” CHOKE / TIKANMA “

Tüm dünyada büyük yankı uyandıran Dövüş Kulübü (Fight Club) ile büyük bir üne kavuşan Chuck Palahniuk’un “Choke” adlı romanından uyarlanan “Choke/Tıkanma” SUNDANCE FİLM FESTİVALİ 2008 ÖZEL JÜRİ ÖDÜLÜ sahibi başarılı bir kara mizah örneği… Başrollerinde SAM ROCKWELL, ANJELICA HUSTON, KELLY MACDONALD, BRAD WILLIAM HENKE ve JONAH BOBO’nın oynadığı, oyuncu Clark Gregg’in yönettiği  “CHOKE / TIKANMA” 14 Ağustos 2009’da vizyonda

Konu:

Tıp fakültesini bırakan Victor (Sam Rockwell) gündüzleri Kolonyal Dönem’in canlandırıldığı tematik bir parkta çalışan bir seks bağımlısıdır. Pahalı bir bakımevinde kalan Alzheimer hastası annesi Ida’nın (Anjelica Huston) masraflarını karşılamak için “ilginç” bir yol bulmuştur. “” CHOKE / TIKANMA “” yazısını okumaya devam et

Kontes / The Countess

Kontes (The Countess)

Konu:

Aşk, intikam ve gurur arasında kalan kanlı katil Kontes Bathory’nin yükseliş ve düşüşünün öyküsü.

1560 doğumlu kontes, 14 yaşında iken nüfuzlu bir lord ile evlendirilir. Dönemin en güzel, akıllı ve güçlü kadını olarak anılan kontes, erkeklerin hakim olduğu ve sadece onların sözünün geçtiği bir dünyaya başkaldıran bir kadın olarak öne çıktı. Bir davette kendinden oldukça genç olan Istvan’a aşık olur ve tutku dolu bir aşk yaşarlar. Fakat bu mutlulukları uzun sürmeyecektir çünkü Istvan’ın babası Kont Thurzo oğlunu ondan ayırmak için planlar kurmaktadır.

Kontesi, yaşı büyük olduğu için oğlu tarafından sevilemeyeciğine inandırır ve sonunda ancak bakirelerin kanıyla yıkanarak genç kalabileceğine inanmaya başlar. Bir sürü bakire kadın kaleye getirilir ve bir daha da görülmezler. Bu arada Erzebet de giderek daha çok delirir ve takıntılı hale gelir. Sevdiğinin babası tarafından kurulan politik bir komplonun kurbanı olduğunu farkettiğinde ise artık çok geçtir. “Kontes / The Countess” yazısını okumaya devam et

Franklyn

Son dönemin en çok konuşulan fantastik filmlerinden biri olan ve iki paralel dünya arasında gezinen filmin başrollerinde Eva Green (CASINO ROYALE, THE GOLDEN COMPASS, THE DREAMERS), Ryan Phillippe (CRASH, FLAGS OF OUR FATHERS, GOSFORD PARK) ve Sam Riley (CONTROL) oynuyor.

Konu:

Günümüz Londra’sı ile hayali gelecekteki, inanç ve dini fanatizmin hüküm sürdüğü tekdüze bir metropol olan Meanwhile City. Körfez Savaşı gazisi, dini bütün Esser, Londra’nın evsizlerin hükmündeki karanlık sokaklarında kayıp asi oğlunu aramaktadır. Otuzlarındaki Milo, gerçek aşkın saf ve güçlü duygularına tekrar sahip olmak için çabalayıp durmaktadır. Çekici ve yaralı güzel sanatlar öğrencisi Emilia, hayat ve ölümü ayıran ince çizgide gidip gelen intihar konulu sanat projeleri üretmektedir. Şehrin tek ateisti, başına buyruk maskeli detektif Preest sokaklarda intikam peşindedir. Tek bir kurşun, bu dört kayıp ruhun kaderini beklenmedik bir şekilde belirleyecektir. Terry Gilliam dünyasının hissiyatına yakın duran film, gerçek ile hayal arasında ustalıkla gidip gelirken, karmaşık bir senaryo örüyor. Hayat, aşk ve kaybetme duygusuna yönelik bakış açılarımızı sorgulamaya niyetlenen Gerald McMorrow, bu ilk filmiyle şimdiden yeteneğini kanıtlıyor. “Franklyn” yazısını okumaya devam et

Aşka Son Şans / Last Chance Harvey

Aşka Son Şans
ÖYKÜ
New Yorklu Harvey Shine (Dustin Hoffman) zaten gelecek vaat etmeyen ‘jingle’ yazarlığı işini de kaybetmenin eşiğindedir. Patronu (Richard Shiff) tarafından son bir şansı olduğu konusunda uyarılan Harvey, kızının (Liane Balaban) düğününe katılmak üzere hafta sonunda Londra’ya gider ama Pazartesi sabahı önemli bir toplantıya katılmak üzere geri dönmeye, aksi takdirde sonuçlarına razı olacağına söz verir.
Harvey Londra’ya gelir ama kızının kendisini nikah masasına götürmesi için üvey babasını (James Brolin) seçtiğini öğrenir. Uğradığı hayal kırıklığını gizlemeye çalışan Harvey, havaalanına zamanında varmayı umarak nikah kıyılmadan önce düğünden ayrılır ama yine de uçağını kaçırır. Durumu açıklamak için patronunu arayınca, patronu o anda onu işten atar.
Bunun üzerine havaalanındaki barda içerek dertlerini bastırmaya çalışan Harvey, Milli İstatistik Kurumu’nun 40 yaşlarındaki, duyarlı bir çalışanı olan Kate’le (Emma Thompson) muhabbete koyulur. Hayatı işle, utandırıcı tesadüfi flörtlerle ve her gün sayısız kez telefonla arayan annesiyle sınırlı olan Kate, karşılaştığı kadının zekası ve sevecenliği karşısında yeni bir güç bulan Harvey’den etkilenir.
Bu ikili birbirlerinin hayatlarını beklenmedik bir şekilde değiştirdikçe, aralarındaki güçlenen bağ ikisinin hayatına da yeni bir soluk ve heves katar. “Aşka Son Şans / Last Chance Harvey” yazısını okumaya devam et

Harry Potter ve Melez Prens – Harry Potter And The Half Blood Prince

HARRY POTTER ve MELEZ PRENS “Harry Potter and the Half-Blood Prince”

Lord Voldemort’un dönüşünden cesaret alan Ölüm Yiyenler gerek Muggle gerek büyücüler dünyasını kasıp kavurmaktadırlar ve artık Hogwarts eskiden olduğu gibi güvenli bir liman değildir. Harry kalede yeni tehlikelerin kol gezdiğinden şüphelenirken, Dumbledore hızla yaklaştığını bildiği nihai savaş için onu hazırlamaya kesin kararlıdır. Valdemort’un savunmasını kıracak hayati öneme sahip bir bilgiye ulaşabilmek için Harry’nin yardımına ihtiyacı vardır; bu kritik bilgiye sahip tek kişi Hogwarts’un eski İksir Profesörü Horace Slughorn’dur. Bunun farkında olan Dumbledore, daha çok para, daha büyük bir ofis ve de ünlü Harry Potter’a ders verme fırsatı vaat ederek eski meslektaşını okula dönmeye ikna eder.
Bu arada, öğrenciler farklı türde bir hasımla karşı karşıyadırlar, zira hormonları dizginlenemez bir hâl almıştır. Harry uzun süredir dostu olan Ginny Weasley için daha derin duygular beslemektedir ama Ginny’nin erkek arkadaşı Dean Thomas ve ağabeyi Ron önünde birer engel olarak durmaktadırlar. Yine de kendi gönül ilişkileri içinde boğulan tek kişi Ron değildir: Lavender Brown ona bir takım duygular beslerken, kıskançlıktan deliren Hermione her şeye rağmen duygularını göstermemeye kararlıdır. Ama sonra aşk iksirine bulanmış çikolatalar yanlış ellere geçer ve her şey değişir. “Harry Potter ve Melez Prens – Harry Potter And The Half Blood Prince” yazısını okumaya devam et