Son Cellat

Son Cellat, 12 Eylül sonrası askeri cunta yönetimi sırasında, savcı Yusuf ile arabacı Yusuf’un, dönemin eylemci gençlerinin de tutuklu bulunduğu hapishanede gelişen dostluklarını anlatıyor. Bu, onların dostlukla başlayan ve ibretlik bir acıya dönüşen yaşamlarından bir kesitin öyküsü…

Savcı Yusuf (Atilla Saral), devrimci-eylemci oğlu Emre (Haill Kızbaş) ile sürekli bir çatışma halindedir. Baba ile oğlu arasında kalan anne Pervin (Jülide Kural) ise, ne kadar çabalasa da ikisi arasındaki gerilime engel olmaıyordur. Bir gün, anne-babanın korktuğu başlarına gelir ve oğullarını bir çatışmada kaybederler.

Bu acı, anne-babanın da yollarını ayırmalarına neden olur. Yusuf, oğluna sergilediği katı tavırlar nedeniyle suçluluk duygusuna kapılmış, ağır bir travma geçiriyordur. Geçirdiği duygusal değişimle, evde bulduğu oğluna ait “özgürlük” afişlerini sokaklara asmaya çıkar. Ancak oğlunun arkadaşları ile giriştiği bu eylem sırasında yakalanır ve bu çatışmada gerçekleşen bir asker ölümü de Yusuf’un üzerine kalır. Yusuf, artık idamla yargılanan bir mahkumdur. “Son Cellat” yazısını okumaya devam et

Issız Adam

Yönetmenliğini Çağan Irmağ’ın Yaptığı Cemal Hünal, Melis Birkan, Yıldız Kültür, Şerif Bozkurt’un oynadığı Issız Adam, 07 Kasım 2008’de Cine Film dağıtımıyla Most Production tarafından vizyona çıkarılıyor.
Konusu: ALPER 30’lu yaslarda, gurme sayılacak düzeyde yemek kültürü olan kendi restoranının sahibi iyi bir aşçıdır. Lüks yaşamayı seven, işinde başarılı ama özel yaşantısını her gün farklı kadınlarla birlikte olarak düzene koyamamış, hayatını; yaptığı yemekler, günübirlik ilişkiler, paralı kadınlar üçgeninde yaşayan birisi iken… Hayatının akışı, bir gün Beyoğlu’nun arka sokaklarında, aradığı eski plak için bir kitapçıya girmesiyle değişir.

ADA 20’li yaşlarının sonlarında, güzel, çocuk kostümleri tasarlayıp diken, Alper’in modern yaşamının aksine çok mütevazı, hayatta fazla inişleri çıkışları olmayan genç bir kadındır. Bir gün eski bir kitabi bulabilmek için Beyoğlu’nda dolaşırken Alper ile ayni kitapçıya girer. Çapkın bir adam olan Alper, Ada’nın güzelliğinden etkilenir ve Ada’yı takip etmeye başlar. Ada’nın aradığı kitabi bulmuştur. Ada’nın işyerine kadar devam eden takip, Alper’in tanışma bahanesiyle aldığı kitabı Ada’ya vermesiyle son bulur. “Issız Adam” yazısını okumaya devam et

Mükemmel Bir Gün / Un Giorno Perfetto

Konu

Emma ve Antonio iki çocuklu evli bir çifttir ve bir yıla yakın bir zamandan bu yana ayrı yaşamaktadırlar. Antonio eskiden eşiyle paylaştığı evde tek başına kalmaktayken Emma çocukları da alarak annesine taşınmıştır. Bir gece, Palazzo’ya bir baskın ekibi çağrılır. Polis, silâh seslerinin duyulduğu apartmana girer. Mükemmel Bir Gün, hızlı bir akışla, bu anı önceleyen 24 saatte gelişen olayları ve her adımlarında gözetlenen bir grup insanın basit fakat “biricik” yaşamlarını ele alıyor.

Ferzan Özpetek’in merakla beklenen son filmi Mükemmel Bir Gün ilk kez 65. Venedik Film Festivali’nde seyirci karşısına çıkmıştı. “Mükemmel Bir Gün / Un Giorno Perfetto” yazısını okumaya devam et

Rüya / Bi-Mong / Dream

Güney Kore sinemasının simgesi haline gelen usta yönetmen Kim Ki Duk 2004’te Berlin Uluslararası Film Festivali’nde ”Samaritan Girl” (Samaria), Venedik Film Festivali’nde ”3 iron” (Bin jib) ile en iyi yönetmen ; Cannes Film Festivali Altın Palmiye adaylığı başta olmak üzere birçok ödül aldığı 14 film ardından son filmi RÜYA’ya imzasını attı.

Koreli usta Kim Ki-duk’un son dramı DREAM, yine insan ilişkilerine mercek tutuyor. Tıpkı adı gibi, film, bir rüyayla, Jin adlı genç bir adamın gördüğü kâbustan uyanmasıyla başlıyor. Jin, rüyasında bir trafik kazasına neden olmuştur. Uyanıp kazayı gördüğü yere gittiğinde biraz önce orada benzer bir kaza olduğunu fark eder. Bir şekilde kazaya yol açan kişi olan Ran adlı kadınla tanıştığında, aralarında tuhaf bir bağ olduğunu anlar. Jin rüya gördüğünde Ran, Jin’in rüyada yaptıklarını yapmaktadır. Daha önceki eserlerinde olduğu gibi on beşinci uzun metrajlı filmini Kim Ki-duk yine hayaller, hafıza ve aşk temalarını iletişimsizlik üzerine kurduğu çatıyla sunuyor. Jin rolünü Japon indie oyuncu Joe Odagiri, Ran’ı ise Koreli Lee Na-young canlandırıyor. “Rüya / Bi-Mong / Dream” yazısını okumaya devam et