Asasız Musa

ASASIZ MUSA / MOSES WITHOUT ROD

Yazar, aydın, demokrasi sözcüsü ve aktivist Musa Anter’in yaşamı metafor ve imgelerle sinemada. Mücadelesiyle insanlığa ışık tutan bütünleştirici, uzağı yakın, düşmanı dost kılan Kürtlerin Musa Amca’sı. Asasız Musa, Anter’in yaşam öyküsünden yola çıkıp, onu, yaşam biçimini, evrensel barışçıl yaklaşımını Aydın Orak’ın özgün yorumuyla beyaz perdeye taşıyor. Faili meçhul bir düşünce adamının bitmeyen, yaşayan mücadelesi Asasız Musa. “Asasız Musa” yazısını okumaya devam et

Dünyada 20.000 Gün – 20.000 Days on Earth

DÜNYADA 20.000 GÜN – 20.000 DAYS ON EARTH

40 yıldır müzik yapan şarkıcı, söz yazarı ve besteci Nick Cave’in bir efsane olduğu kesin! Dahası, o bir kültür ikonu, senarist ve tarihin en ilginç sanatçılardan birisi. Iain Forsyth – Jane Pollard ikilisinin bu ilk uzun metrajlı filmi  bizi, Nick Cave’in alametifarikasına şahit olmamız için yaşamındaki 20.000. günü izlemeye davet ediyor.
Cave’in sözlerini yazdığı ve ilk melodilerini oluşturduğu bestelerini nasıl canlı bir şova dönüştürdüğüne şahitlik ettiğimiz filmde; sanatçının Kylie Minogue, Warren Ellis ve Ray Winstone gibi isimlerle yaşadığı anlardan samimi ve şık kesitler izliyoruz.
33. İstanbul Film Festivali’nden FIPRESCI Ödülü kazanan film, Sundance Film Festivali’nden de En İyi Yönetmen ve En İyi Kurgu ödülleri ile dönmüştü. “Dünyada 20.000 Gün – 20.000 Days on Earth” yazısını okumaya devam et

Monako Prensesi Grace – Grace of Monaco

Nicole Kidman Tim Roth Frank Langella
19 EYLÜL’DE SİNEMALARDA

HİKAYE HAKKINDA
“Yüzyılın Düğünü”den altı yıl sonra, 1962’deki sette 20. Yüzyılın ikonik prensesi Monako Prensesi’nin 1 yıllık hayatına odaklanıyor. Grace Kelly geçmişi ve o anki hali ile uzlaşmaya çalışıyor; beyaz perdeye olan özlemi ve iki çocuk annesi, monarşik Avrupa Prensliği ve Prens III. Rainier’ın eşi görevleri arasında sıkışıyor. Alfred Hitchcock Grace’in Hollywood’taki kariyerine dönme projelerinin tasarılarını hazırlarken o kendini kişisel bir krizin içinde bulur. Rainer’ın hasta Monako için düşündüğü modernleşme ile birlikte Monako üstünde Fransız vergisi uygulamayla tehdit eden ve prensliğe el koymak isteyen Fransa Başkanı Charles de Gaulle ile iletişim iki yönlü kesildi. Tamamen kontrolden çıkmış uluslararası bir kriz ve Fransa’nın yaklaşan işgali sadece ailesi, evliliği ve ülkesi için değil ama aynı zamanda Grace’in özel hayatı için de kriz sebebiydi. “Monako Prensesi Grace – Grace of Monaco” yazısını okumaya devam et

Çöldeki İzler – Tracks

ÇÖLDEKİ İZLER / TRACKS

John Curran’ın yeni filmi Tracks, Avustralyalı yazar Robyn Davidson’ın kendi anılarını kaleme aldığı aynı adlı kitabından bir uyarlama. Mia Wasikowska’nın Davidson’ı canlandırdığı film, yazarın köpeği ve dört deveyle 1977 yılında Avustralya çöllerinde yaptığı yolculuğu konu alıyor. Adam Driver ise, Davidson’ın yolculuğunu kaydeden National Geographic fotoğrafçısı Rick Smolan rolünde. Film büyüleyici görüntüler eşliğinde nefes kesici bir yolculuğu anlatırken; genç bir kadının meydan okuyuşuyla feminizmden, hikâyenin geçtiği coğrafya nedeniyle sömürgeciliğe kadar pek çok temaya da değiniyor. Yönetmen John Curran, New York’tan Avustralya’ya yerleştiği dönemde, 80’li yıllarda keşfetmiş Robyn Davidson’ın kitabını. Genç kadının bir anlamda kendisini de keşfetmek için yaptığı bu yolculuğu, kendi yolculuğuna çok yakın bulan Curran, yıllar sonra bu uyarlamayı yapmaktan büyük heyecan duymuş. “Çöldeki İzler – Tracks” yazısını okumaya devam et

Geçmişin İzleri – The Railway Man

Oscar Ödüllü Nicole Kidman ve Colin Firth
GEÇMİŞİN İZLERİ’NDE

“Death Railway (Ölüm Demiryolu) olarak bilinen Tayland/Burma Demiryolu inşaatında çalışıp haytta kalmayı başaranların birçoğu savaş sırasında yaşadıkları konusunda sessiz kalmışlardır. Yani en azından gündüzleri sessiz kalmışlardır. Geceleri ise öfke ve kabuslarla geçmiştir. Yıllar sonar Eric Lomax sessizliğini bozmuştur. Askerlik günlerine dönüp hem psikolojik hem de gerçek zebanileri ile yüzleşmiştir. Eric, olağanüstü bir kadının yardımlarıyla kendisine yapılan sorgu ve işkencelerde hazır bulunan subay Takashi Nagase’i arar, bulur ve yüzleşir. Şaşırtıcı hayat hikayesini “The Railway Man” isimli kitapta anlatmıştır. Bu şaşırtıcı hayat hikayesi aslında tuhaf bir ironi etrafında dönmektedir: Eric’in küçük bir çocukken Edinburgh Waverley Gar’ına giren ve çıkan buharlı trenlerden büyülenmesi ile genç bir askerken Ölüm Demiryolu’nda işkence görmesi ve arkadaşlarının demiryolu inşaatında ölümüne çalışmalarına tanık olması. “Geçmişin İzleri – The Railway Man” yazısını okumaya devam et