnenin dört günlük bir periyot içinde çekilmesi gerekiyordu. Alternatif çözümler aramaya başladığımızda, yolun kenarında, dışında bir mezarlık olan, şaşırtıcı bir eski kilise bulduk.
“Sahneyi, orada geçecek şekilde yeniden yazdık,” diye devam ediyor. “Bu, daha önce yazdığımız sahneden bir milyar kez daha iyi. Çok büyük bir gücü var. Bu gerçek bir sürpriz ve bir lütuftu. Bir engel olarak başlayan şey, filmin en iyi sahnelerinden birini oluşturdu.”
Söz açılmışken, Lussier olağanüstü becerilere sahip ve kendini adayan bir ekip olmasa sınırlı bütçeye sahip, dur durak bilmeyen böyle bir 3-D filmi çekemeyeceğini söylüyor. “Harika bir dublör ekibine, harika bir özel efekt ekibine, harika bir özel efekt makyaj sanatçısına, muhteşem bir teknik ekibe ve yetenekli bir kamera operatörüne gereksinim duyuyorduk,” diyor. “Bu düzeyde bir organizasyon yapmak inanılmazdı. Ekip olarak akıllıca çalışıp orijinal ve heyecan verici şeyler çekmemiz gerekiyordu. Yüksek teknoloji, Michael Bay tarzı aksiyon ve patlamalar konusunda eksiğimiz varsa, onları da saf cesaret ve düşünceyle telafi ettik!”
Resimler: