Halk Düşmanları – Public Enemies

“The Last of the Mohicans”, ”The Insider-Köstebek”, “Heat”,”Ali”, “Collateral” ve “Miami Vice”ın yönetmeninin yeni filmi dev bir oyuncu kadrosunu bir araya getirdi.

Hiçbir yönetmen, zor durumlarda kalan insanların ruh dünyalarını, Michael Mann kadar ısrarlı bir şekilde ve sinemanın gücüyle ele almamıştır. Mann, 30 yıldır sinema dünyasının en ilgi çekici isimlerinden biri ve onun sanatı, sinema üzerinde inkar edilemez bir şekilde etkili oldu. Hırsız, Manhunter, Ali ve Heat’ten Son Mohikan ve Köstebek’e, Collateral ve Miami Vice’a kadar pek çok filmiyle, zamanımızın en önde gelen aktörlerini ikonik rollerde beyazperdeye taşıyan kalıcı dramlar üretti.
Şimdi bugüne kadar ki en iddialı projesi olan gangster efsanesi Halk Düşmanları’yla Michael Mann, günümüzün en yetenekli oyuncularından biriyle (Johnny Depp, Karayip Korsanları ve Sweeney Todd) John Dillinger’ın hızlı ve tehlikeli hayatının hikayesini sinemaya taşıyor.
Filmde Mann, Depp ile bir araya gelerek, mali açıdan zor bir dönem yaşayan ülkede, halkın kendisini yoksullaştırdığını düşündüğü bankaları soyan, zorluklarına çare bulmayı başaramayan yetkilileri atlatan, ülke çapında ilk suçla savaşın başlamasına yol açan, bir grup deneyimli silahlı soyguncuyla baş döndürücü soygunlar, imkansız kaçışlar gerçekleştiren ve karizmasıyla sadece özel bir kadını değil, tüm ülkeyi büyüleyen efsanevi kanun kaçağı John Dillinger’ın hayatını beyazperdeye getirdiler.
Mann, bu destansı aksiyon filminde Depp, Christian Bale ve Oscar ödüllü Marion Cotillard gibi büyük oyuncularla çalışıyor ve son derece iyi hazırlanmış banka soygunlarıyla FBI’dan J. Edgar Hoover (Billy Crudup) ile en iyi ajanı Melvin Puris’in (Christian Bale) bir numaralı hedefi haline gelen Dillinger’ın hikayesini anlatıyor. “Halk Düşmanları – Public Enemies” yazısını okumaya devam et

Tabu – Towelhead

Tabu (Towelhead)

Amerika’da uyarlandığı kitabın adına sadık kalarak TÜRBANKAFA ismi ile vizyona giren TABU, muhafazakarlardan, liberallere izleyicileri şoka soktu. “American Beauty”nin senaristi ve “6 Feet Under”ın yapımcısı Alan Ball, bir kez daha orta sınıf Amerikan ahlâk değerleri ile oynayarak, kimileri için kabûl edilemez, kimileri içinse kusursuz olarak nitelendirilecek yeni bir hınzırlığa imza atıyor. Ortadoğu kökenli,
ancak müslüman olmayan bir baba ve kızının Amerika’nın banliyölerinden birisinde var olma çabasını anlatan TABU, cinsel uyanış, ırkçılık ve iki yüzlü ahlâk değerleri üzerine yapılmış, keyifli bir zihin jimnastiği. “Tabu – Towelhead” yazısını okumaya devam et

Seni O Kadar Çok Sevdim ki… – I’ve Loved You So Long

Seni O Kadar Çok Sevdim ki (Il y a Longtemps Que Je t’aime – I’ve Loved You For So Long)

Konu:

15 yıl boyunca Juliette ve kendisini reddeden ailesinin hiçbir bağı olmamıştır. Hayat onları vahşice ayırmış olsa da, kardeşi Lea ona kocası Luc, babası ve kızları ile yaşadıkları evin kapılarını açar. “SENİ O KADAR ÇOK SEVDİM Kİ…” kadınların güçlülüğü, ileriye dönük olmaları ve kendilerini yoktan varedebilmeleriyle ilgili bir film. Hepimizin sahip olduğu sırlar, içinde bulunduğumuz hapsolma halleri ve paylaşılan yalnızlığa dair bir film… “Seni O Kadar Çok Sevdim ki… – I’ve Loved You So Long” yazısını okumaya devam et

Bir Kadının Seks Günlüğü – Diary Of A Sex Addict

BİR KADININ SEKS GÜNLÜĞÜ (DIARY OF A SEX ADDICT)

SİNOPSİS

Valérie Tasso’nun çok tartışılan romanından uyarlama…

Val iyi eğitimli, yöneticilik yapan, çekici, duygusal ve genç bir kadındır. Tüm bu olumlu özelliklerinin yanında Val’in hayatını oldukça zorlaştıran bir bağımlılığı vardır. Bir nemfoman yani seks bağımlısı olan bu genç kadın doyumsuz cinsel açlığını gidermek için farklı insanlarla ilişki içine girer. En saf duygularını ve en samimi itiraflarınıysa kişisel günlüğünde saklar. Kiminle ve ne zaman isterse birlikte olan bu genç kadın için seks bir yaşam biçimi haline gelmiştir. Bu yaşam tarzı onu aşkın ve hayat kadınlığının en uç noktalarına götürür.
Gösterim Tarihi: 26 Haziran 2009
Dağıtım: Pinema Film
İthalat: D Productions “Bir Kadının Seks Günlüğü – Diary Of A Sex Addict” yazısını okumaya devam et

Kanlı Hesaplaşma – Shinjuku Incident

SHINJUKU INCIDENT – KANLI HESAPLAŞMA
Tokyo’daki göçmen toplulukları belirsiz yaşamlar yaşamaktadırlar. Japonlar onları ne kabullenmekte ne de hoş karşılamaktadır. Popüler topluluklar onlara uzak durmakta, Yakuzalar onların peşini bırakmamaktadır ve göçmen toplulukları günlerini bulunup ülkelerine iade edilme korkusu altında geçirmektedirler.

Kuzey Çin’deki Heilongjian’dan dürüst, çalışkan traktör tamircisi Steelhead için burası yabancı bir dünyadır. Steelhead, kendisinden daha önce Tokyo’ya giden sevgilisiyle irtibatı kaybettikten sonra, Tokyo’ya tehlikeli bir yolculuk yapmaya karar verir.

Xiu Xiu’yu bulmak için Tokyo’nun hassas bir noktasında yeterince uzun yaşamaya çalışan Steelhead, göçmenlerin sadece Japon yeraltı dünyasının değil aynı zamanda Çinli gangsterlerin yaptığı baskı korkusu olmadan yaşamak istiyorlarsa, birleşerek ayakta kalmak zorunda olduklarının farkına varır.

Steelhead, adam gibi yaşama arayışında kendini Yakuza’sıyla karşı karşıya gelip dövüşürken bulur. Kaderin garip bir cilvesi olarak Steelhead aynı zamanda, Xiu Xiu’nun Japon kimliği edindiğini ve Yakuza şefi olmak üzere olan hırslı Eguchi’yle evlendiğini de öğrenir. “Kanlı Hesaplaşma – Shinjuku Incident” yazısını okumaya devam et